DOLAR 32,7426 -0.05%
EURO 35,3190 0.52%
ALTIN 2.447,05-0,12
BITCOIN 20710074.15053%
İzmir
31°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

191 okunma

Açık Mektup

ABONE OL
02/09/2020 15:15
0

BEĞENDİM

ABONE OL

BÜYÜK OSMANLI İMPARATORLUĞU HARİCİYE NAZIRI SAYIN AHMET DAVUTOĞLU’NUN DİKKATİNE

 

‘Peki efendim, başüstüne’. Yunanistan’da, uyumlu ve kulağa son derece hoş gelen Türkçeyi bilmeyenler için bunu çevirelim.

 

En derin saygılarımı sunarım.

 

Bab-ı Âli’ye karşı nankörlük ettiğimi düşünüyorum; zira siz kafir YUNANİSTAN’ın topraklarından çekilme teveccühünü gösterdiğinizden beri, bu alicenaplığınıza karşılık verecek hiçbir şey yapmadım.

 

Çevremde bulunan bilumum kültürel, sosyal ve ekonomik nüvenin 1453’ten 1821’e ve 1922’ye kadar kalışınızdan arta kaldığı yönünde kesin bir kanaate sahibim.

 

O aptal Eflatun, Aristo, Aristophanes ve diğer bazı kişilerin, aslında sizin buradaki medenileştirici varlığınızı methettikleri ve öngördüklerine inanıyorum. Bu arada bahsekonu kişilerin Kafkaslardan gelen Hint-Avrupa kökenlerinin, aslında hemen yanıbaşlarında bulunan Türkmenlerden geldiğine inandığımı söylemeyi ise abesle iştigal addediyorum.

 

Ayrıca büyük bir mutlulukla dünyaca ünlü İstanbul (Grekler bu şehri Kostantinopolis olarak adlandırmakta ısrar ediyorlar) Üniversitesinden bir profesöre, Rumlar için bir velinimet olan varlığınız sırasında reayanın gelişmesi için cömertçe inşa ettiğiniz tüm Osmanlı yapıları, su kemerleri, camiler, hamamlar, imaretler gibi yapıların envanterini çıkarması görevini verdiğinizi öğrenmiş bulunuyorum.

 

Bunlar, sizin alın terinizle inşa ettiğiniz ve küffarın ya meydan ve yol yapmak için yıktığı ya da sizinle geçirdiğimiz 450 gelişme ve mutluluk yılını unutturmak için kaderine terk ettiği 1000 kadar sanat eseridir.

 

Paşam, bu, gerçekten de sadece tüm Balkan halklarının Türk Anasından doğabilecek bir fikirdi.

 

Neyse ki Aristo Üniversitesi Türk hayranı öğretim görevlisi Mimar-Mühendis Emilia Stefanidu’nun aydınlanmış girişimiyle, anılan öğretim kurumunun sefil bilimsel toplumu bu konuyla ilgili çağrınıza kulak verip 26-28 Şubat 2010 tarihinde Selanik Teknik Fakültesi Amfisinde bir seminer düzenledi.

 

Adıgeçen öğretim görevlisinin bu konudaki refleksi hayret verici olup, diğer öğretim görevlilerinin sembolik bir bahşiş mukabilinde nasıl olup da aynı şekilde hareket etmedikleri merak uyandıracak bir durumdur.

 

Muhakkak biri adıgeçen hanımefendiye telefon ederek, bize bırakmış olduğunuz müstesna Osmanlı mirasının restorasyonu için zaman ve para harcaması yönündeki yükümlülüğünü hatırlatmıştır.

 

Neyse ki yaşlı gözlerle haşmetli Osmanlı İmparatorluğuna böyle hizmetler sunmaya can atan bu gibi insanlar ve manevi önderler mevcuttur. Bahsekonu kişilerin tarafınızdan ödüllendirileceğini umarım. Maalesef Yunanlılar onları Ephialtes’ler olarak görüyor.

 

Benim gibi kafirlerin bu gibi çağrılar konusunda pek başarılı olmamamız hasebiyle aşağıdaki önerileri arzetmek konusunda anlayışınıza sığınıyorum:

 

a)İstanbul’daki (Kostantinopolis) tüm harabelerin envanteri çıkarılsın ve alicenap Türkiye Ana bunun masraflarını üstlensin. Yerel bağnaz reaya tarafından satılıp savılmamaları için bunun zaten yapıldığını tahmin ediyorum. Bir fırsatını bulup bugüne kadar kamulaştırdıklarınız konusunda ise sizi tebrik ederim.

 

b)Kendi arzusuyla kökenlerini unutmak isteyen, nitekim bunu başaran bir halkın, sayısı bilinmeyen eserleri olan, Bergama, Foça, Efes, Bodrum, İzmir ve Ayvalık’taki harabelerinin envanteri çıkarılsın.

 

Sözkonusu mekanları ziyaret ettiğimde, bunları nasıl son derece zekice koruduğunuzu ve hiçbir yerde sahiplerinin isimlerinin yer almadığı turistik rehberlerle tarihin üzerini nasıl örttüğünüzü müşahede ederek buna hayran oldum. Çok iyi yapmışsınız; o aptal Frenkler birkaç yıl içinde bunları sizin yaptığınıza inanacaklardır.

 

c)Bir zamanlar manastır, kilise, vakıf, okul olan ve sizin müsamahanız inayetiyle Karadeniz’de inşa edilmiş olan  tüm ahır ve depoların envanteri çıkarılsın. Küffar bunları terk etti ve bölgenizin mirasına büyük saygı gösteren sizler, bunları kamuya açık tuvalet olarak bile olsa korudunuz.

 

d)Turist ordularının hayran kaldığı ve ülkenizin ekonomisini desteklemesi için koruduğunuzdan dolayı size minnettar kaldığım Kapadokya’nın yeraltı yapılarının da envanteri çıkarılsın. Buradaki kafirler antik kalıntılarımızı ziyaret edenlere sembolik bir bilet kesecek biletçi dahi bulundurmuyorlar.

 

YUNANİSTAN’daki başka Osmanlı kalıntılarına olan sevginize hürmetimin pek büyük olması nedeniyle Zatı Âlinize başka öneriler de arzedebilirim.

 

Kuzey Rodop, Üsküp, Arnavutluk, Bosna-Hersek ve Padişahın alicenaplığı altında gelişen ve eğitim alan diğer topraklarda da benzer çalışmalar yürüttüğünüz kanaati içindeyim.

 

Lütfen müsaade buyurun; siz, uzun ve kanla boyalı tarihiniz ile Balkanları medenileştirmek isteyen yiğitlerinizin fedakarlıklarına karşı görevinizi yapıyorsunuz. Maalesef bu çabalarınızı idrak edemeyen kişiler mevcuttur. Bahsekonu şahıslar kendilerini bu şefkatli ana kucağına bırakmamakta ayak diremektedirler. Elbette bu kişiler tıpkı Kıbrıs’ta yaptığınız gibi barışçı bir biçimde Meriç’i geçtiğiniz ve adalara çıktığınız zaman hak ettikleri cezayı bulacaklardır.

 

Neyse ki size muazzam bir saygı duyan ve cüzi bir ihsan karşılığında –fazla bir talepleri olmadığına inanıyorum- güçlü, âli ve şanlı Osmanlı İmparatorluğunun yeniden doğması için yüce utkunuzun hizmetine girenler vardır.

 

Size mümkün olduğu kadar alçakgönüllükle yazıyor ve özellikle YUNANİSTAN’ın yanısıra diğer kafir Avrupa ülkelerini de etkisi altına kriz çerçevesinde planlarınızı bir an önce uygulamaya koyma fırsatı doğduğunu arzediyorum. Burada herkes gaflet uykusunda olup, tek dertleri 14. maaştır. Bu bizim kırmızı çizgimizdir.

 

Diğer bütün çizgilerin rengi, aldatıcı kredilerin kesilmesi, tatillerin kırpılması, buzuki nağmelerinin yok olması ve kıyı kafeteryalarındaki frape membaının kuruması karşısında solmaktadır.

 

Efendim, tekrar arzederim; fırsat bu fırsattır. Büyük Güçler 1821, 1897, 1912, 1918, 1945 ve benim de hatırlamaktan aciz kaldığım diğer tarihlerde olduğu gibi yine sizin yanınızdadır. Sizi sayıyor, sizden korkuyor ve size yalvarıyorlar. Kurtarın bizi!

 

Yukarıda bahsekonu önerilerimi yaşama geçirmek için daima emrinize amadeyim.

 

Unutmadan, lütfen İslam’a mugayir, hakaretamiz ve işe yaramayan suretleri ortadan kaldırma konusundaki sanatınızı bir kez daha icra edip, Ayasofya’daki o çirkin mozayiklerin üzerini sıvayla kapatın artık.

 

Vatanınıza karşı en derin sevgi ve saygılarımı arzederim efendim.

 

G. Georgakopoulos

 

    En az 10 karakter gerekli