DOLAR 34,1657 0.08%
EURO 38,2175 -0.21%
ALTIN 2.917,95-0,51
BITCOIN 2243056-0.13828%
İzmir
30°

AÇIK

05:27

SABAHA KALAN SÜRE

189 okunma

Anlaşmanın Anlamlısı

ABONE OL
03/09/2020 00:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL

“Evkaf’ı boyunduruktan kurtarmak, Kıbrıs’ın muhtaç olduğu din teşkilatını kurmak… Bu işin başka çıkar tarafı yoktur. Kendi elimizle kendi gözümüzü çıkaramayız. Hiçbir zaman bilmediğimiz bir kimseye rey vererek onu kara kuvvetin elinde bir oyuncak olarak bırakamayız.” 1953

 

Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

Adadaki uyuşmazlığa çözüm bulma konusunda her zaman olduğu gibi yeni bir açmazla karşı karşıyayız. Bir anlamda uluslararası toplum da açmazın sıklıkla oluşmasına destek veriyor. Kıbrıs Rum Haber Ajansı, ülkenin ortak açıklama konusunda anlaşamamaları halinde uluslararası toplumun müdahale de bulunmayacağını kaydediyor. BM Güvenlik Konseyi’nde adadaki Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılması görüşmelerinde bile bu konunun gündeme taşınmayacağı açıklandığına göre uyuşmazlığın daha yıllarca devam edeceğini veya ettirileceğinin de göstergesidir. Bu noktada karar vericileri de unutmamak gerekiyor. Doğu Akdeniz’deki 12. parselde bulunan doğalgazın AB ülkelerine taşınması konusunda sorun yaşanıyor. Amerikan Noble Enerji Şirketi bulunan gazın Türkiye üzerinden taşınmasının en iyi seçenek olduğu görüşünde. 5 trilyon ayak küp doğalgazın sıvılaştırılarak gemilerle taşınmasının ekonomik açıdan iyi bir seçenek olmadığını savunuyor. Buna karşın yukarıda adı geçen ülkeyi yönetenlerin bu seçeneğe sıcak bakmadıkları biliniyor. Bu güne değin Türk ve Türkiye düşmanlığı ile yoğrulan yönetim, Türkiye’nin siyasi bir kararla vanaları kapatacağı kuşkusunu taşıyor. Bu yaklaşımları, iki görme özürlünün köfte yemelerindeki öykü ile bire bir örtüşmektedir. Öyküyü bilenler bilmeyenlere anlatabilir.

 

10 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM

 

Konuya ilişkin tartışmaların bir başka boyutu ise doğalgazın sıvılaştırılması için 10 milyar dolar civarında bir yatırımın yapılması öngörülüyor olmasıdır. Konuya ilişkin tartışmalar sürerken İngiliz Global Enerji Çalışmaları Merkezi’nden Julian Lee’ye göre, doğalgazın Türkiye üzerinden boru hattıyla Avrupa’ya taşınmasının hem ekonomik hem de teknik açıdan en iyi seçenek olduğunu savunuyor. Bu seçeneğin uygulanmasının da mendil büyüklüğündeki ülkede yaşanmakta olan ekonomik açmazın aşılmasının motoru olacağını kaydediyor. Adadaki uyuşmazlığın çözümü konusunda doğalgazın itici bir güç olup olamayacağının değerlendirilmesinin de gerektiğini söylemek, inandırıcılıktan uzak bir bakış açısıdır. Adada bulunan İngiliz Üsleri konusundaki görüşmelerimizi değişik zamanlarda sizlerle paylaştığımız biliniyor. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş anlaşmalarında “Egemen İngiliz Üsleri” olarak tanımlanarak adı geçen cumhuriyetin toprakları dışında tutulmuştur. Bu nedenle adanın fiili taksimi de bir anlamda sağlanmıştır. O günlerde ve daha sonra hiç kimse bu konu üzerinde hiç durmadı. Çünkü bu üslerde her iki toplumdan kişiler çalışıyordu. Üsler hep ekonomik boyutunun ötesinde bir anlamda çıkar olarak da görüldü. Bu üsler konusunda Rumların belirli zaman aralıklarında yaptıkları saldırılar da saman alevi gibi parlayıp sönüyordu. Bay Nikos Anastasiyadis, Bu üsler içerisinde bulunan yaklaşık 200 bin kilometre karelik özel mülkler üzerindeki imar kısıtlamalarını kaldıran bir anlaşmaya geçtiğimiz günlerde imza attı. Bu yeni düzenleme ile yüzde 78’lik bölümde gerekli imar çalışmaları başlatılıyor. Bay Nikos Anastasiyadis bu anlaşmayı, “Anlaşma, üslerle ilgili olarak 53 yıldan fazla, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana, Britanya Üslerindeki imar çalışmaları üzerinde genel bir kılavuzun elde edilmesiyle tarihi bir gelişme olarak” değerlendiriyor. Bölgede Türklere ait mülklerin de bulunduğu bilindiğine göre garantici ülke konumunda olan Türkiye’nin de değerlendirme yapacağını ummak istiyoruz. Bu durumda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de uluslararası hukuk açısından değerlendirmede bulunması gerektiğini düşünüyoruz. Bütün kısıtlamalar, yapılan bu anlaşma ile ortalık yerlerden kaldırılıyor. Bunun ötesinde 3. ülke yurttaşlarına da bölgede mülk edinme hakkının verileceği belirtiliyor. Türkiye’yi ve Derviş Eroğlu’nu zora sokacak gelişmeler yaşanırken böyle bir anlaşmanın yapılıyor olmasının anlamlı bulunması gerekiyor mu ne…

 

 

 

 

    En az 10 karakter gerekli