DOLAR 33,1109 0.09%
EURO 36,3158 0.24%
ALTIN 2.615,360,06
BITCOIN 2126674-0.67324%
İzmir
39°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

174 okunma

Balkanlardan kısa kısa

ABONE OL
02/09/2020 13:02
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

***


TURKIYE BOSNA ICIN BASTIRDI

Afganistan’a muharip asker gonderme tartismalari ile gecen NATO Disisleri Bakanlari toplantisinda Turkiye asil mucadeleyi Bosna konusunda verdi ve buyuk oranda basarili oldu. Turkiye’nin yogun cabalari sonucu Bosna’ya NATO uyeligi yolunu acacak Uyelik Eylem Plani’na (UEP) “sartli vize” verildi.

Toplanti baslarken NATO’nun agir toplarinin “mutlak hayir” yonundeki tutumu Turkiye’nin basini cektigi bir grup uye sayesinde “sartli evet” e dondu. ABD, Ingiltere, Fransa, Almanya ve Hollanda gibi Ittifak’in kuvvetli uyelerinin guclu itirazi ile karsilasan Ankara, Slovenya ile birlikte “Bosna-Hersek’e UEP verilmesi” inisiyatifi baslatti. Ortak inisiyatife Turkiye ve Slovenya ile Slovakya, Macaristan, Norvec, Arnavutluk ve Ispanya imza verdi. Turkiye iki gunluk zorlu muzakere surecinde Bosna-Hersek’in UEP’e katiliminin ilkesel bir tavir oldugunu ve geri adim atmasinin mumkun olmadigini muteaddit kereler iletti.

Ilk gunku muzakerelerin ardindan 12 uye Turkiye-Slovenya inisiyatifine destek verirken, 9 ulke Bosna-Hersek’e NATO uyeligi yolunu acan UEP’e itirazlarini surdurdu. Dun sabah ise Turkiye’nin pozisyonunu destekleyen ulkelerin sayisinin artmasi uzerine, itiraz eden ulkelerle “mutlak hayir” dan “sartli evet” e donen bir formulde uzlasildi. NATO Bakanlar Toplantisi sonuc bildirgesinde “Bosna-Hersek’in reform cabalarinda gerekli ilerlemeyi saglamasi durumunda UEP’e katilimina karar verilmistir.” ifadesi yer aldi. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen de “Bosna’da herhangi bir tereddut olmamali. Sizi UEP’te gormek istiyoruz. Sizi NATO’da gormek istiyoruz. Ulkenizin onemini anliyoruz.” dedi.

Bruksel’den donerken gazetecilere zorlu muzakere maratonunu anlatan Disisleri Bakani Ahmet Davutoglu Ikinci Dunya Savasi’ndan sonra Avrupa’da gorulen en buyuk katliam olan Srebrenitza soykirimi basta olmak uzere, Bati’ya 1990’li yillarda olume terk edilen Bosnaklara vicdani sorumluluklarini hatirlattigini belirtti. Bosnaklarin, Sirplarin ve Hirvatlarin UEP’te uzlastigini, ayrica Bosna’nin komsularinin da destekledigi bu muracaata olumsuz cevap vermenin Bosnaklari bir defa daha yikacagini vurgulayan Davutoglu, sonuctan Bosnaklarin da memnun kaldigini kaydetti.

***

ERDOGAN ‘KOMSU’NUN BAM TELINE BASTI

Basbakan Erdogan’in Yunanistan’a ‘Adin Greece. Tamam sen Greece ile devam et. Makedonya da Makedonya kalsin’ sozleri Atina’da tepki yaratti

Basbakan Recep Tayyip Erdogan’in onceki gun Istanbul AB Merkezi’nin acilisinda Makedonya ile Yunanistan arasindaki isim kriziyle ilgili sozleri, bu konudaki tartismalari yeniden gundeme getirdi. Erdogan’in “Birileri de Makedonya’nin ismine kafayi takmislar. Yakin komsumuz Yunanistan. Adin Greece. Tamam sen Greece ile devam et. Birak Makedonya’yi o da Makedonya ile yoluna devam etsin” demisti.

Yunan televizyon ve radyolari Erdogan’in sozlerine, gun boyu yer vererek kamuoylarina aktardilar.

Yunanistan’in Makedonya Cumhuriyeti’ni resmen tanimaya yanasmamasiyla 1990’da baslayan ihtilaf hâlâ suruyor.
Yunanistan “Makedon” ve “Makedonya” sozcuklerinin Elen kokenli oldugunu, antik Yunan doneminden kalan Elen irkinin bir kolunu tanimladigini, baska bir milletin bu isimle kendisini tanimlayamayacagini savunuyor.

Eski Yugoslavya’yi olusturan federasyonlardan olan “Makedonya Federasyonu” konusunda o donemde de cekinceleri olan Yunanistan, Tito Yugoslavyasi ile cekismekten kaciniyordu. Yugoslavya’nin dagilmasindan sonra Makedonya Cumhuriyeti bagimsizligini ilan edince Yunanistan “Bu ulkeyi bu isimle tanimiyorum” seklinde tepki gosterdi.

Birkac yil Makedonya’nin BM uyesi olmasini engelledi. Kuzey komsusuna ayrica ekonomik ambargo da uyguladi.
BM’nin ustlendigi arabuluculuk inisiyatifiyle yeni cumhuriyet “Eski Yugoslav Makedonya Cumhuriyeti-Former Yugoslavian Republic of Macedonia” (FYROM) adiyla BM uyesi oldu.

Yunanistan’da ihtilafa 1993’te uzlasmaci bir cozum bulmak isteyen ve “Novamacedonia” (yeni Makedonya) adini kabullenmeye hazirlanan Micotakis hukumetini, gectigimiz hafta Yeni Demokrasi Partisi lideri secilen eski disisleri bakani Andonis Samaras, 10 milletvekiliyle partiden ayrilarak, dusurmustu.

Zaman icinde Makedonya Cumhuriyeti’ni ABD, Rusya, Turkiye basta olmak uzere 100’u askin ulkenin bu ismiyle son yillarda daha uzlasici bir tutum takinmasina neden oldu. Ancak henuz cozum uzak gorunuyor.

***

BULGARISTAN’DAN KOSOVA’YA DESTEK

Uluslar arasi Adalet Divani’nda gorusulen Kosova’nin bagimsizlik karari durusmalarinin dorduncu gununde Bolivya ve Brezilya Kosova karsiti, Bulgaristan ise Kosova yanlisi tutum sergilediler.

Bolivya ve Brezilya Temsilcileri Kosova’nin bagimsizlik ilaninin BMGK’nin 1244 sayili kararina karsi ve ulkelerin toprak butunlugu esasina uygun olmadigini vurguladilar.

Bulgaristan Temsilcisi ise Kosova’nin bagimsizlik ilani ile bolgede sorunlarin durdugunu ve istikrarli bir ortama kavusuldugunu vurguladi. Bulgaristan Kosova’nin bagimsizligini halkinin iradesi dogrultusunda aldigini dikkat cekti.

Bulgaristan’in bu tutumu Kosova tarafindan olumlu karsilanirken Sirp medyasinda buyuk yanki uyandirdi. Sirp gazeteleri bugun “Bulgaristan sirtimizdan vurdu” basliklariyla haberi aktardilar.

***

DEVIL: KOSOVA’DA ASIRICILARIN ZAMANI GECTI

KFOR’un Cok Uluslu gucler sektoru komutani Fransa general Arno Sent-Kler Devil, Kosova kuzeyinde Arnavutlar ve Sirplar arasinda gerginligin hala mevcut oldugunu, buna ragmen “asiricilar zamani” nin gectigini ifade etti.
AFP Haber ajansina demec veren Fransa Generali Devil, gercekten asiricilar zamaninin gectigini, guvenlik durumun iyi oldugu bir noktaya gelindigini ileri surdu.

Uc ay once Kosova’ya gelen Fransa Generali Sent-Kler Devil, Arnavut ve Sirp temsilcileriyie yaptigi gorusmelerinde, siddetin artik sorunlarin cozumu icin bir arac olmadigi sonucuna vardigini da soyledi.
General Devil, olasi bir siddetin aniden cikabilecegine ihtimal vermeyerek, buna ragmen KFOR’un dikkatli oldugunu ve durum geregince mudahale etmeye hazir oldugunu belirtti.

***

KENAN IMIRZALIOGLU VE SENER SEN “TURK FILMLERI HAFTASI” ICIN KOSOVA’YA GELIYOR

Turk sinemasinin iki buyuk ismi Sener Sen ve Kenan Imirzalioglu Kosova’ya geliyor. Turkiye Cumhuriyeti Kosova Buyukelciligi tarafindan bu yil ikincisi duzenlenmekte olan “Turk Filmleri Haftasi” cercevesinde onur konuklari olarak Kosova’ya gelecek olan Sen ve Imirzalioglu, burada uc gun kalacak.

11-15 Aralik tarihleri arasinda gerceklesecek olan “Turk Filmleri Haftasi” cercevesinde onumuzdeki Cuma  gunu Kosova’ya gelecek olan sanatcilar, katilacaklari gala gecesi ardindan Kosova’da tarihi yerleri gezecek. Pristine’nin “ABC” sinema salonunda gerceklesecek olan ve bes gun surecek “Turk Filmleri Haftasi” cercevesinde ilk aksam basrollerini Sener Sen ve Kenan Imirzalioglu’nun paylastigi “Kabadayi” filmi sinema severlerin begenisine sunulacak. Ardindan Mutluluk, Sonbahar, Cenneti Beklerken, Hacivat Karagoz Neden Olduruldu?, Propaganda gibi filmler bes gun boyunca Arnavutca ve Ingilizce altyazili olarak gosterilecek.

Kenan Imirzalioglu’nun Kosova’ya yapacagi ziyaret Kosova basininda her gun genis yer aliyor. Imirzalioglu’nun basrolunu oynadigi “Aci Hayat” dizisi Kosova’nin en cok izlenen yerel bir kanalinda reyting rekorlari kiriyor. Dizide Kosovali karakterini canlandiran Imirzalioglu’nun Kosova’da cok buyuk bir hayran kitlesi var.

***

ISKECE’DE CAMIYE SALDIRI

6 Aralik 2009 tarihinde Iskece Sunne Mahallesi Camii kimligi belirsiz kisi veya kisilerin saldirisina ugradi. Bati Trakya Turk Azinligi Danisma Kurulu Baskani ve Iskece Secilmis Muftusu Ahmet Mete tarafindan yapilan aciklamaya gore Pazar gecesi 23.40 sularinda Sunne Mahallesi Camii’nin camlari taslarla kirilmis, camii duvarlarina sloganlar yazilmistir. Camii imami Remzi Saban’in durumu polise bildirmesi ile olay yerine gelen yetkililer gerekli incelemeleri yapmis olup Camii’nin biri kible tarafinda digeri de giris kisminda olmak uzere iki caminin kirildigini tespit etmislerdir.

***


MAKEDONYA MEDYASI: TESEKKURLER TURKIYE

Basbakan Recep Tayyip Erdogan’in sozleri uzerine Makedon medyasi yayinlarinda Turkce bu ifadeyi kullandi: Teskkurler Turkiye

Basbakan Recep Tayyip Erdogan’in, Makedonya’nin bu ismi kullanmasina Yunanistan’in itirazlari konusundaki ifadeleri, ulkede genis yanki buldu.

Basbakan Erdogan’in sozlerinin genis bicimde yer aldigi TV haberlerinin bazilarinda, Turkce, “Tesekkurler Turkiye” ifadesi de kullanildi.

Erdogan, onceki gun AB Genel Sekreterligi Istanbul Ofisi’nin acilisi sirasinda yaptigi konusmada, bolgesel isbirliginin onemine dikkati cekerek, Yunanistan’a hitaben, “Sen, Greece ile devam et. Birak Makedonya’yi o da Makedonya ile yoluna devam etsin. Yani buralara takilip kalirsak barisi golgeleriz. Barisi golgelemeyelim, barisi guclendirelim istiyoruz. Bu kadar spesifik meseleleri kalkip asli meseleymis gibi gostermek dunyada barisi gercekten zora sokar, yazik olur” demisti.

***

YUNANISTAN’DAN MAKEDONYA’YA VETO

AB Daimi Temsilciler Komitesi COREPER toplantisinda Yunanistan, AB Donem Baskani Isvec’in Makedonya ile ilgili hazirladigi metni reddetti.

AB Donem Baskani Isvec’in hazirladigi (3.taslak) sonuc taslaginda Makedonya konusunda gorus ayriligi cikti. Sonuc taslaginda Mart 2010’da Makedonya ile muzakerelerin baslatilmasi konusuna bir gorus ile tekrar deginilecegi Yunanistan’in tepkisini cekti. Yunanistan isim sorunu cozulmeden muzakerelerin baslamasina taraftar degil.

Isvec’in hazirladigi Mekedonya ile ilgili paragraflarda ozetle sunlar kaydediliyor:

Avrupa Konseyi Makedonya’da gerceklestirilen degisimleri (AB reformlari) takdir ediyor. Konsey reformlarin devam etmesinin zorunlu oldugunun altini ciziyor. Ozellikle de devlet sistemindeki bozulma ile ilgili alanlarda calisilmasi ve yargi bagimsizligi ve tarafsizliginin saglanmasinin onemini belirtiyor. Konsey Makedonya ile muzakerelerin acilmasi konusuna tekrar Mart 2010 yilinda donecek. Ad sorunun BM gozetimindeki cozumunu ve komsularla iyi gecinmek hala en onemli unsurlar arasinda. Yunanistan ile Makedonya’nin gelistirdigi pozitif iliskiler AB Konseyi tarafindan desteklenmekte .

***

ABD VE RUSYA KOSOVA KONUSUNDA KARSI KARSIYA
Uluslararasi Adalet Divaninda bugun Kosova bagimsizliginin yasalligiyla ilgili ulkelerin argumanlarinin dinlenmesi basladi. Ilk konusman olarak Ispanya kursuye cikti. Ispanya, Kosova devletini tanimayan Avrupa Birliginin bes ulkelerinden biridir.

Ispanya ardindan bugun Amerika BirlesIk Devletleri temsilcisi de konusacak. Lahey’de gun icerisinde bugun bagimsizliga sert karsi cikan ve Sirbistan’in guclu destekcisi olan Rusya’nin da argumanlarini sunmasi bekleniyor.
Bugunku gun Kosova bagimsizligini destekleyenler ve karsi gelenler arasinda yapilacak bir tartisma gunu olarak degerlendiriliyor.

Uluslararasi Adalet Divaninda gun icerisinde Finlandiya da konusacak

***

KUCI BRUKSEL’DE BATI BALKANLAR KONFERANSINA KATILIYOR

Basbakan yardimcisi Hajredin Kuci “Ekonomik Krizi Asmak – AB Uyeligi Yolunda Bolgesel Isbirligi” adi altinda duzenlenecek olan konferansa katilmak uzere bugun Bruksel’e hareket ediyor.

Bati Balkan devlet temsilcilerinin katilacagi konferans yarin baslayacak. Konferansta kuresel mali krizi asmak icin bolgesel isbirligi olanaklarinin gorusulmesi bekleniyor.

Ziyaret esnasinda Kuci, AB Donem Baskanligini yuruten isvec’in Disisleri bakani Carl Bildt’in verecegi resepsiyona katilacak. Basbakanliktan yapilan aciklamada bu resepsiyona katilacagi belirtilen Kuci’nin davetlilerle gorusmelerde bulunacagi ve Kosova’nin AB’ye entegrasyon surecinde ilerlemesi icin yardim isteyecegi bildiriliyor.

Kuci ziyareti cercevesinde ayrica AB’nin genislemeden Sorumlu Uyesi Pierr Mirel ile gorusecek.

***

SIRBISTAN’IN ONUNDE ENGEL KALMADI
Bruksel’de en onemli gelisme Sirbistan konusunda yasandi. Toplanti oncesinde aciklama yapan Komisyon yetkilisi Olli Rehn, genel olarak genisleme konusunda onemli kararlar altina imza atmayi ongorduklerini soylerken ozellikle Balkan ulkeleri konusunda “Son birkac yilda Bati Balkanlarda surekli bir istikrarlasma surecine taniklik ettik. Ve bugun Bati Balkan ulkelerinin Avrupa Birligi’ne yakinlastirilmasi yonunde kararlar alacagimizdan eminim” demisti.

Rehn’in bu sozleri gerceklesti ve 27 uye Sirbistan’in birlige uyeligi yolundaki en buyuk engeli kaldirdi. Hollanda, Avrupa Birligi ile Sirbistan arasindaki ticaret anlasmasina, savas suclularin yakalanmasi icin yeterli cabayi gostermedigi gerekcesiyle uyguladigi vetoyu kaldirdi ve boylelikle Belgrad’in Birlige uyelik basvurusunun yolu acilmis oldu. Bununla birlikte Sirbistan hukumetine savas suclusu zanlilarinin yakalanmasi icin daha fazla isbirligi yapmasi yonunde cagri da yapildi.

***

KARACIC’TEN BM’YE MEKTUP
,

Bosnali Sirplarin eski lideri Radovan Karacic, BM Guvenlik Konseyi’den bir kez daha, savas sucundan yargilanmaktan muaf tutulacagina dair kendisiyle yapilan anlasmayi kabul etmesini istedi.

1992-1995 Bosna savasiyla ilgili 11 ayri suctan yargilanan Bosnali Sirplarin eski lideri Radovan Karacic, ABD’nin eski arabulucusu Richard Holbrooke’la, gozonunden kaybolmasi karsiliginda yargilanmadan muaf tutulacagi yonunde gizli bir anlasma yaptigini one suruyor.

Holbrooke daha once defalarca bu iddiayi reddetmis, eski Yugoslavya icin kurulan uluslararasi savas suclari mahkemesi de, boyle bir anlasma yapilmis olsa bile bunun mahkemenin yargilama yetkisini sinirlamayacagini bildirmisti.

Karacic, BM Guvenlik Konseyi’ne yazdigi ve BM’nin Holbrooke’la yaptigi anlasmayi kabul etmesini istedigi mektupta, “Holbrooke’la yapilan anlasmaya 13 yildan fazla sure uydum. Gorevlerimi biraktim ve kamu hayatindan cekildim. Guvenlik Konseyi’nin de anlasmadaki kendi yukumlulugunu yerine getirmesi zamanidir” dedi. Guvenlik Konseyi diplomatlari ve BM yetkilileri daha once, Karacic’in iddiasini sacma olarak nitelendirmislerdi.

***

LAHEY’DE ABD’DEN KOSOVA BAGIMSIZLIGINA GUCLU DESTEK

Uluslar arasi Adalet Divaninda bugun ABD, Kosova bagimsizligi ilanini guclu bir sekilde destekledi. ABD Disisleri Bakanligi temsilcisi Harold Koh, bagimsizliga goturen hukuki ile tarihi argumanlari sundu.

ABD temsilcisi Koh, bagimsizligin ilaninin iki yili ardindan, eski Yugoslavya’nin dagilmasi, Kosova’da yasayan tum topluluklarin insan haklarinin korunmasinin garantisi ve BM’de sureclerin ablukadan kurtulmasi gibi uc onemli surecin nihai sonucu olarak bagimsizlik ilanin geldigi sonucuna varildigini belirtti.

Amerika BirlesIk Devletleri bu vesileyle Kosova halkinin iradesi olan bagimsizlik Deklarasyonunun dokunulmamasi icin Uluslar arasi Adalet Divanina cagri yapti.ABD, Uluslar arasi hukukun bagimsizlikla ilgili deklarasyonlara yasak koymadigini da vurguladi.

Adalet Divaninda bugun Kosova bagimsizligini Finlandiya temsilcisi de savundu.

Divanin bugunku calismalarinda ise Ispanya kursuye cikan ilk ulke oldu. Ispanya, bagimsizligi tanimayan AB’nin 5 ulkesinden biridir. Madrid, beklendigi gibi bagimsizlik ilanina karsi gelerek, Sirbistan tutumunu savundu.
Rusya temsilcisi de Sirbistan lehine olan Rusya pozisyonunu savundu.

***

YUNANISTAN: AZINLIK KONULARINI TURKIYE ILE TARTISMAYIZ

8 Aralik 2009 tarihinde Yunanistan Disisleri Bakan Yardimcisi Dimitri Drucas, Atina’da gerceklestirilen basin toplantisinda Turkiye Basbakani Recep Tayyip Erdogan’in Yunan Basbakani ile gerceklestirdigi gorusmede azinlik konularini da tartistiklari yonundeki aciklamasi ile ilgili soruya yanit verdi. Drucas soyle yanit verdi: “Turkiye ya da herhangi bir Turk yetkili tarafindan bu konu ne zaman dile getirilse tekrar eden ve surekli sekilde verdigimiz yaniti bir kez daha tekrarlayacagim: Bu hukumet Yunan vatandasi olan Musluman azinlik ile ilgili konulari tartismaz. Turkiye her ne isterse onu soyleyebilir, kendisini ilgilendirdigini ya da cikarlarina hizmet ettigini dusundugu her konuyu dile getirebilir. Biz bu konuda acik sozluyuz, bir kez daha bu tur konulari tartismayacagimizin altini cizerim. Bu konuyu lutfen burada bitirelim”.

***

BOSNA’DA TOPLU MEZARDAN 120 ISKELET CIKTI

Bosna’nin Srebrenica kentinde bulunan bir toplu mezardan yaklasIk 120 kisinin kalintilari cikarildi.

Adli tip uzmanlarindan olusan ekibin uyelerinden Sadik Selimovic, yaptigi aciklamada, 3 haftadir suren calismalarin ardindan mezarda 12 eksIksiz iskelet ve 106 kisiye ait kemik parcalari bulundugunu soyledi.

Vidikovac bolgesi yakinlarinda ortaya cikarilan 23 metre uzunlugunda 3 metre genisligindeki toplu mezarin derinliginin 1,5 metre oldugu kaydedildi.

Bu toplu mezarin Srebrenica katliaminin kurbanlarinin cesetlerinin bulundugu 80. toplu mezar oldugu belirtildi.

Tarihin en buyuk katliamlarindan birinin yapildigi Srebrenica’da, Temmuz 1995’te genc ve yasli 8 bin Bosnak katledilmisti.

***

DEMIREL’IN ‘AVRUPA’ YORUMU

9. Cumhurbaskani Suleyman Demirel, Avrupa ideallerinin hayata gecmesi ve Avrupa’nin dunyanin diger bolgeleri icin bir baris, istikrar ve refah modeli olmasinin ancak Bati Avrupa ile Balkanlar arasindaki yapay engellerin kaldirilmasiyla mumkun olacagini soyledi.

Demirel, Guneydogu Avrupa Ulkeleri Isbirligi Sureci (GDAU) Turkiye Donem Baskanligi ve Guvenlik Isbirligi Merkezi’nin (RACVIAC) ortaklasa duzenledigi “Bolgesel Mulkiyet Yoluyla Bolgesel Guvenlik: Yeni Bir Isbirligi Cagi?” konulu konferansta bir konusma yapti.

Son kuresel mali ve ekonomik krizin bir kez daha ortak meselelerin agirligini ortaya koydugunu, bu krizden herkesin yara aldigini ifade eden Demirel, “Yuzyuze geldigimiz risklerin cogu Ortadogu ve Kafkasya’daki koklu guvenlik sorunlari ve istikrarsizliklarla iliskili oldugu cihetle bunlara asinayiz. Ustelik terorizm, cevre kirliligi, daha iyi bir kuresel ekonomik yapinin kurulmasi, kulturlerarasi iliskilerin bozulmasi gibi sorunlarla da basetmek zorundayiz. Bu baglamda, artik Guneydogu Avrupa olarak anilan Balkanlar ne yazik ki halen bazi istikrarsizlik unsurlarini barindirmaya devam etmektedir” diye konustu.

Balkanlar’in tarih boyunca karmasa, etnik huzursuzluk ve savaslardan hak ettiginden fazla payini aldigini, dini ve etnik farkliliklarin cesitliligin faydalarini yaratmak yerine guvensizlik tohumlarinin ekilmesine neden olduguna dikkat ceken Demirel, 1990’larda Balkanlar’da muazzam degisIklikler yasanirken once Basbakan ardindan da Cumhurbaskani olarak gorev yaptigini ve o yillarda Balkanlar’in nasil bir etnik ve mikro-milliyetci siddet kisir dongusu icine hapsedildigine tanik oldugunu belirtti. Demirel, o donem yogun cabalarina ragmen savasi bitirecek uluslararasi mudahale surecini baslatamadiklarini kaydederek soyle konustu:
“Bolgede yasanan bu uzucu olaylardan cikarilan ana ders, savas veya askeri catismalarin milli cikarlari takip etmenin bir yolu olarak gorulmemesi gerektigidir. Aksine, gunumuzun kuresellesen dunyasinda isbirligi ve sorunlara barisci cozumler bulunmasi kalici baris, istikrar ve refaha ulasilmasinda zaruridir. Bolge ulkeleri ve halklari, isbirliginin yararlarini gordugu zaman Balkanlarin cok etnili ve cok kulturlu, mureffeh bir bolgeye donusmemesi icin hicbir neden yoktur.”

Demirel, Balkanlar’in Turkiye acisindan onem tasidigini, ayni sekilde Turkiye’nin de Balkanlar icin buyuk onem tasidigini belirterek, “Ortak sinirlarimiz olmasa dahi tum Balkan ulkelerini komsumuz olarak kabul etmekteyiz. Bolge ulkelerinin de ayni gorusu paylastiklarina inaniyorum” dedi. Demirel, Turkiye’nin tarih boyunca bolgenin istikrarina katkida bulundugunu ifade ederek 10 yili askin bir suredir de bolgede kalici bir baris ve istikrarin tesisi icin Turkiye’nin uluslararasi toplumla isbirligi icinde olduguna dikkat cekti.

Demirel, Balkan ulkeleri arasinda ikili ve cok tarafli isbirligine buyuk onem atfettiklerini dile getirerek “Bu anlayisla, Turkiye Guneydogu Avrupa Ulkeleri Isbirligi Sureci (GDAU) gibi bolgesel girisimleri desteklemektedir. GDAU, demokrasi istikrar, ekonomik kalkinma ve bolge ulkelerinin Avrupa-Atlantik kurumlariyla entegrasyonu icin hayati onemi haiz bolgesel isbirligi ve iyi komsuluk iliskilerinin pekistirilmesi yonunde temel forum olma yonunde buyuk asama kaydetmistir” dedi. Turkiye’nin gectigimiz Haziran ayinda GDAU’nun donem baskanligini devraldigini animsatan Demirel, bu cercevede bolgesel entegrasyon yoluyla bolgesel guvenligin saglanmasina yonelik bir dizi etkinlik gerceklestirecegini, bu konferansin da bu etkinliklerin ilk halkalarindan biri oldugunu soyledi.

Demirel, bazi Balkan ulkelerinin icinde bulunduklari karmasIk siyasi durumun kendileri icin halen endise kaynagi oldugunu, ozellikle Kosova ve Bosna-Hersek’te ortaya cikabilecek istikrarsizliklarin tum Balkanlari olumsuz yonde etkileyebilecegini isaret etti. Bosna-Hersek’te yasanan gelismelerin hayati bir safhaya ulastigini vurgulayan Demirel, “Eger dikkatli bir sekilde ele almazsak tum Balkanlarda ciddi sonuclarla karsi karsiya kalabiliriz. Tarih tekerrur etmemelidir. Uluslararasi toplumun Bosna-Hersek’ in Avrupa ve Atlantik kurumlariyla butunlesmesi yonunde hizli bir sekilde caba harcamasi hayati onem arz etmektedir” dedi.

Bosna-Hersek’in AB tarafindan “Schengen Beyaz Listesi”ne alinmasinin ertelenmesi ve gecen hafta gerceklestirilen NATO Konseyinde bu ulkenin Uyelik Eylem Plani’na (MAP) dahil edilmemesinin Bosna-Hersek halkina yonelik cesaret kirici mesajlar oldugunu ifade eden Demirel, “AB’nin Bosna-Hersek vatandaslarina 2010 yilinin ilk yarisinda vize muafiyeti tanimasini umuyoruz. Ayrica, Bosna-Hersek’in NATO MAP programina vakit kaybetmeksizin dahil edilmesinin bir oncelik olduguna inaniyoruz. Bu adimlar ulkede devam eden reform surecini tesvik edecektir” diye konustu.

Demirel, istikrarli ve mureffeh bir Kosova olmaksizin istikrarli bir Balkanlar tasavvur etmenin mumkun olmadigini kaydederek Kosova’nin IMF ve Dunya Bankasi’na uye olarak kabul edildigini, Kosova’da yerel secimlerin ilk turunun 15 Kasim tarihinde ciddi bir sorunla karsilasilmadan tamamlandigini ve bu gelismelerden memnuniyet duyduklarini belirtti. Demirel, “Bu, Kosova’nin demokratik yapisinin bir gostergesidir” dedi.

Demirel, Balkanlar’in 21. Yuzyilda farkli etnisitelerin ve kulturlerin birlikte baris icinde yasayabildigi bir bolge olarak dunyanin geri kalanina ornek teskil edebilecegine dikkat cekerek, “Bu amaca ulasmak icin bolge ulkelerinin Avrupa-Atlantik yapilariyla butunlesmesi perspektifinin canli tutulmasi gerektigine inaniyorum. Daha once de belirttigim uzere bu, bolge ulkelerini bir arada tutan temel baglardan biri islevini gorecektir. Bolgenin istikrari icin bu ivme muhafaza edilmelidir. Dogal olarak, Turkiye bu yonde hicbir cabadan kacinmayacaktir” dedi. Balkanlar’da arzulanan ortak vizyona ulasmak icin, demokrasi, hukukun ustunlugu, insan haklari ve serbest piyasa ekonomisi gibi ortak degerlerin, baris ve istikrarin ayrilmaz unsurlari olarak gorulmesi gerektigini vurgulayan Demirel, “Avrupa’nin butun ve ozgur olabilmesi icin, Avrupa’nin kuzey ve guney, ozellikle guneydogu bolgeleri arasinda bosluklar, fay hatlari ve yapay engeller olmamalidir. Ancak bunu saglarsak Avrupa ideallerinin hayata gecmesini ve Avrupa’nin dunyanin geri kalani icin bir baris, istikrar ve refah modeli olmasini saglayabiliriz” diye konustu.

***

GUL’DEN ARNAVUTLUK’TA BALKANLARA ISTIKRAR MESAJI

Cumhurbaskani Abdullah Gul, Balkanlar’in artik istikrarsizliklarla anilan bir bolge olmamasi gerektigini belirterek, ortak degerlerin bolge ulkeleri arasindaki farkliliklari eritebilecek gucte oldugunu soyledi. Gul, resmi ziyaret gerceklestirdigi Arnavutluk’ta, Cumhurbaskani Bamir Topi tarafindan onuruna verilen aksam yemegine katildi.

Verilen bilgiye gore, basina kapali yemekteki konusmasina ”Turkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Aziz Ataturk’un de ifade ettigi uzere, hissen ve kalben kardes bildigimiz tum Arnavut milletine, Turk milletinin en dostane sevgi, dayanisma ve muhabbet hislerini iletiyorum” diyerek baslayan Gul, kendisine gosterilen samimi husnukabul ve sicak misafirperverlige tesekkur etti.

Iki ulke ve halklari arasinda kokleri ortak tarihin derinliklerine uzanan fevkalade kuvvetli dostluk ve kardeslik hisleri bulundugunu ifade eden Gul, ortak tarihin siyasi, ekonomik, ticari, askeri, kulturel, toplumsal ve insani iliskilerin guclenmesine imkan tanidigi gibi; gelecege donuk isbirligi icin de dunya uzerinde ornegine az rastlanacak dostluk ortami olusturdugunu soyledi.

Gul, ikili iliskilerin karsilikli anlayis ve dayanisma ruhu icinde tum yonleriyle gelistigini, derinlestigini ve zenginlestigini; boylece Turkiye ile Arnavutluk arasinda ornek bir ortaklik modelinin vucut buldugunu ifade etti.

Turkiye Cumhuriyeti’nin, kurulusundan bu yana Arnavutluk’la iliskilerine ozel bir ilgi ve onem atfettigini belirten Gul, sunlari soyledi:
”Iki ulke arasindaki guclu baglarin ve ortak tarihin etkilerini ve izlerini paylastigimiz kelimelerde, edebiyatimizda, muzigimizde oldugu kadar, Iskodra’nin tas konaklarinda, Berat’in cumbali evlerinde, Tiran’in merkezindeki Ethem Bey Camii’nin mimarisinde de gormemiz mumkundur.

Kader ortakligi yapmis iki millet, tarih boyunca, etkileri siyasi, iktisadi, toplumsal ve kulturel hayatimizda karsilikli olarak hissedilen kuvvetli aile ve akrabalik baglari kurmuslardir. Hem Turkiye hem Arnavutluk dostluk, kardeslik ve isbirligi iliskilerimizi daha da ileriye tasiyacak siyasi irade ve kararliliga sahiptir.

Siyasi planda, ikili, bolgesel ve cok tarafli iliskilerimiz sorunsuz niteligiyle gunden gune gelismekte ve guclenmektedir. Bu cercevede, Balkanlar ve Akdeniz’e yonelik politikalarimiz basta olmak uzere, uluslararasi ve bolgesel meselelere dair bakis ve yaklasimlarimiz memnuniyet verici sekilde ortusmektedir.

Turkiye, Arnavutluk’la NATO catisi altinda muttefik olmaktan gurur duymakta ve Arnavutluk’un Avrupa Birligi’ne uyelik surecindeki sevindirici gelismeleri memnuniyetle takip etmektedir. Zira Turkiye, genisleme surecini, Avrupa Birligi’nin kuresel konumu ve mureffeh gelecegi acisindan bir ihtiyac olarak degerlendirmektedir. Turkiye, Avrupa Birligi’nin, genisleme karsiti on yargilari ortadan kaldirmak icin daha etkin politikalar benimsemesi, genislemenin yapay sinirlara degil, ortak degerlere dayandigini gostermesi gerektigi gorusunu savunmaktadir.”

Cumhurbaskani Gul, ekonomi ve ticaret alanlarinda Arnavutluk’un en buyuk ucuncu dis ticaret ortagi ve Arnavutluk’taki ucuncu en buyuk yatirimcinin Turkiye olduguna isaret ederek, iki ulkenin bu alanda el birligiyle daha cok mesafe katedecegini soyledi.

Arnavutluk’un Balkanlar’da sahip oldugu stratejik konumu cercevesinde, ic istikrarini koruyarak gelismesi ve bolgede layik oldugu konuma ulasmasinin Turkiye’nin en samimi arzusu oldugunu vurgulayan Gul, soyle devam etti:
”Balkanlar artik, istikrarsizliklarla anilan bir bolge olmamalidir. Aksine, somut ve guclu isbirligi ve butunlesme projelerinin hayata gectigi bir istikrar, huzur ve refah alanina donusmelidir. Guneydogu Avrupa Ulkeleri Isbirligi Sureci Donem Baskani olan Turkiye, bu istikametteki tum adimlara, gecmiste oldugu gibi, onumuzdeki donemde de destek vermeye ve onculuk etmeye hazirdir. Bolge ulkeleri arasinda daha yakin isbirliginin tesisi, suphesiz AB ile butunlesme surecini de hizlandiracaktir. Ancak, Balkanlarda samimi bir is ve guc birligi Avrupa Birligi’nden bagimsiz olarak dusunuldugunde de fevkalade onemlidir. Balkan ulkelerinin paylastiklari musterek degerler, tum bolge ulkeleri arasindaki farkliliklari eritebilecek guctedir. Gelecegimizi bu anlayisla hazirlamak icin gayret gostermemiz gerektigine inaniyorum. Bu saglam ortaklik zemini, hepimizin paylastigi Avrupa ve Avrupa-Atlantik butunlesmesi hedefi dogrultusunda, Balkanlar’da bolgesel isbirligini derinlestirmemiz icin bizlere gerekli imkani sunmaktadir.”

***

BALKANLARDA VIZE GERGINLIGI

Avrupa Birligi’nin birlikteligi hedefleyen genisleme politikasi, Balkanlar’da huzursuzluk ve tartismalara neden oluyor
AB Komisyonu’nun genislemeden sorumlu uyesi Olli Rehn, Kasim ayi sonunda duzenlenen AB Bakanlar Konseyi’nde Sirbistan, Karadag ve Makedonya’ya vize serbestisi getirilmesine karar verildigini aciklamisti. Bu ulkelerin vatandaslari 19 Aralik’tan itibaren 90 gunlugune, herhangi bir vizeye ihtiyac duymadan AB ulkelerini ziyaret edebilecek. Buna karsilik Arnavutluk, Kosova ve Bosna Hersek; pasaportlarda biyometrik veri uygulamasina henuz gecemedikleri gerekcesiyle uygulamadan yararlanamayacak.

Avrupa Parlamentosu raportoru Tanja Fajon bunun buyuk bir yanlislik oldugunu kaydetti. Fajon, “Teknik acidan dogru bir karar olabilir, ancak bolge icin olumsuz siyasi etkileri var. Cunku Bosna Hersek’teki Bosnaklar serbest dolasim hakkindan yararlanamazken, ulkedeki bazi kesimler AB sinirlarindan vizesiz giris yapabilecek. Bu sekilde Balkanlarin batisinda bir bolunmeye neden oluyoruz.” seklinde konustu.

Bosna Hersekli Sirplar ve Hirvatlar ise sahip olduklari ikinci pasaportlari sayesinde vizeye ihtiyac duymadan Avrupa Birligi sinirlarindan gecebiliyor. Ancak ulkedeki Muslumanlarin boyle bir sansi yok. Cunku onlar ikinci bir anavatana sahip degiller. Aralarinda Bosna Hersek’teki uluslararasi toplumun eski temsilcisi Christian Schwarz Schilling’in de bulundugu bircok politikaci, yeni uygulamayla Guneydogu Avrupa’da etnik bir sinif ayrimi yaratildigi uyarisinda bulunuyor.

AB Bakanlar Konseyi’nden Zoltan Martinusz itirazlarin yersiz oldugunu, yasanan durumun Arnavutluk ve Bosna Hersek’in vize muafiyeti icin gerekli yukumlulukleri zamaninda tamamlayamamasindan kaynaklandigini belirtti. Martinusz, “Bosna Hersek’in, vize serbestisi icin gerekli duzenlemeleri yerine getirmesi mumkun gozukmuyor. Ve bu Avrupa Komisyonu, yani siyasi olmayan bir kurum tarafindan ortaya kondu. Dolayisiyla bu siyasi degil, tamamiyla teknik bir karardir.” aciklamasini yapti.

Yasanan durum, Avrupa Birligi’nin genisleme politikasinin yeniden tartisilmasina sebep oldu. Uzmanlar Avrupa Birligi’nin surdurdugu stratejinin bolgenin dogal kalkinma surecini sekteye ugrattigi elestirisini yapiyor. Uluslararasi Kriz Grubu’nun Bosna Hersek subesinden Srecko Latal, Avrupa Birligi’ni daha duruma uygun ve pratik sekilde hareket etmeye cagirdi.

Latal, “Bolgedeki bircok lider statukonun korunmasini istiyor. Ancak buradaki ekonomik ve sosyal durum giderek kotulesiyor. Herkes gozunu uluslararasi topluma cevirmis durumda. Bosna Hersek ve bolgenin geri kalani goz onunde tutuldugunda takinilacak en tehlikeli tavir, hicbir sey yapilmamasi olur.” dedi.

Bosna Hersek’te 2010 sonbaharinda genel secimler yapilacak. Vize konusunun, ulkedeki asiri milliyetcilerin ekmegine yag surmesinden ve etnik tartismalari alevlendirmesinden endise ediliyor.

***

RUMYANA JELEVA, AVRUPA HALK PARTISI BASKAN YARDIMCISI GOREVINE SECILDI

Bulgaristan Disisleri Bakani Rumyana Jeleva, Avrupa Halk Partisi Baskan Yardimcisi gorevine secildi. Avrupa Halk Partisi’nin Bon’da duzenlenen kongresinin ikinci gununde Antonio Lopes tekrar genel sekreter gorevine secildi. Bakan Jeleva’nin “Uluslararasi isbirligi, insani yardim ve kriz durumlarda mudahale” komiseri adayi oldugunu da hatirliyoruz.

***

HOLLANDA VE BRITANYA KOSOVA BAGIMSIZLIGINI SAVUNDU

Uluslararasi Adalet Divani bugun, Kosova bagimsizliginin ilaniyla ilgili Hollanda, Romanya ve Britanya’nin argumanlarini sunmasiyla calismalarina devam etti.

Sozu ilk alan Hollanda temsilcisi Lizbet Layzand, ulkesinin Kosova bagimsizligi ilaninin uluslararasi hukuk ile uyumlu oldugunu degerlendirdigini belirtti.

Layzand, insan haklarinin ihlal edilmesinden de Kosova’nin kendisinin karar almasinin kaynaklandigini soyledi. Bu kapsamda Layzand, oldurme, siddet ve yok etme yoluyla Kosova’dan 700 bin kadar Arnavut’un kovuldugundan da soz etti.

Romanya Temsilcisi Bogdan Aresku, Sirbistan pozisyonunu savunarak, Uluslararasi Adalet Divaninin Kosova konusundan dusunce vermesi gerekmedigi tutumlariyla oydas olmadigini ifade etti. Romanya, Kosova bagimsizligi ilaninin uluslararasi hukuka etkisi olmadigi tutumuyla da uzlasmadi.

Buyuk Britanya Temsilcisi Deniel Betlhem ve James Craford, Kosova bagimsizligini savundu. Betlhem yaptigi konusmada, Uluslararasi Adalet Divaninda Kosova bagimsizligi yasalligini reddedenlerle polemige girmeye hazir oldugunu ifade etti.

Britanya Temsilcisi 1244 sayili Rezolusyonun Kosova statusu konusunda onyargili olmadigini, fakat ayni zamanda bagimsizligi engellemedigini de soyledi.

Ote yandan Kosova Disisleri Bakani Skender Hyseni, Cuma gunu Berlin’e gerceklestirecegi ziyaretinde Almanya Disisleri Bakani Guido Westerwelle ile temaslarda bulunacak.

Almanya mevkidasi ile gorusmesi icin Bakan Hyseni Lahey’den Berlin’e gidecek. 12 ile 13 Aralik gunlerinde ise, Aspen Enstitusu tarafindan orgutlenen “Transatlantik diyalogu: Alman ve Amerikan liderlerinin Bati Balkan liderleriyle diyalogu” konulu konferans calismalarina katilacak.

Konferansa Bati Balkanlardan cok sayida Disisleri Bakanlarinin da katilmasi bekleniyor.

***

KIRCAALI BOLGESINDEKI MUSLUMAN TEMSILCILERI BIR DEKLARASYON YAYINLADI

10.12.2009 tarihinde Kircaali’de toplanan Kircaali Bolge Muftulugune bagli imamlar ve Musluman Encumenleri uyeleri su Deklarasyon’un altina imza attilar: Deklarasyonda soyle denidi :

Biz Kircaali bolgesi Musluman dini onderleri ve Musluman Encumenleri temsilcileri, basta bolge Muftusu ve imamlari olmak uzere, bolgemizdeki Musluman Toplulugunun dini islerinden sorumlu olarak, Bulgaristan Anayasasinin prensiplerini koruyarak, Bulgaristan devlet kurumlarinin adalet duygusuna guvenerek, Anayasanin garantisi altinda bulunan dini ibadet hakki ve dini liderlerimizi demokratik yollarla secme hakkimiza dayanarak, dini hosgorunun tasdik edilmesi icin butun gayretlerimizi seferber ederek:

1. 31.10. 2009 tarihinde Sofya’da yapilan Olaganustu Ulusal Musluman Surasinda alinan kararlari ve secilen yonetim organlari, Sofya Mahkemesi tarafindan kaydedilmemis olmasi, bolge Muslumanlari saflarinda gerilim yaratabilecegini endiselenerek ifade ediyoruz.

2. 31.10.2009 tarihinde Sofya’da yapilan Olaganustu Ulusal Musluman Surasinda alinan kararlari, basta Dr. Mustafa Haci( Bas Muftu) ve Sabanali Ahmet(Kircaali Bolge Muftusu) olmak uzere 900’e yakin imam ve diger Musluman temsilcileri tarafindan oybirligiyle secilen Musluman dini liderlerini kendi adimiza ve bolge Muslumanlarinin temsilcisi olarak destekledigimizi bildiriyoruz.

3. 31.10.2009 tarihli Olaganustu Ulusal Musluman Surasinda secilmis olan Musluman dini liderlerimizi butun kanuni yollari zorlayarak desteklemeye devam edecegiz.

4. Asimilasyon doneminde(1985 -89), Musluman haklarini ayaklar altina alanlarin, ayni donemde Muslumanlara maddi ve manevi zarar verenlerin, Muslumanlari yonetmeye kalkismalarina asla izin vermeyecegiz.

5. Biz, hicbir zaman sunu unutmayacagiz: 10.11.1989 tarihinin(Otoriter rejimin yikilisi) bir ay oncesine kadar, Muslumanlar ateist bombardimani altindayken, hatta cenazelerimiz bile Musluman usullerine gore defnedilmezken, “Bulgaristan’da Musluman dininin serbestce ibadet edildigini” soyleyen N. Gencev’in, T. Jivkov’a defalarca destegini ve tesekkurlerini iletmesini.

6. Atalarimizdan bize sonsuza kadar miras kalan vakif varliklarinin yeniden satilmamasi icin, dini kuruluslarin hesaplarindan yuz binlerce Leva bosaltilmamasi icin, Bulgaristan’da yasayan Muslumanlarin cagin realitelerini de goz onunde bulundurarak demokratik yollarla secilen yonetim organlari hakkindaki hukuki tartismalarin, yetkili organlarin 17 seneden beri verdigi celiskili kararlarin nihayet sona erdirilmesini istiyoruz.

7. Biz, dini yoneticilerimizi kendimiz secmek istiyoruz. Cunku bu hak Bize, ulkenin yasalarinda tanindigi gibi, uluslararasi antlasmalar ile de taninmistir. Vatanimizda her isteyen Musluman toplulugunu yonetmeye aday olabilir, yeter ki bu toplulugun karsisina cikarak destegini isteyebilsin.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

    En az 10 karakter gerekli