DOLAR 32,1918 0.02%
EURO 34,9757 -0.07%
ALTIN 2.507,93-0,09
BITCOIN 2234019-0.37218%
İzmir
33°

KAPALI

SABAHA KALAN SÜRE

Doğu Türkistan’dan yükselen sessiz çığlık

Doğu Türkistan’dan yükselen sessiz çığlık

ABONE OL
10/04/2014 19:28
Doğu Türkistan’dan yükselen sessiz çığlık
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Sessiz bir çığlıktır Doğu Türkistan’daki… Korkunç bir zulüm altında yarım yüzyılı geride bırakıyorlar. Öyle ki bu bölgedeki Uygur Müslüman Türkleri’ne rejimin reva gördüğünü hiçbir yere düşünceye sığdırmak mümkün değil.

 

Ergun DUR

Sessiz bir çığlıktır Doğu Türkistan’daki… Korkunç bir zulüm altında yarım yüzyılı geride bırakıyorlar. Öyle ki bu bölgedeki Uygur Müslüman Türkleri’ne rejimin reva gördüğünü hiçbir yere düşünceye sığdırmak mümkün değil. Neden mi? Rejim, Uygur Türkleri kültürüne ve inancına yaşatma hakkı tanımıyor. Önceki yıllarda memur ve öğrencilerin oruç tutmasını yasaklayan Çin yönetimi, geçen sene de on sekiz yaşın altındaki Uygur öğrencilerin oruç tutmasını ve her türlü dini faaliyete katılmasını yasakladı. Çocuklarının oruç tutmayacaklarına dair ailelerden yazılı garanti alındı. Oruç yasağı, “onlu garanti sistemi” ile takip ediliyor. Toplu sorumluluk esasına dayanan bu sistemde, on ayrı ailenin fertlerinden oluşan gruplar oluşturuluyor. Grupta oruç tutan olursa, tüm grup mensupları cezalandırılıyor… Uygur Türkleri’nin ay-yıldız armalı tişört giymeleri bile tutuklanıp, işkence ve hakarete maruz kalmaları için yeterli bir sebep. Bu ne ile izah edilebilir ki?

SÖZDE ÖZERK BÖLGE

On sekizinci yüzyıldan itibaren çeşitli dönemlerde Çin işgaline uğrayan Doğu Türkistan, 1949’daki son işgalden altı yıl sonra, 1955’de özerk bölge statüsüne kavuştu. Ancak özerk bölge şartlarını sağlayan hiçbir idari, hukuki ve demokratik haklardan faydalandırılmıyor. Çin yönetimi, Doğu Türkistan’ın artan jeopolitik önemi, enerji ve madencilik açısından değerli ve zengin kaynaklarına sahip olması sebebiyle, bölgeye yönelik politikalarını her geçen gün daha da acımasızlaştırıyor. Uygur Müslüman Türkleri, asimilasyon, şiddet ve etnik ayrımcılık başta olmak üzere din, eğitim, ifade, istihdam ve çalışma özgürlüğü gibi birçok temel insan haklarından mahrumlar.

BM’YE ÜYE OLABİLMEK İÇİN

Çin hükümeti, yaklaşık altı milyon Çinliyi destek ve teşvikle, zorla el koyduğu Uygur köylülerine ait arazilere yerleştirdi. Doğu Türkistan’da 1940’lı yıllarda yüzde 5 olan Han Çinlilerinin nüfusu, asimilasyon ve göç politikaları sebebiyle, yüzde 50 seviyesine ulaştı. Çin, 1953’de BM’ye daimi üye olabilmek için, Batının baskısı üzerine Doğu Türkistan için otonom kavramını kabul etti. 1950’lerden beri pek çok Uygur başka ülkelere göç etti. Bugün Doğu Türkistan’da 38 milyon Türk varken, Çin içinde göç ettirilen miktar ise 35 milyondur. Dünya üzerindeki mevcutları 80 milyona yakın olan Doğu Türkistan Türkü’nün ülkelere göre dağılımı yaklaşık olarak şu şekildedir; Türkiye’de 1 milyona yakın (resmi 200 bin), Almanya’da 200 binin üzerinde, Amerika’da 50 bin, Kanada’da 30 bin, S. Arabistan ‘da 8–10 bin…

UYGUR ALFABESİ YOK EDİLDİ

Otuz yılda dört defa alfabelerinin değiştirilmiş olması da yine bölgedeki Müslümanlara yapılan asimilasyon uygulamalarının bir parçasıdır. Mao, kültür devrimine rağmen Çin alfabesine dokunmazken, Uygur alfabesini İslam harflerinden Kirilce’ye çevirmiştir. Bir müddet bu alfabe kullanıldıktan sonra Latin harflerine geçilmiş, ancak bu defa da Türkiye ile kültür köprüleri kurulmasın diye tekrar İslam harflerine dönülmüştür. Alfabe ile bu kadar sık oynamanın nesiller arası anlaşmayı ne kadar zor bir hale getireceği ise açıktır. Bakın İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü hocalarından Yrd. Doç. Dr. Ali Ahmetbeyoğlu Çin in bazı amaçlarını şöyle özetliyor; Siyasi, ekonomik ve askeri yönden oldukça ehemmiyetli olan Doğu Türkistan coğrafyası; petrol, volfram (Silah sanayisinde kullanılan önemli bir maden), altın, gümüş, platin, kömür (2.2 trilyon ton)  ve uranyum gibi stratejik ham maddeler ve sayısız yeraltı ve yerüstü kaynaklarına sahip bir ülkedir. Çin genelinde 148 çeşit madenin 124’ünün çıkarıldığı Doğu Türkistan, Çin’in petrol ve doğal gaz alanındaki en stratejik bölgesi haline gelmiştir. Nitekim Çin’in petrol rezervlerinin yüzde 25’ini, doğal gaz rezervlerinin ise yüzde 28’ini barındırmaktadır. Bu oranlar Japonya’da çıkan Fuji Sankei Business Gazetesi’nin 07.09.2004 tarihli sayısında açıklanmıştır. Doğu Türkistan’ın petrol rezervleri İran ve Irak’ın rezervlerinin 10 katıdır. 910 bin kilometrekarelik alanda petrol tespit edilmiştir. Her yıl 10 milyon ton petrol Çin’e taşınmaktadır. Buna rağmen Petrol Çin’den daha pahalıdır.  Tarım Havzası (petrol rezervi 74 milyar varil), Karamay Bölgesi (yılda 1 milyon 286 bin ton petrol çıkarılmakta), Kumul-Turfan Bölgesi (petrol rezervi 75 milyon ton) Taklamakan Çölü (petrol rezervi 50 milyar ton) önemli petrol sahalarıdır. Doğu Türkistan 17,4 trilyon metreküp doğal gaz rezervlerine sahip bulunmakta ve 30 bölgeden doğal gaz çıkarılmaktadır. Özellikle Cungarya ve tarım havzaları doğal gaz bakımından oldukça zengindir. Ekonomik imkânları yeterli olmasına rağmen Çin Devleti’nin sömürü politikaları ile uzun süredir devam eden ve son zamanlarda hızlandırılan göç ve asimile politikaları nedeniyle Çinli nüfusun hızla artması Doğu Türkistan’da açlık ve sefalete yol açmış, işsizlik çoğalmıştır…

    En az 10 karakter gerekli

    Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.