DOLAR 32,2050 -0.01%
EURO 35,0073 -0.02%
ALTIN 2.515,520,61
BITCOIN 22248943.80298%
İzmir
31°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

ÇAKALİDİSLER’İN EVİ

ABONE OL
03/09/2020 00:55
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Samsun’un mübadele öncesi hallerini merak eden kaç okuyucumuz vardır bilemiyorum. Lakin “mübadele öncesi Samsun” denildiğinde tüyleri diken diken olan bir düzine muhteremi hepimiz sayabiliriz. Tıpkı “mübadeleden önce Türkiye” diye yapılan her girizgahın ardından hırçınlaşabilecek yüzlerce Türk büyüğünü listeleyebileceğimiz gibi…

 

Resmi tarihin zihinlerimizden silmeye çalıştığı en büyük tarihi gerçeklerden birisidir mübadele meselesi… “Bir zamanlar bu topraklarda bizden olmayan unsurlar da yaşıyormuş.” çağrışımı yapacağından korkulduğundan mıdır bilinmez, bu konu resmi tarih yazarlarımız tarafından hep ıskalanmıştır.

 

Koskoca İnkılap Tarihi kitaplarında sadece “Lozan Anlaşmasının maddelerinden birisi” olarak birkaç satırla geçiştirilen mübadelenin, ne kadar büyük bir olay olduğunu anlamamız için iki milyon insanın göçe zorlandığını hatırlamak bile yeterli olsa gerek… Trablus harbi – Balkan Savaşları – Birinci Cihan Harbi ve İstiklal Savaşı derken aralıksız on küsür senedir devam eden savaşların yarattığı sefaletin eşliğinde yürütülen göz yaşı dolu bir dönemi ifade eder mübadele!

 

Resmi tarihin silgisiyle zaten fululaşan mübadele yıllarının acıları, bu göçü yaşayan Türk mübadillerin soyundan gelenler tarafından da pek fazla dillendirilmeyince unutulmaya yüz tutmuştur. Lakin bizlere unutturulan tarihsel gerçekleri el oğlu unutmuyor. Mübadelenin taraflarından olan Yunanlılar, kendi deyimleriyle Küçük Asya’daki geçmişlerini yeni nesillere hatırlatmak için her yolu deniyor: Müzeler kuruyor, sivil toplum örgütlerini destekliyor, sanatçıları teşvik ediyor, tarih kitaplarında sayfalar dolusu yer ayırıyor… El alem kendi tarihlerinden “resmi öcüler” yaratmakla uğraşmıyor!

 

Yunanlı mübadiller, kendi devletlerinden gördükleri teşvikler sayesinde 1930’lardan itibaren örgütlenmişler. Bu sayede çok önemli bir bilgi havuzuna da sahip olmayı başarmışlar. Bunun açık bir örneğine kısa bir süre önce tanık oldum. Dinleyin bakın, sizin de ilginizi çekecek:

 

Bay Athanasios TSAKALIDIS ile mübadele meselesinin Türk ve Yunan taraflarındaki iki değerli uzmanı Sayın Müfide PEKİN ve Sayın Niko UZUNOĞLU aracılığıyla tanıştım. Önce Lozan Mübadilleri Vakfımızın üyelerinden Müfide Hanım, ardından Drama Küçük Asyalılar Derneğinin yöneticilerinden Niko Bey, bana eski bir Samsunlu’ya yardımcı olup olamayacağımı sordular.

 

Doğrusu, doğma büyüme bir Samsunlu olarak, mübadele olayına bunca kafa yormuş birisi olsamda “eski Samsunlu” ifadesi karşısında şöyle bir afallamadım dersem yalan olur. Düşünsenize… Benim atalarım Sarışaban’ın kestane kokulu ormanlarında dolaşırken, onunkiler de Samsun’un deniz soluyan sokaklarında yaşıyorlardı demek ki!

 

Bay TSAKALIDIS, daha sonra internetten ulaştı bana. Sıcacık bir merhaba… Bizimkilerden bile daha Karadenizli bir akademisyen: Uzun yıllardır Patras Üniversitesindeki Bilgisayar Fakültesinde dekanlık yapıyor. Bu alanda çalışan bir profesör olmasına rağmen Yunanistan’da daha çok ressam kimliğiyle tanınan önemli bir sanatçı…

 

Bakmayın benim TSAKALIDIS diye lafı dolandırmama. Türkçe okunuşuyla “ÇAKALİDİS” işte…

 

Yunanistan’da bir kimsenin Anadolu kökenli olduğunu tahmin etmenin en kolay yolu soyismine bakmak… Hemen hepsinin ön ismi Rumca olsa da  soyisimlerinde bariz bir Türkçe etkisi görüyorsunuz. Dramalı Niko kardeşimin soyadının UZUNOĞLU olması gibi. Bir diğer Türkiyeli Rum dostumun adı da Tanaş ama soyismi CIMBIS (Z)!

 

Çakalidis Hoca, haziran ayında Samsun’u görmek istediğini yazmış. E-postasına da atalarının Samsun’daki evinin resmini eklemiş. Soruyor: “Acaba bu ev şimdi ayakta mıdır? Değilse nerelerdeydi acaba?”

 

Umutsuzca bakıyorum resme: Eski Rum konaklarından kaçı kaldı ki ayakta? Bana yabancı geliyor. Belli ki uzun yıllar evvel dümdüz olmuş. Kimbilir şimdi yerinde hangi apartman ya da yol var.

 

Münasip bir dille durumu izah etmeye çalışıyorum. Üzülüyor ama şaşırmıyor Çakalisidis Hoca… O da gayet iyi biliyor ki onlar da bizden kalanlara pek hoyrat davrandılar.

 

Ama beni şaşırtan bir bilgi daha veriyor Eski Samsunlu dostumuz: Bu ev, eskiden Paşaoğlu Sokaktaymış! Hemen bir umut Büyükşehir Belediyesindeki arkadaşlarıma koşuyorum. Acaba neresi Paşaoğlu sokak? Boşuna gayret! Samsun’daki en eski numarataj kayıtları elli yılı bile bulmuyor. Bugün Paşaoğlu diye bir sokak yok Samsun’da!

 

Şahsen ben Çakalidis Hoca’ya pek yardımcı olamadım. Fotoğrafa bir de siz bakın balalım… “Çakalidisler’in evi” ya da bir zamanlar oturdukları “Paşaoğlu Sokak” hakkında zihninizde birşey uyanacak mı?

 

Samsun’un tarihine kafa yoran resmi ve sivil kuruluşların arşivlerinde “eski Samsun resimleri” vardır ya… Hani bazen internet sitelerinde, resim sergilerinde ve kitaplarda karşımıza çıkarlar.

 

Acaba bu eski fotoğraflardan çok daha fazlası “Eski Samsunlu” hemşerilerimizin arşivlerinde yok mudur dersiniz? Kimse kızmasın bana ama onlar tarihlerini araştırma konusunda bizden fersah fersah öndeler çünkü!

 

ETKİNLİK DUYURULARI…

 

Samsun Mübadele Derneğinin geleneksel bahar kahvaltısı 30 Mayıs 2010 sabahı Meşe Tesisleri’nde yapılacak. Rumeli türküleri eşliğinde ailece kahvaltı etmek ve uzun süredir göremediğimiz bir çok dostumuzla hasret gidermek için hepinizi bekliyoruz efendim…

 

Derneğin bu yılki ikinci memleket gezisi de 7 Temmuz tarihinde yapılacak. Meraklısına duyrulur…

 

RESİMLER HAKKINDA…

 

Bu yazımızda kullanılan fotoğraflar, Çakalidisler’in evi, Selanik’e yerleşen Karadenizli Rumlar ve Yunanistan’daki bir mübadele müzesinden kemençe örnekleri…

 

BANA ULAŞMAK İSTEYENLERE…

 

Yazdıklarımız ve yazamadıklarımız hakkında görüş belirtmek ve katkı vermek isteyen herkes, bana derneğimizin e-posta adresinde ulaşabilir: samsunmubadele@mynet.com

    En az 10 karakter gerekli