Yaklaşık iki yıldır, siz değerli Balkan Günlüğü okurlarıyla yazılarımda sıkça Türkiye’nin iç ve dış konuları hakkında birçok düşünce ve inancımı paylaştım. Yazdığım her yazıyı, Türkiye’de kendi dalında çok özel olan ve yurt dışında Balkan ülkelerinde iyi bir okur kitlesi bulunan ve internet adresinden balkan dilleri ve İngilizce üzerinden de yayım yapan bir gazetede yazdığımı biliyor ve bu okur kitlesinin hislerine tercüman olmaya çalışıyordum. Balkanları kendisine yurt edinmiş Türkler ve Balkan yurdunu kendisiyle paylaşmış, Türklerin dinini, örf ve inancını benimsemiş Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar v.s tüm Balkan unsurları 20. yüz yıldaki emperyalizmin bütün baskı, katliam, yıldırma ve asimilasyon politikalarına rağmen 21. yüzyıla Balkanlar’da ve Anadolu’da özgür kimlikler olarak girmeyi başarmışlardır.
Bugün Batı Trakya da, Bulgaristan’da, Kosova’da, Makedonya’da, Karadağ’da, Bosna-Hersek’te, Romanya’da, Hırvatistan’da, Slovenya’da, Yunanistan ve Ege adalarında milyonlarca soydaş ve akrabalarımız ve kendileriyle inanç birliği yaptığımız, 600 yıldır tatlısıyla, acısıyla aynı kaderi paylaştığımız, birlikte ağlayıp, birlikte güldüğümüz kardeşlerimiz vardır. İnanın bu kardeşlerimize de burada, kendi ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti’nde, sorumluluklarımız, özlemimiz ve sevgimiz bulunmaktadır. Biz göçmenler Balkanlardan son 300 yıldır koparılarak, dünyaya kucak açmış, Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli, Niyazi Mısri, Hacı Bayram-ı Veli gibi insanlık âleminin barış ve hoşgörü sultanlarını yetiştirmiş Türkiye vatanına geldiğimiz günden beri, nerede balkanlardan bir koku duysak o kokuyu ciğerlerimizden kalbimize çeker, o kokuyla kendimizi zincirlenip sürüldüğümüz topraklara yeniden götürürüz. Peygamberimize sevdirilen güzel koku gibi, ilahi sevgide bize o yerlerin kokusunu sevdirmiş ve arzın en güzel ülkesi Türkiye’de karşılaştığımız her göçmen bize o kokuyu duyduğumuz bir ağaç gibi gelmiştir.
21. YÜZYILIN DERİNLİKLERİ
Bugün dünya, her zaman olduğu gibi dinamizmini, hareketliğini, değişkenliğini koruyarak, 21 yüzyılın derinliklerine doğru yol alıyor. 21 yüzyılın derinliğine yol alırken, dünya tarihi ve siyasetinde derinlik kazanmış medeniyet ve devletler de, daha fazla kök salmak, gelişmek ve insanlık değerlerine kendi inanç, düşünce ve eylemlerine göre katkı sağlamak ve milleti ve medeniyeti adına iz bırakmak çabası içindedirler. 21. yüzyılı Türk asrı yapmak, Türkiye Cumhuriyeti’nin mensubu olduğu medeniyetin fertlerinin nefes aldığı bir yüz yıl haline getirmek, hiç kuşkusuz Türkiye Cumhuriyeti’nin kültür, sanat, spor ve ticaretinde olduğu gibi siyasetinde dahi yer almayı gerektirmektedir. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi Türkiye ekonomisine ve siyasetine katkı sağlayıp yön her birey, bilsin ya da bilmesin dünya siyasetinin 21. yüzyılına da şekil vermektedirler.
Türkiye Cumhuriyeti’nin, siyasi ağırlığının kazandığı ekonomik başarılar ile giderek arttığı ve askeri gücü ile de önemli bir yer tutmaya başladığı 21 yüzyıl dünyasında, Balkan göçmenleri de, ülkemize ve sökülüp koparıldığımız Balkanlardaki kardeş, soydaş ve akraba topluluklarına faydalı olabilmek için, ülkemiz siyasetine katkı vermek durumundayız. Bunun için 21. yüzyılın temel taşlarından birini oluşturacak en önemli tarih Haziran 2011 seçimleridir. Bunun için Türkiye Cumhuriyeti’nin her şehrinde; İzmir’de Bursa’da, Balıkesir’de Aydın’da, Manisa’da İstanbul’da, Tekirdağ’da, Çanakkale’de, Edirne’de el ele tutuşarak, Türkiye’nin devam etmekte olan gelişimine katkı vermeli, daha doğrusu katkı verecek insanlar arasına gönlümüzden birilerini de göndermeliyiz. Türkiye Cumhuriyeti’nin bu kalkınma ve muasır medeniyetin üzerine çıkma mücadelesinde Balkan göçmenleri, Rizeli, Tuncelili, Adanalı, Diyarbakırlı, Ankaralı kardeşlerinin yanına kendi içinden çıkaracağı yardımcıları göndermelidir. Bunun için sayıları neredeyse binler ile ifade edilen Balkan Göçmenleri Dernekleri’nin üzerine büyük görevler düşmektedir….
ARAŞTIRMA-İNCELEME
1 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce