DOLAR 34,2452 0.28%
EURO 37,6376 -0.37%
ALTIN 2.921,730,22
BITCOIN 21273002.07234%
İzmir
30°

AÇIK

05:34

SABAHA KALAN SÜRE

142 okunma

“Bakan’ı” Çıldırtan Şehir …

ABONE OL
03/09/2020 00:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Hepimizin halim selim tavırlarıyla tanıdığı Sn. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım Bey, partisi ile ilgili yapılan son toplantılarda adeta çıldırdı. Beyefendi ve vakur tavırlarıyla tanınan Bakan, sesini hiç olmadığı kadar yükselterek, tavırlarını belki de hiç olmadığı kadar sertleştirmişti. Tüm bunlara sebep İzmir’de yaşadıklarıydı. Birileri kentimiz için iyi bir şeyler yapma peşindeyken, birilerinin de engel olma çalışmaları bardağı taşırmıştı. Bakan bey son bir-iki yıldır İzmir’le bu denli haşır neşir. Ya İzmirli ne yapsın Sn. Bakan? İzmirli doğduğundan beri bu çileyi çekiyor. Üç beş yıl ötesini göremeyen, günü kurtarma hesapları yapan bazı kent yöneticilerinin vurdumduymazlığı, İzmirliyi çok defa düştüğünüz duruma düşürmüştür. Ancak bugüne değin İzmir’in sesini duyan olmamıştır. İzmir, Türkiye’nin her alanda potansiyeli en yüksek kentlerinden olmasına rağmen gerilerde kalması üzüntü verici.

Birçok Avrupa ve dünya kentinde olmayan değerleri bünyesinde barındırıyor olmasına rağmen hali pür melali kaygı verici boyutlarda. Bu değerlerin başında iklim koşulları, tarihi dokusu ve buna bağlı olarak da sahip olduğu tarihi eser, bitki örtüsü ve doğal zenginlikleri gelmekte. Sayın sayabildiğiniz kadar. Temelinde birçok din ve medeniyete ev sahipliği yapmış olması ise çabası. Allahın birçok kente nasip etmediği özelliklere sahip kentimizi, bunların yeterince farkında olunamaması bu hale getirmiştir. Halkının zenginleşmesi içten bile olmayan kentte, musluklar üç- beş noktanın kontrolünde. Şahsi menfaatler, kamu menfaatinin önünde seyretmekte. Hal böyle olunca da, İzmirli hak ettiği refaha ve feraha bir türlü ulaşamamakta. Birileri kan ter içerisinde, proje dosyaları, oradan oraya koşuştururken, yine birileri, koltuk altlarına rapt ettikleri dava dosyaları Ankara’nın yolunu aşındırmakta. Birileri “hadi şahlanalım” derken, diğer bazıları “otur oturduğun yerde” diyor. Bir kent böylesi keskin ayrışmazlıklarla elbette yerinde sayar. Elbette “yenilenmezse yenilir.” Ne olduğuna, ne olacağına karar veremez. Nedir İzmir? Fuarlar kentimidir, turizm, sanayi, sağlık ya da üniversiteler kenti midir, yoksa sözüm ona en demokratik kenti midir? Öncelikle turizm kenti olmadığımız her halimizden bellidir. Sektörünün halkalarına bakıldığında bu rahatlıkla anlaşılıyor. Turizme yönelik alt yapı yatırımları yok denecek kadar azdır.

 

TURİZMDEN FERSAH FERSAH UZAK

 

Hele hele Kemeraltı’ndaki o canım eserlerin turizmden fersah fersah uzak, boğulmuş haline söyleyecek söz bulamıyorum. Kalifiye eleman, kalifiye işletmeler ve tesisler yetersizdir. Sektördekilerin ekseri, “nasıl daha ucuza eleman çalıştırırızın” derdinde. Sektörel baz da bol bol mürekkep yalamış birçok genç, bu gün hak ettiği ücreti alabilmek için kapı kapı iş ararken, ucuz ücreti kabullenenler eğitimsizliklerine bakılmaksızın sektörün en nadide köşelerini tutmuşlar. Daha bu ilk adımda turizmimiz bitmiştir. Öteki adımlarda ise tarihi ve ören yerlerimizin içler acısı halini görmekteyiz. Etrafları kale surları misali beton yığınları ile çevrelenmiştir. Üniversite kenti olma iddiasını taşıyan kentte kafelerin haricinde gençliğine hitap eden sosyal ve eğitsel aktivite tesisleri mevcut değildir. Tarımda ise bereketli topraklarımız an be an beton binalara teslim edilmektedir. Narlıdere, Buca ve Bornova buna canlı örnektir. Kent içi ulaşım yolları ve imkânlarının durumunu her gün üç öğün hazmetmeye çalışıyor İzmirliler. Fuarlar kenti olmak demek sadece Fuar Kültürpark alanına sahip olmakla bitmiyor. Kent meydanında, yıllardır nam salan eser sayısı her yıl artmakta. Basmane meydanındaki yılların derin çukurudur bu zümredendir. İzmir’in yeni sembolü, başına çuval geçirilerek gizlenmeye çalışılan eski Atlas Oteli’nin hali diğer akla gelendir. Gecekondu yapılaşması ise en büyük yaradır. İzmir, demokrasinin beşiği de olamamıştır. Farklı yaşam ve inanç biçimlerine, insan hak ve özgürlüklerine saygıyla olur demokrasi beşikliği. İzmir’in hâkim kesimleri bu anlamda, utanç verici, çağ dışı uygulamaların altına imza atmışlardır. Toplantılarına davet ettikleri başörtülü hanımefendileri, olmadık küfür ve hakaretlere maruz bırakmışlardır. Değişik zaman, mekân ve zeminlerde vuku bulan bu hadiseler demokrasinin beşiği olamadığımızın kuvvetli delillerindendir. Sonuç olarak; son almış- yetmiş yılın basiretsizliği, adam kayırmacılığı, ilimden ve bilimden uzak plansız kentleşme sayesinde kentimiz içinden çıkılmaz hal almıştır. İzmir yaşlanmıştır. Yoğun bakıma ihtiyacı vardır. Makyaj, estetik ve botokslar bu işin çaresi değildir. Elhasıl, İzmir yıllardır “Bakan’ı” çıldırtıyor. Siz henüz bir kez çıldırdınız. Sizde zamanla İzmir’in “kışkırtan çevresine” alışırsınız Sn. Bakan. Sağlıcakla kalın

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP