0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Sporcuların birçoğu spor yaşamına öğrencilik yıllarında okullarda başlar. Bende atletizm ile ilgili spor yaşamına Muğla Teknik Lisesi’nde öğrenciyken başlamıştım. Muğla’nın Ortaca ortaokulundan mezun olduktan sonra 1970’li yılların ikinci yarısında Muğla Teknik Lisesi’ne gittim. Burada Beden Eğitimi derslerine, branşı Beden Eğitimi öğretmeni olan hocalarımız geliyordu. Ortaokulda ise ilkokuldan gelen öğretmenlerle Beden Eğitimi derslerini yapıyorduk. Böylece sportif faaliyetleri de daha yakından görüyorduk.  
Ben Muğla Teknik Lisesinde Türk sporunda verimliliğin gelişmesinde okullarımızda Beden Eğitimi derslerinin önemli bir rolü olduğunu anladım. Beden Eğitimi öğretmenimiz İhsan Narin de sporun verimliliği konusunda mesleğini çok iyi yerine getiriyordu. Ben atletizm sporuna Beden Eğitimi öğretmenimiz İhsan Narin hocamızın spor bilgisindeki verimliliği sayesine başladım. Kendisinden spor konusunda okul dönemlerinde öğretilen vakit geçirici bilgilerle değil, sporun ana teması üzerine verimli spor kültürünü de öğrendim. Beden Eğitimi dersleri gerçekten Türk sporunun kalkınma hamlelerini verimli spor bilgiler üzerinden öğrencilere spor kültürünü öğreterek Türk sporunun kalkınmasına destek oluyor. Çoğu zaman Beden Eğitimi dersleri önemsenmez. Beden Eğitimi öğretmeni okullarımızda sporun önemini biliyorsa Beden Eğitimi derslerine de öğrenciler gerekli önemi verirler. 

İHSAN NARİN HOCAMIZ

Bizim Beden Eğitimi öğretmenimizin ismi İhsan Narin’di ve bizlere sporun kültürel yönünü de öğreterek Türk sporunun yapısını genel spor kültürüyle bütünleştiriyordu. Kendisi Kars’ın Kağızman ilçesindendi. Bundan dolayı kayak sporu yapmış ve kayak konusunda iyi bilgisi vardı. Bir gün Beden Eğitimi dersinde Türkiye’de sporun halka yayılmasını anlatıyor ve bu konuda Kayak sporundan örnek vererek ‘arkadaşlar, Türkiye’de Kayak Milli Takımı en fazla 20–30 kişi arasından seçiliyor. Ama Avusturya’da en aşağı 15 bin kişi arasından seçiliyor. İşte Avusturya’da bu kadar insan Kayak sporuyla ilgileniyor‘ dediğinin bugün dahi hiç unutmuyorum. Bazen Beden Eğitimi derslerini sınıfta işler ve burada Türk sporunda idari yapıyı anlatırdı. Ben ilk defa Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü’nün (bu günkü ismiyle Gençlik Hizmetleri ve Spor Genel Müdürlüğü) devletin spor ile ilgili resmi kamu kurumu olduğunu o zaman öğrenmiştim. Derste bizlere spor federasyonlarının işlevini ve Kitle sporu eğitimini anlatıyordu. Beden Eğitimi derslerinde bu derece verimli spor ortamlarının yaratılması için çaba gösteriyordu. İhsan hocamız ile ilgili bir anıyı hiç unutmuyorum. Muğla, Fethiye ilçesinden güler yüzlü Bayram Alkaya arkadaşımız vardı. Bayram Alkaya’nın diğer dersleri çok iyi ama Beden Eğitimi dersinin zayıftı. İhsan Narin hoca da ilk yarının sonuna doğru bizlere Beden Eğitimi dersinden kasa minder hareketleri yaptırarak not veriyordu. Bayram’a sıra geldiği zaman Bayram İhsan hocaya ‘hocam benim diğer derslerim çok iyi, bir tek Beden Eğitimi dersi zayıf, eğer siz beş verirseniz ben takdirname alacağım’ demişti. Bunun üzerine İhsan hoca, ‘sen diğer derslere önem verip çalışıyorsun ama Beden Eğitimi dersini önemsemiyorsun bundan dolayı da başarmak istemiyorsun, sana dört veriyorum’ dedi. Beden Eğitimi öğretmenimiz İhsan Narin, Beden Eğitimi dersini önemserdi. Kendisi Atletizm’de önem verir her yıl 27 Aralık Atatürk koşularına okulun kros takımını çok iyi hazırlardı. Başta atletizm olmak üzere diğer spor dallarını önemserdi. Beden Eğitimi dersleri sporumuzun verimlilik ortamlarının en iyi hazırlandığı yerdir. Ama bu konunun da İhsan Narin hoca gibi bilincinde olunması gerekiyor.