Balkan Politika Kulübü Başkanı ve Bulgaristan eski Cumhurbaşkanı Jelyu Jelev, Türkiye’nin AB üyeliği hak etmiş olmasına karşın üyelik tarihi verilmemesini eleştirdi.
Jelev, Türkiye’nin olduğu kadar AB’nin de Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu vurguladı
12’inci Uluslararası Balkan Politika Kulübü Konferansı, 8 ülkeden yaklaşık 40 Balkan ülkesi lideri ve fikir önderinin katılımıyla İstanbul’da gerçekleştirildi. Konferans’ta; Gümrük Birliği, AB ve Tarım Sektörü, AB ve Ulus-Devlet, Kıbrıs ve Türkiye-AB İlişkilerinin Geleceği konuları ele alındı. Konferansın açılışında konuşan Balkan Politika Kulübü Başkanı ve Bulgaristan eski Cumhurbaşkanı Dr. Cumhurbaşkanı Jelyu Jelev, Balkan ülkelerinin ve Türkiye’nin AB’ne üyelik süreçleri arasındaki farklarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Jelev, Türkiye-AB ilişkilerinin tartışılacağı konferansın Türkiye’nin AB’ye girişine destek vermek amacıyla düzenlendiğini belirtti. Jelev, Balkan Politika Kulübü’nün Türkiye’nin AB üyeliği için çeşitli platformlarda destek verdiğini ve kendisinin de Avrupa’daki temaslarında Türkiye’nin davasını savunduğunu ifade etti. AB’ye üyeliğinin ön koşularının kurumsal ve işlevsel bir demokrasi geleneği ve güçlü bir ekonomi olduğunu hatırlatan Jelev, Türkiye’nin bu koşulları yerine getirdiğini söyledi. Jelev, Türkiye’nin yarım asırdır NATO, OECD, BAB, AGİT gibi kurumlar kanalıyla Avrupa’ya entegre olduğuna vurgu yaptı. AB’nin geleceğinin, Türkiye’nin üyeliği ile güçleneceğini belirten Jelev, Türkiye’nin genç nüfusu, Asya ve Avrupa arasında köprü niteliği ve Arap-Müslüman dünyayla ilişkileri ve ekonomik performansı ile AB üyeliğini hak ettiğini kaydetti. Jelev, buna karşılık AB’nin üyelik için herhangi bir tarih veremeyeceğini kaydetti.
Türkiye AB’ye hazır
Balkan Politika Kulübü’nün önceliklerinden birinin bölgenin ulaşım ve altyapısının tesis edilmesinin yanı sıra NATO ve AB ile bütünleşmesi olduğunu vurgulayan Dr. Jelev, Balkan Politika Kulübü’nün Ohri’de yapılan 11. toplantısında da yine AB ile bütünleşme konusunda üzerinde durduklarını anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bugünkü toplantı da 1949 yılında Avrupa Konseyi’ne, 1963 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğu’na üye olan Türkiye’nin AB ile ilişkilerini ele alıyoruz. Türkiye’nin AB’ye tam üyelik başvurusuyla ilgili gecikmeye bir gerekçe sunulamıyor. Bu konudaki soru işaretlerine kimse cevap veremiyor. Birlik temsilcileri deve kuşu gibi kafalarını kuma sokuyorlar. Öyle ki Türkiye henüz resmen AB üyesi olmamasına rağmen bu birliğe son 10 yıl içerisinde üye olarak katılmış devletlerden bile daha fazla entegre olmayı başarmıştır. Çoğunluğu genç 71 milyonluk bir nüfus, piyasa odaklı hareket eden bir ekonomi, gelişmiş ekonomik ve kültür turizmi, Türkiye’yi cazip kılan önemli özellikler. Bunların yanı sıra benzersiz coğrafi ve stratejik lokasyonu da Türkiye’nin önemli çekici noktalarından biridir. En az Türkiye’nin olduğu kadar AB’nin de Türkiye’ye ihtiyacı var. Türkiye’nin konumuma ve özelliklerine sahip başka bir ülke bence yoktur”
50 yıllık macera
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Balkan Politika Kulübü’nün aslında Balkanların Avrupalılaşması için Balkan ülkeleri lider ve yöneticilerinin meydana getirdiği bir fikir kuruluşu olduğunu söyledi. Batı Avrupa’nın, doğu, orta Avrupa ile Balkanları görmezden geldiğini ifade eden Demirel, Türkiye’nin 50 sene başlayan AB macerasının başladığından bu yana içinde olduğunu kaydetti. Türkiye için Avrupalılaşmanın yeni bir proje olmadığını ifade eden Demirel, “Avrupa’yı daima bir çağdaşlaşma projesi olarak gördük. Bu proje yüzyıllar önce başlaşmıştır. Biz Türklerin Avrupa’yla bütünleşme yolunda attığı en önemli sosyo-politik adım, Ekim 1923 yılında ilan edilen ve 14 sene sonra yüzüncü yılını kutlayacağımız Türkiye Cumhuriyeti’dir. Türkiye Cumhuriyeti bir Avrupa Birliği projesidir. Tüm bunlardan sonra AB’ye üye olmazsa Türkiye olmaz mı olur. Ama AB’ye üye olunursa daha iyi olur. Üyeliğin gereklerini yerine getirmek için çalışmalarını yılmadan sürdürmelidir” şeklinde konuştu.
Yalçındağ: “Türkiye AB’ye kabul edilmezse pahalıya mal olur”
Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ da bugün AB ile Türkiye arasında uluslararası anlaşmalarla belirlenmiş, sağlam ve kurumsal bağlar olduğunu söyledi. AB sürecinin geri dönülemez niteliğinin yalnızca siyasal ortaklıklar değil ekonomi ve dış ticaret alanında da kendini gösterdiğini dile getiren Yalçındağ, Türkiye’nin ihracatının büyük bölümünü Avrupa ülkelerine yaptığını hatırlattı. Türkiye’nin yerli ve yabancı yatırımcılar açısından bir üretim üssü haline geldiğini belirten Yalçındağ, dünya ekonomisinin doğuya kaydığı bir dönemde dinamik ekonomisi, genç nüfusu ile Türkiye’nin hızla büyük bir pazar haline geleceğini kaydetti. Türkiye’nin AB üyeliği ile birliğin Orta Asya ve Kafkasya ile komşu haline getireceğini hatırlatan Yalçındağ, bunun da AB açısından fırsata çevrilebilir bir durum olduğunu vurguladı. Yalçındağ, Türkiye’nin AB üyeliğine kabul edilmemesinin birliğe maliyetinin yüksek olacağını söyledi.
Balkan Politika Kulübü
Bulgaristan eski Devlet Başkanı Jelyu Jelev’in başkanı olduğu Balkan Politika Kulübü, bağımsız bir siyasi tartışma platformu olarak 1999 yılında kuruldu. Kurucuları ve üyeleri arasında 9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, eski TBMM Başkanı Hikmet Çetin, eski Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın, Romanya Cumhurbaşkanı Traian Basescu, Hırvatistan Cumhurbaşkanı Stjepan Mesic, Romanya eski cumhurbaşkanları Ion Iliesku ve Emil Konstantinesku ile Yunanistan eski Dışişleri Bakanı Dora Bakoyannis bulunuyor. Balkan Politika Kulübü, Balkanlar’da demokrasi ve istikrar için tüm bölge ülkelerinin Avrupa-Atlantik kurumları ile donatılmasına özel önem veriyor ve Türkiye’nin AB’ye katılımını destekliyor.
