0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Türkiye Azerbaycan maçı öncesi Guus Hiddink, “Rakibe saygı duyuyoruz, ancak evimiz de Azerbaycan’ı yenemiyorsak, şampiyonaya gitmeyelim” demişti. Bu maç öncesi aslında futbolculara doping anlamı taşıyor bana göre.  Ancak, Almanya’ya yenildiğimiz maçtan bu yana Türk spor basını Milli Takımı ve Guus  Hiddink’i yerden yere vuruyor. Hiddink’in bizim alıştığımız tarzda bir teknik  adam olmadığını bir türlü  anlayamıyoruz. Adam Akdenizli değil ki, Hollandalı. Almanya maçındaki milli takımımız, daha önce oynadığı maçlarda çok daha iyi futbol oynadı diye düşünüyoruz. Ama oynanan o futbol yetmedi o ayrı bir konu.  Peki spor basınımız Hiddink’e farklı mı davrandı milli maç öncesi? Biz basın olarak futbolcularımızı maça motive ettik mi de Hiddink’e kızıyoruz. Milli maçtan önce Arda’nın lafıyla, Emre’nin tavrıyla uğraşmadık mı? Basın olarak takıma bir milli maç havası yaşatabildik mi? Ama giyotin asmak ve kesmek için hazır bekliyor. Hiddink gitsin, iyi gitsin de daha iyi olan kim gelsin. Peki biz nereye gideceğiz bunu konuşan var mı acaba?

KADRO SEÇİMİNDE BAŞROL KİMİN

Aslında herkes Hiddink’i hedef adam haline getirdi. Ancak, söylentilere göre, asıl sıkıntı kendisini yönlendiren Oğuz Çetin’de. Hiddink’i iyi yönlendiremiyor. Kadro seçiminde başrol oynadığı söyleniyor ki bunu sağır sultan bile biliyor artık. Hiddink, duyguların ön planda olduğu bir takımdan ziyade, doğruları yapan bir takım yaratmaya çalışıyor. Bence Hiddink dünyanın en başarılı teknik direktörü. Düşünsenize? Hangi hoca, part-time çalışarak bu kadar başarı kazanabilir? Adam pazar sabahı ülkesinden dönüyor, bir haftada 2 maç oynatıyor ve play-off’a kalıyor. 2 antrenman 3 günlük bir  kampla bu kadar başarı hangi teknik adama nasip olur?. Çağımız teknoloji çağı nede olsa değil mi? Bütün bu yaşanan olumsuzluklara rağmen en iyi ve güzel olan şey ise, Almanlar’ın Belçika’yı yenmesi ve bize Play-‘Off’un önünü açması oldu. Biraz geriye bakacak olursak bir zamanlar babası kolundan  tutup da Fatih Terim’e, “Al bu çocuğu oynat” diye tutturduğu ama Terim’in çelimsiz diye beğenmediği Mesut Özil sayesinde mesut olduk. Bir ara Almanya’yı tercihinden dolayı kendisini çok eleştirmiştik hep birlikte yerden yere vurmuştuk çocuğu. Hatta daha da ileri gittik ve Türk olmaktan gurur duyuyor mu diye suçladık. Türkiye’ye karşı Arena’da tribünde oturdu garibim ama, Düsseldorf’da sahaya indi ve Belçika kalesini bir füze golüyle yıktı geçti. Seninle gurur duyduk ve mesut olduk, Mesut Özil. Milli takımımız Euro 2012 finalleri için play-off biletini aldı ya, şimdilik bu bize yeter. Falımız da Hırvatistan çıktı ne gam. Bu nokta da iyi hazırlanıp inşallah finallere kalacağız. Çünkü inanmak başarmanın yarısı derler.