DOLAR 34,5467 0.18%
EURO 36,0147 -0.62%
ALTIN 3.005,411,48
BITCOIN 3400783-0.41577%
İzmir
20°

HAFİF YAĞMUR

12:55

ÖĞLEYE KALAN SÜRE

228 okunma

  Sürecin Belirsizi

ABONE OL
16/05/2016 12:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL

  “Rumların Enosis’ten vazgeçmelerine ne bugün ne de yarın imkan, ihtimal yoktur ve olamaz. Kilise ayakta durdukça halkı zehirlemekten vazgeçemez, geçmeyecektir. Bunu böyle bilmeli ve büyük devletler, Türkiye’nin samimiyetine inanarak barış yolu ile çözmeye çalıştığı Kıbrıs çıkmazından kendine azami yardımı göstermelidir. Bu dünya barışı bakımından yapılabilecek en büyük hizmet olacaktır. 1968

                                                                                             Dr. Fazıl KÜÇÜK

Türkiye’nin AB üyeliği konusunda yürü – tülen müzakerelerce dayatılan önerilerle yeni boyut kazandırılmaya çalışılıyor. Kıbrıs uyuşmazlığının çözümüne koşut şimdilerde ise sığınmacılarla ilgili konularla da ilişkilendiriliyor. Geri Kabul Anlaşması’nın imzalanması sırasında Türkiye’ye büyük haksızlık yaptıklarını itiraf etmek durumunda kaldılar. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin Hollandalı üyesi Tineke Strik tarafından hazırlanan raporda adı geçen anlaşmanın Avrupa Hukukuna aykırı olduğu belirtiliyor. Anılan anlaşmanın 18 Mart 2016 tarihinde “AB – Türkiye Anlaşması Çerçevesinde Mültecilerin Durumu” başlıklı raporu 47’ye karşı 58 oyla kabul edildi. Adı geçen anlaşmanın “ Avrupa Hukuku ve Uluslararası Hukuku en hafif ifadeyle zorluyor. En ağır ifadeyle sınırlarını aşıyor” uyarısı yapılıyor. Sığınmacılar konusunda Yunanistan’ın rahatlatılması için imzalandığı anlaşılan anlaşmanın ivedilikle düzeltileceği belirtiliyor. Raporda dikkati çeken en önemli husus ise “Anlaşmanın kağıt üzerinde dahi mülteci ve göçmenlerin hakları konusunda ciddi sorunlar doğururken pratikte daha sorunlu” oluğunun belirtiliyor olmasıdır. Buna koşut sığınmacılara yeterli korumanın sağlanamadığı da kaydediliyor. Buna karşın Avusturya – İtalya sınırındaki Brenner geçidine 400 metre uzunluğunda dikenli tel çekme planı AB’nde yeni bir tartışmaya neden oluyor.

UCU AÇIK NE DEMEK?

Türkiye’nin sığınmacılara koşut vize ayrıcalığının yumuşatılacağı konusu gündemdeki yerini koruyor. Türkiye’nin üyelik koşulları ve süreci belirlenirken “Türkiye’nin müzakere süreci diğer bütün ülkelerden farklı olacaktır. Belirli bir sonuca varılması gerekmiyor. Ucu açık olacak” tanımı yapılıyordu. Herhangi bir üyenin müzakereleri veto etme hakkının da olması üyeliğin nadasa bırakıldığının da başka bir göstergesidir. Süreci birlikte ne yazık ki yaşıyoruz. Her yıl Nisan ayında Diyaspora Ermenileri Amerikan Başkanının ağzından çıkacak kendilerince o sihirli sözcüğe odaklanıyorlar. Başkanın yakın çevresinde dolaşan yaban arısı bu sözcüğün kullanılmasına izin vermiyor. O söylemeyince ne mi oluyor? Pek bir şey olduğu söylenemez. Aradan geçen yüz yılı aşan sürede ne oldu ise bundan böyle de aynısı olacaktır. Diyaspora Ermenilerinin fazladan üzülmelerine gerek yoktur. Önümüzdeki Haziran ayının 2’sinde Alman Parlamentosunda benzer konu görüşülecek ve büyük bir olasılıkla da soykırım savları kabul edilecektir. Bunca çabaya karşın Ermenileri nasıl biliyorsunuz diye soru sormak ve araştırma yapmak kadar abes bir sorunun olmadığını düşünüyoruz. İngiltere’den dünyadaki sorunların çözülmesi konusunda ilginç açıklamalar geliyor. Muhalefetteki İşçi Partisi içinde “Yahudi karşıtlığı mı?” yoksa “İsrail politikalarına karşıtlık mı?” tartışmaları yapılıyor. Anılan partinin milletvekili Bayan Naz Şah’tan ilginç mi ilginç bir öneri geldi. Adı geçen kişi 2014 yılında sosyal medyadaki sayfasında İsrail’i Amerika’nın 51. eyaleti olarak gösteriyordu. İsrail ile Filistin arasındaki sorunun çözümü için İsrail Amerika’ya taşınsın önerisini yapıyordu. Böyle ilginç önerinin diğer uluslararası anlaşmazlıkların çözümü konusunda da uygulanabilirliğinin tartışılması gerektiğini düşünüyoruz. İngiltere’de yayınlanan Independent gazetesi, Kıbrıslı Türkler ile Rumların ülkelerine yeni bir görüntü kazandırmaya çalıştıklarını yazıyor. Buna koşut eski düşmanlıkların kalmadığını savlıyor. Bu açıklamaya karşın Rum Yüksek Yönetim ve İnsan Hakları Denetçisi Eliza Savvidu tam aksini söylüyordu. Dünya Irkçılığını Ortadan kaldırma günü nedeniyle yaptığı açıklamasında “Toplumumuzda ırkçılık ve ayırımcılık sorunu özel bir ağırlık kazanıyor. Kıbrıslı Türklere karşı kin suçları çözüm çabalarını dinamitliyor” uyarısında bulunuyordu. Geldiğimiz bu noktada yürü – tülen müzakerelerin ölüm döşeğinde olup olmadığının sorgulanması gerekiyor.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP