1 Ağustos 2009 tarihinde Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni, Ahmet Davutoğlu’nun Türkiye Dışişleri Bakanı olması ile Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkileri Hürriyet’e değerlendirdi.
Bakoyanni: Yunanistan “olumlu eylem” politikası uyguluyor
Cansu Çamlıbel’in sorularını yanıtlayan Dora Bakoyanni, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması konusunda Türkiye’nin Batı Trakya Türk Azınlığı’nın haklarının iyileştirilmesi ile eş zamanlı bir süreç izlenmesi gerektiği yönündeki açıklaması ile ilgili olarak “Yunanistan’ın Batı Trakya’daki Müslüman vatandaşların lehine bir ‘olumlu eylem’ politikası uyguladığını” ifade etti. Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile Korfu’da ilginç bir toplantı düzenlediklerini söyleyen Bakoyanni, insan hakları konusunda her iki tarafın da özellikle azınlık hakları olmak üzere vatandaşlarını korumanın modern Avrupa devletlerinin görevi olduğu konusunda mutabakata vardıklarını ifade etti. Bakoyanni, “Yunanistan’da herkes Avrupa vatandaşı olmaktan kaynaklanan ayrıcalık ve haklardan yararlanır” dedi. Bakoyanni, “Bu haklara saygı gösterilmesi hiçbir şekilde iki ülke arasında ikili bir sorun değildir.(…) bu iki konu arasında mütekabiliyet aramak modern dünyadaki tüm insan hakları kavramlarına ters düşer. 21. Yüzyılda insan haklarının korunması siyasi çıkarlara hizmet edemez” açıklamasında bulundu.
Habipoğlu: Yunanistan, uluslararası kamuoyuna yanlış bilgilendirmede bulunuyor
Bakoyanni’nin açıklaması ile ilgili olarak Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu, “Bakoyanni’nin Hürriyet’e verdiği mülakat Yunanistan’ın Batı Trakya Türk Azınlığı konusunda karşılıklılık prensibinden özellikle uzak durmak istediklerini göstermektedir. Lozan Barış Anlaşması’nda ortaya konan karşılıklılık prensibi, Yunanistan ve Türkiye’de yaşayan Batı Trakya Türk Azınlığı ile Rum azınlığın haklarını garanti altına almak amacındadır. 21. yüzyılda insan ve azınlık hakları alanında şartlar ne olursa olsun bireyin ve azınlıkların insan ve azınlık haklarının iyileştirilmesi ve korunması saikı ile karşılıklılık prensibinin aranmaması gerektiği yaygın görüş halini almıştır. Böylesi bir söylemin gereği olarak Yunanistan, Batı Trakya’da yaşayan Türk Azınlık’ın haklarını tümü ile iyileştirmeli ve ilan etmeli, ülkesinde yaşayan Türk Azınlık’ın vatandaşları olduğunu hatırlayarak Azınlık’ın haklarını teşvik ederek güvence altına almalıdır. Ancak Yunanistan’da gerçek durumun böyle olmadığını bölgeyi yakından tanıyan takip eden kişiler anlayacaklardır. Uluslararası kamuoyuna yönelik olarak geliştirilmiş söylem, gerçeklerden uzak ancak Hükümet tarafından bilinçli olarak sıklıkla dile getirilmektedir. Böylelikle gerçeklere yapay ve doğru olmayan bir görünüm kazandırılarak kamuoyu bilinçli olarak yanlış bilgi ile donatılmaktadır. Bu duruma kendilerini inandırmış görünenler bizleri inandıramayacaklarının farkına varmalıdır” açıklamasında bulundu.
