Son günlerde Yunanistan gündemini işgal eden YDP başkanlık seçimleri, Samaras’ın kıl payı galibiyetiyle ilk turda son buldu. Başkanlık yarışındaki heyecan yüzünden YDP 4 Ekim’den bu yana doğru dürüst muhalefet yapmaya bile fırsat bulamadı. Samaras yönetimindeki YDP’nin bundan sonraki tutumları, parti programı ise büyük bir merakla bekleniyor. Azınlık politikası konusunda telaş edilecek bir durum yok. Samaras, azınlığa bakış açısını Dedeağaç’taki toplantısında açıkça ifade etmiştir. Hatırlanacağı üzere Siyasi Bahar Partisi’ni kurduğu zaman “Müslümanlardan aday istemiyorum” açıklamasını yapmıştı. Bundan sonraki seçimlerde bakalım azınlıktan aday isteyecek veya bulabilecek mi? Bulacak, bulacak! Tabii ki bulacak tıpkı LAOS’un bulduğu adaylar gibi!…
Birçok siyaset uzmanına göre Yeni Demokrasi için yeni bir dönem başlıyor. Yeni olacağı kesin ama, yenilikler hala belli değil! Aceleye gerek yok! En geç bir kaç ay içerisinde kendisini gösterir.
Kimilerine göre Samaras YDP’yi merkez sağdan uzaklaştırıp, YDP’den LAOS partisine kayan oyların peşine düşecek ve yeniden iktidara oynayacak. Kimilerine göre “Nabza göre şerbet” politikasını yürütecek. Yani gerektiği yerde çok aşırı sağcı, gerekmediği yerde de sade sağcı gibi bir tutum izleyecek. Şu da kesinlikle unutulmamalıdır. Samaras devrimci bir ruha sahip. Tıpkı Avramopulos olduğu gibi. Bu iki kişi ya kendi egolarını tatmin etmek, ya da kendi görüşlerini başkalarına kabul ettiremedikleri için zamanla YDP’yi yarı yolda bırakmış, yeni partiler kurmuşlardı. Şimdi di ikisi bir olup YDP’yi Miçotakis’in kızından aldı. Unutulmamalı ki Samaras 1993’de birkaç milletvekili ile beraber YDP’den ayrılıp Siyasi Bahar Partisi’ni kurmuş ve Miçotakis’i hükümetten düşürmüştü. Bundan sonraki dönemde iki devrimci olan Samaras ve Avramopulos’un aynı çatı altında birlikte ne kadar dayabileceği sorusu da düşünülmelidir.
Aslında Dora Bakoyanni’nin bundan sonraki tutumu da çok önemli olacak. Dora’nın, seçimleri kaybetmesinden hemen sonra yaptığı açıklamada, “Ben bu partiye hizmet etmeye devam edeceğim” açıklaması beni pek tatmin etmedi. Tıpkı Papandreu Venizelos meselesinde olduğu gibi. Venizelos kaybetti ama, partinin içindeki yerini korudu ve Papandreu hükümetinin Savunma Bakanı oldu. Ama, parti genel sekreteri seçimlerinde Venizelos grubu varlığını hissettirdi.
Samaras’ın parti başkanlığına seçilmesine üzülenler olduğu gibi sevinenler de var.
Samaras gibi merkezden uzak bir sağ görüşe sahip olanlar (ki YDP’de çoğunluk olduklarını son seçimlerde ispatladı) ve kendisine oylarıyla destek verenler zafer sarhoşudur. 29 Kasım gecesi seçim sonuçlarının kesinleşmesiyle yollara dökülenler, YDP genel seçimlerini kazanmışcasına zafer gösterilerinde bulundu. Zafer nidaları atanların çoğunun orta yaş ve üzerinde olmasıysa dikkatlerden kaçmadı. Kısacası gençler azınlıkta, yaşlılar çoğunluktaydı! Samaras’ı destekleyenlerin çoğunun orta yaş ve üzeri emeklilerden oluşması, Samaraslı bir YDP’nin geleceği için de önemli!
Üzülenlerin başında ise bana göre LAOS’çular geliyor. Milli meselelerde Karacaferis ile pek farklı düşünmeyen Samaras’un tahminen en büyük hedefi, LAOS’çuları yeniden YDP’ye çekmek olacak. Bu da ülkenin sağ-sol dengesi için yeni bir dönem başlanğıcı olabilir.
Karacaferis’in YDP’den ayrılması ve LAOS’u kurmasıyla YDP merkez sağ, LAOS’da aşırı sağ akımının tercümanı olmuştu. Bu ayırımdan da en çok PASOK partisi karlı çıktı ve yeniden tek başına iktidar oldu. Ülkedeki siyasi tablo, ekonomik krize karşı mücadeledeki başarı veya başarısızlık, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve Ekim 2010’da yapılacak yerel seçimlerden sonra daha da netlik kazanacak!
Bu süre içerisinde azınlığın siyasi geleceği de şekillenmiş olacak. YDP ile Samaras yüzünden ilişkilerini dondurma kararı alan azınlık siyasetçilerin varlığına şahit oluyoruz. Hatta partiden istifa etmeyi düşünenler bile var. Gelişmeleri merakla takip etmeye devam edeceğiz.
Azınlık, YDP başkanlık seçimlerinde Dora Bakoyanni’nin yanında olduğu mesajını verdi. Dora kaybetti. Yoksa azınlık da mı kaybetti?
Bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz!
*Gündem Gazetesi’nden alınmıştır.