Eğitim ve Din İşleri Bakanı Niki Kerameos İstanbul Gayrimüslim (Rum) Azınlığının dini ve eğitim kuruluşlarını ziyaret etti. Bakan, İstanbul’daki Azınlığın Başpiskopos’u Bartholomeos’u ziyaretinde, “Helenizm burada kilise ve okullarımız sayesinde ayakta duruyor” dedi.
– Haber-Analiz: Bilal Budur, Cengiz Ömer
Yunanistan Eğitim ve Din İşleri Bakanlığının resmi internet sayfasında yer alan açıklamaya göre, Bakan Niki Kerameos 14 Şubat Cuma günü İstanbul’a bir ziyaret gerçekleştirdi. Bakanlık açıklamasına göre, Kerameos İstanbul’daki Rum okullarını da ziyaret etti.
Açıklamada, Zapyon, Zoğrafyon ve Fener Rum Lisesi’ni ziyaret eden Bakan Kerameos’un burada eğitimcilerle eğitimle alakalı meseleleri görüştüğü ifade edildi. Eğitimciler tarafından Yunan devletinin desteğine olan ihtiyacın dile getirildiği belirtilen açıklamada, bazı okul müdürlerinin ise kendileriyle ilgili sorumlu bir bakan tarafından yıllardır ziyaret edilmediklerini vurguladıkları belirtildi.
Okul ziyaretlerinin ardından Fener Rum Ortodoks Patrikhanesini ziyaret eden Bakan Kerameos’un burada Patrik Bartholomeos ve Kutsal Sinod üyeleri ile ortak ilgi alanlarını görüşme imkânı bulduğu bildirildi.
Kilise sayesinde ayakta duran Helenizm
Bakan Kerameos, Patrikhane ziyaretinde Bartholomeos’a hitaben, “Gerçekten Helenizm ve Ortodoksluk için konuşmak ayrıcalıklı bir fırsat. Daha önce ifade ettiğiniz gibi burada Helenizm kilise ve okullarımız sayesinde ayakta duruyor. Sizi temin ederim ki bu okulları ziyaret etmemin nedenlerinden biri de net bir mesaj vermekti. Efendimiz, bu okullara destek olun lütfen. Bu fırsatı verdiğiniz için sizlere çok teşekkür ediyorum. Fener’i ziyaret etmek bizim için büyük bir onur. Ayrıca bakanlık ve ekümenik patrikhane arasında mükemmel bir işbirliğini dört gözle bekliyoruz.” ifadelerine yer verdi.
Batı Trakya’da benzer bir durum söz konusu olsa…
Kerameos’un İstanbul ziyaretinde en dikkat çeken noktalardan biri, dini bir kurum olan patrikhaneye yaptığı ziyarette Helenizm’in İstanbul’da kilise sayesinde ayakta durduğunu söylemesi oldu.
Batı Trakya’da benzer bir durum söz konusu olsa, Türkiye’nin Eğitim Bakanı Ziya Selçuk gelip müftülüklerimizi ziyaret ederek, “Batı Trakya’da Türklük müftülükler sayesinde ayakta duruyor” şeklinde bir açıklamada bulunsa Yunanistan medyası tarafından ortalığın velveleye verileceği, kıyametin koparılacağı bilinmektedir. Bunun için fırsatların kovalandığı, hatta bu anlamda bahanelerin uydurulduğu, senaryoların kurgulandığı bilinmektedir. Yunan medyasının arşivi şişirme haberlerle doludur.
Her şeyin en doğrusunu bilen (!) Türk kimliği inkârcıları
Batı Trakya Türkleri söz konusu olduğunda, milli kimliğin inkârı başta olmak üzere, her türlü modern zulüm ve entrikaları uygulamaktan geri durmayanlar, kendi azınlık mensupları söz konusu olduğunda her şeyi kendilerine yontan şişirilmiş pişkin konuşmalardan geri durmuyorlar. Yunanistan’ın Patikhaneye tabi Hukuk profesörleri ve siyasilerinin Lozan Antlaşması başta olmak üzere bütün uluslar arası sözleşmeleri keyfi bir şekilde yorumlanarak çarpıtıldığı görülmektedir. Son günlerde yaşananlar bunun bariz örneklerinden birini olarak dikkatleri çekmektedir. Bir taraftan Yunanistan Cumhurbaşkanı Batı Trakya bölgesine yaptığı ziyarette Batı Trakya Türklerinin milli kimliğini inkar ederek “Helen Müslüman” dayatmasında bulunurken, diğer taraftan Yunanistan Eğitim ve Din İşleri Bakanı Kerameos, İstanbul’da “Helenizm’in ayakta durması kilise sayesindedir” diye haykırabiliyor.
Patrik’in huzurunda ve ondan aldıkları manevi güçle Batı Trakya Müslüman Türklerine “Helen Müslüman” diye hitap edenler bilmelidir ki; Türkiye’deki yetkililer tarafından İstanbul’daki soydaşları için “Bunlar Rum değil, Türk Ortodoks’tur” dense nasıl rahatsız olacaklarsa, Batı Trakya Türkleri de aynı şekilde yapılan “Helen Müslüman” dayatmasından rahatsız olmakta ve kesinlikle reddetmemektedirler.
Söyleyene (Kerameos’a) değil söyletene (Patrik’e) bak!
Yunanistan Eğitim ve Din İşleri Bakanı Kerameos, Patrikhane’de Patrik Bartholomeos’un huzurunda Türkiye’de “Helenizm’in ayakta durması kilise sayesindedir” açıklamasında Patriğe atıfta bulunarak bu açıklamanın aslında daha önce Patrik tarafından söylendiğini ve kendisinin de bunları teyit anlamında söylediği anlaşılıyor. Yani aslında bunları Bakan Kerameos’a söyleten Patrik Bartholomeos’tur. Bu işin akıl hocalığını yapanın Patrikhane olduğu anlaşılmaktadır. Yunan siyasilerinin, bir devlet politikası olarak İstanbul’daki Gayrimüslim Azınlıkların Helen, karşılığında bırakıldıkları, yani varlıklarını borçlu oldukları Batı Trakya’daki Müslüman Azınlığın ise Türk değil onun da Helen olduğu söyleminin mucidinin Patrikhane olduğu anlaşılmaktadır. Böyle olmasaydı, o zaman Patrik samimi bir din ve hak adamı olarak doğruları konuşur ve kendi azınlığı için istediğini Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı için de isterdi. Batı Trakya Türklerinin Helen değil Türk olduklarını, burada yaşayan azınlığın iradesine, ifade ve kendini tanımlama hakkına saygı duyulması gerektiğini, soydaşlarına ve kilisesine tabi olanlara hatırlatırdı. Böyle yaptığını duyan ve gören varsa çıksın ortaya.
Rum Patrikhanesi’ne göre her şey Helenizm’e hizmet etmeli
Patriğin ve Yunanistan Eğitim ve Din İşleri Bakanı’nın ağzından öğreniyoruz ki, Patrikhane Türkiye’de “Kilise ve Ortodoksluğu Helenizm’in ayakta durması” için kullanmaktadır. İlginç olan, kendilerinin yaptığını masumane bir çaba olarak pazarlayanlar, Batı Trakya’da Müslüman Türk Azınlığın, Müftülüklerin ve İslam’ı Türklüğün ayakta durması için kullanılmasına itiraz etmekte ve beşinci kol faaliyeti ve hainlik olarak nitelemektedirler. Hatta siyaset ve medya organları ile Batı Trakya Türk Azınlığını hedef göstererek can ve mal güvenliklerini tehlikeye atmaktadırlar. Bunların anlayışına göre kendi kimlik ve azınlıkları söz konusu olduğunda istediklerini söyleyecek ve yapacak, ancak Batı Trakya Müslüman Türkleri söz konusu olduğunda yine onlar karar verecek. Neden? Çünkü dünyadaki her şeyin Helenizm’e hizmet etmesi isteniyor. İşte Batı Trakya Türkleri tam bu noktada itirazlarını yüksek bir sesle haykırmakta ve “Kimliğimiz hakkında biz kendimiz karar veririz. Bize suni kimlikler biçmek kimsenin haddi değildir. İfade ve kendini tayin etme özgürlüğü en temel insan haklarındandır ve başkaları tarafından dayatılamaz. Hiçbir Kilise, siyasetçi, cumhurbaşkanı veya devlet özellikle de Batı Trakya Müslüman Türklerine kimlik dayatmasında bulunamaz. Dünya’da hiçbir beşeri güç Batı Trakya Türklerini milli ve dini kimliklerinden asla ve kat’a vazgeçiremez.” düsturunu salık vermektedir.
Patrik neden bencil davranıyor? Hak ve adalet sadece kendileri için mi?
Burada gündeme gelen ve cevap bekleyen bir başka soru ise, İsa’nın yolunda bütün insanlık için hak, adalet ve barış arayışında olduğunu her fırsatta dillendiren Patrik Bartholomeos’un kendi azınlığı için istediği hak ve hukuku başkalarından neden esirgediğidir. Hak adamı olduğunu iddia eden Patrik bütün dinlerde “Haksızlık karşısında susmanın dilsiz şeytanlık” olduğunu ve “Kendileri için istediğini başkaları için de istememenin günah” olduğunu bilmiyor mu? Yoksa unutmuş mu? Yoksa işine mi öyle geliyor? Öyleyse, ne yazık ki çok büyük bir günah işlemekte ve İncil’e, İsa’ya, Tek olan Yaratıcı’sına, demokrasiye, hakka ve adalete büyük bir ihanet içerisindedir. Bunun fakında olmaması da düşünülemez. Aklı başında ve vicdan sahibi her insan bunun böyle olduğunu bilir.
Patrik, temsil ettiği kurum gereği dünyadaki hatırı sayılır konumunu kullanarak sadece kendileri için değil, aynı zamanda haksızlığa uğrayan herkes için ve özellikle varlığını borçlu olduğu Batı Trakya Müslüman Türk Toplumu için de adalet çağrısında bulunsa, Türk-Yunan ilişkileri farklı bir boyut kazanır, bölgemizde ve dünyada barış adına önemli gelişmeler olur.
İstanbul Rum Azınlığı için istediğini, bu azınlığın karşılığı olan Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı için istememesi, Patriğe ve ona tabi olanlara günah olarak yeter olduğunu hatırlatır, demokrasinin ve medeniyetin mucidi olarak lanse edilen atalarına bu ihanetten bir an önce geri dönmelerini umarız. Biz Müslüman Türkler olarak her zaman barış için umutların tükenmediğine inanıyor ve samimi olan herkese dost elini uzatıyoruz.
Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı’nın Bakan Kerameos’un İstanbul ziyareti ile ilgili olarak yaptığı Yunanca resmi açıklama şu şekildedir:
14-02-20 Επίσκεψη της Υπουργού Παιδείας και Θρησκευμάτων στην Κωνσταντινούπολη
Το Ζάππειο, το Ζωγράφειο και τη Μεγάλη του Γένους Σχολή επισκέφθηκε σήμερα η Υπουργός Παιδείας και Θρησκευμάτων, Νίκη Κεραμέως, στο πλαίσιο προγραμματισμένης επίσκεψής της στην Κωνσταντινούπολη.
Η Υπουργός είχε τη δυνατότητα να συζητήσει εκτενώς με τους εκπαιδευτικούς και τους μαθητές ζητήματα που άπτονται της σχολικής ζωής, για προκλήσεις και ευκαιρίες, για όλα όσα απασχολούν την εκπαιδευτική κοινότητα. Μεταξύ άλλων, οι εκπαιδευτικοί αναφέρθηκαν στην ανάγκη στήριξης από πλευράς Ελληνικού κράτους και στις πρωτοβουλίες και τις επιτυχίες των μαθητών σε διεθνείς διαγωνισμούς. Σε κάποια από τα σχολεία, δε, οι Διευθυντές επεσήμαναν ότι είχαν πολλά χρόνια να δεχθούν επίσκεψη αρμόδιου Υπουργού.
Η κυρία Κεραμέως έκανε την ακόλουθη δήλωση:
«Το Υπουργείο Παιδείας και Θρησκευμάτων εργάζεται αδιαλείπτως υπέρ της εύρυθμης λειτουργίας των σχολείων της Κωνσταντινούπολης και της Ίμβρου, σχολείων με μακρά ιστορία και σημαντικό ρόλο στη διατήρηση της ελληνομάθειας στην περιοχή. Η προσπάθεια των εκπαιδευτικών άοκνη, το αποτέλεσμα ενθαρρυντικό, η δική μας στήριξη δεδομένη. Είμαστε πάντοτε στη διάθεση μαθητών, εκπαιδευτικών, γονέων, για να συζητήσουμε κάθε πρόταση βελτίωσης προς όφελος των μαθητών.»
Στη συνέχεια, η Υπουργός πραγματοποίησε επίσκεψη στην Έδρα του Οικουμενικού Πατριαρχείου, όπου έγινε εγκάρδια δεκτή από την Α.Θ.Π. Οικουμενικό Πατριάρχη κ.κ. Βαρθολομαίο και τα μέλη της Αγίας και Ιεράς Συνόδου, με τους οποίους είχε την ευκαιρία να συζητήσει θέματα κοινού ενδιαφέροντος.
Η κα Κεραμέως ανέφερε ότι ήταν “μια πραγματικά ξεχωριστή ευκαιρία να μιλήσουμε για τον Ελληνισμό, να μιλήσουμε για την Ορθοδοξία, και όπως αναφερθήκατε και προηγουμένως, ο Ελληνισμός εδώ, η αλήθεια είναι ότι κρατεί εν πολλοίς μέσω της Εκκλησίας, μέσω των σχολείων μας. [….]. Και σας διαβεβαιώ ότι ένας από τους λόγους για τους οποίους επέμενα να επισκεφθώ αυτά τα σχολεία ήταν προκειμένου να περάσω και ένα ξεκάθαρο μήνυμα, Παναγιώτατε, στήριξης των σχολείων αυτών.[….] Να σας ευχαριστήσω πάρα πολύ για την ευκαιρία αυτή. Είναι πολύ μεγάλη τιμή να επισκεπτόμαστε το Φανάρι και προσβλέπουμε σε μία άριστη συνεργασία μεταξύ του Υπουργείου και του Οικουμενικού Πατριαρχείου.”
millletgazetesi
ARAŞTIRMA-İNCELEME
2 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceHABERLER
6 gün önceHABERLER
11 gün önce