DOLAR 35,2068 0.3%
EURO 36,7672 0.92%
ALTIN 2.968,331,32
BITCOIN 34546755.12609%
İzmir
16°

HAFİF YAĞMUR

SABAHA KALAN SÜRE

Amerikan kimliği ve Osmanlılık
222 okunma

Amerikan kimliği ve Osmanlılık

ABONE OL
13/10/2014 20:45
Amerikan kimliği ve Osmanlılık
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bugün ABD’de de yetmiş iki milletten insan bulunmaktadır. Bunun yanı sıra iki devletin de dünya egemenliği iddiası ve çabası, karşılaştırmalarda “imparatorluk” vurgusunun yapıldığı bir diğer unsur olacaktır.

Dr. Yüksel YILDIRIM

 

Dünya tarihinde Osmanlı İmparatorluğu 19. yüzyılın hengâmesinde parçalanma sürecine girmiş ve son nefesini 20. yüzyılda vermiştir. Her ne kadar ömrü bu yüzyıla sarksa da 20. yüzyılın temel dinamiğini belirleyen unsurlardan biri değildir. Bu dönemde sahneye yeni aktörler çıkacaktır. Bunlardan biri ve en önemlisi Amerika Birleşik Devletleri’dir. Çok kültürlü yapısı ile belli dönemlerde Osmanlı İmparatorluğu ile arasında benzerlik kurulmaya çalışılmıştır. Bu yazıda söz konusu benzerlik iddiaları üzerinde duracağız.  İki devlet arasındaki benzerlik kurma çalışmalarının en önemli dayanağı her ikisinin çok sayıda etnik unsuru bir arada barındırması olmuştur. Osmanlı egemenliği altında çeşitli milletler bulunmuştur. Bugün ABD’de de yetmiş iki milletten insan bulunmaktadır. Bunun yanı sıra iki devletin de dünya egemenliği iddiası ve çabası, karşılaştırmalarda “imparatorluk” vurgusunun yapıldığı bir diğer unsur olacaktır. Öncelikle şunu belirtelim: ABD bünyesinde farklı milletlerden unsurlar bulunmasına rağmen bu unsurla “Amerikalılık” kimliği altında erimişlerdir. Kitlesel bazda bir Amerikan hâkimiyetini tanıyan milletler yerine, Amerikanlaşmış bireyler mevcuttur. Bu bireylerden bir “Amerikan ulusu” yaratılmıştır. Bu anlamda ABD bir ulus devlettir. Osmanlı ise farklı milletleri ayrıştırmadan, bireyselleştirmeden, millet halinde tanıyarak bünyesinde barındıran bir imparatorluktur.

 

BİRİNCİ BOYUT PRAGMATİZM

Gelelim Amerikan ve Osmanlı kimlikleri arasındaki ilişkiye… Amerikan kimliğinin birinci boyutu pragmatizmdir. İktisadi anlamda, etki altına aldığı bölgeyi Amerikan çıkarları doğrultusunda düzenlemeyi ve son aşamada sömürmeyi hedef alır. Osmanlılık ise hâkimiyet kurduğu bölgeye yatırım yapmış, almaktan daha fazla vermiştir. Bugün ABD’nin askeri anlamda işgal ettiği Irak, Afganistan gibi ülkelerde herhangi bir imar çabası görmek mümkün değildir. Yıkım sonrası “yeniden imar” faaliyetleri ise yerel kaynakları sömürmenin başka bir yoludur, ABD kaynakları ile bölgeye yatırım yapılmamaktadır. Osmanlı kimliği ise bugün Balkanlar’da ve Orta Doğu’da kendi eserleri ile anılmaktadır. Uzun süreli Osmanlı-Türk karşıtlığı temelinde birçok eser tahrip edilse de günümüzde Osmanlı izini görmek mümkündür, ancak ABD için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Mevcut en büyük ABD izi, duvarlardaki kurşun delikleri ve bombaların yarattığı tahribatlardır. Bireysel bazdaki insanlık dramlarını ise bu köşede aylarca yazsak bitirmek imkânsızdır.

KAOS VE PARÇALANMA

Amerikan kimliği gittiği yere kaos ve parçalanmayı götürmüş; Osmanlılık ise kaosu bitirip barış içinde yaşama duygusuyla birlikte bir üst kimlik ve siyasette bütünleşmeyi öngörmüştür. Bu parçalanmanın en somut örneği bugün Orta Doğu’da yaşanmaktadır. Bölge haritasındaki her etnik unsur birbirinde ayrışmıştır ve farklı bir etnik-dini unsurla savaş halindedir. Osmanlılık ise kimlikler arası çatışma çabası değil, bütünleşme önerisi ile bölgede hüküm sürmüş, bir yanda Balkanlarda Boşnak, Arnavut, Sırp, Hırvat, Makedon, Bulgar, Romen, Pomak vs. unsurlar, diğer yandan Orta Doğu’da Türk, Kürt, Sünni-Arap, Şii Arap, Keldani, Nasturi, Süryani gibi kimlikler çatışmasız şekilde yaşamışlardır. Şiddet ise Amerikan kimliğinin başka bir boyutudur. ABD, özellikle 1980 sonrası “yeni dünya düzeni” söylemiyle birlikte egemenlik kurmak istediği bölgelere zora başvurarak girmiş, kendi önerisini zorla dayatmıştır. Sürecin başından itibaren şiddete başvurmuş, bu durum bölgedeki hâkimiyeti süresince devam etmiştir. Bu anlamda Amerikan kimliği, girdiği yeri darmadağın edip ve o halde bırakıp çıkmakta, Osmanlı kimliği ise mevcut darmadağın durumu sükûnete kavuşturup uzun yıllar kalmaktadır. Osmanlı coğrafyasının büyük bir bölümü fetihle büyümüş bir coğrafyadır, ancak ilk fetih sonrasında hemen huzur ortamı tesis edilmiş ve Osmanlı iradesi bölgeden çıkıncaya kadar da bu durum devam etmiştir. Sözü fazla uzatmadan söylenebilir ki;“ABD Osmanlı’yı örnek almıştır.” demek en hafif ifadeyle tarihi yanlış okumaktır. Sözde kendi geçmişine sahip çıkmak adına, Amerikan hayranlığının somut bir görünümü olan bu benzetme girişimleri, kendi mirasımızı sahiplenmek yerine, hazırda var olan Amerikan siyasetine eklemlenme sonucunu doğuracağı için ne vatanseverliktir, ne muhafazakârlık, ne de Osmanlıcılık… Teşbihte hata yapmamak lazım…

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP