Müzakereci demokrasinin önemli faktörleri olan olarak katılım göstergeleri ile yönetişim göstergeleri Türkiye’de yeni yeni kamu yönetiminin ilgi alanına girmektedir. Katılım Göstergeleri;
şeklinde özetlenebilir. Öte yandan toplumdaki tüm aktörlerin/ilgi gruplarının izlenebilmesi ve karar mekanizmaları içinde birlikte yer alma tercihi, yönetişimin çeşitli boyutlarını ortaya koymaktadır. Nitekim;
Yönetişim göstergeleri içinde ilgi gruplarının bir araya gelerek kamu hizmetlerinde etkinlik ve performansını artırmasının sağlanmasına yönelik geliştirilmiş idari işlemler yer almaktadır. Toplumsal işbirliği göstergelerinin geniş açılımı( Brillantes, Reforma ve Reyes, 2007: 13);
KATILIM GÖSTERGELERİ
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın çalışmalarında “yönetişim” göstergeleri ile “katılım göstergeleri” bir arada listelenmiştir (Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, 2008: 109). Birbiriyle bağlantılı olarak sürdürülebilir demokratik devleti oluşturma amaçlı Dünya Yönetişim Göstergeleri(WGI) projesinde 212 ülke ve bölgede 1996-2007 döneminde yönetişimin altı boyutu (http://info.worldbank.org/governance/wgi/index.asp, erişim: 17.02.2009); çok aktörlü katılım ve sorumluluk, yozlaşmanın kontrolü, ülkede politik istikrar ve şiddetsiz bir ortam/güvenliği sağlanmış toplum, kamu hizmetlerinde etkililik, sürekli kalite, hukuk devleti olarak listelenmiştir.
Belirtilen konular kuşkusuz sürdürülebilir demokratik devlet yönetiminin kurumsal olarak denetlenmesine yönelik yapılanma gerekliliği ile doğrudan bağlantılıdır. Kötü yönetimden kaynaklanan usulsüzlüklerin giderilmesi, kamu denetçiliği (ombudsmanlık) kurumunu öne çıkarmaktadır (Abdioğlu, 2007: 79-85). 13 Ekim 2006 tarih ve 5548 sayılı “Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu” yürürlüğe girmiş ancak Kanunun temel maddesi olan Geçici 1.maddesinin yürütmesi durdurulmuştur (Anayasa Mahkemesi 27.10.2006 tarihli E:2006/140 ve K:2006/33) ve nihayetinde Kanunu Anayasa Mahkemesi oybirliği ile iptal etmiş (2008, Aralık) ve “yokuş yukarı bir mücadele” kaybedilerek sona ermiştir. Kentsel sürdürülebilirlik, beşeri sermaye ile yakından ilişkilidir. Ülke ölçeğinde rekabetçilik seviyesinin ölçülmesinde kullanılan göstergeler içinde, “beşeri sermaye değişkenleri” de temel bir grubu oluşturmaktadır. Uluslararası Yönetimi Geliştirme Enstitüsü(International Institute of Management Development-IMD) analiz yaparak geliştirdiği metodik yaklaşımlar çerçevesinde kullanılabilecek çeşitli değişkenleri önermektedir (http://www.imd.ch/research/centers/wcc/research_methodology.cfm, erişim: 23.02.2009). Devletin Etkinliği içinde bir alt gösterge olarak “Toplumsal Çerçeve” ortaya konulmuştur. Toplumsal Çerçeve göstergeleri ise, ülkede adaletin sağlanması, kişisel güvenlik ve özel mülkiyetin korunması, toplumda yaş dağılımı, siyasi istikrarsızlık, toplumsal uyum, gelir dağılımı, eşit fırsatların mevzuatla tanınması, kadınların mecliste ve karar alma mekanizmalarında yer alması, cinsiyete göre gelir oranları olarak gösterilmiştir.
Türkiye’de Devlet Planlama Teşkilatı(DPT), Nüfus, Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla. Okul, Öğrenci ve Öğretmen Sayısı, Sağlık Göstergeleri, Taşıt sayısı gibi refah göstergelerini dikkate alarak, iller için sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasını (http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/gosterge/1999/, erişim: 23.02.2009) oluşturmaktadır. Bu göstergelerin işaret ettiği konular, toplumsal sermayeye ilişkin temel bilgileri vermemektedir. Genelde, ekonomi ve istihdam ile ilgili göstergelerdir.
ULUSLAR ARASI REKABET ARAŞTIRMALARI KURUMU
Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu(URAK), tarafından yayınlanan bir çalışmada(Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu, 2008: 14, 64) il düzeyinde “düzenli yayınlanabilen” veriler dikkate alınarak, Türkiye’de illerarası rekabet endeksi oluşturabilmek için dört ana değişken belirlenmiştir. Bu değişkenler; Beşeri Sermaye ve Yaşam Kalitesi, Markalaşma Becerisi ve Yenilikçilik, Ticaret Becerisi, Erişilebilirliktir.
Beşeri Sermaye ve Yaşam Kalitesi Değişkenleri; Yüksek eğitimli kişi sayısı, teknik eğitim alan öğrenci sayısı, üniversiteyi kazanma oranı (Öğrenci Seçme Sınavı), kişi başına düşen hastane yatağı sayısı, kişi başına düşen hastane yatağı sayısı, kişi başına düşen otomobil sayısı, kişi başına mevduat, kişi başına ilde işlenen suç miktarı, kentleşme oranı, ilde süper lig ve yükselme ligi takımı ve 5 yıldızlı otel olup olmadığına yönelik mevcut sayısal değerlere dayanılarak(Aklin, Bulu ve Kaya, 2007: 226) illerin gelişmişliği belirlenmiştir.
Görüldüğü gibi, Türkiye’deki kurumsal anonslarda, gerek katılım, gerekse yönetişim göstergeleri farklı değerlendirmeler ile izah edilmektedir. Bu göstergelerin sayısal değerleri, kamu yönetiminin başarı ya da başarısızlığını göstermektedir. Ancak, göstergelerin ne kadarı sürekli olarak ölçülebilmekte ve rakam ile ifade edilebilmektedir? Türkiye henüz yaşam kalitesi göstergelerinin tanısı sürecindedir. Az sayıda kolay erişilebilir ve sınırlı göstergelerin kullanılması nedeniyle kentlerde ve toplamda Türkiye’de yaşam kalitesi olduğundan daha düşük belirlenmektedir. Aslında yaşam kalitesi göstergeleri (http://www.utoronto.ca/qol/concepts.htm, erişim: 06.03.2009) açık uçlu olup geliştirilebilmektedir.
ARAŞTIRMA-İNCELEME
4 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
6 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
6 gün önceHABERLER
9 gün önceHABERLER
13 gün önce