DOLAR 32,2553 -0.01%
EURO 34,9193 0.53%
ALTIN 2.430,231,56
BITCOIN 20181101.70938%
İzmir
25°

PARÇALI BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

Milliyetçi, Devrimci ve Tehlikeli

Milliyetçi, Devrimci ve Tehlikeli

ABONE OL
21/11/2019 10:45
Milliyetçi, Devrimci ve Tehlikeli
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Kurtuluş Savaşı’nın başladığı dönemde İngilizler  Gazi Mustafa Kemal Paşa hakkında yazdıkları bir istihbarat raporunda; “Milliyetçi, devrimci ve tehlikeli”, “Zıtları desteklenmeli, rakibi olan hareketlerin bir araya gelmesi teşvik edilmeli” yazıyordu…

ATATÜRK eğer onlar için  milliyetçi, devrimci ve tehlikeli ise, doğal olarak bizim için son derece önemli bir vatansever  ve faydalı olup halk tarafından mutlaka desteklenmelidir, sonucu çıkmazmı!!! Hal böyleyken günümüzde bazı çevrelerin ATATÜRK DÜŞMANLIĞI’nı, Diyanet İşleri Başkanının “keşke Yunan galip gelseydi” diyebilecek kadar alçaklaşabilmiş bir meczubu ziyaret etmesi ve cenazesine omuz vermesini, 30.Ağustos, 29.Ekim, 10 Kasım gibi önemli bayram ve anma günlerinin Cuma’ya denk gelmesine rağmen hutbelerde ısrarla Atatürk’ün adını anmaması ve bir fatiha okutturulmamasını neyle izah edebiliriz aklım almıyor.

Son 10 Kasım’da ATATÜRK sevgisinin katlanarak büyüdüğünü, halkın hiç bir zorunluluk ve talep olmadığı halde büyük bir heyecanla gece yarılarına kadar beklemeyi göze alarak ANITKABİR’e koşmasına şahit olduk. Sonuç olarak bazı çevrelerin toplum mühendisliği çabalarına rağmen hiç kimsenin ATATÜRK’ü unutturmaya gücünün yetmeyeceği anlaşılıyor…  

Bu vesileyle, Türk Milletinin kurtarıcısı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu büyük önderimiz ufkumuzu aydınlatan örnek insan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü  rahmet, minnet, sevgi, saygı ve özlemle anıyorum. Ruhu şad, mekanı cennet olsun…

Osmanlı Devleti’nin I.nci Dünya Savaşı’nda yenilmesi sonucu 30 EKİM 1918’de imzaladığı Mondros Ateşkes Antlaşması üzerine, İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan ve diğer bazı gibi  Avrupalı Hıristiyan ülkeler, vatan topraklarına asker çıkararak Anadolu’yu işgal ettiler… 

Yüzyıllardır süren Yabancı evliliklerle kendi soyuna yabancılaşan Padişahlık ve saray çevresi, ana dilinin yerine Farsça-Arapça karışımı uyduruk bir dili resmi dil edinmiş, liyakat yerine kayırma yoluyla yapılan atamalarla, Türkler yönetimden uzaklaştırılmış, halk eğitimde, bilimde, teknolijide, sanayide, tarımda, ticarette, sanatta, kültürde, vs.vs. yüzyıllardan beridir geri kalmıştı. Son yüzyıl boyunca devam eden savaşlar yüzünden açlık, sefalet ve hastalık kol geziyordu. Zamanın Padişahı saltanatını devam ettirebilmek uğruna gelişmelere seyirci kalmakta ve düşmanlarla işbirliği yapmaktaydı. Hatta milletin namus ve haysiyetini kurtarmak amacıyla düşmana karşı savaşan Kuvayı Milliyeciler için idam fermanları yayınlamaktaydı. Sevr antlaşmasıyla aralarında paylaştıkları son topraklarımızdan iç Anadolu’da bize bırakılan küçük bir toprak parçasına hapsedilmek ve tarihten silinmek üzereyken Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde yapılan Kurtuluş Savaşıyla işgalcileri geldikleri gibi gönderdik.

Zaten siyasal ömrünü tamamlamış olan ve Emperyalizmle işbirliği yapan, hangi devletin manda yönetimine girelim diye düşünen Osmanlı Padişahı için Türk Milletince hükmü verilerek gereği yapıldı ve Saltanat kaldırıldı. 

    En az 10 karakter gerekli

    Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.