“İzmirliler ve özellikle küçük yaştaki savunmasız çocuklarımız, geliyorum diye haykıran bir tehlike ile karşı karşıya. Geçtiğimiz günlerde bir parka yolum düştü. Banklara oturdum ve etrafı seyre daldım. Gözüme ilk takılanlar şen şakrak çocuklarımız oldu. Dünyanın çiçekleri yaşamanın zevkindeydi. Oda ne, aynı parkta hem de yanı başlarında üç dört köpekle beraber aynı parkı paylaştıklarını dehşetle müşahede ettim. Çocuklardan ekserinin köpeklerden korktukları yanlarından kaçarak uzaklaşmalarından belliydi. Köpek sahipleri parkın bir kenarından ipini çözdükleri köpeklerine talimatlar yağdırıyordu. Bir yanda çocuklar diğer yanda sahibini pekte takmayan, birbiriyle hırlaşan, oradan oraya koşup, sağı solu pisleyen iri yarı köpekler. Ekser sorumsuz ve bilinçsiz köpek sahiplerinin “vurdumduymaz, kör ayvaz” tavırlarının insan hayatını ne denli tehlikeye soktuğunun resmiydi bu manzara. İnanılmaz bir manzara. Onlar eliyle onarılması sonradan belki de imkânsız olacak vakalar yanı başımızda yerini almış durumda. Bu yüzden de, tehlike çanlarının sesi kulağımıza hiç bu kadar yakın gelmemişti diyorum. Tehlike hiç bu kadar yavrularımızın, bizlerin hemen bitişiğinde, burnumuzun dibinde olmamıştı diyorum. Apartmanlarımızın içerisine kadar girmemişti diyorum. “
TEDBİR ALINMAZSA
Çok kısa bir süre önceki köşe yazımda ev, apartman ve sokaklarda ikamet ettirilen köpeklerin çevreye saçtığı tehlike ve pisliğe böyle işaret etmiştim. Hiç olmazsa, park ve meydanlara asacağınız levhalarla, sorumsuz köpek sahiplerini ikaz edebilirsiniz demiştim. “Belediye Başkanlarının dikkatine” diye kalın kalın vurgu yapmıştım. Tedbir alınmazsa “çocuklarımızın hayatı tehlikededir” demiştim. Bu yazımdan sonra başta parklar olmak üzere insanların yoğun olarak bulunduğu cadde ve alışveriş merkezlerinde gözüm bu türden ikaz levhalarını aradı durdu. Her defasında etrafı daha bir dikkatle süzdüm. Gezip dolaştığım yerlerde bugüne değin alınmış hiçbir tedbir emaresini nafile, göremedim. Gördüğüm tek şey, sahip olmakta zorlandıkları köpek azmanı köpekleri ile ulu orta dolaşmaya devam eden sahipleri oldu. Hoş,” böylesi ikaz levhalarına ne gerek var” diyebilirsiniz? Yerden göğe kadar da haklısınız. Böylesi levhalara gerek olmadan köpek sahipleri köpeklerini böylesi mahallerden uzak tutmalılar. Ancak onlar bunu yapmıyorlarsa, Belediye ve diğer ilgili kurumlar devreye girerek, toplumun güvenliğini tehdit eden bu maganda ötesi maganda tehlikeyi bertaraf etmeliler. Bir tarafta insanlara ne zaman saldıracakları belli olmayan hayvan irisi köpekler, bir tarafta bazı maganda tipli köpek bakıcıları ve diğer tarafta da masum insanlar ve yetkililer. Hepsi aynı dar döngü içerisinde, günde belki yüz defa yüz yüze gelmekteler. Buda vurdumduymazlığın en önemli delili ve ispatıdır. Tüm bunların neticesinde, geçmişte olanlar bir kez daha cereyan etti. “Olmasın” dediklerimiz bir kez daha oldu. Olmaması kaçınılmazdı. Ve bir çocuğumuzun daha hayatını köpek yüzünden kaybetti. Yazıp, söylemiştik,” bakın yenileri olacak, yavrularımızın canı yanacak, belki de hayatları tehlikeye girecek” demiştik. Kulak asan olmadı. Alınan tedbirler yeterli caydırıcılığa hala sahip değil. Hala tedbirler noktasında diz boyu eksikler var. Basında yer alan haberlere şöyle bir göz atıldığında; “sevmek için aldığı köpek tarafından kolu koparıldı”, “hırsızdan korunmak istedi köpeği tarafından yüzü parçalandı”, “evinde baktığı köpek çocuğunun ölümüne sebep oldu” ve daha niceleri. Bunlar, sadece İzmir’de gerçekleşen biri iki yaralanmalı hadise manşetleri. Köpeklerin saldırılarında hayatını kaybeden onlarca çocuk, kadın ve yaşlı insanımız var. Köpek bakıcıları hem kendi hayatlarını, hem ev ve apartman sakinlerinin hayatını ve hem de civarda yaşayan masum yaşlı, kadın ve özelliklede çocukların sağlığını ve hayatını tehlikeye atmakta. Bir kez daha söylemekte yarar var; altını kalın kalın bir kez daha çizmekte yarar var; onlar hayvan, onlar içgüdüleri ile hareket ederler, ne zaman ne yapacaklarını kestiremezsiniz. Bunu kestirebilmek için hem cins olmak gerekir. Aksi takdirde hayati tehlikeye davetiye çıkartılır. Buna da hiç kimsenin hakkı yoktur. Böylesi insan canına kast eden hayvanları köleleştiren meta haline getiren “hayvan sevgisine bir kez daha hayır” diyorum. İnsanların hayatlarını ve can güvenliklerini hiçe sayanları ve Belediyeleri bir kez uyarıyorum. Kalın sağlıcakla
HABERLER
13 Ekim 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.