DOLAR 32,6275 0.18%
EURO 35,4168 0.13%
ALTIN 2.472,590,23
BITCOIN 1900922-3.08657%
İzmir
31°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

156 okunma

Akademisyenlerin Yetersiz Ücretleri

ABONE OL
03/09/2020 00:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ülkemiz gelişmekte olan bir ülke. Buna hiç kimsenin bir itirazı olacağını zannetmiyorum. Bunun en önemli göstergelerinden biriside ülkemizde her geçen gün artan üniversite sayısı. Geldiğimiz gün itibariyle, yurt sathında 180 üniversitemiz var. Bilişim ve iletişimin çığır açtığı bir asrı yaşadığımızı göz önüne alırsak bu gelişme memnuniyet verici. Gelişmiş ülkeler artık teknoloji ve bilgi sistemleri ihraç ederek kazançlarına kazanç katıyorlar.  Bunu da yaparken en güvendikleri husus üniversitelerindeki akademik kadrolarıdır. Akademik kadroların kendine güvenilmelerinin sağlamaları mesleki anlamda kendilerini geliştirmelerine ve uluslararası arenada meslektaşlarının önünde yer almalarına bağlıdır. Buda akademik kadroların akıllarını projelerine vermelerine bağlıdır. Derdi maişetini düşünmeden var güçleri ile yeni yeni bilimsel teknolojilere imza atmak olmalıdır. Gelişmiş ülke akademisyenleri bu konuda oldukça mahirdirler. Devletleri onların sadece işlerine yoğunlaşmaları için gereken neyse yapmaktadırlar. Ülkemize dönecek olursak durumun bu kadar parlak olmadığını görürüz. Bizde akademik personel fevkalade haklı olarak önce derdi maişetini ortadan kaldırmak için uğraşmakta. Aldıkları maaşlara baktığımızda çok düşük ücretlerle bilim üretme gayretlerini görürüz.  Hemen hiçbir akademisyenin hak ettikleri aylık ücreti alamadıkları aşikârdır. Aldıkları ücretleri, ülkemizdeki en resmi ağızlar tarafından açıklanan açlık ve yoksulluk sınırı ile mukayese ettiğimizde durumun vahameti daha net bir şekilde karşılar bizi. Bu durum peşi sıra bazı soruları da berberinde getirmekte… Dünya literatüründe adı anılan kaç üniversitemiz var? Dünya sıralamasında ilk yüze giren üniversite sayımız kaç? Ve son olarak, dünyada marka olmuş bilim ve teknoloji ihraç edebilen seviyede ki üniversitelerimiz hangileridir? Hiç, hiç ve maalesef yine hiç…

 

ÜÇÜNCÜ DÜNYA ÜLKELERİ SEVİYESİNDE

 

Uluslararası kıyasa baktığımızda da ülkemizdeki akademik personelin aldığı ücretlerin üçüncü dünya ülkelerinden bile az olduğu görülür. İnanın çok yazık. Alın size bir örnek; Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın yaptığı karşılaştırmada ülkemizin Nijerya, Kolombiya ve Malezya gibi ülkelerin çok gerisinde kaldığı tespit edilmiştir. Karşılaştırmada listede ilk üçü paylaşanlar tahmin edeceğiniz gibi ABD, Rusya ve Kanada’ dır. Bu ülkeleri Çin takip etmekte… Büyük ülke olabilmenin yolunun akademik kadrolara gereken önemi vermekten geçtiği unutulmamalıdır. Ülkemizin bu alanda bulunduğu sıra, olumsuzluklarına rağmen akademisyenlerimizin idealist ve özverili çalışmalarına bağlıdır. Asistanlarımızın aldığı ücrete ise pek değinmek istemiyorum. Çünkü bu kulvardaki durum diğerlerinden çok daha vahimdir. Evli, bir çocuklu, kirada oturması kuvvetle muhtemel bir asistanın aldığı ücretle kendini hangi oranda geliştirebileceği, ne derece bilimsel çalışma yapabileceği ve hangi seviyede ülkemiz bilim hazinesine katkı sağlayabileceği muammadır. Yaşadığı hayat standardı saydıklarımın hemen hiç birini layık-ı vechiyle, gönül rahatlığıyla icra edemeyeceği ortada. Yetersiz ücretler akademik kadrolarımızın birer birer, istemeye istemeye de olsa yabancı üniversitelere tercih etmelerine sebep olmakta. Buda beynimizi yitirmekle eş anlamlıdır. Aklımızı yitirmekten zinhar farkı yoktur. Yazıktır, günahtır bu insanlara. Bilim olmazsa hiçbir şey olmaz. Hükümetin ilgili birimleri bu yaraya derhal neşter vurmalıdırlar. YÖK Başkanı Sn. Gökhan Çetinsaya’nın dikkatine sunulur… Ülkemizin beyin gücü olan bu kadrolara insan gibi yaşabilecekleri, hak ettikleri maaşları en kısa zamanda vermelidirler. Aksi takdirde ülkemiz sonsuza değin gelişmekte olan ülke sıfatından kurtulamaz.

 

    En az 10 karakter gerekli