DOLAR 32,5628 0.13%
EURO 35,2551 0.4%
ALTIN 2.465,590,11
BITCOIN 1869307-5.23667%
İzmir
29°

PARÇALI BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

58 okunma

Vah Rodos Vah -8

ABONE OL
30/11/2015 20:41
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bir yazı dizimizin daha sonuna geldik. Rodos’la ilgili yazılarıma ait mevzuları özet halinde verip Rodos ve İstanköy Adası dosyamı nihayetlendirmek niyetindeyim. Bu konuyu köşeme taşımamdaki amaç, ülkem adına “devleti yönetenlerin dikkatine” diyerek “Kayıp Nesil” diye adlandırılan ada sakinlerinin sorunlarına çözüm bulunmasına ve refaha kavuşmasına katkı sunmaktır. Rodos Adası ve üzerinde yaşayan 4-5 bin kişilik Türk toplumunun Yunan Hükümetince gasp edilmiş azınlık statülerinin bir an önce geri verilmesinin takipçiliğini sürdüreceğim. 30-45 kişilik Yahudi cemaatine bile tanınan azınlık haklarından, sayıca çok daha fazla olan Türk azınlığın mahrum bırakılması uluslararası insan hakları bildirgelerine ters düşmekte. Ülkemin sorumlu Dışişleri ricalinin bir an önce devreye girerek soydaş ve dindaşlarımızın azınlık haklarından istifadelerini temin etmelerini istiyorum. Unutulmasın ki, “Kayıp Nesil” olarak isimlendirilen adadaki Türk ve Müslüman azınlık bizim birer parçamızdır. Büyük devlete yakışan, soydaşlarına sahip çıkmak onları yalnız bırakmamaktır. Her iki adada da, Yahudilere – 30-35 kişilik bir topluluk olmalarına rağmen- tanınan azınlık haklarının, 4-5 bin kişilik bir azınlığa tanınmaması çifte standardın yaşandığı en güzel örneklerden biridir. Soydaşlarımıza reva görülen bu muamelelere sessiz kalmamızı beklemek düşünülemez. Sorunlara iyi niyetli yaklaşmayan ve çözüm istemeyen Avrupa’nın şımarık çocuğu Yunanistan’ı kendine getirecek yaptırımlar bir an önce devreye sokulması bu ayıbın ortadan kaldırılmasına sebep olacaktır. Yazı dizimizin sonun da adada yaşayan Türk ve Müslüman azınlığın taleplerini şu şekilde 7 madde halinde sıralayabiliriz.

AZINLIK KONUMUNDAKİ TÜRK’LERİN TALEPLERİ:

  1. 1. Okullarda Türkçe Dersi ve Din Eğitimi verilsin.

 

1920’lerde başlayan siyah beyaz film şeridi 1972 yılında kopuyor. 12 Ada’da Türkçe eğitim ve öğretim bu tarihte sona eriyor. Ada’nın çocuklarının anadilleriyle ilişkisi evi, ailesi ve yakın çevresiyle sınırlı kalıyor. Yeni nesil Türkçe bilmiyor. Ada sakinleri yetersiz Türkçelerini, Türkiye tatilleri ve Türkiye’de Türkçe kurslarına giderek telafi etmeye çalışıyorlar. Türkiye televizyonları nı izleyerek aksanını düzeltmeye gayret gösteriyorlar. Din kültürü dersi de adadaki dindaşlarımıza çok görülenler arasında. Yaz mevsimi başlayıp okullar tatil olduğunda, Yunan akranları tatilin tadını çıkarırken onlar için dil ve din derslerini telafi telaşı başlıyor. Düzenlenen derme çatma kurslarla çözüm aranıyor.

  1. 2. Rodos’taki Süleymaniye Medresesi başta olmak üzere 1972’de kapatılan Türk okulları açılsın.

 

Rodos’ta, Fethi Paşa Vakfı’na ait tarihî kütüphanenin bahçesinde siyah beyaz fotoğraflar elden ele dolaşıyor. Çantalardan yakın gözlükleri çıkartılıyor, dikkatler bir noktada toplanıyor, ha fızalar çocukluk günlerinin renkli dünyasına uzanıyor. Herkes önce kendini, sonra tanıdıklarını ve dostlarını arıyor meraklı gözlerle. Bazı öğrencilerin başında fes var. Kimi Hocaların başında ise sarık. Rodos’ta Süleymaniye Medresesi’nde Türkçe eğitim ve öğretimin yapıldığı yıllara ait nostaljik anılar günümüze kadar ulaşmış.10 yıl kapalı kalmış medrese.1945 yılına gelindiğinde adanın ileri gelenleri İngiliz ve Türk bayraklarının altında on yıl kapalı kalan Süleymaniye Medresesi’nin açılışını yapıyor. Değişik sebepler ileri sürülerek tekrar kapatılan Süleymaniye Medresesinin açılmasını dört gözle bekliyorlar.

  1. İtalya döneminde olduğu gibi, cemaat temsilcisi ve müftülük makamı geri verilsin.

Din eğitiminde aşılması güç zorlukları var. Burada soydaşlarımızca seçilen Müftü Yunan Resmi makamlarınca tanınmamakta. Dindaşlarımız da yönetimin kuklası Müftüleri görmek istememektedirler. Adada yaşayan yerleşiklerin kendi müftülerini kendi seçmeleri en doğal hakları olmasına rağmen bundan mahrum bırakılıyorlar. Bu durum aynı zamanda Lozan Antlaşması’nı ihlal eder mahiyette bir durumdur. Devletimizin yetkili birimlerinin harekete geçmesini istiyor ve bekliyoruz .

  1. 4. Vakıf gelirleri vakıflara harcansın, halkın vergileri hafifletilsin.

 

Vakıf gelirleri vakıflara harcansın, halkın vergileri hafifletilsin. Bunların dışında, vaki olan mülkiyet problemleri de bir an önce çözüme kavuşmayı bekleyen bir diğer husus. Mülkiyet noktasındaki sorun şahıslarla birlikte vakıfları da kapsamaktadır. Geçmiş dönemde Yunanistan dışına çıkan adadaki Türk ve Müslüman azınlığın birçoğunun vatandaşlık hakları ellerinden alındı. Rodos’ta AB tarafından Camiler için verilmiş fonlar vardı. Fonlarla aktarılan bu para dahi eski eserlerin onarımında kullanılmadı. Buda Yunanistan’ın bir başka küstahlığı. Aynı zamanda da Lozan Barış Antlaşması’nı apaçık ihlal ettiğinin canlı delilidir.

  1. 5. Tüm vakıf yönetimlerinin şeffafiyetlerinin sağlanması.

 

Yunan hükümetince kapalı kapılar ardında sürdürülen Bizans ayak oyunlarına bir an önce dur densin. Kendilerine ait sivil toplum kurum ve kuruluşların yöneticilerini kendileri seçmek istemekte. Bu da Rodoslu kardeşlerimizin en doğal hakkıdır. Yunanistan, bu hakkı onlara çok görmek gibi bir lükse sahip değildir.

  1. 6. Osmanlı döneminden bakiye tüm tarihî eserler ile ören yerlerimiz restore edilsin, Camilerimize Türkiye’den imam ve müezzin ataması yapılsın.

 

Adadaki Türk ve Müslüman Azınlık dinini yeni yetişen nesle öğretmek istemektedir. Yunanistan’ın bazı camileri restore etme bahanesiyle, restorasyonu geciktirmesi bir merkezden planlanmış uluslar arası bir oyundur. Recep paşa camii her açıdan harap, Defterdar camii rezalet halde, Murat reis camii yakında yerle bir edilecek… Muruk camii, Kirazlı mescid, harap halde… Camiler ve Kur’an kursları adada açılması gereken değerlerdir. Bu camilerde görev yapacak ve çocuklara dinini öğretecek imamların devletimiz tarafından bir an önce atanmasını bekliyoruz.

  1. 7. Havadan sudan bahanelerle ellerindeki mülke çöreklenmek gayesiyle vatandaşlıktan çıkarı lan Rodoslulara vatandaşlıkları bir an önce iade edilsin.

 

Yunanistan’ın 19. Madde’yi bir an önce yürürlükten kaldırması elzemdir. Bu madde bir çok ada sakininin adada ayrılması halinde, sahip oldukları taşınmazlarının ellerinden alınması korkusunu yaşamaya devam ettiklerini biliyoruz. Hiç bir mecbur sebep olmadan kimse sahip olduğu taşınmazlarından mahrum edilemez.Bu durumda iyi niyet göstermeyen yönetimlere mütekabiliyet  prensipleri gereğince mukabele etmek en doğal hak haline gelir. Sonuç olarak; Yunanistan’dan yalnız Rodos’ta değil diğer 12 adada yaşayan azınlıklar için insan hak ve onuruna ters düşen, haksız, hukuksuz ve insanlık dışı uygulamalarından bir an önce vazgeçmesini istiyoruz. Ayrıca ülkemin dış ilişkilerinden sorumlu değerli görevlilere bir çift sözümüz olacak; Rodos ta yaşananın bir benzeri, yeni kayıp nesillerin şokunu yaşamak istemiyorsak irili ufaklı tüm civar adalara haftada birkaç kez tekne turu düzenlemenizdir. Hazır komşuyla vizeleri de kaldırılmışken bu icraatta bir işe yarasın. Bakarsınız turizmdeki işlem hacmimizde artar. Kim bilebilir ki, belki göze takılan başka kayıp nesillerimiz daha olabilir? Olamaz mı? Vallahi dostlar içimden bir ses olabilir, olabilir diyor. E, o zaman Vira Bismillah. Son söz olarak, insanca, insana yaraşır bir şekilde yaşama hakkının tüm azınlıklara sağlanması dileklerimle esen kalın.

 

 

    En az 10 karakter gerekli