DOLAR 32,2234 0.11%
EURO 35,0041 0.07%
ALTIN 2.404,85-0,81
BITCOIN 2182041-1.24445%
İzmir
31°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

Balkanlarda ki Diplomasi İhtiyacı!

Balkanlarda ki Diplomasi İhtiyacı!

ABONE OL
06/08/2018 08:26
Balkanlarda ki Diplomasi İhtiyacı!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Balkanlarda Sert Diplomasiye İhtiyaç Var

Rifat Sait *

Balkanlar, Türkiye açısından çok önemli bir bölge. Tarihsel bağlarımız var, kan bağımız var, ticari ilişkilerimiz var, komşuluk ilişkilerimiz var, stratejik bağlarımız var, dini bağlarımız var, Ahde vefa var, Ata yadigârı var. Türkiye’de 15 milyondan fazla Balkanlı var, Balkanlarda iki milyon Türk, 10 Milyon akraba var. Var oğlu var. Balkanlara ilgi, sevgi, önem için pek çok sebep var. Bizim pozitif sebepler, Amerika, Avrupa ve Rusya için negatif sebepler. Bugün Rusya ile dönemsel bir çıkar birlikteliğimiz olabilir. Anca Osmanlı döneminde Ruslarla, Balkanlarda çok rakip olduk. Zira onların da Balkanlarda Slav ve Ortodoks milletleriyle önemli çıkar birliktelikleri, bizim gibi Balkanlarla sınır komşulukları, tarihi ortaklıkları var. Keza, İngilizlerin, Fransızların, Almanların, Amerikalıların ve hatta İsrail’in Balkanlarda çeşitli çıkar ilişkileri, beklentileri, stratejik aşkları var. Bizim için pozitif bir çıkar veya ilgi varsa, onlar için negatif bir karşılığı var demektir. Vice versa is also true, yani tam tersine olan şeyler de doğrudur, yani onlar için pozitif varlar bizim için negatif varlardır. Balkanlarda pozitif ve negatif çıkarlar varsa aynı şekilde diplomasiye de ihtiyaç vardır.

Üçüncü Dünya savaşı veya Armegedon (Kıyamet) savaşı

Birinci ve ikinci dünya savaşları ya Balkanlarda başladı ya da orada alevlendi ve derinlik kazandı. Bugün isim konulamasa da üçüncü dünya savaşını farklı bir boyutta yaşıyoruz. Büyük devletler bizzat savaşa girmese de maşaları ve finolarıyla bu savaşın içindeler. Gizli gibi görünen ama bazı yönleriyle apaçık ve alenen yapılan bir savaş. Bu savaş bir anlamıyla Armegedon dedikleri kıyamet savaşı. Türkiye, manevi açıdan bakıldığında davasının, maddi yönden bakıldığında tarihin ve stratejik konumunun gereği zaten büyük sorumluluk yüklenmiş bir ülke. Bir yandan Orta Doğu bir yandan Balkanlar. Türkiye, belki de bu savaşın merkezinde ve kilit ülke durumunda.

Orta Doğu’da sıcak, Balkanlarda soğuk savaş

Dediğimiz gibi adı konulmamış bir 3.Dünya soğuk ve sıcak karışık savaşı. Sanki iklimleriyle doğru orantılı olarak, Orta Doğu’da sıcak, Balkanlarda soğuk savaş var. Nitekim Suriye’de, Irak’ta, Filistin’de sıcak savaş ile Müslümanlar katlediliyor ve bizden kopartılmaya çalışılıyor. Buralarda silahlı mücadeleye ihtiyaç var. Diğer yandan Balkanlarda ise soğuk savaş mevcut. Nasıl mı? Avrupa Birliği, Balkanların kendine yakın gördüğü Hristiyan kısmını içine alıyor. Burada Bulgaristan, Yunanistan, Slovenya, Hırvatistan ve Romanya var. Diğer yanda Batı Balkanlar diye yeni bir isim koydukları ama hiçbir şekilde coğrafi karşılığı olmayan Sırbistan, Karadağ, Makedonya, Arnavutluk, Kosova’yı ara durakta bekletiyorlar. Bu bölgede çeşitli ilişkileriyle Türkiye’ye ve Rusya’ya çok yakın ülkeler var. Arnavutlar, Boşnaklar ve Türklerin olduğu bu bölgede Ruslara yakınlığı ile biline Ortodoks Slav Sırbistan, Makedonya ve Karadağ var. İşin ilginç tarafı Sırbistan, Karadağ ve Makedonya’da aynı zamanda Boşnak, Arnavut ve Türkler de var. Bunlara Batı Balkanlar diyorlar ama diğerlerine yani Bulgaristan, Yunanistan, Hırvatistan, Slovenya ve Romanya’nın oluşturduğu bölgeye Doğu Balkanlar demiyorlar. Bu bölge, Avrupa Birliği bölgesi olarak kabul ediliyor. Aslında Balkanlara da Türkçe bir isim olan “Balkan” tabirini de kullanmıyorlar. Balkanlar için Güney Doğu Avrupa ifadesini kullanmayı tercih ediyorlar. Önce bizi dışlıyorlar ardından adını bizzat bizim verdiğimiz Balkanlarda maalesef Batı tarafından diplomatik kurnazlıkla kurulan Güney Doğu Avrupa (South East Europe ) birlikteliklerine biz sonradan giriyoruz. Bu yüzden Balkanlarda Diplomasiye şiddetle ihtiyaç var.

Kosova’da neler oluyor?

Balkanları ikiye ayırmanın dışında, Türkiye ile yakın ilişkisi olan bazı bölgelerde şeytanca projelerle ayrıca ikinci bir ayırma diplomasisine giriyorlar. Son günlerde bize en yakın ülke olan Kosova’da yaşanan üzücü olaylar buna örnektir. Kosova’da Dışişleri Bakan yardımcısı Gjergj Dedaj’ın Kosova’daki Türkler için söyledikleri asla kabul edilemez. Kosova’daki Türk toplumunun büyük tepkileri sonucu bu kendini bilmez faşist görevinden alındı. Bu bakan yardımcısının ismi Osmanlı’ya isyan eden İskender bey’in Hristiyan kökenli ismi olan Gjergj Kastroti ile benzemesi bir tesadüf mü? Yine Kosova’da bir grup kendini bilmez soytarının tam bu zamanda Türk bayrağının yakması tesadüf mü? Kosova’da ve Arnavutluk’ta çok sayıda kaçak Fetocu terörist bulunuyor. Bir süre önce MİT’in başarılı bir operasyonu ile 6 Fetocu paketlenip Türkiye’ye getirilmişti. Bu olayı sindiremeyen Kosova’daki bazı siyasiler yüzünden Türkiye-Kosova ilişkilerine zarar vermek istediler. Oysa Türkiye ile Kosova arasında çok güçlü bağlar var. Başaramayacaklar.

Bosna-Hersek, Bulgaristan ve Yunanistan’da gelişmeler

Diğer yandan bize yakın olan Bosna-Hersek’te de farklı gibi görünse de fitne kaynağının benzer olduğuna inandığım gelişmeler yaşandı. Hırvatların Bosna’da Enstite istemeleri, zaten üçe bölünmüş bir ülkeyi daha da bölmeye yönelik görünüyor. Yunanistan’ın ülkesine kaçan Feto darbecilerini teslim etmemesi bize karşı diğer bir diplomatik saldırı. Son olarak yine Yunanistan’da 150 Bin Türk’ün yaşadığı Batı Trakya’da Türklerin doğal hakkı olarak kendi içlerinde seçtikleri Gümülcine ve İskeçe müftülerini tanımayarak sahte müftüler ataması ve hatta şimdi de bunları yaş haddinden emekli ederek yenilerini atayacak olması bize karşı diğer bir diplomatik atak görünüyor. Bulgaristan’ın Türkiye sınırına duvar gibi çitler örmesi ve Karadeniz’de Amerika ile ortak askeri tatbikatlar yapması bir başka atak.

Soft Diplomasiden sert diplomasiye geçiş

Amerika, Balkanlarda Türkiye’ye karşı çeşitli şeytani diplomasi oyunlarını oynuyor. Fetocu teröristleri açıkça destekleyen Amerika’nın özellikle bize yakın olan Kosova ve Arnavutluk’ta onların var olmasını ve aktif olmalarını desteklediğini düşünüyorum. Bütün bunlar, Türkiye’nin Balkanlardan dışlanması için yapılan bilinçli ve planlı çalışmalar. İşte bu yüzden bizim de Balkanlarda karşı diplomatik ataklara geçmemiz gerekiyor. Tabiki TİKA, Yunus Emre Enstitüleri, Maarif vakfı, YTB gibi kurumlarımızla Yumuşak (Soft) Diplomasiyi başarı ile yapıyoruz. Ancak, bizim için son derece önemli olan Balkanlarda bize karşı bu açık ve sert saldırılara aynı oranda cevap verecek karşı diplomasilere bugün artık çok daha fazla ihtiyaç vardır. Dışişlerimizin ve MİT’in bu konudaki bilgi, tecrübe ve yetenekleri yeterlidir.

RİFAT SAİT*
24.Dönem AK Parti İzmir milletvekili
BASAM (Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanı
Dokuz Eylül Üniversitesi Avrupa Topluluğu Araştırma Merkezi (ATMER) DK Başkanı
Mail: rifatsait@gmail.com
Linkedin: www.linkedin.com/in/rifat-sait-b54b0980
Twitter : twitter.com/saitrifat Facebook : www.facebook.com/rifat.sait

    En az 10 karakter gerekli

    Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.