I.Dünya Savaşı ( Birinci Devre)
I.Dünya savaşı, Avusturya tahtının veliahttı Arşidük Franz Ferdinand’ın 28 Haziran 1914’te Gavrilo Princip adında bir Sırp milliyetçisi tarafından Saraybosna’da öldürülmesi ve 28 Temmuz’da Avusturya-Macaristan’ın Sırbistan’ı işgal etmesi ile Balkanlarda başlar, 1918 yılında Balkanlar, Şam, Bağdat, Hicaz, Musul’un kaybedilmesiyle Anadolu’da biter. Birinci Dünya savaşı İsrail’in kurulması için ilk devredir. Kutsal topraklar ve Filistin Osmanlının (Müslümanların) elinden alınır ve birilerine zemin hazırlanır. Birinci Dünya savaşında Balkanlar ve Doğu Avrupa’da Rusya’nın Panslavizm politikası ile Almanya’nın Pancermen politikası karşıtlığı temeline oturmuştur.
Aradan 21 yıl geçer. Ardından 1939’da II. Dünya savaşı başlar ve 1944 yılında sona erer. Maalesef bu savaşın sonunda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Dünya Beşten Büyüktür” şeklinde eleştirdiği Birleşmiş Milletler ve Filistin bölgesinde İsrail kurdurulur. İlginç bir iddiaya göre II. Dünya savaşında yeni kurdurulan bu suni devlete (İsrail) gitmek istemeyen Avrupa’daki yaklaşık 9 milyon Yahudi yine başka bir iddiaya göre aslen Yahudi olan Hitler tarafından (cezalandırıldı) öldürüldü. Bu arada II. Dünya savaşının bir bölümü Almanların bu savaştaki yumuşak karnı olan Balkanlarda cereyan eder. Almanların Balkanları istilası, Rusları ciddi etkilemiş ve savaşa sürüklemiştir. Türkiye büyük uğraşılara rağmen bu savaşa girmez ama maalesef girmiş kadar etkilenir. Bu ikinci devrenin özetidir.
Üçüncü Devre
Şimdi akla bir soru geliyor: Sırada 3.Devre mi var? Bölgenin yani Anadolu ve Ortadoğu’nun enerji kaynaklarına ev sahipliği yapması ve bir bölümünde sözde İsrail için vaat edilmiş kutsal toprakların (Mezopotamya) olması dikkat çekiyor. Ama daha da önemlisi bu bölgelerde Müslümanlar yaşıyorlar. Diğer yandan Ortadoğu, Balkanlar ve Türkiye’deki gelişmelere baktığımızda hepsinin kaygı verici olduğunu görüyoruz. Örneği Ortadoğu’da durum feci. Suriye ve Irak yanıyor. İran ve Suudi Arabistan gergin. Bölgenin en kritik ülkesi Türkiye 7 Haziran’da önemli bir dönemeçten geçmiş, gezi, post modern darbeler, paralel tehditler birer birer atlatılmış, neyse ki, 1 Kasım’da istikrar kazanmış. Ancak maalesef yurdumuzun Güneydoğu bölgesinde hala PKK sorunu yaşanıyor. Son dönemde makalemizin başlığında ismi geçen Rusya’nın da devreye girmesiyle durum iyice vahimleşiyor. Dikkat edilirse Rusların her devrede var olduğunu görüyoruz.
Balkanlar
Peki ya Balkanlar? Adından da belli: “Bal ve Kan”. Hem Bal, işte bu yüzden mıknatıs gibi tehlikeleri çekiyor. Ardından da çatışmalar ve savaşlar sonunda Kan ve gözyaşı. Balkanlarda en büyük acıyı Türkler, Arnavutlar, Boşnaklar, yani Müslümanlar çekmiş. Yaşanan göçlerle hala çekmeye devam ediyorlar. Avrupa’nın içinde olan Balkanlarda 12-13 Milyon kadar Türk ve Müslüman dininde milletler yaşıyor. Bu durum din milletçiliği yapan bazı grupları etkinleştiriyor. Üsküp’te dağın başında yapılan koskocaman haçlı arması (simgesi) ve şehirdeki dini ve etnik milliyetçiliği körükleyen bir sürü heykel, Atina’da dağın tepesindeki Hristiyanlık arması, Priştine girişine, şehirde Hristiyan yaşamamasına rağmen yapılan dev katedral beraberinde sorular getiriyor.
Diğer yandan Balkanlarda şu anda ciddi bir mülteci (göçmen) krizi yaşanıyor. Zaten sıkıntılarla dolu olan bu bölgeye bu kriz fazla lüks. Avrupa ile yapılan geri kabul anlaşmaları buralarda nasıl bir sonuç çıkaracak? Bu durumu Türkiye için analiz edenler de var. Vizesiz Avrupa dolaşım hakkı karşılığında geri kabul, Türkiye’nin de onayladığı bir anlaşma. İyi niyetle ve Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda imzalanan bir anlaşma. Ancak dikkatli ve uyanık olmak gerek.
Balkanlardaki tehlikeler
Balkanlar’daki en büyük tehlike milliyetçilik. Bu problemi ikiye ayırmak gerek. Etnik ve dini milliyetçilik. Hristiyanların kendi aralarındaki çatışmaları Osmanlı döneminde bile yaşanmış. İstanbul’un fethinden önce Ortodoks Grandük Notaras tarafından söylenmiş şu sözler tarihe geçmiştir: “ Katolik kardinal külahı görmektense Türk sarığını yeğlerim” . Ortodoks olan Rusların, Balkanlardaki Ortodoks milletlere (Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan, Karadağ, Romanya) ayrı bir ilgisi vardır. Yine aynı Rusya kendisi gibi Slav olan Sırplara, Bulgarlara ve Karadağlılara farklı bir açıdan bakar. AçıkçasıPanslavizm eskiden beri bölgenin tehlikesidir. Diğer yandan bazı Arnavut görüşlerinde de Kosova, Arnavutluk, Makedonya, Karadağ, Sırbistan ve Yunanistan’da yaşayan ve bugün ayrılmış olan Arnavutların Etnik Arnavutluk’ta birleşmesi düşüncesi vardır. Bu düşünce başta Avrupa’yı ve diğer Balkan ülkelerini ciddi tedirgin eder. Sırpların, Büyük Sırbistan hayali de bölgenin bir diğer çatışma tehlikesidir. Sırbistan içerisinde Arnavutların çoğunlukta olduğu Preşeva bölgesi, Boşnakların yaşadığı Sancak bölgesi ve Macar asıllıların olduğu Voyvodina bölgeleri Sırbistan için hep tehlike sinyalleri vermektedir.
Bosna-Hersek’te durum
Bosna-Hersek’te yaşanan Sırp katliamları, başta Srebrenisa olmak üzere unutulmamıştır. Savaş sonunda Boşnaklara dikte ettirilerek yapılan Dayton (Deytın) anlaşması aslında anlaşmayı değil anlaşmamayı körükler. Bir gün içerisinde 8 bin küsur Müslüman Boşnak’ın Sırplar tarafından katledilmesi unutulamaz. Şimdi bile oraya gittiğinizde, aynı acıyı canlı yaşarsınız. Hatta bölgede yaşayan şehit yakını annelerin kurdukları Srebrenisa Anneleri Derneği’nin ilginç bir avcılık kulübü vardır. Kadınların Sırf silah ruhsatı alabilmek için kurduğu bir avcılık kulübü. Nedenini sorduğunuzda Boşnak kadınların yaşadıkları acılar sonunda acaba yine savaş çıkar mı korkusu nedeniyle kendilerini korumak istemeleridir. Diğer yandan bölgede Sırpların yaşadığı Sırp Cumhuriyeti (Republica Sırpska) Bosna-Hersek’ten ayrılıp Sırbistan’a katılmak istemektedir.
Kosova, ah Kosova!
Balkanlarda Kosova ayrı bir muammadır. Sultan Murad Hüdavendigar’ın yadigârı, İstiklal marşımızın yazarı M.Akif’ in Babasının memleketi güzel Kosova. Bugün Türkiye dâhil 100’den fazla ülkenin tanıdığı Kosova’yı Sırbistan ve ona destek veren dindaşı ve ırkdaşı Rusya tanımamaktadır. Kosova’da Mitrovisa sorunu hala devam eder. Bir bölümünde Sırplar diğer bölümünde Arnavutlar vardır. Diğer yandan bugün Kosova’da iç siyasette de ciddi sorunlar yaşanıyor. Güzelim Kosova’yı bir takım güçler sürekli rahat bırakmak istemiyorlar. Kosova’nın Ferizaj (Ferizay diye okunur ve ismini bir Osmanlı beyi feriz Bey’den alır) kentinde Amerika’nın Avrupa’daki en büyük askeri üssü olan Bonstell vardır ki büyüklüğünden dolayı uzaydan bile fark edildiği söylenir. Amerika neden Kosova’da (Balkanlarda) böyle büyük bir askeri üs yapar, bu da ayrı bir sorudur?
Yunanistan
Yunanistan’ın Batı Trakya bölgesinde 120 Bin Türk ile Rodos ve İstanköy (Kos) adalarında yaşayan 5300 kadar Türkler vede Bulgaristan’da yaşayan 500 Bin Türk soydaşımız zaman zaman sorunlar yaşamaktadır. Ayrıca Yunanistan’ın Çameriya (Yanya vilayeti dolayları) bölgesindeki etnik Arnavutların yüzünden Arnavutluk ile yıllar öncesine dayanan husumeti vardır. Diğer yandan Yunanistan, Makedonya ile isim problemi yaşar ve Makedonya’yı bu ismiyle tanımaz.
Ortadoğu karışık ve savaş devam ediyor. Diğer yandan Balkanlar karmakarışık, savaş yok ama büyük savaşların yorgunluğu var. Bunların arasında kalmış kadim Türkiye Cumhuriyeti. İslam’ın son kalesi, hatta hamisi. Savaş çıkarsa nerde çıkar sorusunu özetle yukarda anlatmaya çalıştık. Diğer yandan III. Dünya savaşı çıkar mı? yoksa zaten içinde miyiz, çıkarsa neden çıkar ve kimin işine yarar Sorularına cevap aradık. Yorum sizlerindir.
Rifat Sait
24.Dönem İzmir Milletvekili
Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi (BASAM) Başkanı
KÖŞE YAZARLARI
2 gün önceKÖŞE YAZARLARI
7 gün önceKÖŞE YAZARLARI
13 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
21 gün önceKÖŞE YAZARLARI
22 gün önce
Tebrik ederiz