Şu hayatta kimsenin satın alamayacağı nadir konseptlerden biri zaman.. Kendinize, fazladan zaman alamıyorsunuz. Ne bir an fazla, ne bir an eksik kalıyoruz şu Dünya’da. Oysa Dünya baki. Topraklar, denizler, hava baki. Sen şu kısacık ömrüne şan, şöhret, mutluluk, huzur, unvan, başarı sıkıştırmaya çalışırken ve bunun için çabalarken deniz ne kadar sakin, toprak ne kadar kendi halinde. Hatta birileri onlara zarar verirken bile ne kadar vakur ve sabırlı. Her ne yaparsan yap toprak kadar verimli olamazsan, su kadar hayat katamazsın. Belki kıskançlığından insanoğlunun hırçınlığı. İki yapay bina, bir klorlu havuzun, bir metalden uçak, bir tomar kağıt para için değil de ne yaparsa yapsın ağaç gibi, su gibi olamayacağı için belki de bu umarsızlığı…
Bu Dünya kimilerine cenneti kimilerine cehennemi yaşatıyor. İnsan kendi seçimleriyle kavruluyor. Şunu hatırlamak gerekiyor: Dünya bize muhtaç değil, biz ona muhtacız. Biz onu kurtaramayız sadece kendimizi kurtarabiliriz, insanlığımızı, vicdanımızı kurtarabiliriz karanlık günlerde. Ayrıştırarak, atışarak, rant sağlayarak değil, severek, elimizden geldiğince destek olarak çıkabiliriz karanlıktan aydınlığa. Sevgili Cemalnur Sargut Hanım yıllar önce gerçekleştirdiği bir konuşmada bizim bir başkasına yardım edemeyeceğimizi ancak Allah’ın yardımını iletecek vesile olabileceğimizi söylemiş, işte bu nedenle çok büyük bir iş başarıyormuş gibi gerinerek, hissetmeden sadece robot gibi işi yerine getirerek değil, sevgiyle, öperek, sarılarak, desteğe ihtiyaç duyanlara teşekkür ederek destek olmak gerektiğini söylemiş. Ne de güzel demiş.
Yaşadığımız bu durum ardında varlığını, anılarını, evlerini değil yuvalarını kaybedenler bıraktı, sular durulunca hep birlikte destek olmak bunu da şükranla gerçekleştirmek çok kıymetli. Zaman eleştiri yağmurunun değil, birlik bilincinin zamanı. Geçici olduğumuzu bilerek Dünya’ya teşekkür etme zamanı.
Anadolu’da Ana olmak
Bir haftadır milletçe yangınları izliyoruz, hepimiz büyük, küçük demeden destek için adım atıyoruz. Ah keşke bir de kadınlarla ilgili üzücü haberler gelmese, gencecik kızlar, kadınlar şiddet görüyor, dahası canlarını kaybediyor. Ve bizler içimizdeki yangınları da söndüremiyoruz. Oysa bu topraklar tarihte kadının el üstünde tutulduğu, kadınların kahramanlık öyküleri yazdığı topraklar. Anadolu bile kadınlığın doğurganlığından, üretkenliğinden, şefkat ve anaçlığından alıyor adını. Bugün dahi yangınla mücadele erkekler kadar kadınlar var alanda. Değişim ve dönüşüm, içte, bende başlıyor aslında. Ben kendimi, kendi değerimi bildikçe, başkalarına boyun eğmeye, kendimi incitmelerine hayır dedikçe yeniden güçlenecek kadınlar ve yeniden analara, kadınlara taht kuran topraklar olacak buralar.
Belki de tüm bu olanlar, kadınların yaşadığı acılar doğa anaya da sirayet etti, belki onun da yanıyor yüreği. Ben inanıyorum ki ne olursa olsun güzel günler bekliyor bizi. Beraber aştıkça zorlukları ve engelleri, güçleneceğiz, birleşeceğiz. Eşit olduğumuzu ve her birimizin ne kadar değerli olduğunu fark ettikçe karanlık bulutlar gibi etrafı saran bu acı olaylar ve talihsiz seçimler de çözülecek ve kalkacak ortadan.
Bir anne nasıl ki evlatlarını ayırmadan, kavga ettiklerinde sevgiyle barıştırır onları şimdi bizler de ayrıştırmadan bir olacağız ve zorlukları aşacağız.
Çok daha güzel günlerden buluşmak üzere
ARAŞTIRMA-İNCELEME
1 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce