“Kıbrıs’ın barış içinde yaşaması, Türk askerinin Anamur’da beklemesi ile değil, Kıbrıs topraklarında dolaşmasıyla mümkündür”.
Dr. Fazıl KÜÇÜK
Kıbrıs Türkleri, verdikleri onurlu mücadele sonrasında 1974 yılında BM gözetiminde yapılan Cenevre görüşmeleri sonrasında kendi devletlerini kurma şansını elde ettiler. Rum tarafının uzlaşmaya yanaşmamaları sonrasında 2. Barış Harekâtı sonrasında da güvence içinde yaşayacakları bir toprak parçasına sahip oldular. Yine BM gözetiminde sürdürülen uzun müzakerelerden sonra karşılıklı nüfus değişimi yapıldı. Böylece Kıbrıs Türkleri 13 Şubat 1975 gününde Kıbrıs Türk Federe Devleti’ni kurdular. Verilen onurlu mücadele sonrasında kurulmuş olan Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin 36. yılına da ulaşmış bulunuyoruz. Bu onurlu günde Ankara’da Kıbrıs Türk Kültür Derneği’nin çağrısına olumlu yanıt veren Cumhuriyet Meclisi’nde temsil edilen partiler bir araya geldiler. Genel Başkan ve Genel Sekreter düzeyinde katılan partilere teşekkürlerimizi sunmak istiyoruz.
GERGİNLİĞİN DOZU DÜŞÜRÜLMELİ
Son dönemde adada yaşanan gerginliğin ve gerilen ortamın dozunun mutlaka düşürülmesi gerekmektedir. Kıbrıs Türk Kültür Derneği tarafından düzenlenen, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki Gelişmelere Siyasi Partilerin Bakışı” konulu panele yoğun bir izleyici kitlesinin katıldığını da kaydetmek istiyoruz. İzleyiciler, yaşanmakta olan sıkıntının nedenlerini birinci elden öğrenmenin mutluluğu ile salondan ayrıldılar. Adı geçen paneli Ocak ayı başlarında yaptığımız görüşmelerden sonra planlandığımızın da bilinmesini istiyoruz. Son yapılan 28 Ocak mitingi ile uzaktan yakından bir bağlantısının olmadığının da bilinmesini istiyoruz. Panel sırasında yapılan konuşmalarda, “Günümüzde ambargoların baskısı altında olan Kıbrıs Türklerinin yaşamakta oldukları sıkıntının geçici olduğuna vurgu yapıldı. Karşılıklı görüşmelerle sıkıntılarının aşılmasının olanaklı olacağı belirtildi. Bu nedenle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ekonomik olarak ayaklarının üzerinde dik ve onurlu durması isteği de kaydedildi”.
Yaşanmakta olan sıkıntılar gerekçe gösterilerek Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkları bir birine düşman edilmek istenmektedir. Böyle bir yaklaşımın son derece tehlikeli olduğuna da dikkat çekildi. Kıbrıs Türklerinin anavatandaki kardeşlerine Anavatandaki kardeşlerinin de Kıbrıs Türklerine olan güvenlerinin sarsılmadan sürdürülmesi gerekmektedir. Başka bir seçeneğimizin olmadığını da belirtmek istiyoruz. Var olduğunu savlayanların beri gelmeleri gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki manevi, sosyal ve ekonomik ilişkilerin geliştirilerek ilerletilmesi gerektiği kaydedildi. Gelinen bu noktada bütün siyasi partilere ve sivil toplum örgütlerinin karşılıklı saygıya dayalı bir ilişki içerisinde hareket edilmesi gerektiğine dikkat çekildi. Siyasetçilerin de söylemlerine azami ölçüde dikkat etmeleri gerektiği izleyicilerinde genel kanısı olmuştur. Bu hususu özellikle kaydetmek durumundayız. Bölgemizde oynanmakta olan oyunun bir parçasının da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde sahneye konulmak istendiği gerçeğinin de artık görülmesi gerekiyor. Bu nedenle Türkiye Büyük Millet Meclisi ile Cumhuriyet Meclisi’nin oynanmak istenen oyunu göreceklerine ve gösterecekleri onurlu duruşla oyunu bozacaklarına olan inancımızı yinelemek istiyoruz. Çağrımıza olumlu yanıt vererek Ankara’ya kadar gelen siyasetçilerimizi bir kez daha kutlamak ve teşekkür etmek istiyoruz. Karşılıklı hoşgörüye her zamankinden fazla gereksinim duymamız gerekiyor mu ne…
SEVGİ ile kalınız…
18 Şubat 2011 – Ankara –
ARAŞTIRMA-İNCELEME
1 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce