Mayın

25 2024 - 10:05
Balkan Günlüğü gazetesi SR Basın Yayın Ltd. Şti’ine ait olup, Başbakanlık Enformasyon Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık Basın İlan kurumuna kayıtlı bir gazetedir. Anadolu Ajansı’nın abonesi olan gazetemizin Balkan Haber Ajansı (BHA) isminde bir ajansı vardır.23 Aralık 2007 yılında yayın hayatına başlayan Balkan Günlüğü gazetesi, hedef kitlesi ve konsepti itibariyle Türkiye’de ilk gazetedir. Hedef okuyucu kitlesi, İzmir’deki 1,5 Milyon Türkiye genelindeki 17 Milyon civarındaki Balkan-Rumeli göçmeni yurttaşıdır. Ulusal ve Uluslararası yayın yapan gazetemizin düzenli haftalık basım adeti; 20 bin’dir.Gazetemiz,Türkiye’de 52 şehir,yurt dışında 12 ülkede ( Yunanistan,Bulgaristan,Makedonya,Kosova,Arnavutluk,Bosna-Hersek, Romanya,Hırvatistan,Sırbistan, Karadağ,Moldova,Slovenya ) okuyucusu ile buluşmakta.

Mayın

Öğrencilik yıllarımnda tanımıştım ilk kez mayını. Antitank ve antipersonel mayınlarını anlatırken hocalarımız , öğrenciler arasında bir idarecimize neden   “mayın”  lakabı takıldığını da anlamıştık.


(Last Updated On: 05/06/2009)

           Arazide (denizde de olabilir) düşman personelini ,araçlarını
tesirsiz hale getirmek  ve bölgeden geçişini engellemek amacıyla belli
bir alana döşenen koruyucu bir kap içindeki patlayıcı olarak basitçe
tarif edebiliriz. Mayınların döşendiği Alana  “mayınlı saha veya mayın
tarlası” denir ve bu işlem bir plan dahilinde yapılarak krokiye
işlenir.Krokilerin normal şartlarda bölgeden sorumlu askeri birliklerde
olması gerekir.
           Benim bildiğim ve eğitimini aldığımız şekliyle eğer bu
krokiler kaybolmadıysa bizim askeri birliklerimizin bu işi yapabilecek
imkan ve kabiliyete sahip olmasına rağmen , 510 kilometre uzunluğunda 
ve 350 metre derinliğinde  dünyanın en büyük  mayın temizleme projesi
olan bir arazi söz konusu olunca Türk Silahlı Kuvvetlerinin gücünün
sınırlı olması doğal. 216 bin  dekarlık bir alandan ve 650.000 
civarında mayından bahsediliyor. Ordu   savaş veya çatışma
bölgelerinde  geçit açmak amacıyla teşkilatlandırılmış bir kapasiteye
sahiptir.Bu kadar geniş bir bölgede mayın temizliği yapabilmek  için
çok sayıda eğitilmiş teknik  personele , çok fazla zamana ve modern
teçhizata ihtiyaç vardır.
           Genel Kurmay Başkanlığının  Türkiye-Suriye  sınırındaki
mayınların  NATO İkmal ve Bakım Ajansı  NAMSA’nın temizlemesi için
hükümete öneride bulunduğunu  basından öğrendik.Bunu çok
yadırgamıyalım.Bir çok hizmet bedeli ödenmek kaydıyla artık dışardan
alınabiliyor. İsraillilere  topraklarımzı 44 yıllığına kullanmak
kaydıyla verip yaptırmaktansa bedeli mukabili NATO tercih edilebilir.
Ya da  TSK yeterli personel ve zamanı ayırmak ve modern teçhizatı temin
etmek suretiyle kendi imkanlarımızla kendimiz yapabilir bu dedikoduları
susturabiliriz.
           Bazı basın organlarımızda  TSK için , “onca harcamaya rağmen
teçhizat edinemedi , personel yetiştiremedi ama binlerce asker özel
hizmet işlerinde çalıştırılıyor” suçlaması  da gerçekleri yansıtmıyor.
Bugün dünyanın bir çok yerinde mayın temizliğinin bu yöntemle
yapıldiğına bizzat şahit oldum.
           İşin bu teknik yanından ziyade , milli  hassasiyeti  ve
siyasi yanı kamuoyunu düşündürüyor. Soğuk savaş zamanı Sovyetlerin
müttefikleri Suriye’ye hibe ettiği tanklara  karşı  1956’dan itibaren 
döşenmeye  başlıyan mayınlar aynı zamanda kaçakçılığı önlemeye de katkı
sağlıyordu.PKK terör örgütünün Suriye’de yuvalanması üzerine 1989-1999
arasında bir gurup daha döşendi.
           Suriye’den gelebilecek her iki  tehdidin de ortadan kalkması
nedeniyle 50 yıldır  kullanılamıyan arazinin değerlendirilmesi ve ülke
ekonomisine katkı sağlaması için mayınların temizlenmesi
gündemde.Hükümet bölgedeki arazinin  sanıldığı kadar verimli olmadığı ,
organik tarımın ciddi maliyet gerektirdiği , sulanamıyan bir arazi
olduğu, finansman problemlerinin olduğunu onun için yabancı firmlara
verilmesinin doğru bir yaklaşım olduğunu savunuyor.Orada İzak değil
Ahmet , Mehmet çalışacak ,paranın dini , milleti ,ırkı olmaz diyor.
           Muhalefet partileri ve geniş bir halk kesimi ise bu işten
ciddi anlamda kuşkulu. Hükümetin hazırladığı mayın tasarısını 1 Mart
teskeresine benzeten Sn.Baykal  kesinlikle bu tasarının engellenmesini
, çıksa bile uygulattırılmaması çağrısında bulunuyor.
           Her ne kadar ekonomik gerekçeler zorlamakta  ve teknolojik 
yetersizlik sorun yaratmaktaysa  da   sınır bölgelerinin   44 yıllığına
yabancılara ve özellikle bölgeyle ilgili iddia ve düşünceleri bilinen
İsrail’e verilmesi bence de sakınca yaratabilir. Bu kadar büyük bir
projeyle ilgili yasa çıkarılırken daha geniş düşünmek gerekir.Tarıma
elverişli  bölümünün 170 bin dekar olduğu ve %70 ‘inin sulanabilir
özellikler taşıdığı söylenen  belki de yer altı zenginlikleriyle dolu
olabilecek bölgenin kullanım hakkını yarım  yüzyıllığına yabancılara
devretmek  çok hesaplımı acaba.

Süheyl ÇOBANOĞLU

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.