Yunanistan’da yok olduğu sanılan Osmanlı eserleri, Dışişleri Bakanlığı’nın 2.5 yıl önce başlattığı bir çalışmayla gün yüzüne çıkartıldı. Bakanlık tarafından görevlendirilen Marmara Üniversitesi öğretim görevlisi Neval Konuk, adeta bir hafiye gibi Yunanistan’da adım adım Osmanlı eseri aradı. Yaklaşık 600 eser bulan Konuk, araştırmanın 2015 yılında tamamlanacağını söyledi.
ÖNCE ÇİZİMLER ÇIKTI
Dışişleri Bakanlığı, 2007 mayısında Yunanistan’daki Osmanlı eserlerinin tam envanterinin hazırlanması için karar aldı. Bakanlık, bu görevi Balkanlar ve özellikle Yunanistan’da yaptığı çalışmalarla tanınan Marmara Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Görevlisi Neval Konuk’a verdi. Konuk, Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve diğer arşivleri tarayarak işe başladı. Bu sayede Yunanistan’daki Osmanlı eserleriyle ilgili bilinmeyen yazışmalar, belgeler, mimari çizimler tek tek ortaya çıktı. Özellikle Makedonya bölgesinde 10 şehir ve Selanik’te bulunan Osmanlı eserleriyle ilgili bugüne kadar ortaya çıkmamış 21 mimari çizim bulundu.
Neval Konuk belirlediği eserlerin yerlerini tespit emek için bölgeye gitti. Selanik, Florina, Serez, Yenişehir, Karaferya, Yenice, Vardar gibi birçok şehri 2.5 yıl boyunca adım adım gezdi. Konuk şimdiye kadar “Yıkıldı, yok oldu” denilen birçok eserin hâlâ ayakta olduğunu gördü. Bazı eserlerin de kalıntılarına ulaştı.
TÜRBE KİLİSE OLMUŞ
Yunanistan’da binlerce kilometrekarelik bir alanda çalışan Neval Konuk literatürde “yok oldu” diye geçen yaklaşık 600 eseri bulup ortaya çıkarmayı başardı. Bunlardan en önemlisi de Kılkış’ta karşısına çıkan Beyazıd Baba Asitanesi. Bulgaristan’da çok bilinen “Otman Baba” gibi, Beyazıd Baba da tarihte kolonizatör Türk Dervişi olarak biliniyor. Beyazıd Baba’nın türbesinin ise hâlâ ayakta olup olmadığı bilinmiyordu. Konuk, uzun araştırmaların ardından türbenin yerini bulmuş. Ancak asitaneden günümüze sadece türbe binası kalmış. O da çevresine yapılan ek yapılarla kilise haline dönüştürülmüş.
Çok tahribat var
KONUK, “Yunanistan’daki bütün Osmanlı eserlerinin yıkıldığı, hiçbir eserin ayakta kalmadığı gibi genel bir kanı var. Durum o kadar kötü değil. Çok tahribat olduğu doğru. Ancak Yunanların yanında, 2. Balkan Savaşı döneminde Bulgarların tahribatları, adalarda İtalyanlar’ın çok büyük tahribatları söz konusu. Bölge, Osmanlı’nın erken fetih bölgesi olduğu için çok erken tarihlerden itibaren çok fazla eser inşa edilmiş. Yunanistan’da, Osmanlı arşivlerindeki eserlerin onda biri ayakta duruyor. 600 civarında ayakta eser var. Çalışma sonunda hepsi ortaya çıkacak” diyor.
BAZILARI GİZLENİYOR
Yunanistan’da Osmanlı eserlerinin gizlendiğini söyleyen Konuk, Vodina’da Osmanlı döneminden kalma bir saat kulesini örnek veriyor. Saat kulesinin önünde “19’uncu Yüzyıl Kültürel Anıt” yazdığını belirten Konuk, “Osmanlı Saat Kulesi diye bir levha yazmıyorlar. Osmanlı ibaresini kullanmamayı tercih ediyorlar. Dini yapılar kimliğini belli ediyor ama hastane, okul gibi binalarla ilgili bilgilendirme hiçbir yerde mevcut değil” dedi.
3 dilde 8 cilt yayımlanacak
TÜRKİYE’NİN bu çalışmaya kadar Yunanistan’da kaç tane eseri olduğunu tam olarak bilmediğini hatırlatan Konuk, “Keşke 50 sene önce böyle bir çalışma yapılabilmiş olsaydı. Büyük ihtimalle daha çok yapı ortaya çıkardı.. Ama ilişkilerin gergin olduğu o dönemlerde belki de bunu yapmak zordu. Yunanistan’da Osmanlı’dan kalma bütün eserlerin hangisi nerede, ne durumda bileceğiz” dedi. Bu ay içinde çalışmalarının ilk iki cildinin yayımlanacağını söyleyen Neval Konuk, “Hazırladığımız iki cilt, Yunanistan’ın sadece yüzde 20’sindeki eserleri içeriyor. Çalışma tamamlandığı zaman ortaya 8 ciltlik bir serinin çıkması düşünülüyor. Kitaptaki tüm metinler Türkçe, Yunanca ve İngilizce olacak. İlk iki cilt 516’şar sayfa. Kitap satışa sunulmayacak. Dışişleri Bakanlığı, tüm dünya akademileri ve kütüphanelerine gönderecek” diye bilgi verdi.
Ormanın içinde kalan tekke
NEVAL Konuk, “1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra Yunanlılarca yerle bir edildi” denilen, Bektaşi Cemaati’nin yakından bildiği Durbalı Sultan Tekkesi’ni, sık ağaçlarla dolu ormanlık bir alanda bulmuş. Osmanlı egemenliği döneminde Çatalca olarak bilnen Farsala’da bulunan tekkenin çoktan yok olduğu sanılıyordu. Tekkenin en azından kalıntılarını bulmak umuduyla ormanın derinliklerine giren Konuk, mezarlığı dahil her şeyiyle ayakta duran Durbalı Sultan Tekkesi’ni karşısında bulmuş. Konuk, tekkenin yerleşim birimlerinin çok uzağında, ormanın içinde bulunmasının belki de bu kadar iyi korunmasındaki en büyük etken olduğunu söylüyor.
HABERLER
3 gün önceHABERLER
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
7 gün önceKÖŞE YAZARLARI
12 gün önceKÖŞE YAZARLARI
18 gün önce