DOLAR 32,2053 -0.22%
EURO 35,1156 -0.22%
ALTIN 2.498,171,32
BITCOIN 21625030.25962%
İzmir
33°

PARÇALI BULUTLU

20:26

AKŞAMA KALAN SÜRE

Geri kalan yanlız sessizliktir

ABONE OL
30/12/2010 22:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Avrupa’nın İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaşadığı en büyük trajedi olan Srebrenitsa soykırımı, Boşnak yönetmen Ahmed İmamoviç tarafından beyaz perdeye taşındı. Aralık ayının başında Bosna-Hersek’teki sinemalarda gösterime giren ”Belvedere” yani “Güzel Bakış”, izleyicilerden yoğun ilgi görüyor. BM kontrolü altındaki Srebrenitsa’da 11 Temmuz 1995 tarihinde burada görevli Hollanda askerlerine sığınan Boşnaklardan 8 bin yetişkin erkek ve 14 yaş üstü çocuk, Ratko Mladiç komutasındaki Çetnik birliklerine teslim edildi. Bu sivillerin tamamı kapatıldıkları fabrikalarda ve götürüldükleri ormanlarda katledilirken, geriye acılı anneler, gözü yaşlı kız kardeşler ve kundaktaki bebekler kaldı.

BELVEDERE MÜLTECİ KAMPI

Film, ismini katliamdan kurtulanlar için oluşturulan Gorajde kenti yakınlarındaki ”Belvedere” mülteci kampından alıyor. Filmin genel konusu, günlerini toplu mezarlarda geçiren, kurbanların yerini öğrenmek için çaresiz şekilde ”katillere” para teklif eden Boşnak kadınların mücadelesi.’Siyah-beyaz” ve ”renkli” görüntülerle işlenen filmde,  refah ve bolluk içindeki dünya ile yokluk içinde, yakınlarının kemiklerini arayan çoğu kadın olan, yalnız ve acılı hayatların yaşam mücadelesini gözler önüne seriliyor. Bir zamanlar evlatları ve kocalarıyla yaşadıkları mutlu hayatları ansızın yok edilen ve hayatta yapayalnız kalan Srebrenitsalı annelerin adalet için ve ayakta kalmak için verdikleri mücadeleyi anlatan İmamoviç’in Aralık başında Bosna-Hersek’te izleyiciyle buluşan filmi, seyircinin de yoğun ilgisini çekmiş durumda. Filmde kullanılan siyah beyaz ve renkli çekimler bir zıtlığın temsili aslında. Srebrenitsa annelerinin mücadelesinin siyah-beyaz şekilde işlendiği filmde, Srebrenitsalı bir annenin çocuğunun ”vurdumduymaz” tavrıyla Belgrad’daki ”Biri Bizi Gözetliyor” tarzı eğlence programına katılması ise renkli işleniyor. İmamoviç, filmin baş karakterinden Ado’nun katıldığı reality show ve oradaki ”rahat hayat” görüntüleriyle ”zıtlık etkisi” yaratarak daha belirgin mesajlar vermeye çalıştığını ve soykırım gibi büyük bir acının nasıl hafızalardan silinmeye başlandığını göstermek istediğini ifade ederek, ”Bazı gençler maalesef yanlış hayat ölçülerine sahipler. Medyanın büyük atağı ve küreselleşme, genç insanlara pek bir olanak sağlamıyor. Gerçek değerlerin takdir edilmediği bir zamanda yaşıyoruz. Gençler için eğitim, bilgi bile önem taşımıyor, çünkü yanlış hayat parametreleri var” diyor.

AV PARTİSİ

Filmin başrol oyuncularından Nermin Tuliç (Aliya rolünde); oynadıktan sonra filmi tekrar beyazperde de seyrettiğinde filmden çok etkilendiğini ve gözyaşlarının tutamadığını belirtiyor.

Bu konu üzerine daha öncede Richard Shepard tarafından “Av Partisi” isminde bir ABD, Bosna Hersek, Hırvatistan ortak yapımı  bir film yapılmıştı. Filmin genel konusu; genç bir gazeteci, tecrübeli bir kameraman ve gözden düşmüş bir gazetecinin, hiç kimseden yetki ve izin almadan kendi kişisel çabaları ve imkânlarıyla Bosna savaşının bir numaralı savaş suçlusu Radovan Karadzic’i bulmak için faaliyete geçmesi anlatılıyor. Ekip ülkede yanlışlıkla CIA timi zannediliyor ve hedeflerinin onları takibe alması üzerine kendilerini çok ciddi tehlike altında bulurlar.

 

    En az 10 karakter gerekli