DOLAR 33,0721 0.07%
EURO 36,0925 -0.02%
ALTIN 2.622,160,05
BITCOIN 21367911.71397%
İzmir
38°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

Sağlık Serbest Bölgelerinin Önemi ve KKTC’de Uygulanabilirliği

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Prof. Dr. Koray BAŞOL* -Arş. Gör. Ülkü BİLDİRİCİ**

Genel olarak, serbest bölgeler; ülkenin siyasi sınırları içinde olmakla beraber gümrük hattı dışında sayılan, ülkede geçerli ticari, mali ve iktisadi alanlara ilişkin hukuki ve idari düzenlemelerin uygulanmadığı veya kısmen uygulandığı sınai ve ticari ve sınai faaliyetler için daha geniş teşviklerin tanındığı ve fiziki olarak ülkenin diğer kısımlarından ayrılan yer olarak tanımlanabilir. Serbest bölge olarak bilinen uygulamalarda kullanılan terimlerden bazılarını şöyle sayabiliriz. Serbest Bölge, Serbest Liman, Gümrüksüz Bölge, İhraç Ürünleri İşleme bölgesi, Dış Ticaret Bölgesi, Serbest Ekonomik Bölge, Serbest Üretim Bölgesi, Serbest Ticaret Bölgesi, Endüstriyel Serbest Bölge, İkiz Fabrika, Özel Ekonomik Bölge Vergisiz Ticaret Bölgesi, Vergisiz Bölge, Gümrüksüz havaalanı, Sağlık Serbest Bölgeleri.

SERBEST BÖLGELERİN TEŞVİK VE AVANTAJLARI

  • Firmalar, Kurumlar Vergisi ve Gelirler Vergisinden yüzde 100 muaftırlar.
  • Bölgeye giren mallar için Gümrük Vergisi, KDV, KKDF ödenmez.
  • Elde edilen karları hiçbir izne gerek olmadan yurtiçine veya yurtdışına transfer edilebilir.
  • Türkiye’den Serbest Bölge’ye yapılan satışlar ihracat sayıldığından firmalar, Türkiye’den ihraç fiyatına KDV’siz mal alabilirler.
  • Her türlü altyapı hizmetleri (Elektrik, Su, Doğalgaz, Haberleşme) KDV’siz olarak firmalara sunulur.
  • İkinci el makinelerin Serbest Bölgelere girişlerinde yaş sınırı yoktur.
  • Serbest Bölgelerde alım-satım, stok değerleme ve muhasebeleştirme konvertibl dövizlerle yapıldığı için kullanıcılar enflasyondan olumsuz etkilenmez.
  • Gümrüksüz ve süre kısıtlaması olmadan stoklama yapılabilir.

KURULUŞ AMAÇLARI

  • Yabancı sermaye yatırımlarını ve dış ticareti artırmak,
  • Yerli üreticilerin dünya piyasalarındaki fiyattan girdi temin etmelerini sağlayarak uluslararası rekabet güçlerine katkıda bulunmak,
  • İhracata dönük sanayilerin gelişmesini teşvik etmek suretiyle ihracatı artırmak,
  • Döviz girişini artırmak,
  • Yeni iş imkânları yaratarak istihdam sorununun çözümüne yardımcı olmak,
  • Gelişmiş üretim ve yönetim tekniklerinin yurtdışından ülkeye getirilmesi suretiyle ekonomik standartları yükseltmek başta gelmektedir.

 

YAPILABİLECEK FAALİYETLER

Üretim, Alım-Satım, Depo İşletmeciliği, İşyeri Kiralama, Montaj-Demontaj, Bakım Onarım, Bankacılık, Sigortacılık, Kıyı Bankacılığı, Finansal Kiralama ve diğer konular olarak belirlenmiştir. İşte günümüzde diğer konular arasında ise; Sağlık Serbest Bölgeleri büyük önem arzetmektedir. Sağlık Serbest  Bölge kurulması ile yatırımcıya mali konularda ve vergi avantajı sağlanarak, bürokratik süreçler hızlandırılarak, sağlık hizmetin sunumu ve planlaması yapılmalıdır. Ayrıca SSB’ler planlanmalı, uygulamada istisnalar gelmeli, tıp turizmi, termal turizm, yaşlı turizmi konseptinde ayrı ayrı SSB’ler de olabilmelidir. Buralara yabancı sermaye girişi teşvik edilecek, istihdam arttırılarak, kalifiye yabancı beyin göçü çekilmelidir. Ayrıca yüksek tıbbi teknoloji girişini hızlandırılarak KKTC bölgesinde sağlık alanında cazibe merkezi yapılması hayal de olmamalıdır. KKTC içinde Serbest Bölge avantajları; ”İşletmeciler için birçok vergi avantajlarından yararlanma imkanı (SSK primi, KDV, kurumlar vergisi vb. vergilerden muafiyet),Yatırımcı için ucuz altyapı ve yatırım imkanı. Başvuru ve faaliyet sürecinde her türlü bürokrasinin minimum oluşu avantajlardan yerli ve yabancı bütün yatırımcılar eşit olarak yararlanması gerçekleştirilmelidir. Ancak KKTC’deki bazı mevzuatlar serbest bölgede uygulanmayabilir. Yeni yasalarla bunlar da düzeltilebilir.

 

Çalışmamız kapsamında dünya genelindeki Sağlık Serbest Bölgeleri’nin Dubai ve İran’da sağlık serbest bölgelerinin bulunduğu, İran Sağlık Serbest Bölgesi’nin proje olarak tasarlandığı ancak fonksiyonel olarak hayata geçmediğini söyleyebiliriz. Umman, Suudi Arabistan, Brezilya, Panama, Kosta Rika ve Meksika da ise sağlık serbest bölgesi kurma düşüncesinin bulunduğunu ilave edebiliriz. Dubai Sağlık Serbest Bölgesi’nin dünyanın ilk sağlık serbest bölgesidir.”2002 yılında proje çalışmasına başlanmıştır ve 2006 yılında faaliyete geçmiştir. Ortalama 1,8 milyar dolar harcanmıştır. 2 bin 400 şirket faaliyettedir. Bünyesinde 90 klinik ve 2 bin 500 lisanslı Sağlık çalışanı mevcut olup 2 tam teşekküllü hastane görev yapmaktadır. 5 yılda 330 bin ameliyat gerçekleştirildiğini de söyleyebiliriz. Sağlık Serbest Bölgesinde hastane, rehabilitasyon merkezi gibi sağlık kuruluşları, termal turizm tesisleri, engelli tedavi merkezleri, diş, organ nakli, tüp bebek, tıbbi malzeme üretimi, yaşlı tatil köyü, yaşlılığa bağlı hastalıkların tedavisi/sağlıklı yaşam merkezleri, sağlık köyleri (Hastane, Ar-Ge merkezleri, Sosyal Tesisler, Spor alanları), sağlık teknokentleri bulunmaktadır. SSB’lerin nerede kurulacağı konusu ise; Yatırımcı talep edip proje getirecek. Ekonomi Bakanlığı değerlendirerek, Sağlık Bakanlığı’ndan görüş alacak. Bakanlar Kurulu’na sevk edilip Bakanlar Kurulu’yla yer ve işletmeci ilan edilecek. Tercihen ulaşım kolay iş yapılabilecek bölgeler olacak, termal merkezler öncelik taşıyacaktır.

KKTC’NİN ÇALIŞMALARI

KKTC SSB’ler için 2013–2014 yıllarında sırası ile şu çalışmaları gerçekleştirmelidir. Ülkemiz bugün bu çalışmaları yapmaktadır.”Ekonomi Bakanlığı’nın organizasyonunda SSB için Bakanlar Kurulu kararı hazırlanacak. Sağlık Bakanlığı, SSB yönetmeliği yayınlanacak, Sağlık Serbest Bölgesi’nin yeri ve işletmecisi bakanlar kurulunca ilan edilecek. Bölgenin altyapı ve planlama imar çalışması yapılacak. Tanıtımlar yapılacak ve muhtelif yatırımcılar aranacak ve yukarıda saydığımız tesisler devreye girecektir. Böyle bir mega proje için tüm birimler, kurumlar, üniversiteler, KKTC milletvekilleri, belediye başkanları, bürokratlar, rektörler, tıp fakültesi dekanları, siyasi parti başkanları, medya ve sivil toplum örgütleri, el birliği ile yasal, ekonomik ve yatırım sürecini başlatmalıdırlar. KKTC de bu konuda bir fizibilite çalışması yapılmalı ve Lefkoşe’mi Girne’mi, Gazi Mağusa’mı seçilecektir, yer tesbiti gerçekleştirilmelidir. Nihayet yabancı sermaye, teknolojinin geleceği, rekabet gücünün artacağı 20–30 bin kişilik istihdam yaratılacağı, turizmin 12 aya yayılacağı unutulmamalıdır.

 



*Prof.Dr.Koray BAŞOL ,İstanbul Arel Üniversitesi, İİBF, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı

**Arş.Gör.ÜlküBİLDİRİCİ,İstanbul Arel Üniversitesi,İİBF,Uluslararası Ticaret ve Finans Bölümü

Devamını Oku

Küba Gezisi İzlenimleri

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yaklaşık 10 günlük bir süre içinde Dokuz Eylül İktisadi ve İdari Bilimler Mezunlar Derneği (İZİMDER) ile JoseMarti Küba Dostluk Derneği’nin (JMKDD) ortaklaşa düzenlediği benimde kurucusu olduğum İktisadi ve Ticari İlimler Akademisini Geliştirme Derneği’nden buyana gelişen, büyüyen, üye sayısını artıran ve büyük bir saygınlık kazanan İZİMDER’in davetleri üzerine katıldım.(1967) Öncelikle böyle bir organizasyonu gerçekleştirdikleri için iki dernek Başkan ve Yönetim Kurul üyelerini tebrik ederim.Tahmin edeceğiniz gibi hemen hepsi mezun öğrencilerimdi.

ADALAR TOPLULUĞU ÜLKESİ

Küba bir adalar topluluğu ülkesidir. 109 bin 886 kilometrekare yüzölçümü olan Haiti’ye 77 kilometre, Jamaika’ya 140 kilometre, Meksika’ya 210 kilometre ve ABD’ye de 180 kilometre uzaklıktadır. Yağışlı tropik bir iklime sahiptir. 2007 rakamlarına göre 11 milyon 237 bin 154 kişi nüfusunu oluşturur. Nüfusun yüzde 66’sı beyaz, yüzde 12’si siyah, yüzde 21,9’u melez ve diğer kısmı Asya kökenlidir. Ortalama yaşam süresi devrimde önce 55 yaş, şu anda ise; 77’dir. Nüfusun yüzde 76’sı kentlerde yaşamaktadır. Dil İspanyolcadır. Bayrakları 1848’de tasarlanan 1902‘de kullanılmaya başlayan Fransız Devrimi’nin etkilerini taşır. Üç bölge vardır. Eşitlik, Özgürlük ve Kardeşlik. Beyaz yıldız özgürlüğü, üç mavi çizgi üç bölgeyi temsil eder. Yönetim biçimine gelince; 24 Şubat 1976 tarihinde kabul edilen Küba Cumhuriyeti Anayasası’nın 1. maddesinde;  “Küba bağımsız ve egemen bir sosyalist işçi devletidir, demokratik bir cumhuriyet olarak kurulmuştur” ifadesi yer almaktadır. Küba’da toplam 15 il ve 169 belediye vardır. 1978’den beri 11.si düzenlenen Dünya Öğrenci ve Gençlik Festivali’nin düzenlendiği yer Isla de Pinos/Isla de Juventud(Gençlik Adası) özel il statüsüne alınmıştır. Önemli şehirlerini gezdiğimiz zaman; Önce başkent Havana(2,2 milyon) Karaipler’in en büyük şehridir. Hemingway’in yaşadığı şehir Finca Vigia(Cojiman Köyü), Pınar Del Rio, Cienfuegos, Santa Clara (Che Guevara müze ve anıt mezar), Camaguey, Trinidad, Bayamo (Küba ulusal Marşı, La Bayamesa, 20 Ekim 1868) ve Santiago de Cuba şehirleri gezdiğimiz ana merkezler olmuştur. Tüm bu şehirlerdeki tarihi yapılar, doğa, katedraller, kışlalar (Moncado Kışlası), Domuzlar Körfezi Müzesi (Mantazas Şehri) hepsi UNESCO Dünya Mirası ve Unesco Kültür Mirası kapsamına alınmıştır. Unesco’nun müsaadesiyle tüm şehirlerde korkunç restorasyon çalışmaları sürdürülmektedir. Jose Marti Perez (İstanbul -Esenyurt ve Ankara –Çankaya’da heykeli vardır.) Antonio Maceo, Gerardo Machado, Fulgencio Batista, Fidel Castro… en önemli isimlerdendir. Ayrıca Küba Beşlisi olarak adlandırılan; Gerardo Hernandeznordelo, Rene Gonzales Sehwerert, Antonio Generrero Rodriquez, Fernando Gonzales Llort ve Ramon Labaunino Salazar halen hapistedirler.Ülkenin dağına taşına her yere tüm meydan ve sokaklara Castro, Che Guevara, Chavez..ve bu beşlinin isimleri yazılmıştır. Fotoğraflarının üzerinde ” VOLVERAN! : Geri Dönecekler “ ifadesi yer almaktadır.

TEK SİYASİ PARTİ

Diğer taraftan sosyalist sitemlerini sürdürmek için Küba Dünya Halkları ile Dayanışma Enstitüsü (ICAP), tek siyasi parti Küba Komünist Partisi, Devrimi Savunma Komiteleri(CDR) çalışmalarını sürdürmektedirler. Bizlere verilen brifinglerde; Küba-ABD ilişkileri, ABLUKA, seçim sistemi (seçme seçilme yaşı 16, her mahalle açık oylama ile kendi adayını belirler) Küba seçimlerinde vaatlere, propagandalara dayalı seçim kampanyaları yoktur. Gönüllülük esastır. Bu iş için ayrıca ücret alınmaz. 2007 seçimlerinde kadın vekil sayısı yüzde 43’dür. Seçim sandıklarının başında ilkokul öğrencileri durmaktadır. Küba halkı örgütlü bir halktır. Çok ve çeşitli sivil toplum örgütleri vardır. Küba ekonomisine gelince; yukarıda da belirttiğimiz gibi ekonomik tablosu çok kötü durumdadır. GSMH yaklaşık 67 milyar dolar kişi başı yaklaşık 6 bin dolar düşmektedir. Halk çok fakirdir. Ancak son yıllarda sağlık, eğitim, biyoteknoloji  alanına ağırlık veren bir ekonomiye yönelmişlerdir. Ayrıca Küba ekonomisinde son yıllarda turizm sektörü ağırlık kazanmıştır.(2 milyon turist) Biyoteknoloji atılım yapmış ve 300 merkezde AİDS, kanser aşıları, ilaçlarla ilgili çalışmalar yapmaktadır. 900’ün üstünde patenti vardır, ücretsiz sağlık hizmeti sunulmaktadır. 2007 verileriyle 155 kişiye bir doktor düşmektedir. Aynı şekilde eğitim de ücretsizdir. Kreşe gitme oranı yüzde 97’dir.Okuma yazma oranı yüzde 96.5’e ulaşmıştır. Sonuç olarak, özellikle son yıllarda ALBA kapsamında (Bolivya, Nikaragua, Ekvador, Dominik, Honduras, Venezuella ve Küba) ekonomik işbirliği örgütü ülkeyi biraz daha refah seviyesini arttırmaya yönelik ekonomik ilişkiler sağlamaktadır. Venezuella’dan petrol, Bolivya’dan doğalgaz alan Küba bu ülkelere sağlık ve eğitim personeli sağlayarak gelişmeler görülmektedir. Ancak tekrar edelim halk çok fakirdir.

 

Prof. Dr. Koray BAŞOL* -Arş. Gör. Ülkü BİLDİRİCİ**



*Prof.Dr.Koray BAŞOL ,İstanbul Arel Üniversitesi, İİBF, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı

**Arş.Gör.Ülkü BİLDİRİCİ, İstanbul Arel Üniversitesi,İİBF,Uluslararası Ticaret ve Finans Bölümü

 

 

 

Devamını Oku

Kosova’nın ve Balkan Günlüğü’nün 5. Doğum Günü

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Gazetemizin 5. yılında çok olumlu gelişmelere tanıklık ettik. İlk yola çıktığımız zamandan buyana çok büyük bir mesafe kat ettiğimiz bir gerçektir. 15 günde bir çıkan gazetemiz haftada bir çıkmaktadır. Gazetemizin değerli köşe yazarlarının isimlerini vermeye kalksam bir sayfa olur. Özellikle değerli milletvekilimiz Sayın Rifat Sait’in dinmeyen enerjisi ve bitmeyen zamanı ile başyazarlığını sürdürdüğü gazetemiz en aktüel, en önemli konularda Türkiye, dış dünya ve özellikle Balkanlar’da ‘balkan Günlüğü Gazetesi” köprü oluşturmuştur. Bugün tüm Balkan ülkelerinde hem haber, hem dağıtım kanallarımız, giderek daha da genişlemiş ve artmıştır. Öte yandan daha ilk yılında Anadolu Birliği tarafından Ankara’da, o zaman İmtiyaz Sahibi olan Sayın Rifat Sait, “En İyi Uluslar arası Gazete” ödülünü almıştır. Şimdi ise gazetemiz ücretsiz olarak tüm üniversite kütüphanelerine ayrıca Yunus Emre Enstitüsü aracılığıyla kurumun Balkan ülkelerindeki kütüphanelerine, nihayet havalimanlarımızın VİP salonlarına ve THY uçaklarına servis edilmeye başlanmıştır. Yakın bir gelecekte gazetemizin bir bölümünün İngilizce olarak çıkacağı müjdesi de üst yönetimden gelmiştir. Nice 5, 55, 555 yıllara. Gazetemiz çalışanlarını da kutlarım.

Kosova’nın 5. Bağımsızlık yılı. Sanki dün gibi. 17 Şubat 2008’de bağımsızlığını ilan eden Kosova’yı ilk tanıyan ülkelerden biri Türkiye olmuştur. Bu ilk grup içinde ABD, Arnavutluk, İngiltere, Afganistan ve giderek Japonya, Macaristan, Hırvatistan ile Nijerya sayılabilir. Tanıma sürekli gelişerek devam eden bir seyir izlemektedir. Nitekim 13 Eylül 2011 tarihi itibariyle Kosova Cumhuriyeti 83 ülke tarafından tanınan bir devlettir. Kosova jeostratejik açıdan çok büyük bir önem teşkil etmektedir. Bir kavşak noktasıdır. Kosova’nın yüzde 93’ü Müslüman, yüzde 6’sı Ortodoks ve yüzde 1’i Katolik’lerden oluşmaktadır. Yeraltı ve yerüstü kaynakları da bölgenin önemini artırmaktadır. Resmi dilleri Arnavutça ve Sırpça’dır. Kosova ekonomisine baktığımız zaman 2008 yılından bu yana tüm Avrupa ve dünya ülkelerinde görülen ağır işsizlik, kriz, hayat standartlarındaki düşmeler aşırı derecede Kosova’da hissedilmemiştir. Bir nebze ihracat düşmesi vasıfsız işgücündeki yükselme ve dış ticaret açığı, tüketim harcamaları ve talebin bir miktar düşmesinde etkili olmuştur. Ancak dengeli ve uzun vadeli büyümeyi sağlamak için yeni teknolojiler, ekonomik kaynakların üretime yönlendirilmesi ve teşvik edici uygulamalar üretim, ihracat ve tüketimi artıracaktır. Ayrıca kış turizmi faaliyetlerinin de artış gösterdiği gözlemlenmektedir. Kosova’nın Türk işadamları için çok önemli bir yatırım bölgesi ve AB ülkeleri ile ekonomik işbirliği için ortak çıkarlarımız olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca TİKA başkanı çeşitli STK’ları da yanına alarak önemli ataklar, restorasyon çalışmaları yapması hep Kosova’nın uzun vadeli gelişimi içindir.  Bunun yanı sıra 2010 yılından buyana ticari ve ulaştırma alanında 5 adet Kosova sermayeli şirket ülkemizde faaliyet göstermektedir. Türk firmaları da müteahhitlik başta olmak üzere, bankacılık, sigortacılık, otoyol, turizm gibi sektörlere yatırım yapmaktadır.

BALKANLAR’DA SÖZÜ GEÇEN ÜLKE

 

Sonuç olarak Türkiye; Bosna Hersek, Kosova, Arnavutluk ve Makedonya gibi ülkeler sayesinde Balkanlar’da sözü geçen bir ülke olmuştur. Ayrıca bölgeden neredeyse silinmek üzere olan Türk kültürü de bu devletlerin bağımsızlıklarını kazanmasıyla tekrar yaşamaya başlamış, Balkanlar’daki Osmanlı yadigârı tarihi eserler, camiler ve köprüler korumaya alınmıştır. Ayrıca konuya dini açıdan bakacak olursak, Türkiye büyük bir Müslüman nüfus barındıran bu ülkelerin tıpkı kendisi gibi AB ve ABD ile yakınlık kurmasından oldukça memnundur. Çünkü Türkiye, bu ülkelerin de AB’ye dahil olması halinde Müslümanlara karşı hissedilen önyargıların azalacağını ve bunun da ileriye üyelik aşamasında Türkiye’nin işine yarayacağına inanmaktadır. Tekrar Kosova Cumhuriyeti’nin 5. yaşını kutlar, nice 17 Şubatlarda en güzel kutlamalarda, organizasyonlarda iki ülkenin sonsuza dek barış ve huzur içinde yaşaması dileğiyle…

Devamını Oku