Kosova’nın Arnavut Siyasi Partilerinde Türkler de Aday Olmalı!

24 2024 - 23:02
Balkan Günlüğü gazetesi SR Basın Yayın Ltd. Şti’ine ait olup, Başbakanlık Enformasyon Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık Basın İlan kurumuna kayıtlı bir gazetedir. Anadolu Ajansı’nın abonesi olan gazetemizin Balkan Haber Ajansı (BHA) isminde bir ajansı vardır.23 Aralık 2007 yılında yayın hayatına başlayan Balkan Günlüğü gazetesi, hedef kitlesi ve konsepti itibariyle Türkiye’de ilk gazetedir. Hedef okuyucu kitlesi, İzmir’deki 1,5 Milyon Türkiye genelindeki 17 Milyon civarındaki Balkan-Rumeli göçmeni yurttaşıdır. Ulusal ve Uluslararası yayın yapan gazetemizin düzenli haftalık basım adeti; 20 bin’dir.Gazetemiz,Türkiye’de 52 şehir,yurt dışında 12 ülkede ( Yunanistan,Bulgaristan,Makedonya,Kosova,Arnavutluk,Bosna-Hersek, Romanya,Hırvatistan,Sırbistan, Karadağ,Moldova,Slovenya ) okuyucusu ile buluşmakta.

Kosova’nın Arnavut Siyasi Partilerinde Türkler de Aday Olmalı!

(Last Updated On: 27/06/2009)

On yıldan bu yana Kosova’da siyasetin iflas ettiğini görüyoruz. Kosova seçimlerinde  toplumun %37’sinin seçimlere katılımını sağlamıştır! Ve maalesef bu %37 seçmen oylarıyla hükümet kurulmuştur, görevine devam etmektedir!  Tabii bu %37 rakamı gerçekse! Nasıl olsa seçimleri kontrol edenler AGİT’ten seçiliyor! Sonuçta AGİT kısaltmasının içinde “İnsan Hakları” kelimeleri dikkat çekmeli. Ancak insan haklarını savunmak mı, gasp etmek mi, şu an Allah ile insan hakları üzerinde oynayanlarla, oynatanlar, uygulayanlar biliyor. Geçenlerde Kosova Türklerinden öğretmen olan ismini vermek istemediğim bir samimi arkadaşım, sıkıntısını dile getirerek şunları söyledi:

“ Arkadaşım işlerimiz buralarda zorlaştı. Hem ekonomik, hem siyasi yönden dertlerimiz kat kat artıyor. Bu gidişle Kosova’da Türküyle, Arnavutuyla birlikte hepimizin vay haline. Şehirliler kendi doğdukları, büyüdükleri şehirde sözsüz, sazsız, sedasız kaldı. Her kurumda köylüler şehirlilerin tepelerinde istediklerini yapıyor, yaptırıyorlar. Öte yandan Türk bildiğimiz şahıslar üç kuruş için hem Türklüğü pazarlıyor, hem de topluma Türklüğe hizmet etmiş gibi lanse etmeye çalışıyor,  kendilerini şöhrete taşımaya çaba sarf ediyorlar. Kendileri yapsa hoş, kötü huyları yeni nesillere de öğretiyorlar. Öğrencilerde mücadeleci Türklük ruhu yavaş yavaş kaybolmaktadır. Bahsettiğim bazı büyükler kötü örnek oluşturdular. Şimdi küçükler bir gün büyüklerin yerine nasıl oturur ve büyüklerin yaptıklarını nasıl kopyalarım diye düşünseler de hakları vardır. Bana sorarsan yıllardır aldığım, katlanmaya alıştığım bu maaşla daha ne kadar dayanırım bilemiyorum. Böyle ne zamana kadar devam edip edemeyeceğimizi bilemiyorum ama evimi satıp göç etsem mi onu da bilemiyorum. 1999’dan sonra herkes gibi çok kazandık, kazanacağız sanmıştık. Fakat kazanmak sanmakla kalmış. On yıldır Resmi Dilimizden başlayarak kaybetmekten başka bir şey göremedik. Arkadaşım, seninle bu duygusal konuşmayı yapmakla hata ediyorum belki, fakat fikrin nedir, bilemiyorum, öğrenmek isterdim”

“ Üzülerek de olsa dost doğruyu söyler derler, ben de sana doğru neyse onu söylemeye çalışırım, söylemek isterim. Eleştirdiğiniz şahısları on yıldır desteklemediniz mi, haklarımızı kaybetmemize neden olanlara oy toplamadınız mı? Sonuç şu an söylediklerinizin hepsi değil mi! Bu kez daha beter bir halde oy verdirecekler sizlere! Viyana’da AGİT’in belgelerini araştırmanız gerekir! AGİT tarihe iyice geçirmiş bizimkilerden üç, beş kişiyi, hem de üç kağıtçı Türkler olarak! Şöhret olmak isteyenler, AGİT sayesinde dünya üzerinde şöhret olmuş! Türkler sanık olarak veya tanık olarak o AGİT denen kapıdan bir adım ileri girmeyecekti! Çünkü bundan böyle AGİT’ten bir yere kaçamayacaklarına göre faiz gibi ömür boyu hesap verecekler! İşte bu suçu işleyenlere bu sene ve her sene, her zaman seçimlerde size oy verdirecekler! Bundan böyle şimdiye kadar Kosovada siyaset üretmeye çalışanların, maalesef istemeyerek de olsa yanlış siyaset üretenlerin siyaseti bitmiştir. Bunu AGİT meselesi doğrulamaktadır. Eğer Türk diplomasisi şu AGİT meselesini onaylarsa, bu konu Türklerin aleyhine kast olarak nitelendirilebilir! Bütün bunları örtbas etmek hem Türkiye’nin, hem Kosova Türklerinin zararına olur.

Kısacası Kosova Türk siyasileri bu konuda AGİT gibi bir kuruma bir adım bile girmemeleri, her şeyi önceden düşünmeleri gerekirdi. Yanlışları, yalanları örtbas ederek birleşip yola devam etmek olmaz, hukuken de bu olmaz.  Öte yandan Arnavutlar Türklerle birlikte bir siyasi hareket kuramadılar. Keşke Arnavut partileri Türklerden ikişer ya da üçer milletvekili adayı gösterebilselerdi. Arnavutların yaptığı hatayı Türkler de yaptı. Türkler kendi partilerinin dışında diğer Arnavut partilerinden milletvekili adayı gösterilmesine karşı çıktılar. Böylece tüm dünyaya Başkent’te değil, Prizren Genel Merkezli üç milletvekili ile tanınmak zorunda kaldılar. Ne kadar tanındılar ya da senin deyiminle ne kadar kaybettiler mi diyelim! Yani Priştine, Mitroviça, Gilan, Dobırçan, Yanova, Vuştri Türklerini taktikli bir şekilde hiçe saydılar! Aramızda en kaliteli arkadaşlarımızı milletvekili seçeceğimize, Türklerin en yoğun yaşadığı Prizrenli olsun, ne olursa olsun anlayışını savunmaya çalıştılar. Türkiye hepimiz için büyük devlet. Ancak halen Türk Dilini gerektiği kadar konuşamayan üç milletvekiliyle siyaset yapmak, büyük devlete yakışır mı, yakışmaz mı, bu mesele tartışmaya bile getirilmemeli. Türkler kesinlikle kendi “kaliteli evlatlarından” tüm Arnavut partileriyle anlaşarak en az parlamentoda on (10) milletvekili çıkarmalıdır. Aslında Türkler kaliteli Arnavutlardan şahısları kendi partilerinden aday göstererek oylarını çoğaltmalılar. Tek telde değil, her telde Türk olmalı. Tek yolda değil, her yolda mücadele etmeli. Eğer Türkler bunu uygulayamazlarsa Arnavut olmak da, asimile olmak da, göç etmek de doğaldır. Çünkü birileri “Türkleri seçim hakları olmayan bir toplum haline getirmeye çalıştı” Bu çağda çocukların bile her şeyi internetten öğrenmeleri, seçim hakları konusunda nasıl tepki verebilecekleri de hesaba katılmalıdır. Artık parti mücadeleleri bitmiştir, herkes veya her parti kaliteli kişiliklerin peşinde. Türkiye’de olduğu gibi bu dünyanın her yerinde böyle, parti mücadelelerinden çok kişisel mücadeleler yapılıyor. Farklı partilerden bile olsa kişilik sahibi olanları bir araya getirip ekip kurmaya çalışıyorlar. Kosovalı Türkler bu meseleleri masaya oturup ciddiyetle tartışmazlarsa, ya Türkiye’ye göç ederler, ya da zamanla seninle birlikte, Arnavut olmayı hak ederler. Türklük kimin tekelinde! Almanya’da Hıristiyan Demokrat partiden seçilen Türk aday Hıristiyan mı oldu? Türkler, bilinçli kişileri göreve getirip mücadeleyi her yönden arttırmalı. Çaresizlik, seçimsizlik, sahipsizlik toplumumuzu asimilasyona zorlayacaktır. Partide kaç kişi iki vatandaş hepiniz biliyorsunuz. İki vatandaş olanlar çok kaliteli bireyler oluyorsa, bize tavsiye edeceğine, alsınlar kendi şehirlerinde kendilerine göre Belediye Başkanı yapsınlar ya da  vekil seçtirsinler! Arkadaşım, öğrencilerimizin içinden söyleyemediklerini, dışarıdan (bizim) öğretmenlerin söylemeleri gerekir. Birilerinden medet beklerseniz, her seçimde bir uğrar, birilerinin adını kullanarak aklınız yokmuş gibi,  sizi susturup akıl verir ve yerine geri döner. En azından bir işe yaramayan Türkleri bitirmeye yarayan Türkleri tebrik etmek lazımdır! Üzülmeye gerek yok, Allah herkese hem bireysel, hem toplumsal olarak hak ettiğini verir. Ne yapılırsa gönülden yapılır. Bundan sonra elli bin oy alsanız, boşunadır. Diplomasi AGİT kelimesinin ne demek olduğunu bizden iyi bilir. Arkadaşım hiç kimse isteyerek veya bilerek asimilasyona uğramaz. Ancak sahipsiz kalırsa çareyi ya göç etmekte ya da asimilasyonda bulur. Bu sebepten asimile olanlara ve göç edenlere kızmamak lazım. Ya güzel oynarsın, ya da oyunu seyredersin”

Ergin JABLE

 

 


YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.