Kutsal Kase,Kutsal Eş ve Kutsal Geçit

24 2024 - 11:59
Balkan Günlüğü gazetesi SR Basın Yayın Ltd. Şti’ine ait olup, Başbakanlık Enformasyon Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık Basın İlan kurumuna kayıtlı bir gazetedir. Anadolu Ajansı’nın abonesi olan gazetemizin Balkan Haber Ajansı (BHA) isminde bir ajansı vardır.23 Aralık 2007 yılında yayın hayatına başlayan Balkan Günlüğü gazetesi, hedef kitlesi ve konsepti itibariyle Türkiye’de ilk gazetedir. Hedef okuyucu kitlesi, İzmir’deki 1,5 Milyon Türkiye genelindeki 17 Milyon civarındaki Balkan-Rumeli göçmeni yurttaşıdır. Ulusal ve Uluslararası yayın yapan gazetemizin düzenli haftalık basım adeti; 20 bin’dir.Gazetemiz,Türkiye’de 52 şehir,yurt dışında 12 ülkede ( Yunanistan,Bulgaristan,Makedonya,Kosova,Arnavutluk,Bosna-Hersek, Romanya,Hırvatistan,Sırbistan, Karadağ,Moldova,Slovenya ) okuyucusu ile buluşmakta.

Kutsal Kase,Kutsal Eş ve Kutsal Geçit

(Last Updated On: 09/03/2010)

Dünya kadınlar gününde kadınlardan bahsetmemek olmaz. O yüzden bu haftaki yazımı 8.Mart dünya kadınlar gününün bana hissettirdiklerine ayırmak istiyorum. Çocukluğumdan beri “kadın ve erkek eşittir” diye duyarım, … Açıkça söylemek gerekirse bunu duymak, çocukluğumdan beri kulağıma hep hoş gelmiştir. Fakat nedense kulağımın duyduklarıyla, gözümün gördükleri hiç aynı olmamıştır. Sanki bir yalanı işitiyor ya da hayal görüyormuşsun gibi… Kulağım ve gözüm bu konuda hep zıtlaşır iddialaşırlar.

Duyarım, “kadınla erkek eşittir”… görürüm “aile reisi erkektir” yine işitirim ki “kadınlar Allahın emanetidir”…  birde bakarım, sokak ortasında bir adam “bu emaneti elindeki bıçakla delik deşik ediyor”. Söylemişlerdir “kadınlar çiçektir”… ama görürüz hep “çiçekler sokağa nasıl atılır”  Bunun gibi binlerce örnek gözlerimle kulaklarımı hep bahisleştirir durur. Yani tam bir “gördüklerime mi yoksa duyduklarıma mı inanayım” durumu… Ama ben kalbime inanmak istiyorum, kadınlara, erkeklere, ülkeme ve insanlığa inanmak istiyorum.

Hıristiyanlık kadını o kadar kutsamış ki onu el değmeyen göz görmeyen bir rahibe yaparak dünyadan soyutlamış, Yahudiler kadını eş yaparak dünyaya indirmiş, İslam kadını ana yaparak onu ahiretten dünyaya geçiş kapısı olarak iki âlemin ortasına koymuş, böylece kadının toplumdaki yerini dünya ve ahiret, mana ve suret arasında sağlamlaştırmıştır. Anadolu kültürü de Toprağa “ana” diyerek “Toprak anayı” dünyadan ahirete geçiş kapısı olarak belirlemiştir… Anlaşılan o ki biz kadınlar tüm geçiş noktalarını tutmuşuz.

 

KADIN ÂDEM’İN (a.s) DÜNYADA KAYBETTİĞİ İLAHİ BİR DEĞERDİR

 

İster siyasi, ister ekonomik, ister kültürel veya isterse sosyal olsun hiçbir atılım kadınlar olmadan gelişimini tamamlayamaz. Bugün kadınların yukarıda saydığım tüm faaliyetlerden tecrit edilmeleri sebebiyledir ki insanlık ailesi sıkıntılar içindedir. Açıkça söylemek gerekirse, bu konuda suçlu olan erkekler değil toplumsal ve ahlaki alışkanlıklarımızdır. Bu alışkanlığın sürdürülmesinden dolayıdır ki kurulan kadın dernekleri bile erkeklerden tecrit edilmiş olarak, sadece kadınlar arasında kurulmakta ve yapılan “tecrit” hatası biz-zat kadınlar tarafından da sürdürülmektedir. Kadın, Âdemin (a.s) cennetten indirildiği günden beri dünyada kaybettiği ilahi bir değerdir. Erkekle kadının dünyadaki birlikteliği, içinde yaşadığımız âlemi hiç kuşkusuz cennete çevirmeye yetecektir.

İnsanlık, tarih boyunca aile yapısını “ana erkil” ve “ata erkil” olarak deneyimlemiştir. Bugün insan diye isimlendirilen mefhumun “kadın ve erkek” olduğunu hatırlamamız, âdemle havvayı bu dünyada cennete yönlendirmemiz demek olacaktır. Artık toplumu oluşturan en küçük birim olan aile yapımızın, “İnsan Erkil” bir yapıya vakit kaybetmeden geçmesi gerekir. Aile bu yapı ile yapılandığında, toplum dahi, insani yapılaşmasını gerçekleştirmede az zamanda daha çok mesafe alacaktır. Aksi takdirde insanlık, yapılaşmasında en acı veren sorun ve utancı artarak yaşamaya devam edecektir.

Bu açıdan bakıldığında, kadınla ilgili sivil toplum örgütlenmesinde erkeklere de mutlaka yer verilmeli, insanlık idealinin gerçekleşmesindeki mücadeleye erkeklerde dâhil edilerek birlikte çalışmanın örnekleri gösterilmelidir.

Şu halde, kadınların toplumsal yaşamın her alanında söz sahibi olmaları, kent ve kadın sorunları ve sorumlulukları hakkında bilinçlenmeleri, toplumsal yaşama katılma ve topluma ait olma duygularının geliştirilmesi, her türlü ayrımcılığa ve aile içi şiddete karşı korunmaları, yapılan tüm hizmetlerde kadınlara daha çok sorumluluk verilmesi gibi konularda elde edilecek başarılar, kadınlar ve özellikle toplumu oluşturan tüm insanlar için çok daha büyük bir kazanç olacaktır.

A.B de bu konuda yapılan çalışmalar gerçektende takdir edilecek çalışmalar ki bu çalışmalarda Türkiye’nin de bulunması çok sevindiricidir. Karar organlarında kadın sayısının artırılması, eşitlik planları hazırlanması, s.t.k ile diyalog geliştirilmesi, gençlerin kadın ve erkek eşitliği konusunda bilinçlerinin yükseltilmesi, cinsiyete dayalı eşitliğin tüm plan ve programlara yerleştirilmesi için bilgi sistemi oluşturulması, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme yapılması, belediye operasyonlarında kadınlar için zaman kullanımının göz önüne alınması, kent içi tüm projelerde kadının dikkate alınması, yerel hizmetlere erişimin kolaylaştırılması, yerel hizmet sağlayıcılarına cinsiyete duyarlı eğitim verilmesi, güvenlik ve şiddete karşı mücadelede şiddeti önleyecek ışıklandırma ve acil yardım hatlarının kurulması gibi birçok program A.B de uygulamaya konuluyor ve Türkiye’de bu programlara destek veriyor.

Devletin yerel yönetimlerle beraber bu konuda dünya ile birlikte uyumlu çalışması çok umut vericidir. Ancak bu çalışmaların genele yayılması ve daha çok kişiye ulaşması için daha fazla çabanın gösterilmesi zorunluluğu unutulmamalıdır. Sadece özel günlerde değil üç yüz altmış beş gün altı saat bu konuda hiç durmadan çalışma yapılmalı ve bu çalışmaların her satırından ve hareketinden toplum haberdar edilmelidir.

Tüm kadınlara “insanlar günü” kutlayacakları güne kadar “kadınlar günü” kutlu olsun. 

 

 

 

 

 

 

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.