Dışişleri Bakanı Ahmed Davutoğlu, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Gayrıresmi Dışişleri Bakanları toplantısı ve NATO-Rusya Konseyi’ne katılmak üzere geldiği Yunanistan‘ın Korfu adasında verimli çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Korfu’daki çalışmalarının ardından Türk basın mensuplarına konuşan Davutoğlu, NATO-Rusya Konseyi, AGİT toplantısı ve ikili görüşmeleri hakkında bilgi verdi.
Gürcistan krizi nedeniyle Aralık 2007’den bu yana ilk kez toplanan NATO-Rusya Konseyi’ne Türkiye’nin büyük önem verdiğinin altını çizen Davutoğlu, ilişkilerin tekrar başlatılması kararına değinerek, bu kurumsal ilişkinin tekrar kurulmasının çok olumlu bir gelişme olduğunu kaydetti.
AGİT toplantısının da yarınlarda karşılaşabilecek tehditlerle nasıl başedilebileceğinin ele alındığı verimli bir görüş alışverişi zemini yarattığını belirten Davutoğlu, toplantının gayrıresmi niteliğinin de bu alanda katkı sağladığını belirtti.
AGİT Dönem Başkanı Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni’nin başarılı bir organizasyon ve gündem ortaya koyduğunu kaydeden Davutoğlu, toplantıda teşkilatın önemli roller oynadığı Gürcistan, Karabağ başta olmak üzere donmuş sorunlarda oynadığı önemli role dikkati çekti.
BAKOYANNİ İLE GÖRÜŞME
Korfu’daki temasları çerçevesinde yaptığı ikili görüşmelere ilişkin de bilgi veren Davutoğlu, Bakoyanni ile Dışişleri Bakanlığı görevine başladıktan sonra ilk kez bir araya geldiğini, Yunanlı Bakan ile samimi ve görüşlerin net ve açık biçimde ortaya konduğu uzun bir görüşme yaptıklarını belirtti.
Davutoğlu, Bakoyani ile Türk-Yunan ilişkilerinden kriz riski olan konuların öne çıkarılması ya da günlük konular üzerinde tartışmaya girmek yerine, iki ülke arasında üst düzey bir diyalogla ortak çıkar alanlarına yoğunlaşılması üzerinde durduklarını söyledi.
Taraflar arasında doğal olarak görüş ayrılıkları bulunduğunu belirten ve Ege örneğini veren Davutoğlu, tarafların birbirlerinin pozisyonlarını bilmeleri ve saygı göstermeleri gerektiğini vurguladı. Bu konuların bir anda çözülebilir nitelikte olmadığına işaret etti.
Davutoğlu, azınlıkların iki ülke arasında köprü işlevi görmeleri gerektiğini ve bu rolün güçlendirilmesi yönünde yaklaşım sergilenmesi gereğini de kaydetti.
Görüşmede, Kıbrıs konusunu da ele aldıklarını belirten Davutoğlu, her iki ülkenin de müzakere sürecini desteklediğini söyledi.
Bakoyanni’ye, Atina’nın, Türkiye’ye AB sürecinde verdiği destek için teşekkür ettiğini açıklayan Davutoğlu görüşmede, kaçak göçmen konusunun gündeme geldiğini belirterek, bu konunun bir Türk-Yunan meselesi olmadığının altını çizdi.
Davutoğlu, ”Bu insanlar, Türk vatandaşı olsalar konu Türkiye’nin sorunu olurdu. Yunan vatandaşı olsalar, Yunanistan‘ın sorunu olurdu. Ama değiller. Kaldı ki ne Türkiye ne de Yunanistan hedef ülke değil. Gitmek istedikleri yerler farklı. Transit ülkeleriz. Bizler yol üzerinde mağdur olan iki ülkeyiz. Bir insanlık suçu olan bu konu küresel bir meseledir ve bu biçimde ele alınmalıdır. Biz bu konuda ikili düzeyde her türlü işbirliğini tabii ki yapacağız” diye konuştu.
Devlet Bakanı ve AB Başmüzakerecisi Egemen Bağış’ın bir Yunan gazetesine verdiği demeçte kullandığı ”Türkiye, kaçak göçmen ülkesi olmayacak” ifadesine de sorular üzerine değinen Davutoğlu, bu konuda başka türlü bir yaklaşımın mümkün olamayacağını belirtti. Davutoğlu, Türkiye’nin böyle bir gelişmeye izin vermeme gücüne ve olanaklarına sahip olduğuna da dikkati çekti.
Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin bir tarafın talep ettiği diğer tarafın cevap verdiği gibi bir görünümü olmadığını söyleyen Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis arasındaki dostluk sayesinde masada sert aktörlerin bulunduğu bir ortam bulunmadığını kaydetti.
Davutoğlu, Bakoyanni ile görüşmelerinin çok uluslu bir toplantıya katılım vesilesiyle yapıldığını, yakında Ankara’ya beklediği Yunanlı Bakan ile daha detaylı görüşme yapma fırsatı bulacaklarını açıkladı.
