DOLAR 32,2053 -0.22%
EURO 35,1156 -0.22%
ALTIN 2.498,171,32
BITCOIN 21516302.01889%
İzmir
24°

PARÇALI AZ BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

Genç kalecilere sabredecek miyiz, yoksa günü mü kurtaracağız?

ABONE OL
03/09/2020 00:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yeşil sahaların en riskli, en hata kaldırmaz ve en zor mevkiidir kalecilik. Bununla beraber üç dört büyük takımda kalecilik yapmak da öyle göründüğü kadar basit değildir. Öncelikle yabancılar gibi soğukkanlı olacak ki, maestro görevini iyi yapabilsin. Sonra tecrübe konuşacak bu çok önemli. Ardından kalede güven verecek. Bunu ben söylemiyorum, istatistikler öyle diyor. Bu nokta da Fenerbahçe’den Mert, Galatasaray’dan Ufuk ile Trabzonspor’dan Onur gibi genç kalecilerin bam teline basacağız biraz. Örneğin Mert çok iyi biliyor ki, Volkan kalede olduğu sürece kalesini asla vermeyecektir. Galatasaray ise, önceki sezon Leo Franco’nun arkasında uzun bir süre bekledikten sonra kaleyi ele geçiren Ufuk’un daha çok gece maçlarında kendini göstermesinden dolayı yönetim kulağını çekiverdi. Yoksa APS ile geldiği yere postalanması işten bile değildi. Aykut’un önüne de geçerek bir süre eldivenleri kapsa da adım gibi biliyorum ki, tedirgin! Ayrıca Mert gibi hatalardan çok çabuk demoralize oluyor. Adnan Polat’ın, Aykut ve Ufuk için,” Biri topu tutamıyor, diğeri de yatamıyor”  dediğini biliyorum. Neyse ki Galatasaray yönetimi Diyojen’in feneriyle Muslera’yı aldı getirdi. Konuyu 4 büyük takımın genç kalecilerine getirmişken, burada duralım ve bir es verelim. Sonra da Sezar’ın hakkını Sezar’a, Beşiktaşlı Cenk Gönen’in hakkını da Cenk’e verelim. Cenk bütün istatistikleri çoktan altüst etti bile. Ne derler bilirsiniz. İstisnalar kaideyi bozmazmış. Cenk, Denizlispor’da oynarken Beşiktaş’a geldi ve gelir gelmez oynadı. Yani kulübede Ufuk gibi konu mankeni olmadı. Ayrıca bekleme süreci olmadan eldivenleri giydiği için asla panik yapmıyor. Ayrıca efendiliğiyle örnek gösterilen Cenk Gönen, kısa süre içinde Milli Takımın favori kalecilerinden olup çıkacaktır. Benden söylemesi. Ancak diğer genç kaleciler? İşte bu nokta da biraz düşünmek lazım. Kaleci takımın yarısı olduğuna göre, neden futbol da en önemli mevkisine kaleyi tecrübeli bir yabancıya emanet etmiyoruz acaba?

Ünlü düşünür Albert Camus,”Hayatta ne öğrendiysem, futboldan öğrendim. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi” der.  Bu bir anlamda şu demek oluyor. Kalecinin, hainlikle kahramanlık arasında ki ince çizgi de cambazlık yapması anlamına geliyor. Kaleci sahaya çıkınca sahaların gardiyanı zannedermiş kendini. İstanbul dukalığı başta olmak üzere şampiyonluğa oynayan takımlar çoğu zaman o gardiyanı dışarıda ararlar haklı olarak. Türk kalecilerin yedek kulübesine mahkûm edilmesi o yüzdendir. Ama nedendir bilinmez, iki sezondan beri kaleler genç tecrübesiz ve Türk kalecilere kaldı.   Anadolu takımlarında bu normal karşılanabilir belki finansman sıkıntısı nedeniyle ancak, şampiyonluğa oynayan takımlar da kaleler yabancı ve tecrübeli eldivenlere bırakılmalı. Kaleci takımın yarısı olduğuna göre fazla söze gerek var mıdır acaba?

 

 

 

    En az 10 karakter gerekli