DOLAR 34,5462 0.18%
EURO 35,9782 -0.72%
ALTIN 3.002,771,39
BITCOIN 34143012.29618%
İzmir
18°

PARÇALI BULUTLU

06:23

SABAHA KALAN SÜRE

Türkiye Rusya Yakınlaşması
279 okunma

Türkiye Rusya Yakınlaşması

ABONE OL
23/04/2018 20:15
Türkiye Rusya Yakınlaşması
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Rifat Sait
24.Dönem İzmir milletvekili
BASAM (Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanı
rifatsait@gmail.com

Türkiye-Rusya yakınlaşması Balkanlar ve Ortadoğu’da asırlık dengeleri değiştiriyor

Balkanlarda yüz yıllardır süren Türk-Rus gerginliği, Avrupa ve ABD’nin işine gelmiştir. Türkler ve Ruslar birbirleriyle savaşıp kan akıttıkça, Avrupa ve ABD, Balkanların gelirini paylaşarak kendi taraflarına akıtmışlardır. Bu durum Ortadoğu için de geçerlidir. Balkanları ve Ortadoğu’yu detaylı incelediğinizde bunu görebilirsiniz. Ancak son dönemde durumun değiştiğini görüyoruz. Son zamanlarda Türkiye ile Rusya arasındaki yakınlık sadece Ortadoğu’da değil Balkanlar’da da stratejileri değiştiriyor, bu durum Avrupa’yı ve ABD’yi tedirgin ediyor.

Fransa’nın Balkanlardaki sıkıntısı ne?

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçen hafta Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu’nda düzenlenen “Avrupa’nın Geleceği” temalı oturumda yaptığı konuşmasında önemli açıklamalarda bulunmuştu. Avrupa Konseyinde Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un, “Türkiye ya da Rusya’ya yönelen bir Balkanlar istemiyoruz” sözleri dikkat çekici. Aynı Fransa benzer söz ve hareketleri Suriye için de denemişti. Şimdi ise Türk-Rus ilişkilerini bozmak için siyasi fitneleri üretiyorlar. İlginç bir tevafuk, Kurtuluş savaşımızda da Sovyetler Birliği (Rusya) ile yaptığımız bir anlaşma ile İngilizler ve Fransızlar geri adım atmışlar, dostları olan Yunanlıları yenilgiye mahkum etmişlerdi.

Macron’un “Türkiye ya da Rusya’ya yönelen bir Balkanlar istemiyorum” sözlerini iyi okumamız lazım zira ardında önemli mesajlar var. Kuşkusuz Fransa ve ortaklarının bu endişesinde, Balkanlarda hizmet veren Türk kurumları; TİKA, Yunus Emre Enstitüleri, Diyanet, Ekonomi Bakanlığı, Anadolu ajansı, TRT ve Dışişlerinin etkisi var. Ülkemizin bu değerli kurumları Balkanlarda yaptıkları hizmetlerde kamu diplomasisini en iyi şekilde yerine getiriyor. Türkiye ile Balkanlar arasında güzel bir dostluk köprüsü oluşturuyorlar. Bu çalışmalar savaşla bile kazanılamayacak önemli kazanımlar elde etmemizi sağlıyor. Aslında ABD, Fransa, İngiltere ve Almanya’nın da böyle kurumları var. Mesela Amerika’nın USAİD Kurumu veya Almanların Goethe enstitüleri gibi. Ama bu konuda bizim kadar etkili olmadıklarını düşünüyorum. İşte bu yüzden Macron, “Türkiye ya da Rusya’ya yönelen bir Balkanlar istemiyorum” diye bağırıyor. Batı ülkeleri, Türkiye’nin son günlerdeki liderliğinden endişeli. Haksız da ayılmazlar.

Rusya ile yakınlaşma birilerini rahatsız ediyor ama dikkat!

Esasen Balkanları, yıllardır Almanya, Fransa ve ABD yönetmeye çalışıyor. Türkiye’nin Rusya ile yakınlaşması, onların planlarını bozuyor. Sadece Balkanlarda değil Ortadoğu’da da konjüktür ve stratejiler değişiyor. Türkiye’nin Rusya ile yakınlaşması ABD ve Batı ülkelerini ciddi endişelendiriyor. Bizim çok dikkatli olmamız gerekiyor. Tabiki Rusya’ya da sonsuz güvenilir diyemem. Karşılıklı çıkarlar nispetinde Türkiye-Rusya iyi geçinebilir. Ama kan kardeşimiz olmadıkları da unutulmamalı. Örneğin bizim şiddetle karşı olduğumuz katil Esed’i Rusya kendi çıkarları nispetinde destekliyor. Bu arada yine çok dikkatli olmamız gereken başka bir konu da ülkeler arası çok çok büyük rantların paylaşılması konusu. Türkiye, son zamanlarda onların bu rantına çomak sokuyor. Özellikle Ortadoğu’da Petrol ve doğal gaz kaynaklarının paylaşılmasına ne kadar müsaade edecekler? Bir zamanlar rahmetli Adnan Menderes’te ABD’ye karşı Rusya’ya yakınlaşmıştı. Daha sonra gerçekleşen 1960 askeri ihtilalinin arkasında ABD ve Batı ülkelerinin olduğunu herkes biliyor. Ülke olarak çok uyanık ve dikkatli olmamız gerekiyor. Birlik ve beraberliğimizi korumamız gerekiyor.

Balkanlaşma tabiri

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un yaptığı açıklamalar bu yüzden önemlidir. Uluslararası diplomasiye “Balkanization” (Balkanlaşma) yani böl-parçala-yönet, tabirini Fransızlar eklediler, zira onlar bölüp-parçalamayı çok iyi biliyorlar. Batı ülkeleri nöbetleşe ortaya çıkıp aleyhimize bir takım şeyler yapıyorlar. ABD çıkıyor, PKK’ya destek veriyor, Almanya çıkıyor Feto’ya destek veriyor şimdi sıra Fransa’da, o da nöbet sırasını aleyhimize kullanıyor. Bakın mesela , Fransa Cumhurbaşkanı Macron çıkıyor, Ankara-Atina hattında yaşanan Doğu Akdeniz geriliminde de Türkiye’nin hatalı olduğunu ve Türk-Yunan gerginliğinde Fransa’nın maalesef Yunanistan’ın yanında yer aldığını söyleyebiliyor.

Fransa’nın Yunanistan’ın yanındayız mesajı

Bilindiği üzere, Macron, Avrupa Parlamentosundaki oturumda Avrupalı parlamenterlerin sorularını da yanıtlamıştı. Fransa Cumhurbaşkanı, Yunan muhafazakâr parlamenter Notis Marias’ın “Türkiye’nin saldırısı hâlinde, Yunanistan’ı savunur musunuz ve bu amaçla bir stratejik savunma anlaşması imzalar mısınız” şeklindeki sorusuna şu yanıtı vermişti:

Fransa, egemenliği saldırıya uğrayan her AB üyesi devletin yanında yer alacaktır. Skripal krizinde daha ilk andan itibaren İngiltere’nin yanında yer aldık. Doğu Akdeniz’de tehdit edilen Yunanistan’ın da daima yanında olacağız. Bu konuda birkaç gün önce Yunan Başbakanı Tsipras ile görüştüm. Bulunduğumuz yerde tutumumuz hep böyle olacaktır. Zira aramızda bu dayanışmanın olması müşterek egemenliğimizin kalbinde yatmaktadır

AB mi NATO mu?

Fransa, AB üyeliliğini veya NATO’yu tercih etmelidir. Fransa’nın bu tutumunda, ciddi stratejik bir çelişki var. Fransa ile Türkiye birer NATO ülkesidir, dolayısıyla bir NATO ülkesi başka bir NATO ülkesi ile silahlı bir gerginliğe giriyorsa, Fransa’ya düşen görev bu iki ülkeyi barıştırmak ya da tarafsız kalmaktır. Zira bir NATO ülkesine yapılan saldırıyı diğer tüm NATO ülkeleri savunmakla yükümlüdür, böyle olunca Fransa iki NATO ülkesinin gerginliğinde tarafsız ve sessiz kalmak zorundadır, aksi halde Fransa NATO üyeliği ile AB üyeliği arasında bir seçim yapmak zorundadır.

Balkanlara milliyetçilik mikrobunu şırıngalamak

Balkanlarda, parçalanma için en büyük tehdit milliyetçilik olduğunu biliyoruz. Fransa, İngiltere ve Almanya bu hassasiyeti tarih boyunca sürekli kaşımış. Tabi Rusya da geri kalmamış. Onlar da Ortadoks ve Slav birliği üzerinden Balkanlara çomak sokmuşlar. 1700’lü yıllarda gerçekleşen Fransız ihtilalinde milliyetçilik olayı var. Fransızlar ve Batı ülkeleri milliyetçiliği Balkanlara şırınga ediyorlar.

Kosova örneği

Fransızlar ve Ruslar Sırplara, milliyetçiliği sunup sonra da Arnavutların üzerine sürdüler. Sırpların Arnavutlar ve Boşnaklar üzerinde milliyetçilik hastalığı ile yaptığı soykırımın haddi hesabı yok. Sırplar olayı vahşet sınırına getirince ABD, Fransa ve Batı ülkeleri lütfen harekete geçtiler. Sözüm ona müdahale bahanesiyle Fransız uçakları Sırp mevzilerini bombalar gibi yaptılar ama boş yerleri bombaladılar, ardından NATO’nun İtalya’daki üssünden havalanan Türk ve ABD jetleri (Daha çok Türk pilotlar) Sırp hedeflerini birer birer vurunca, Sırbistan geri çekilmek zorunda kaldı. İlginçtir Birleşmiş Milletler ’in Kosova girmesiyle,UNMIK Kosova Özel Temsilcisi yine bir Fransız Bemard KOUCHNER oldu. Hemen ardından ABD, Kosova’da Avrupa’nın en büyük askeri üssü olan Bon Steel’i yaptı. Osmanlı döneminden beri Balkanlardaki madenlere özellikle de Altın madenlerine ilgi duyan Almanya, aynı ilgisini gösteriyor. Bütün bu olayları eski Türk filmlerine benzeten Sait, “Yeşilçam filmlerinde bu sahne vardı. Birileri mahallelinin camını kırar, ardından oraya sözüm ona büyük rastlantı sonucu gelen camcı, kırılan camı onarırdı. Mahalleli de camcıya hem para verirdi hem teşekkür ederdi. “ Tıpkı bu durum gibi olaylar Balkanlarda yaşanıyor, kırılan camı da ABD ve AB ülkeleri onarıyor, oysa o camı kırdıran da onlar.

Sonuç

Balkanlarda Sırplarla, Arnavutlar ve Boşnaklar arasında, Yunanistan ile Makedonya ve Arnavutluk arasında camların kırılmasını engelleyelim, camcıya (ABD ve AB ülkeleri) ihtiyaç kalmayacak, Balkanlara barışı getirelim, milliyetçiliği ve gerginliği çıkaralım, savaş değil, ticaret, turizm ve kültürel işbirliği getirelim, camcıya (ABD ve AB ülkelerine) ihtiyaç kalmayacak, sonuçta Türkiye, Rusya ve Balkan ülkeleri birlikte kazanabilir.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP