Büyük umutlarla ve binbir zorluklarla yetiştirdiğimiz çeşitli rütbe ve makamlardaki subay, astsubay, erbaş ve erlerimizle, emniyet teşkilatı mensuplarımız, öğretmenlerimiz  görevlerini yerine getirebilmek adına yurt sathında muhtelif il ve ilçelerdeki kıta ve karargahlarıyla karakollarda ve okullarda büyük bir özveriyle çalışıyorlar.
Babanız, oğlunuz, eşiniz, nişanlınız, kardeşiniz veya yeğeniniz vatan hizmeti için askere gitti ya da mesleği gereği subay ,astsubay , polis veya öğretmen olarak çalışıyor. Ya da güneydoğu halkına hizmet götürmek üzere yokluklar içinde dağbaşında bir şantiyede hizmet etemeye çalışıyor.Sizler de eve dönüşüne birkaç saat kalmış bu yakınınızın akşam geliş saatini veya tayinine , izine gelişine, terhisine belki birkaç hafta kalmış eşinizin, babanızın, kardeşinizin, nişanlınızın döneceği anı büyük bir heyecanla bekliyor ve gelecekle ilgili hayaller kurup plan yapıyorsunuz.
Yüreğinizde adını koymak istemediğiniz , hatta kendinize bile itiraf edemediğiniz bir sıkıntı var. Hiç konduramadığınız ama bir an bile aklınızdan çıkmayan o korkunç ihtimal kara bir bulut gibi beyninizde sürekli bir gölge yaratıyor.Hep bekliyorsunuz derin bir ohhh çekeceğiniz ve şükürler olsun ya rabbim diyeceğiniz o aydınlık zaman dilimini. Düşünürken hafiften de utanıyorsunuz , acaba bencillik mi ediyorum diye…Başkalarınınki evlat, baba, eş, can değil mi düşüncesiyle kendinizi yargılarken,
bir yandan da teselli bulmaya çalışıyorsunuz kendi kendinize , gözünüz belki de kapıdayken.
Komşularla dertleşiyorsunuz veya televizyonda magazin türü bir programa takılıyorsunuz hafiften sıkıntınızı dağıtmak için veya işte alacağınızı tahsil etmeye , aldığınız malın parasını denkleştirmeye , fabrikada, büroda, tarlada, kullandığınız taşıtta vs, vs. hayat mücadelesi içinde yaşam kavgasındasınız.
Bugün bir sıkıntı var havada anlamlandıramadığınız. Hayırdır inşallah , bir doktora mı gitsem , yoksa havadan mıdır nedir , acaba evham mı yapıyorum diye düşünüyorsunuz. Bir an aklınıza geliveren o korkunç ihtimali ‚’’ tövbe tövbe , nereden çıkarıyorum şimdi bunları diyerek uzaklaştırıyorsunuz.
Haberlerde yine……………kırsalında PKK’lı bölücü teröristlerin döşediği uzaktan kumandalı İtalyan yapımı kahpe mayınla…………şehit……….….yaralı haberi geçiyor. Bizimki de oradaydı , acaba… Yok olmaz şunun şurasında ne kaldı ki…diyerek kendinizi ikna etmeye çalışıyorsunuz.
Acı haber tez ulaşırmış ! evlerde çığlıklar, feryat figan ağlayanlar, olayı çözememiş ama felaketi yaşayan çocuklar , bebekler , bayılan analar , eşler  , teselli vermeye çalışan akrabalar , dostlar , komşular… Bir anda sanki üzerinden yüzyıl geçmişçesine yaşlanmış , tüm umutlarını ve hayallerini yitirmiş ; heykelleşmiş bir donuklukla gözlerini sonsuz bir boşluğa dikerek, vatan sağolsun diyen babalar. Sönen ocaklar, yetim evlatlar, dul eşler, evlat acısıyla çöken ruhlar, acılar ,sıkıntılar , sıkıntılar , sıkıntılar…
Ne için? Sömürgeci küresel güçlerin tezgahladığı  paylaşım planının maşası bölücü terör örgütünün etnik kürt  milliyetçiliği adına yaptığı eylemle ses getirmesi uğruna.
Kime karşı?   Kendi devletine ve milletine karşı.
Kimleri?        Kendi vatandaşını , kardeşini.
Yapılan ne?   CİNAYET-KATLİAM-KAHPELİK-HAİNLİK-İNSANLIK SUÇU-ŞİDDET ve TERÖR
Adı ne?         Türkiye’de PKK , İran’da PJAK , Irak’ta PÇDK , Suriye’de PYD.
Bulunduğu ve beslendiği ana bölge hangi ülkede ? Biliyorsunuz siz onu…
Kim adına..? Dost ve müttefiklerimizle onların beslediği kuklalar adına
Destekçileri yüzsüzce 1 Eylül barış gününde meydanlarda barış-barış diye bağırıp terör örgütü lehinde slogan atarken , terörist hainler yine bir askerimizi şehit ettiler.Şehit cenazesinde  “şehitler ölmez” diye slogan atanlara  burası miting alanı değil diyerek engelliyen polisimiz ise ne yazıkki  katilleri seyretmekle yetinmekteler.
Avrupa İnsan Hakları mahkemesi İspanya’da bölücü örgütle bağlantısı olduğu gerekeçesiyle bir siyasi partinin seçimlere girmesine izin vermediği ve hatta üyelerinin bağımsız aday olmalarını bile önlediği halde , PKK’yla bağlantıları olduğunu ifade eden, açıkça terör örgütünün sözcülüğünü yapan ve katil başının muhatap alınması konusunda devlete kafa tutan DTP’liler hakkında Türk yargısı  neden işlem yapmıyor.
Yabancı güçlere güvenerek topraklarımızda iç savaşa dönüşebilecek bir husumeti yaratmaya çabalayan bölücü hainler ve işbirlikçileri unutmasınlar  ki  “yanan ormanda en çok sürüngenler zarar görür…”
Israrla tekrar ediyorum “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…”