“Kıbrıs Türkü, Türkiye seni hiçbir zaman yad ellere bırakmayacaktır. Bu vatanda kendi bayrağın altında ebediyete kadar yaşayacağına emin ol ve yarına ümitle bak.
Dr. Fazıl KÜÇÜK
Yunanistan’da başlayan ekonomik açmaz, İrlanda ve Portekiz’i de etkisi altına alarak sürüyor. Adı geçen ülke ekonomilerinin düzlüğe çıkabilmesi için öngörülen çözüm programının pek de işe yaramadığını ve yaramayacağını söylemek olasıdır. Düzlüğe çıkabilmek adına önerilen borçlara uygulanacak olan faiz oranı yüksek bulunuyor. Bu nedenle de hiçbir ülke kredi adı altında borç almaya yanaşmıyor. Yunanistan’ın Euro bölgesinden çıkmak için çalışmalar yaptığı duyuruluyor. Bu duyuruya karşın Yunanistan’ın Euro kullanımından vazgeçerek kendi ulusal para birimine dönmesi şimdilik çok zayıf bir olasılıktır. Çünkü bugüne değin sürekli olarak şımarık çocuk rolünü başarı ile yerine getirmiştir. Bu nedenle Kıbrıs uyuşmazlığı çözülmeden şımarıklıkları sonrasında AB’nin içine alınmasını sağladılar. Sudan çıkmış balığa dönmeyi düşünemezler. AB’nin Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilci eskisi Javier Solana; “Rumların AB üyeliği akıllıca bir adım değildi.” diyor. Türkiye’nin limanlarını Rumlara açmasına yönelik olarak AB içinden gelen isteklere değinirken de “Bunu yapmamızın trajedi olacağını sanmıyorum. Zor bir konu; dramatik bir sorun değil. Birileri ilk adımı atmalı” diye ekliyor.
Gerekli adımın atılmasını sürekli olarak otomatiğe bağlamış gibi Türkiye’den istiyorlar. Buna karşın “üye olmak için AB’ni kandırdık” diyenlerin sırtlarını sıvazlıyorlar.
İNGİLTERE FAKTÖRÜ
İngiltere faktörüne karşın bunu nasıl başardıklarına da açıklık getirmeleri gerekiyor. Yunanistan’da yayın yapan Sky televizyonuna konuşan Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskopos’u 2. Hrisostomos, AB’ni kandırdıklarını söyledikten sonra Rumların eski lideri Glafkos Klerides’i de suçluyor. Kıbrıs Rum yönetiminin üyeliğine karşılık “Kıbrıs sorununu Annan Planı temelinde çözme sözü vermekle” suçladıktan sonra Rum siyasetçileri, Kıbrıs konusunu iyi yönetememekle ve sürekli olarak da ödün verdiklerini söylüyor. Görüşmeler sırasında ödün verdikleri durum bu ise ödün vermemiş olsalardı Kıbrıs’ın hali nice olurdu. Din adamı denilen kişi özüne ve sözüne güvenilen adam olmalıdır demekle yetiniyoruz. Hızını alamayan papazların başı, “mili davanın siyasiler tarafından yönetildiği yarım asır içinde Kıbrıs’ın yarısı kaybedildi, tamamı ise tehlike altındadır.” diyerek kışkırtıcılık yapıyor. Rum siyasetçilerin de seçim çalışmalarına devam ederlerken farklı tonda konuşmadıklarını kaydetmek istiyoruz. Türkiye’nin AB üyeliği hakkında son günlerde yeniden ayrıcalıklı ortaklık söylemleri ortalık yerlere bırakılmaya başlandı.Başta mendil büyüklüğündeki ülke ile birlikte Almanya ve Fransa Müslüman Türkiye’nin AB’ne üye yapılmasına kesinlikle karşı çıkıyorlar. Avusturya Dışişleri Bakanı Michael Spindelegger ise; “AB ile Türkiye arasında görüşmeler daha uzun yıllar sürecek ve ülkeyi ‘Avrupalılaştırmaya’ yardım edecektir. Bundan ne çıkacağını bekleyip göreceğiz” diye konuşuyordu. “Bekleyen derviş muradına ermiş” diye Anadolu’da güzel bir söylemin olduğu biliniyor. Günümüzde genel içinde Derviş’in muradına eremediğini kaydetmek durumundayız. Yarım yüzyılı aşan bir süredir kapının eşiğinden içeri girebilmek için bekleyen Türkiye’nin konumu bu yaklaşımla birebir örtüşüyor. Bunun ötesinde Türkiye’nin AB’ne alınmayacağını da sıklıkla kaydediyorlar. Seçim döneminde siyasetçilerin dış politikaya ilişkin konulara değinmemeleri anlaşılır gibi değildir. Buna karşın Ermenistan Devlet Başkanı İsviçre’ de Türkiye’nin imzalanan protokolleri uygulaması için baskı yapılması gerektiğinin türküsünü çığırıyor. Kıbrıs uyuşmazlığı başta olmak üzere, AB ile ilişkilerin getirildiği boyut ile Türkiye Ermenistan ilişkilerinin de Kıbrıs uyuşmazlığı ekseninde konuşulması gerekiyor mu ne…
Sevgi ile kalınız.
KÖŞE YAZARLARI
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
8 gün önceKÖŞE YAZARLARI
14 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
22 gün önceKÖŞE YAZARLARI
23 gün önce