Yazar Kazancakis bir ihtiyara;”Nereye bakıyorsun?” diye sorduğunda, ihtiyar adam gözlerini akan sudan ayırmadan şu cevabı verir;
“Hayatıma oğlum, akıp giden hayatıma!”
Hayat gerçekten çok kısa. Kalp kırmaya, küsmeye inanın değmez. Eğer hayatın anlamını kavramaya çalışsak, birçok olay üzerinde durmayız bile. Hızla akıp giden şu hayatımıza kısa bir dem vurduktan sonra bu hafta değinmek istediğim konuya geçeyim.
TECRÜBE.
Hani bir hikaye vardır; Ustaya sormuşlar;-”Başarının sırrı ne?
İki kelime demiş;
-“Doğru kararlar”
Hepimizden farklı olarak doğru kararları nasıl alabildiğini sormuşlar;
-“Tek kelime” demiş.
-“Tecrübe!”
-”İyi de kardeşim bu tecrübe denen şeyin sırrı ne?”
Usta derin bir iç geçirmiş ve şöyle demiş:
-“Yanlış kararlar!”
Evet aslında yaşamımızdaki olayları daha önce yaşayan kişilerden ders alarak kendimize yön versek, daha az üzülmez miyiz? Ne dersiniz? Bakın şimdi Tecrübe ne diyor beraber okudukça kendinizden bir şeyler bulacaksınız.
Gelmeyene git, vermeyene ver, zulmedeni bağışla.
Görmek istemeyenden daha kör bir insan olamaz.
Utanma insanın zatında vardır.
Mutluluk elimizde olmayanı elde etmek değil, elimizde olanı anlayıp takdir etme sonunda gelir.
Sıkıntıyı hayatın parçası olarak kabul edin, geldiğinde başınızı dimdik tutup, gözünün içine bakın ve “Ben senden büyük olacağım, beni yenemezsin!” deyin. İnsanların ortak bir şeyleri vardır. Hepsi birbirinden farklıdırlar.
Çingene yiğitliğini överken hırsızlığını ortaya çıkarır.
Sevilmemek acıdır. Ama sevmemek daha acıdır.
Vaktinden önce alınan kararların sonu yoktur.
En kötümüzde o kadar çok iyilik, en iyimizde o kadar çok kötülük var ki, başka insanlara laf etmek hiç birimize düşmez.
Can sıkıntısı dünyaya tembellikle beraber gelmiştir.
Sevmeyi ancak severek öğrenebilirsiniz.
En cömertçe verilen şey öğüttür.
Dünya fırtınalarla değil, gemiyi limana sağ salim getirip getirmediğinizle ilgilenir.
Vicdanını rahatlatmanın tek yolu, kişinin oturup kendi kendine hesaplaşmasıdır.
Ne köprünüz ne de salınız var. Irmağı geçmeyi söz etmenin ne anlamı var?
Layık olmayan kimseye dil dökme, kendini boş yere rezil edersin. Düşmanın açık bıraktığı kapılar onun istediği yere çıkar.
İster köylü olun, isterse kral. En mutlu insan evinde mutlu olandır.
Çürük elma yanındakileri bozar.
Nefsine muhalefet et ki rahat edesin.
Sevgiyle nefret arasındaki fark şaşılacak kadar azdır.
Evleneceğin kızı gözünle değil, kulaklarınla seç.
İp sonundan kopmaz.
Neden mi çok düşünüyorum. Çoğu şeyi düşünmemek için.
Lafı çoğaltmak düşünceyi azaltmaktır.
Riski dağıt.
Yanlış yaptığın zaman kimse unutmaz. Doğru yaptığını kimse hatırlamaz.
Bütün kalpleriyle ağlamasını bilemeyenler, gülmesini de bilemez.
İnsan özgürlüklerinin sınırlarını iyi çizebilirse, o zaman onu hak etmiş sayılır.
Nefret etmemiz gereken şeylerden nefret edip, hoşlanmamız gereken şeylerden hoşlanmak, karakter üstünlüğünü gösteren en iyi işarettir.
Bir insan başarısızlıkları için başkasını suçluyorsa, başarılarının şerefini de başkalarına vermesi iyi bir fikirdir.
İmkanlarının altında yaşa.
Yolda yürürken çok fazla arkanıza bakmayın, çünkü bir süre sonra o tarafa gitmeye başlarsınız.
Son olarak değerli okuyucuları 7 şeyi düşünmeye davet ediyor ve bu haftaki yazımı sonlandırıyorum:1-Kendinizi düşünün 2-Eşinizi düşünün 3-İşinizi düşünün 4-Dostlarınızı düşünün 5-Varlıklarınızı düşünün 6-Eğitiminizi düşünün 7-Yaratıcı’ yı düşünün.