21 Şubat 2010 tarihinde Yunanistan, Uluslararası Ana Dil Günü’nü kutladı. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) tarafından dilsel ve kültürel çeşitlilik ile çok dilliliğin teşvik edilmesi amacı ile ilan edilen Uluslararası Ana Dil Günü, 11. yılında Yunanistan için farklı bir anlam taşıyor. 9-10 Şubat 2010 tarihinde Atina’da düzenlenen uluslararası konferansta Yunanistan Milli Eğitim, Yaşam Boyu Öğrenim ve Din İşleri Bakanı Anna Diamandopulu, ilk ve ikinci kuşak göçmen nüfusun yoğun olduğu okullarda çocuklara ebeveynlerinin ana dilini öğretmek amacı ile pilot bir program hazırladıklarını açıklamıştı.
Göçmen çocuklar için anadil dersleri Eylül 2010’da başlayacak
Athens News’in haberine göre Avrupa Birliği tarafından finanse edilecek program, Eylül 2010 tarihinde başlayacak ve maliyeti yaklaşık 20 milyon avro. Amaç, göçmen kökenli çocuklara anadillerini, ebeveynlerine ise Yunanca öğretmeyi amaçlıyor. Eğitim Bakanı Kültürlerarası Eğitim Özel Sekreteri Thalia Dragona, amaçlarının bir proje ile anadilde eğitimi uygulamak olduğunu ifade ederek projenin finansmanı için Avrupa Birliği’ne başvurduklarını açıkladı. Kanada ya da Avustralya’da olduğu gibi iki dilde eğitim verecek aşamada olmadıklarını söyleyen Dragona, anadilde eğitimin okul sonrası dersler olarak verilmesini planladıklarını ifade etti. Bununla birlikte Dragona, anadil derslerinin zorunlu olmasını beklemediklerini çünkü bu aşamada talebin ne olacağını bilmediklerini ifade etti. Diğer taraftan Dragona, göçmen kökenli ailelere Yunanca öğretmek istediklerini ifade ederek bu sürece ailelerin de dahil edilmesi gerektiğini belirtti. Homojen sınıf diye bir şeyin olmadığını söyleyen Dragona, her sınıfta farklı sosyal geçmişten gelen öğrenciler olduğunu ancak öğretmen için asıl sorunun bu karmaşayı nasıl yöneteceği olduğunu ifade ediyor.
Habipoğlu: Türk Azınlık’ın iki dilli anaokulları talebi artık kabul edilmelidir
Konu ile ilgili olarak Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu, “Uluslararası Ana Dil Günü’nde Yunanistan’ın göçmen kökenli kişilere yönelik bir program hazırlaması olumlu bir adımdır. Kültürel çeşitlilik bir toplumu zenginleştiren unsurlardan biridir, ülkede yaşayan farklı dil, din ve etnik kökene sahip kişiler toplumun geneli için bir tehdit unsuru değildir. Yunanistan’da yaşamın her alanında değişimin ayak seslerini işittiğimiz dönemde Batı Trakya Türk Azınlığı’nın insan ve azınlık haklarının tamamı ile garanti altına alınarak teşvik edildiği bir dönemin başlamasını umut ediyoruz. Ana dilde eğitimin öneminin altının çizildiği bu günde Batı Trakya Türk Azınlığı’nın Türkçe ve Yunanca olmak üzere iki dilde eğitim verecek azınlık anaokulları açması yönündeki talebinin kabul edilmesinin Azınlık üyesi çocukların eğitimi için bir gereklilik olduğunu belirtmek isteriz” açıklamasında bulundu.
HABERLER
3 gün önceHABERLER
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
7 gün önceKÖŞE YAZARLARI
12 gün önceKÖŞE YAZARLARI
18 gün önce