DOLAR 34,3522 0.36%
EURO 37,1097 0.07%
ALTIN 2.987,450,40
BITCOIN 26066170.50945%
İzmir
18°

AÇIK

06:09

SABAHA KALAN SÜRE

236 okunma

Zırtlayan Zurna

ABONE OL
10/01/2016 23:03
0

BEĞENDİM

ABONE OL

“Kıbrıs Türkleri, Kıbrıs’ın Yunan Bayrağını çektirmemek azmindedirler. Kıbrıs’ın taksimi sayesinde Kıbrıs’ın Rum veya Türk olduğu kavgasının sulhen halli mümkün olabilecektir. Aksi takdirde her Türk, en küçüğünden en büyüğüne kadar sorumluluğuna düşen milli ve vatani vazifesini ifa etmekten çekinmeyecektir.” 1957

 

                                                                                           Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

Tarihin çöplüğünde kendisine yer bulması için gönderdiğimiz 2015 yılı, dünya ölçeğinde yaşanmış olayların da 100. yılı idi. Daha önce de belirttiğimiz gibi Diyaspora Ermenileri soykırım savları konusunda bekledikleri ilgiyi göremediler. Yaptıkları hazırlıkları da tarihin çöp sepetine atmak zorunda kaldılar. Bu art niyetli çabaları da bir kez daha boşa çıkmış oldu. Buna koşut Birinci Paylaşım Savaşının da 100. yılı idi. Bu savaşın Avusturya veliahtı Franz Ferdinand’ın öldürülmesi ile başlatıldığını anımsatmak istiyoruz. Aradan geçen 100 yıla karşın değişen pek bir şeyin olmadığını da kaydetmek istiyoruz. Birinciden istediklerini tam olarak alamayanlar İ-kinci Paylaşım Savaşını başlattılar. Bunlar yaşanmasına karşın şimdilerde dünyanın Üçüncü Paylaşım Savaşına doğru evrilirken zurnanın zırt dediği noktada olduğumuzu da belirtmek durumundayız. Türkiye ve Yunanistan’da yaşanan iç çekişmelere yönelik tartışmalar nedeniyle Kıbrıs konusu her iki ülkenin gündeminin ilk sırlarında artık yer almıyor. Durumun bu noktada olmasına karşın herkes 2016 yılında çözümün olacağı beklentisini taşıyor. Kıbrıs’taki siyasetçilerin söylemini dikkate alacak olur isek çözüm hemen gerçekleşiyor. Türklerin bu söylemine karşın karşı tarafın bu konuda pek niyetli olmadıklarını söylemek istiyoruz.

Diğer yandan Türkiye’nin AB üyeliği ile hiçbir bağlantısı ve ilişkisinin olmamasına karşın Kıbrıs uyuşmazlığının çözümü, Türkiye’ye dayatılıyor. Adadaki çözümsüzlüğün bir nedenin de bu türden yapılan dayatmalar olduğunu da kaydetmek istiyoruz.

REFERANDUM GÜNDEME GELEBİLİR

 

Kedilerin damlara çıkma hazırlıkları yapacağı günlerde bir anlaşma metninin ortalık yerlere çıkarılabileceği olasılığından söz ediliyor. Böyle bir olasılığın gerçekleşmesi halinde Mayıs veya Haziran ayında referandumun gündeme geleceği belirtiliyor. Mayıs ayında mendil büyüklüğündeki ülkede yapılacak seçiminde birkaç ay ertelenebileceğinden söz ediliyor. Yeni bir yılın yeni bir umut olduğunun da bilincindeyiz. Bu nedenle önceki yıllarda umutların yılın sonuna gelinmeden hüsranla sonuçlandığı gerçeğini birlikte yaşıyoruz. Düşlerin bile biraz olsun gerçeklere dayandırılması gerekiyor. Karşı tarafın tutumunda her hangi bir yumuşama izinin olmaması umutların da çöpe atılmasına neden oluyor. Bu gerçekler karşısında Kıbrıs Türkleri’nin umut yorgunu olmaya devam edeceklerini kaydetmek istiyoruz. 2016 yılının adada çözüm yılı mı olacağı konusunda derin kuşkularımız olduğunu ısrarla belirtmek istiyoruz. Buradaki sıkıntı adada çözüm olmadan Kıbrıs Türklerinin kendi içlerinde çözüldükleri gerçeğidir. 1964 yılından günümüze dek uyuşmazlığın çözümü konusunda BM Genel Yazmanı adına görev yapan temsilcilerin sayısının 25 adet olduğunu bu vesile ile anımsatmak gerektiğine inanıyoruz. Guardian gazetesinde yer alan uzman görüşlerini dikkate almak gerekirse de bu acelenin perde gerisinde, “Rumların, öngörülemez bir hamle ile Kuzeyi ilhak edebilecek Türkiye ile komşu olmak istememesi” görüşü yatıyor. Türkiye ile komşu olmak istememelerinin nedeni, “Türkiye’den çok daha laik olan Kıbrıs Türklerinin AB üyesi Birleşik Kıbrıs’ın ortak geleceğini tercih etmeleridir. Gazete mülkiyet konusunun olası anlaşmanın önüne geçebileceğine ilişkin vurgusunu da yapıyor.

Müzakerelerde gelinen noktanın zurnanın zırt dediği noktada olduğunu gösteriyor mu ne?

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP