0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Atletizm koşu, atma ve atlamalar olmak üzere üç branşta gerçekleşir.

Ülkemizde Atletizm’i genel olarak düşünürsek geçmiş yıllarda uzun ve orta mesafe koşucularının isimleri bir döneme damgasını vuranlardan bazıları Sadık Salman, Mehmet Yurdadön, Veli Ballı, Hüseyin Aktaş, Zeki Atlı, Mehmet Terzi erkeklerde, Sermet Timurlenk, Hanefi Atmaca, Aydın Çeken gibi başarılı sporcularımız vardı. Atletizm’in diğer branşları olan sürat koşuları ile atma ve atlamalar dalında da başarılı olmuş sporcuların geçmiş yıllarda İzmir bölgesinden çıktığını görürüz. İzmir, Türkiye’de birçok yönden olduğu gibi spor yönünden de ülkemize başarı getiren bir ilimizdir. Türkiye’nin bir zamanlar en büyük stadı İzmir’de Atatürk Stadı’ydı. Atletizm’de yine teknik branşlarda Türkiye’nin en iyi atletlerini yetiştirmişti. 1971 yılında İzmir’de yapılan Akdeniz oyunları organizasyonu için İzmir Atatürk stadı açılmış olup, stadın altında küçükte olsa Türkiye’nin ilk Kapalı Atletizm Salonu vardır. Ayrıca stadın hemen yayında açık Seha Aksoy Atletizm Sahası yıllardır Türk Atletizm’ine hizmet vermekte olup, geçmiş yıllarda ben de hem Atatürk stadında, hem Kapalı Atletizm sahasında, hem de Seha Aksoy Atletizm sahasında çok yarış koştum. İzmir, böyle Atletizm tesislerine sahip olmasından dolayı, Atletizm’in Türkiye’de sürat koşuları ile atma ve atlamalar dallarında çok başarılı olmuş sporcular buralardan yetişmiştir. Bu sporculardan birisi de bin dokuz yüz yetmişlerin sonlarından bin dokuz yüz seksenlerin ortalarına kadar milli takımda uzun atlama ve bazen de sürate dayanan bayrak koşularında yer alan benim de çok yakından arkadaşım olan Türkiye rekortmenlerinden Şeref Candaş’tı. Ben orta ve uzun mesafe koşucusu olsam da Şeref Candaş ile İzmir’e Atletizm yarışlarına gittiğim zaman hep beraber Halkapınar Seha Aksoy Atletizm sahasında spor yapıp, sohbet ederdim.

1980’DE BAŞLAYAN DOSTLUK

Kendisini ben 1980 yılından tanıyorum. En büyük özelliği haksızlıklara karşı çıkardı. Tatlı dili güler yüzü ve haksızlıklara karşı çok duyarlı olmasıydı.

Şeref Candaş’ı on yıldan bu yana görmemiştim. 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekâtı törenlerinden İzmir’e döndüğüm zaman İzmir’de karşılaştım.

Kendisine ait Halkapınar’da Metro istasyonunun yanında bulunan bir büfesi var. Şeref orada yaşamını devam ettirmek için çalışıyor. Kendisiyle bir saat sohbet ettik. Eski günleri andık. Neydi o Seha Aksoy Atletizm sahasında günlerimiz. Şeref Candaş 1981 yılında bir gün antrenman esnasında kum havuzuna atladıktan sonra bayıldı ve yerden kalkamadı. Antrenörü olan hepimizin sevdiği ve Türk Atletizm’ine büyük hizmet eden Prof. Dr. Doğan Demirhan yanına geldi yüzüne biraz su dökerek ‘Şeref kalk, sen demir adamsın, Atletizm’in sana ihtiyacı var’ dediğini hiç unutmuyorum. Şeref’e bu olayı anlattığımda ‘Erol sen her şeyi bugün gibi hatırlıyorsun’ diyordu. On yıldan bu yana görmediğim Şeref Candaş eski atlet arkadaşlarına biraz kırgındı. Bana anlattığına göre İzmir’de bir antrenörün kendisine yaptığı hakzılığa kızmış ve bin dokuz yüz seksenlerin ikinci yarısında sporu bırakmış. Şimdi İzmir’de kendisine ait iş yerinde çalışıyor. Şeref Candaş sıcakkanlı, güler yüzlü ve haksızlığa karşı direnen tavırlarını hiçbir zaman kaybetmemiş.