DOLAR 32,2053 -0.22%
EURO 35,1156 -0.22%
ALTIN 2.498,171,32
BITCOIN 21581240.22808%
İzmir
33°

PARÇALI BULUTLU

20:26

AKŞAMA KALAN SÜRE

Son Yaz’ın Temposu Düşük

ABONE OL
27/09/2012 22:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Birçoğunuz yıllar önce izlediğimiz Elveda Rumeli dizisini hatırlarsınız. Yapımını Adam Film’in üstlendiği dizi Türkiye’den Balkanlar’a uzanan bir köprü görevi görmüştü. Zulmün karşısında Türkiye’ye göçen çok sayıda Evladı Fatihan torunlarının kimi zaman ilgiyle, kimi zaman gözyaşları ile izlediği, oraları görmeyen ve o acılara şahit olmayanların yaşananları daha iyi anlamalarına vesile olduğu bir dizidir Elveda Rumeli. Adam Film’in yapımını üstlendiği dizi ile 1900’lu yıllarda Osmanlı’nın yönetiminde olan ve Osmanlı’nın son dönemlerinde Makedonya’da geçen, fakir bir baba ve kızlarının hikâyesi anlatılmıştır. Dizide kullanılan bayrakların tarihe uygun olarak ciddi bir araştırma sonucu kullanıldığını gördük. Dizinin yapımcıları o yıllarda bayrak konusunda “Dizimizde geçen 1897 yıllarında Osmanlı Bayrağı; Kırmızı zemin üzerine beyaz ay yıldız (hilal ve beş köşeli yıldız) olarak günümüz Cumhuriyet Bayrağı ile yakın benzerlik göstermekteydi. Bu bayrak Osmanlı Devleti’nde 1842 tarihi Abdülmecit döneminden itibaren kullanılmaya başlamış, Cumhuriyetten sonra bayrağın sadece geometrik ölçüleri değişmiş, 1936 yılındaki Bayrak Kanunu ile de günümüzdeki halini almıştır. (29 Mayıs 1936 tarih ve 2994 sayılı kanunla Türk bayrağının şekli ve ölçüleri kesin bir şekilde tespit edildi. 28 Temmuz 1937 tarih ve 2/7175 sayılı kararname ilişik 45 maddelik bir tüzük ile de Türk bayrağının kullanılışı nizam altına alınmıştır)” şeklinde bir açıklama yapmıştı. Günümüzde Muhteşem Yüzyıl gibi tarihi kurgulayarak anlattıklarını söyleyip aslında tarihi ve Osmanlı padişahlarını aşk, zevk ve seks üçgenine sıkıştırarak ecdadımıza büyük saygısızlık yapan senaryo yazarlarına ve film yapımcılarına inatla tarihine saygılı bu tip filmleri yaptığı için dizinin yapımlarına ve senaristlerine şükran borçluyuz.

DEVAM EDEN OSMANLI DÜŞMANLIĞI

2009 yılından beri Balkan Günlüğü gazetesinde yazıyorum. Aslen Türkmen olmam sebebi ile hayatım boyunca Balkanlar’da yaşanan olaylara yakinen şahit olmadım. Ne zaman burada yazmaya başladım, Balkanlar’dan buraya göçen vatandaşlarımızı daha iyi tanıdım. Onlarla röportaj yaptım. O güzelim topraklardan ayrılmak zorunda oldukları hikâyelerini gözyaşları içinde dinledim. Zaman su gibi geçti ama ne anlatılacak hikâyeler bitti ne de halen daha o topraklarda Osmanlı düşmanlığı. Çok değil geçen senin ağustos ayını hatırlayalım. Kosova’nın kuzeyindeki Velika Reka Köyü’nde sabah saatlerinde kimliği bilinmeyen birkaç Sırp tarafından Müslüman Mezarlığı ateşe verilmişti. Kosova İtfaiyesi yangına hemen müdahale ettiği sırada tesadüfen köyde bulunan bir Kosova Televizyonu ekibi yangını görüntülemeye çalışırken Sırp asıllı itfaiyeciler tarafından saldırıya uğramıştı.

SON YAZ’IN İLK BAŞLANGICI

Yapımcılığını Adam Film’in üstlendiği bir Balkan dizisi ile karşı karşıyayız. Dizi farklı bir isim ve kadro ile yayında olmasına rağmen Elveda Rumeli dizisinin devamı niteliğinde olmuş. Kostümler, yaşam tarzı gibi pek çok ayrıntı önceki dizi ile aynı. İlk bölüm olmasına rağmen dizinin temposu çok düşük kalmış. Pek çok Rumeli kökenli tanıdıklarım dizinin şivesi ile ilgili olarak “Bir Rumelili olarak beni bile yoruyor” demişti. Yönetmenin şiveye önem vermediğini; şiveli konuşacağız diye cümlelerin anlaşılmadığını söylemeliyim. Yönetmenin bu konuda daha titiz olmasını bekliyorum. Görsel öğeler kadar duysal öğelerde izleyiciyi etkiler. İlk bölümü beklentilerimizin altındaydı. Bundan sonraki bölümlerde özellikle şive hususunda dikkatli olmalarını istiyorum. Her şeye rağmen yeni yayın döneminde Son Yaz Balkanlar dizi oyuncularına ve ekibine başarılar dilerim.

 

    En az 10 karakter gerekli