O iş yaşamında azimle çalışarak başarıya ulaşmış birisi. İzmir’de doğmuş, İzmir kültürüyle büyümüş ve kendini her yönden geliştirmiş bir kadın. Ayrıca nezaketi ve zarifliği ile bilinen, Cam Merkezi’nin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Yorsan Genel Müdürü Gülfem Perçin’e konuk olduk. Yoğun iş temposuna rağmen her zaman olduğu gibi güler yüzüyle bizi kapıda karşılayan Perçin’le kahvelerimizi içerken bir yandan da soruyorum.
Zor bir meslek yapıyorsunuz, kimlerden destek aldınız?
Bizimki bir aile şirketi. Ben okuduğum dönemde ve okuldan çıkar çıkmaz işe başladım. Oğlum doğduğunda biraz ara verdim ve sonra yine çalışmaya başladım. Öncelikli olarak ailemden destek aldım. İki ağabeyim var ikisi de birbirinden başarılı. Bu konuda çok şanslıyım. Birisi Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı. Aynı zamanda İzeltaş’ın Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar. Diğeri de maalesef İzmir’de çok fazla göremediğimiz ancak cam sektöründe bir cam guru’su Semavi Yorgancılar. Bu kadar kıymetli iki kişi arasında hem onların desteği hem de kendi çabalarımla 15 yıldan beri çok yoğun bir şekilde çalışıyorum. Biz aile olarak en başta babamız olmak üzere, çalışmayı çok seviyoruz. Bundan çok keyif alıyoruz. Bu arada eşimin desteğini de söylemeden geçemeyeceğim. Kendisi son derece başarılı ve profesyonel yönetici olması beni desteklemesine katkısı oldu. İnanılmaz derecede beni rahatlatması ve iş hayatımdaki başarıyı perçinleyen bir faktör oldu. Beni desteklemeseydi bu gün burada olamazdım diyebilirim.
CAM’A KADIN ELİ DEĞDİ
Yorsan ne zaman kuruldu?
1974 yılında kuruldu. Bu güne kadar büyük evrimler geçirdik. Çok büyüdük ve bir çok sektörde örnek olmaya çalıştık. Aklınıza gelebilen ve dünyada üretilen her türlü camın merkezi burası diyebilirim. Isı cam’dan, dekoratif cam’a kadar. Mimari cam’dan, endüstriyel cam’a kadar güzel yatırımlar yaptık. Hacmimize baktığımız zaman, yıllık bazda sadece cam merkezi gurubu olarak 200 bin ton kapasitenin, 100–120 bin tonunu kullanıp satabilir haldeyiz. Bunun içinde Yorsan, Yorglas ve Yörim olmak üzere 3 tane markayı barındırıyoruz. Yörim İstanbul’da, Yorsan ve Yorglas İzmir’de bulunuyor. Yorglas dekoratif cam üretiyor ve bunun yüzde 70’ini ihraç ediyor. Yorsan dünyanın her yerinden çok çeşitli her türlü camı bünyesinde tutuyor. Tüm Türkiye’ye cam satıyor. Ayrıca müşterilere sadece teknik anlamda destek sağlayan bir cam doktorumuz var ve müşterilere online cevap veren bir hizmet sunuyor.
İstanbul’daki yatırımınızdan bahseder misiniz?
Yörim ise, İstanbul’daki yatırımımız oluyor. Tamamen endüstriyel cam üreten, mobilya, duşa kabin, beyaz eşya ve marketlere üretim yapan, kapasitesi oldukça yüksek ve sürekli gelişen bir fabrikamız. Toplam olarak yüzde 50 ihracatımız, yüzde 50 de yurtiçi satışımız var. Dolayısıyla cari açık vermeyen bir firmayız
.
Hangi ülkelere ihracatınız var?
Bütün Avrupa Birliği ülkelerine, Amerika, Rusya, Endonezya’ya bile cam satıyoruz. Yunanistan, Bulgaristan, Estonya, Macaristan ve Letonya’da müşterilerimiz var.
Balkan ülkelerini nasıl görüyorsunuz?
Özellikle Makedonya’da bir hareket olacağını düşünüyorum. Çünkü Balkanları bakir ve her şeye ihtiyacı olan bir Pazar olarak görüyorum. Özellikle inşaat sektörünün Bosna’da gelişmesi için canlanması lazım. Bunun için paranın oraya girip bir ekonomi yapması gerekiyor. Bir güven ortamıyla yatırımlar canlanacaktır.
Cam dünyasında tek kadın olarak kaldınız, rakipleriniz olmadı değil mi?
Buna rakip demeyelim. Son zamanlarda cam sektöründe çalışan kadın sayısı çok atış gösterdi. İstanbul’da yapılan son pencere fuarında şahit oldum. Bizim gibi büyük ve orta ölçekli firmaların başında bir erkek var ama o erkeğin arkasında bir kadın var. Yani sağ kolu kadın, çok vitrinde olmasa da geri planda hissediliyor. Kadın erkek eşitliğiyle ilgili her zaman söylediğim bir şey var. Bir ülkede kadın çalışan sayısı arttıkça o ülke gelişir. Kadın sayısının artmasıyla birlikte ülkelerin gelişmişlikleri doğru orantılıdır. Ayrıca sonuçlar da bunu gösteriyor.
CAM VE KAYDIRMAZ ÜRÜNLER YOLA ÇIKTI
Yeni ürünleriniz neler?
Kendi üretimimiz olan Yorfloor isminde bir ürünümüz var. Bu ürünü tamamen kaydırmazlık üzerine ürettik. Cam ve kaydırmazlık olarak iki ters kavram. Dünya’da bir ilk olmasından dolayı acayip gurur duyuyoruz. Dolayısıyla bu ürüne çok özen gösteriyoruz. 4 tane deseni var. Daha da önemlisi, Almanya’dan bununla ilgili çok önemli bir sertifika aldık. Bunun yanı sıra, Türkiye’de çok fazla duyulmayan, sorgu odası aynası, radyasyon camı gibi bir sürü katma değeri yüksek ve binalara değer katan ve farklı kılan ürünler getiriyor ve onları tanıtıyoruz.
Ege Bölgesi Sanayi Odası’nda meclis üyesisiniz. 4 bayan olarak sayının artması lazım değil mi?
Dört bayan olarak seçildiğimiz zaman, ben inanamadım önceleri. Çünkü herkes inanılmaz ilgi gösterdi. Bu bir süreç ve kadın meclis üyelerin çoğalacağına yürekten inanıyorum. Erkek egemen değil, çalışan egemen bir toplum haline gelmek önemli. Dolayısıyla çalışan, üreten ve katma değer sağlayan insanlarımız mecliste farklı bir değer katmalı diye düşünüyorum.
Mesajınız neler?
Enerji yüzde yüz dışa bağımlı bir kaynak. Bu arada kaçan bir enerjimiz de var. Eskiden 4+4 düz cam, ısı cam, ya da çift cam kullanılırdı. Bunun bir sonraki adımı olarak, ısı ve güneş kontrollü camlar kullanılmalı ki enerji tasarrufu olsun. Ayrıca bu tip camların kullanılmasını devletimiz zorunlu hale getirmeli. Sübvanse edebilirse inanılmaz derecede enerji tasarrufuna götürecektir. Güneş kontrollü camlar daha çok Güney ve Batı bölgelerde güneşin yoğun olduğu bölgelerde, ısı kontrollüler de Kütahya, Ankara ve daha Doğu bölgelerde kullanılıyor. 2.5 milyar dolar pencereden kaçan enerji olarak çok büyük bir rakam ortaya çıkıyor. Eskişehir Belediyesi enerji tasarrufu sağlayan cam kullanma zorunluluğu getirmiş. Neden İzmir’de, İstanbul’da ya da Ankara’da yok. Bunun altını koyu renkle çiziyorum. Ankara’ya en önemli mesajım da bu olacaktır. Bunu Eskişehir Belediyesi olarak başardıysa bizim işimiz de bu olmalı diye düşünüyorum.
BALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
18 gün önceHABERLER
27 gün önce