Hollandalı efsane Johan Cruff, ” Ben para dolu çantanın gol attığını hiç görmedim” derken , fubol günümüzdeki kadar endüstriyelleşmemişti.

Ancak M.City ve PSG gibi astronomik sermayeli kulüplerin şampiyonlar ligi’ni kazanamadığını düşünecek olursak, bu sözün günümüzde de geçerliliğini koruduğunu görebiliriz.

Süper lige baktığımızda da Trabzonspor’un açtığı kapıda Bursaspor, son olarak Başakşehir geçti ve turuncu lacivertliler, 3 büyüklerin kadro değerlerinin altında kalmalarına rağmen şampiyon olmayı başardılar.

Son 15 sezon içerisinde F.Bahçe toplam değerleri 1 milyar 901 milyon Euro’luk kadrolar kurdular.

Bunlara genel olarak toplam maliyetlere bakıldığında Süperligin dört büyüklerinin toplam borcu 12 milyar tl seviyesine çıktı.

İnanılmaz ve korkunç bilançoyla karşılaşıyoruz.

Borçların büyük bölümü, Futbol operasyonlarının bağlı olduğu, borsada işlem gören şirketlere ait bankalara ve faktoring kuruluşlarına borçlar, en yüksek ve can sıkıcı durumu oluşturuyor.

“Katlanarak artıyor”

Finansal borçlar 1 yıl öncesine göre %30 yani 1.4 milyar tl arttı.Bu borçların 3 yıldan kısa bir sürede katlanması demek 4 kulübün borçları yönetebilit aşamayı geçti.

Kulüplerin gelirlerinin çok üzerinde harcadıkları için borç sarmalına girdiler.Ve bu sarmalın boyutu gün geçtikçe büyüyor.

Sadece geçen 7 yıl 714 milyon tl zarar açıklayan kulüpler için bu durum şaşırtmıyor.

Fenerbahçe’nin, yapılandırmama etkisi

Galatasaray’ın, Borcu az, artışı yüksek

Beşiktaş’ın, likite krizi yaşıyor

Trabzonspor, 5 yılda yeni anlaşma

İle  süreci takip ediyor.

Kulüplerimizin tek kurtuluşu

Dernekler kanundan ayrılıp, kulübü şirketleştirip malı açıdan yaşaması, kulüplerin var olması anlamında tek kurtuluşudur.

Şirketleşmek….