Toplumsal Cinsiyet Temelinde Eğitim

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Boğaziçi Üniversitesi içerisinde son dönemlerde arka arkaya gelen olaylar meselenin sadece bir rektör olmadığını göstermiştir. Öncesinde DHKPC marşları ile halay çeken zavallılar akabinde ise LGBT’li sapkınlar müslümanların kutsal değeri ve kıblesi olan Kâbe-i Muazzama’ ya hakaret etmiş ve yerlere sermişlerdir. Sözde saygı ve özgürlük isteyen bu grubun üyelerinin bu şekilde kutsal değerlere saygısızlık yapması bir kez daha saygıyı hak etmediklerini göstermiştir.

Dünya’da yüzlerce dinde yasaklanmış olmasına rağmen sadece İslam’a saldırmalarının nedeni nedir? Yeni bir neslin milli kimyasını, inandığı değerleri değiştirmek ve asimile etmek amacı taşıyan bu grubun Türkiye içerisinde hareket alanı bulması ne yazık ki gene bizim kendi içimizde bir eğitim eksikliğimizdir. İşte tam da bu noktada temel eğitimde, cinsiyet eğitiminde, Milli şuur ve Kutsal Değerlerin bilincinde bir nesil inşası için hem ailelere hem devletimize düşen bir görev vardır.

Toplumsal cinsiyet mevzusu içerisinde LGBT’ye ait bir resmi cinsiyet yoktur. LGBT bilimsel olarak da bir biyolojik durum değildir. Tam anlamıyla psikolojik çöküntü ve bir yozlaşmadır. Kur’an-ı Kerim’de lanetlenmiş olmalarına rağmen, helak olmuş Lut kavmine rağmen, bugün Türkiye’de yaklaşık 200 LGBT derneği bulunmaktadır. Bu rakam sizlere her şeye rağmen istediğiniz özgürlük ve saygının verildiğini ve çalışmalarınızı yapabilmeniz için gerekli ortamın bile hazırlandığını kanıtlamaktadır. Dolayısıyla Müslüman bir ülke içerisinde bile ciddi anlamda özgür bir hareket alanınız varken İslam’a ve Kutsal sembolü Kâbe-i Muazzama ’ya hakaretinizin açıklaması nedir? Bu ülke içerisinde her Türk ferdi, milli değerlerini, kutsal değerlerini, toprağını, vatanını, insanlarını sevmek durumundadır. Dolayısıyla, bu kitlenin üyelerinin ciddi bir çalışma ve eğitim ile beraberinde topluma kazandırılması gerekmektedir. Dezavantajlı her grup gibi iyi bir eğitimle LGBT’li insanlara da farkındalık kazandırılabilir. Görüş ayrılıkları ve farklılıklar her dünya ülkesinde her toplumda elbette ki vardır. Ancak bu sorunu karşılıklı saygı ve kaliteli bir eğitim ile çözebiliriz. Eğitim kavramının ne kadar etkin bir kavram olduğunun farkında olmak gerekmektedir.

Bugün bu sorunu yaşadığımız yer gene eğitim ve irfan yuvası üniversitelerimizden biridir. Kanaatimce tahsilli olmak eğitimli olmak anlamına gelmemektedir. Her bireyin kendini yetiştirmesi, okulların yetmediği kişisel gelişim ve karakter eğitimlerinde kendini tamamlaması asıl gereken mevzudur. Son olarak, Boğaziçi Üniversitesi içerisinde olan üzüntü verici bu olayları şiddetle kınıyorum. Saygısızlık bir özgürlük alanı değildir! Sevgi ve saygıda birleşmek ümidiyle… Selam ve Dua ile…