Aile’nin tek kızı olmak toleransa yetmiyor

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

1

Kadınlara iş hayatında daha fazla şans verilmeli

O Celep Ailesi’nin gözbebeği. Erkeklerin çoğunlukta olduğu aile içinde tek kız olsa da, kendisine ayrıcalık ve tolerans tanınmıyor olması kendisini başarıya ulaştırmış. Akcelep Konserve Fabrikası’nda Satış ve Pazarlama Müdürü. Ayrıca TOBB’a bağlı İzmir İl Kadın Girişimciler Kurulunda Başkan Yardımcılığı görevini de başarıyla sürdüren Deniz İnceoğlu, İşyerinde de pozitif ayrımcılıkla  bayan sayısının artmasını sağlamış. “İnceoğlu, sezon haricinde 80’e yakın kadın çalışanımız var sezon da ise, 200’lere kadar çıkıyor” diyor.

Akcelep Konserve Fabrikası’nda neler üretiyorsunuz?

Firmamızı 2006 yılında kurduk. Bu günlere baktığımız zaman Akcelep olarak ihracat alanında çok büyük yollar katettik. Ağırlı olarak konserve gıdaya yönelik üretim yapıyoruz. En büyük şanslarımızdan biri Ersin Celep’in İngiltere’de üniversite eğitiminde edinmiş olduğu tecrübelerle İngiltere pazarına ağırlık verdik. Şu an için Avrupa ekonomisinde daralma ve Çin’de tarım sektöründe ki gelişmeler ve ülkemiz de tarım faaliyetlerimizde ki tohum sıkıntısı, petrol fiyatlarındaki sürekli artışlar birbirini etkilese de çok şükür sektörde kuvvetli adımlarla ilerlemeye çalışıyoruz. İhracatta firmamızın satış ağına her gün yeni bir pazar ekleyerek firmamızı daha da güçlendirdik.

İngiltere’den başka ihracat yaptığınız ülkeler hangileri?

İngiltere marketlerinden sonra Almanya, Hollanda, Danimarka, Fransa en yoğun olarak Avrupa ülkeleri. Ama hedefimizde her zaman yeni ihracat pazarları var. Bunların arasında Amerika’da güzel bir satış ağı yakaladık ve oraya belli markalar ve firmalar aracılığıyla yoğun ihracatımız oluyor. Ürün grubumuzu değiştirmek bizim için çok önemli. Şu an için ciromuz yıl bazında 12 milyon Euro’lara ulaştı. Bu ciroların altına inmek istemiyoruz. Yurtdışındaki standartları yakalamak için yüksek bedeller ödüyor ve fabrikamız da makine parkurunu genişletiyoruz. Her yıl yaklaşık bütçemizin yüzde 10-15’lik oranını buraya ayırıyoruz. Bu yıl içinde 1 milyon Euro’luk makine parkuruna yatırımımız oldu.

Akcelep’i diğerlerinden ayıran özellikler neler?

Biz bir konserve fabrikasıyız. Fakat tüm konserve fabrikalardan ayrı olarak özelliğimiz sadece sezon da çalışmıyoruz. İşimiz normal de sezon ağırlıklı ama 12 ay faaliyet gösterebilen bir konserve fabrikası olmayı hedefledik. Bu doğrultuda her gün ürün gurubumuzu değiştirmek için AR-GE çalışmalarına çok önem verdik. Yaklaşık 4-5 mühendis istihdam ediyoruz. Bu arkadaşlarımız yeni ürünleri keşfedebilmeleri için hem yurtdışı müşteri ziyaretlerimizde hem de gıda fuarlarında bizlere eşlik ediyorlar. Şu anda fabrikamızda yeni üretimine başladığımız “Sos Dünyası” ismiyle bir sos hattımız var. Bu markayı satın aldık ve yeni bir yatırım yaptık. Ketçap ve mayonez üretiminin yanı sıra barbekü sos, acı sos ve benzeri salata soslarının üretimlerini yapıyoruz. Bu ürünler yine ihracata yönelik üretilmektedir.

İç pazar olarak neler düşünüyorsunuz?

İç pazarda da ürünlerimize büyük ilgi var. İstanbul’da katıldığımız Foodist fuarında gördüğümüz ilgi bizi gerçekten şaşırttı. Çünkü iç piyasada tüketicilerin hepsi özellikle inovasyona çok açıklar. Süpermarketler raflarına bakacak olursak bizim ürün grubumuzda hep ithal ürünlerin sosları ve ürünleri var.  Bunların hepsi yapabileceğimiz beceride ürünler bunu biz Türkiye’de neden yapmayalım diye düşündük. Şu an süpermarketlerde Sos Dünyası adıyla satışına başladık. Ayrıca Akcelep olarak bu sene yaptığımız yeni makine parkurumuzla, üretimlerimize közlenmiş biber ve közlenmiş patlıcanı da ekledik. Enginar kalbi ise,  en yoğun çalıştığımız ürünlerden. Kuru domates üretim hattımız ile de sürekli geliştirmeler yapıyoruz. Hedefimiz durağan ve aynı işi yapan bir firma değil, sürekli inovasyon yapmak ve firmamızı güçlendirmek. Günümüzdeki teknoloji sayesinde ulaşabilirlik çok kolay olduğu için, rekabet gücümüzü artırmak için biz firma olarak gelişerek pazarda kalıcı olmayı istiyoruz. Zaten firma ve aile olarak pazarda büyük bir payımız var.

Bu gücünüzü nereden alıyorsunuz?

Buradaki gücümüz, kendi arazilerimizi kullanmamızdan geliyor. Şu anki koşullarda sözleşmeli tarım şartları çok zor ve bizim işimizin en zor yanı hasattan, tarım ayağından başlıyor ve en son müşteriye ulaşıncaya kadar gıda güvenirliliği sistemlerine uyabilmekle devam ediyor.  Biz tüm tüketicilerimize sağlıklı koşullarda yetişmiş, gıda güvenirliği sistemlerine uyan gıdaları tedarik etmek için çalışıyoruz. Tarım alanlarımız ve fabrikamız, üretimi gerçekleşmiş son ürünlerimiz hepsi özel laboratuarlarda denetlenip, sevk ediliyor. Tüm alanlarda denetimlerimiz çok yoğun olduğu için hepsinde güç sahibi olmamız gerekiyor. Tarım ayağında güç sahibi olmamızın nedeni, Ege Bölgesi’nde özellikle Bergama, Dikili, Foça, Menemen, Gerenköy bölgelerinde kendi arazilerimizi kullanıyor olmamız. Ürünlerimizin çoğunu buralarda yetiştiriciliğini yapıyoruz. Bunların dışında Çanakkale, Balıkesir, Aydın, Afyon  gibi illerde de sözleşmeli dikimlerimiz oluyor. Hasat döneminde ise, bunun rahatlığını yaşıyoruz. Herkesi bilinçlendirerek üretim yaptırmaya çalışıyoruz. Kendi ürünlerimizi kullandığımız için çok büyük avantaj kazanıyoruz. Bizim aile olarak Ali ve Ersin Celep’in konuya bakış açıları “Herkes hak ettiği kazancı almalı. Ne bize ürün verenler zor durumda kalsın, ne de biz zor durumda kalmayalım” şeklinde oluyor.

Bu aşamalara gelmeniz zor oldu mu?

Kolay olmadı elbette. İlk işe laboratuar da başladım. Ürünleri tanımak ve süreci bilmek adına babam, üretim dahil olmak üzere her departmanda çalışmamı istedi. Sonrasında ekibimizle birlikte şu anda satış ve pazarlama müdürü olarak görevimi sürdürüyorum. İthalat ve ihracat sorumluluğuma ilaveten ağabeyim  Ersin Celep’e yardımcı olmaya çalışıyorum. İki kardeş birlikte çalışıyoruz ve ikimizin de ayrı sorumlulukları var. Ancak fabrika’da iki kardeş gibi değil de, Ersin bey ve Deniz hanım gibi iki ayrı çalışan oluyoruz.

Ersin bey nasıl bir müdür kardeşe tolerans mı, baskı mı var?

Kendisi çok prensipli bir insandır. İşimiz gıda olduğu için, hiçbir hataya yer vermiyor. Her detayla tek tek ilgilenmemiz gerekiyor. Tedarik zinciri yönetimi bizde çok önemli bir süreç. Ne kadar zamanında ve doğru maliyetlerde yapabilirsek, o zaman bir kazanca geçebiliyoruz. Ersin ve Ali Celep bu konularda çok titiz. Dolayısıyla bana bu konuda ailenin tek kızı diye tolerans  tanınmıyor. Her ikisi de hatayı affetmiyor. Biz de ekibimizle hataları sıfıra indirmeye çalışıyoruz. Ersin ve Ali Celep’in baskıları ise, hem başarımızı artırıyor hem de aile şirketlerindeki daha az ilgilenme sürecini tolere ediyor.

İzmir Kadın Girişimci kurulunda Başkan Yardımcısı olarak da göreviniz var. Kadın Girişimciler Kurulu çalışmaları nasıl ilerliyor?

Çok güzel çalışma atağı gerçekleştirildi. TOBB un yaptığı düzenlemelerle üye sayımız İzmir’de yaklaşık 5 katına çıkarılıyor. İzmir Ticaret Borsası Başkanımız   Işınsu Kestelli’nin de özel destekleriyle İzmir’in Girişimci  kadınları bir araya toplanmaya çalışıyor. Şu an en güzel ve en önemli projemiz olan, E Ticaret projemiz Başkanımız Seza Yorulmaz’ın ve proje için çalışan Kurul üyelerimizin destekleriyle oluşturuldu. Ege Bölgesi ve İzmir’deki kendi el işleri ve ürünleri için satış ağı bulamayan bayanlara destek olmak adına. Aylık yaklaşık 5 milyon tıklanan  “Gitti Gidiyor. Com” sitesi bizi destekledi. Kadınlarımızın bu sitede yaklaşık 20’ye yakın dükkanları ve çok güzel ürünleri var. Bireysel olarak satış yapıyorlar. Dükkanlara girip incelemelerini öneriyorum. Destekleri için “gittigidiyor.com’a teşekkür ediyoruz İzmir’de bunu gerçekleştirdiğimiz için gururluyuz. Ayrıca projemiz hala yeni girişimci kadınlara açık konuyla ilgili web sayfamız www.izmirkadıngirisimci.com dan bize ulaşabilirler.