DOLAR 34,5467 0.18%
EURO 36,0147 -0.62%
ALTIN 3.005,411,48
BITCOIN 0%
İzmir
20°

HAFİF YAĞMUR

06:24

SABAHA KALAN SÜRE

153 okunma

Yeni Irkçılık Avrupa’daki Türkler için bir tehdit unsuru olabililir

ABONE OL
26/07/2011 22:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yeni Nazizm’in sinyalleri 1992 yılında Kuzey Almanya’nın Mölln kentinde ırkçıların 3 Türk kadınının gece evlerini yakmalarıyla ortaya çıkmış, 7 ay sonra 29 Mayıs 1993 tarihinde Solingen’de 5 yeni ırkçının Genç ailesinin 5 kadın ferdini yakmasıyla genişlemiştir. Yeni ırkçılığın Almanya’daki ilk sinyallerini 2007-2008 yılları arasında gördük. Ludwigshafen’ da aşırı sağcılar bir Türk evini yakarak 11 kişinin ölümüne sebep oldular; fakat göçmenlerden sorumlu Alman Bakan Maria Böhmer  bütün olanaklarını kullanarak bu olayın aydınlanmasını önledi. Yeni Nazizm ve yeni ırkçılığın sinyalleri Avrupa’da 11 Eylül 2001 tarihinde New York’taki saldırılardan sonra ortaya çıktı. Yeni ırkçılığı 5 ana önemli noktada toplayabiliriz:

  1. Yeni ırkçılıkta doktriner liderler ortaya çıkıyor ve bunlar doktrinlerini ya Breivik gibi  1564 sayfalık 3 yıl süren manifestolarda topluyorlar ya da Eski Merkez Bankası ve hala Sosyal Demokrat Parti üyesi Thilo Sarrazin gibi Türkleri ve Müslümanları aşağılayan kitaplar yazarak hem bundan zengin oluyor hem de kendi ülkesinde parti kursa yüzde 18’lik oy alacak bir konuma geliyor. Ayrıca Sarrazin’in görüşlerini Almanya’daki kamuoyu araştırmaları sonuçlarına göre halkın yüzde 75’inin desteklediğini söyleyebiliriz.
  2. Yeni sağın liderleri bu yeni ırkçılığın en önemli destekleyicileri oluyorlar.  AB’deki bazı liderlerin “AB bir Hristiyan değerler topluluğudur, Müslüman bir ülkeye yer yoktur” şeklindeki açıklamaları Breivik gibi kişilerin bundan etkilenerek “Ben de Avrupa’yı Müslümanlar’dan temizleyeyim veya Müslümanlara yeşil ışık yakan sol ve sosyal demokrat partileri cezalandırayım” teorisini içerir.
  3. İslam karşıtı bilimadamlarının yazdıkları kitaplar ve İslam’a karşı haksız suçlamalar yeni ırkçılığı destekleyen görüşler olarak ortaya çıkıyor.
  4. Aşırı sağ partiler artık söylevlerinde daha popülist bir yaklaşım içine giriyor, kitleleri daha fazla etkilemeye çalışıyorlar.  Kendi parti elemanları ırkçı saldırılarda bulunmasa bile belirli gençleri ırkçı saldırılara azmettiriyorlar.
  5. Genç akademisyenler ve orta üstü sınıfta aşırı sağcılık ve ırkçılık gelişiyor ve bunların çocuklarındaki İslam’a ve göçmenlere yönelik saldırıların arttığını görüyoruz.

Norveç, refah düzeyi açısından böyle saldırıların en az beklendiği ülkeler arasındaydı.  Ekonominin büyük krizlere girdiği ve ekonomik çöküşün büyüdüğü Almanya, İngiltere, Fransa ve hatta Hollanda, Avusturya gibi ülkelerde böyle akımların önümüzdeki günlerde şiddetlenmesini beklememize rağmen  tetikleme Norveç’ten geldi.  Cami  düşmanlığı ve İslam düşmanlığının büyük boyutlara ulaştığı İsviçre’nin dışında Almanya, Fransa gibi ülkelerde ekonomik kriz devam ediyor, Almanya’da Türklerin yüzde 22’si fakirlik sınırının altında yaşıyor.  Böyle ülkelerde göçmenlere yönelik ve özellikle sayıları 19 milyonu bulan AB’deki Müslümanlara yönelik saldırıların gelişmesi olasıdır. Bu açıdan Türkiye’ye çok büyük iş düşüyor.  Türkiye, öncelikle 27 AB ülkesindeki büyükelçilerini bir araya getirip bu ülkelerde Türklere ve Müslümanlara yapılacak saldırılar karşısında ne gibi tedbirler alınabileceğini tartışmaya açmalıdır.  İkinci adımda da Avrupa’daki Türk sivil toplum örgütlerini toplayarak yurtdışı Türklerine yönelik atılımlar içine girmeli.    Avrupalı ülkelerle ihracatta ve atılımlarda öncü rol oynayan TOBB, burada yaşayan insanlara iş dünyası açısından da sahip çıkmaktadır.  TAVAK’ın tespitlerine göre AB sınırları içinde yaşayan 144 bin Türk girişimci, önümüzdeki günlerde Türk camilerinde böyle saldırılarla karşı karşıya gelebilir.

 

 

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP