DOLAR 32,2037 -0.01%
EURO 35,0307 0.03%
ALTIN 2.522,170,88
BITCOIN 22137953.03134%
İzmir
30°

AZ BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

SELANİK’İN NESİ MEŞHUR?

ABONE OL
03/09/2020 00:55
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Garip bir soru değil mi? Kulağı tırmalıyor sanki. Birçok kimsenin hemen bir anda, pat diye bir cevap veremeyeceği cinsten bir sual. Oysa diğer kentler için öyle çok şey sayabiliyoruz ki: Bursa’nın iskenderi, Antep’in baklavası, Adana’nın kebabı, Hatay’ın künefesi, Trabzon’un kemençesi, Çorum’un leblebisi, Isparta’nın gülü, Van’ın kedisi, Aydın’ın zeybeği, Diyarbakır’ın karpuzu, İzmit’in pişmaniyesi, Malatya’nın kayısısı…

Kimisinin lüle taşı var, kimisinin porseleni… Bazısı keçisiyle meşhur, diğeri horozuyla… Köftesiyle tanınan da var, tantunisi bilinen de… Kelaynak kuşunu marka kabul edene de, elmasıyla övünen de… Rakısı, şarabı, çayı, ayranı…  Fındığı, tütünü, balı, mesir macunu… Mantısı, hamsisi, kavunu, şeftalisi…  Minaresi, türbesi, saat kulesi, heykeli…

İyi de peki Selanik’in nesi meşhur? Ha, öyle yüzeysel bir cevap verecekseniz, Atatürk’ün doğduğu evi söyleyebiliriz. Lakin Atatürk’ün doğduğu ev figürü, bir anlamda herkese ait, milli bir sembol… Bizim kastettiğimiz “meşhurlar” biraz daha ziyade yöreye ait, biraz daha kültürel figürler…

Mürekkep yalamışlar için Beyaz Kule de Selanik’e ait meşhur bir figürdür belki. Ama o da “orada kalmış” ve rengi bozularak biraz Yunanlılaştırılmış bir yapı… Tıpkı kiliseye çevrilmiş Osmanlı camileri gibi Yunanlılarca kamulaştırılmış (!) bir sembol artık beyaz kule…

 

IRKÇI ÖNYARGILAR

 

Ha, bir de Selanikliler’e karşı ırkçı ön yargılara sahip olanlar var tabii. Belki yüzünüze birşey söylemezler, ama onlar Selanikliler’in cümlesinin Yahudi dönmesi olduklarına iman ettikleri için, içlerinden taşan Atatürk düşmanlığını çemkirircesine “Selanik’in Sabetayistleri meşhurdur” diyebilirler belki… Böyleleriyle işimiz olmaz zaten, Allah onları ıslah etsin… Bizim muhatabımız, her türlü şovenizmden uzak aklı başında kültür ve tarih sevdalıları… Ötekiler kaale alacak değiliz. E, peki gene soralım Selanik’in nesi meşhur diye… Bu soruya ortalama bir insanımızın bir çırpıda cevap vermemesi pek mümkün değil ne yazık ki. Köşe yazılarımızda zaman zaman dile getirdiğimiz gibi Selanik’ten binbir zahmetle getirilen kültür, büyük ölçüde erozyona uğradı. Bir yandan baskın popüler kültür, öte yandan Anadolu’ya özgü figürlerin içinde yaşanan kültürel asimilasyon Rumeli’den taşınan kültürü fena halde hırpaladı. Biz şimdi hatırlatmaya çalışalım, belki bir faydası olur… Selanik’in neleri meşhurmuş bakalım:

Selanik fasulyesi: Atalarımızın tohumlarını çıkınlarında getirdikleri özgün bir fasulye türüdür. Milli yemeğimiz kuru fasulyenin alası bu tür fasulyeyle yapılır. Çünkü diğer türler gibi yeşile kokmaz. Aksine hafif şekerli bir tadı vardır.

 

Selanik gevreği: Kuru meyve ve kuru yemiş parçacıkları ile tatlandırılmış bir tür peksimet. İyi demlenmiş bir çay veya Türk kahvesiyle birlikte çok iyi gider.

 

Selanik örgüsü: Adeta saç örercesine yapılan, biraz da maharet isteyen bir el örgüsü yöntemi… Örgü yapmaya meraklı hanımların çoğu tarafından bilinir.

 

Selanik köfte: Közlenmiş patlıcan ezmesi ve yağsız kıyma karıştırılarak yapılan bir tür köfte… Yeniceli köfte diye de geçer ama aslı Selanik köftesidir.

 

Selanik baklavası: Karanfil, ceviz ve limon suyu kullanılarak yapılan el yapımı bir ev baklavasıdır. Seri imalatı imkânsıza yakındır. Çünkü ne kadar çok katlıysa o kadar makbuldür. Ama kat sayısı arttıkça hamurlaşma ihtimali yükseldiğinden yapımı maharet isteyen bir baklava çeşididir. Tazeyken yemek icap eder, kısa zamanda şekerlenir çünkü…

 

Kızılcık şurubu: Haşlanmış kızılcıkların ezilmesi ile elde edilen, içine soğuk su, şeker ve limon damlatılarak servis edilen enfes bir içecektir. (Babaannem, biz küçükken bu şurubu yapar, bizi eşek yoğurdu diye kandırırdı!)

 

Selanik güvercini: Güvercin meraklıları tarafından aranan bir tür. Çoğunlukla uzun simalı, uzun gagalı, genellikle beyaz ağırlıklı alaca renklerde, hızlı üreyen, özgür karakterli bir güvercin türü. Yüksek uçmayı seviyorlar, uçarken kendine özgü ve tamamen tabii hareketleri var. Salındıkları noktadan uzaklara gitmiyorlar ve çağırıldıklarında tereddütsüz geri geliyorlar.

 

Selanik türküsü: “Çalın davulları çaydan aşağı diye başlayan”, son derece acıklı bir öyküsü olan, enfes bir ağıt… “Zalim ölüm, üç gün ara ver, al başımdan sevdayı götür yare ver”  diyen, Selanik kentine çektirdiği acılar nedeniyle beddualar eden bir türkü.

 

Selanik yörükleri: Osmanlı Devleti’nin Anadolu’da ele geçirdiği bölgelerde yaşayan ve mücadeleci tabiatlarıyla bilinen Türkmen aşiretlerini Rumeli coğrafyasına serpiştirdiği bilinir. Konyarlar, Tanrıdağı yörükleri, Naldöken yörükleri ve Teke yörükleri başta olmak üzere çeşitli boylardan oluşurlar. Çoğunluğu mübadele ve Balkan harbi ile ana vatana geri dönmüşlerdir.

 

Selanik konakları: Çoğunlukla iki ya da üç katlı, cumbalı, bahçeli, bazı örneklerde alt katları dükkan olarak da kullanılan, ahşap, küçük pencereli yapılardır. Atatürk’ün doğduğu ev, bu konaklara tipik bir örneğidir. Bu tür mimarinin devamı biraz İzmir’de mübadele sonrası yaşatılmaya çalışılmış; ama sonraları giderek kaybolmuş. Samsun’da bazı eski köy evlerinde küçük modelleri hala yaşıyor.

 

Selanik feracesi: Anadolu’daki örneklerinden farklı olarak renkli (bordo, yeşil, eflatun) ve pelerin tarzında giyilen ergen bayan elbisesidir. Köylerde genellikle siyah giyilen feracenin Selanik merkezinde giyilen versiyonu, modernize edilmiş bir tür kentli Müslüman kadın modasıdır.

 

Selanik yoğurdu: Selanik yoğurtlarının, mayasından gelen özelliği nedeniyle kaymağı bol, sert ve ekşisi az olur. Selanikliler bu yoğurdu hafif sulandırıp karıştırdıktan sona ekmek doğrayıp yemeyi pek severler. Ayrıca bağırsak hastalıklarına karşı ilaç olarak kullanırlar.

 

 

 

    En az 10 karakter gerekli