DOLAR 32,2363 0.16%
EURO 34,9606 -0.03%
ALTIN 2.411,45-0,53
BITCOIN 21973770.70202%
İzmir
36°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

Savunma Sanayi

Savunma Sanayi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye sessiz sedasız Savunma teknolojilerindeki bağımsızlığı için önemli adımlar atmaya tabiri caizse kendi göbeğini kendisi kesmeye mucize gibi işler yapmaya devam ediyor.
Hepimizin malumu üzere ihtiyacına binaen her türlü cephane, savunma ve taarruz gibi önemli günümüzün koşulları ile rekabet edebilecek milli sistemlerini ve silahlarını, cephanesini üretmeye ve günün şartlarına göre envanterini yenilemeye yönelen Türkiye, her türlü tehdit unsurlarına karşı da Karasal Vatan, Gök Vatan ve Mavi Vatan savunması içinde Savunma sistemlerini geliştirmektedir.

Bunlara örnek teşkil edecek Kaan gibi yeni nesil savaş uçakları, Dünyanın ilk SİHA, Türkiye’nin en büyük savaş gemisi TCG Anadolu, ALTAY, Türkiye’de geliştirilen 3 nesil ana muharebe tankı, ATAK Projesi ile Kara Kuvvetleri Komutanlığı ihtiyacı olan Taarruz ve Taktik Keşif Helikopterinin üretilerek hizmete alınması amaçlanmıştır. Kirpi zırhlı muhabere aracı, Türkiye’nin, birçok ülkeye ihraç ettiği ve yeteneğini kanıtlamış bir araç, Baykar Savunma (BaykarTech) tarafından üretilen Bayraktar TB2 (Taktik Blok 2) silahlı ve silahsız versiyonları olan insansız hava aracı, Akıncı Taarruzi İnsansız Hava Aracı (TİHA), BAYKAR Milli S/İHA Sistemleri Üretim ve Ar-Ge Tesisleri’nde geliştirilen ve Türkiye’nin en gelişmiş özelliklere sahip bir insansız hava aracıdır, TUSAŞ Hürjet, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. tarafından jet motorlu eğitim ve yakın hava destek uçağı olarak geliştirilmektedir.
Kızılelma gibi insansız muharipler, Akıncı ve TUSAŞ Aksungur gibi TİHA’lar ve TUSAŞ Anka-3 MİUS gibi İHA’lar, AESA Uçuk Burun Radar Sistemi, Birçok Kara, Deniz, Hava gibi farklı alanda kullanacağı Savunma, Taaruz Roket çeşitleri, Geliştirme çalışmaları 2021’de başlayan ASELFLIR-500, kısa sürede önemli aşamalar kaydederek ilk uçuşu Mart 2023’te yapmıştır. ASELFLIR-500 için temmuz ayında iki hava aracı üzerinde yapılan testlerde büyük başarıya ulaşılmıştır. Bu testlerde, ASELFLIR-500’ün rakip sistemlere göre üstün performans sergilediği görülmüştür. Milli sistem, yüksek çözünürlüklü sensörleri ve yüksek hassasiyetli stabilizasyon özellikleri ile elde ettiği görüntülerin netliğiyle rakiplerini geride bırakmıştır.
Diğer yandan da bu kadar önemli ve devasa üretilenlerin can damarı olan, adeta kalbi niteliğinde olan bakınca çok basit gibi duran, işlevselliği ile teknolojinin kullanılmasının olmazsa olmazını ASELSAN sessizce geliştirip, F-16 Özgür platformuyla ilk uçuşunu da gerçekleştirerek deneyimleyip hizmete sokmuştur. Aselsan Çip seviyesinden son sistem entegrasyonuna kadar yüzde 100 yerli ve milli imkanlarla üretime dönüştürüp milli AESA (Aktif Elektronik Taramalı Dizi) radar teknolojisini ülkemize kazandırmıştır.
Bu başarının hikayesini Aselsan bilim insanlarınca Galyum Nitrat (GaN) çipi kullanarak radar sistemlerinin performansı ve dayanıklılığını önemli ölçüde artırmışlardır. Aselsan Bilim insanlarımız bu çip teknolojisi sayesinde radarlar daha hızlı, daha verimli ve daha geniş bir spektrumda çalışabilir hale getirmişlerdir. Aselsan’ın bilim insanları kendi geliştirdiği bu çipler ile de Türkiye’nin dışa bağımlılığını azalttıkları gibi hem teknolojik bağımsızlık hem de birçok ülkeye karşı teknolojik üstünlük sağlaması noktasında bir önemli virajı daha geride bırakmışlardır.

Daha da önemlisi yerli üretim ile çip üzerine geliştirilen AESA radarı ise muharip uçakların havadan, havaya ve havadan, karaya operasyonlarında çok önemli bir avantaj sağlamış olmaktadır.

Zira çok sayıda hedefi aynı anda tespit ve takip etme, görüş ötesi füze güdümü ve yüksek çözünürlüklü yer görüntüleri oluşturma gibi özelliklere olanak sağlayan bu teknoloji, ayrıca elektronik harp fonksiyonlarını da içinde barındırmaktadır.

Teknolojik gelişmeler ile başlı başına muharebenin seyrini değiştirmeye sahip bir güç elinizde demektir.

Ayrıca Türkiye de silah fabrikaları da kendilerini günümüzün çağdaş koşullarına uyarlamışlardır. Türkiye de ki belli başlı silah fabrikaları :

Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketi(MKE), 15 Mart 1950 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin her türlü silah, mühimmat, roket, araç ve gereç ihtiyaçlarını karşılamakla görevli ve Millî Savunma Bakanlığına bağlı olarak savunma sanayi alanında faaliyet göstermek amacıyla kurulan kurumdur.
Roketsan, ülkemizin yerli savunma sanayii çalışmaları kapsamında roket ve füze ateşleme sistemleri alanlarında araştırma, geliştirme ve üretim programlarını yürüten ve bu programlar kapsamında gerçekleştirilen çeşitli çalışmalara öncülük eden savunma sanayii şirketidir.

Askerî Elektronik Sanayi ya da kısaca ASELSAN, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri’nin askeri haberleşme ihtiyaçlarını karşılanması amacıyla 1975 yılında kurulan Ankara merkezli savunma sanayisi şirketidir.

Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’nın bir şirketi olarak 1982 yılında kurulan HAVELSAN, yüksek teknoloji ve yazılımların yanı sıra savunma, güvenlik ve bilişim sektöründe de çalışmalara imza atmaktadır.

1964 yılında kurulan BMC, Türkiye’nin en büyük ticari ve askeri araç üreticilerinden biri. Yüksek kaliteli ürünleriyle geniş bir ürün yelpazesi sunan BMC, AR-GE ve üretim tesislerinde otomotiv ve savunma sanayisine özel çözümler sunmaktadır.

Sarsılmaz Silah Sanayi A.Ş. Türkiye merkezli bir ateşli silah üreticisidir. Şirket, 1880 yılında Osmanlı İmparatorluğu döneminde kurulmuştur. Başlıca ürünleri tabanca, askeri silah ve av tüfekleridir.

CANiK, Samsun Yurt Savunma (SYS) Şirketi bünyesinde faaliyet gösteren bir ateşli silah üreticisidir.
TİSAŞ, 1994 yılında ilk tabancası olan 7.65 mm’lik Fatih 13’ü üretmeye başlamıştır. 1998 yılında pazar talebini karşılamak amacıyla 9×19mm tabancaları da üretmeye başlamıştır.
Asilsan Ardeşen Silah Sanayi ve Ticaret A.Ş. (ASİLSAN) Türkiye merkezli bir ateşli silah üreticisidir.
Girsan Makina ve Hafif Silah Sanayi Ticaret A.Ş. (GİRSAN), Türkiye merkezli bir ateşli silah üreticisidir.
Ahlatcı Gold Force Küresel Barut fabrikası, Nitrogliserin fabrikası ve Nitroselüloz fabrikası ile Arca Kapsül üretim fabrikası ve Mıte Defence Fişek üretim fabrikası, OSB’de 4 bin dönüme yayılan 3 farklı firmanın 5 farklı fabrikası …

Devamını Oku

Kırmızı Karanfil

Kırmızı Karanfil
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Samsun’un İlkadım İlçesinde mübadelenin 100+1nci yılı BİSAV’ın katkıları ile Balkan Günlüğü Gazetesi ve Basının takibi ve haberleştirdiği ; Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı Tütün İskelesi’nde; Mübadele gemilerinin de zorunlu göç için yanaştığı Samsun Tütün İskelesinden göç yollarında vefat edenlerin anısına denize 300’den fazla karanfil ve karanfillerle hazırlanmış çelenk bırakıldı.

Çok sayıda katılımın gerçekleştiği anma etkinliğine Siyasi Partilerimizden AK Parti Amasya Milletvekili Haluk İpek, CHP Samsun Milletvekili Murat Çan, CHP’nin Samsun Büyükşehir Belediye başkan adayı Cevat Öncü, İYİ Parti Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Adayı İmren Nilay Tüfekçi, BİSAV Genel Başkanı Uzman Dr Yüksel Özkale, Avrupa Gazeteciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı, Balkan Günlüğü Gazetesi Ankara Temsilcisi Adnan Fişenk’in yanı sıra; Türkiye’nin birçok yerinden başta olmak üzere, Tokat, Amasya ve Samsun merkezde, Çarşamba, Bafra ve Vezirköprü’de faaliyet gösteren Balkan ve Rumeli Türkleri, Selanik Mübadil Dernekleri Başkanları ile birlikte yöneticileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Tütün iskelesinde ki Anma etkinlikleri, Milletvekilleri, Belediye Başkan adayları, mübadiller ve katılımcılar ile hep beraber Atatürk’ün çok sevdiği “Vardar Ovası” türküsünü söyleyerek iskelede denize karanfil atma etkinliği ile tamamlandı.

1923 yılında Türkiye – Yunanistan arasında imzalanan nüfus mübadelesinin 100+1. yıl dönümünde Samsun Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezinde Hasan Aktürk’ün koreografisini hazırladığı “Mübadelenin 100+1. Yılı” Fotoğraf sergisini açılışı, ardından Sanat Merkezi Salonun da yapılan anma konuşmaları ve gösterimi ile Samsun anma etkinliği başka bir ilde devam edilmek üzere son buldu…

Devamını Oku

Unutmadık! Sadece Acıları Kalbimize Gömdük

Unutmadık! Sadece Acıları Kalbimize Gömdük
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Türkiye’de saatler 04:17 yi takvimler 6 Şubat 2023 gösteriyordu. Kahramanmaraş pazarcık merkezli ardından elbistan merkezli olmak üzere çok şiddetli depremler meydana geldi.

Türkiye olarak biranda tarifi mümkün olmayan acılara gömüldük.

Sismik ölçümlere göre Kahramanmaraş pazarcık depremi 7.7, Kahramanmaraş Elbistan depremi 7.6, ardından Gaziantep Islahiye depremi 6.5 ve 6.4 büyüklüğünde ölçüldü.

Üç farklı merkezde ilk sarsıntı 7.7 ile henüz ne oluyor demeye kalmadan peşinden aynı bölgede ayrı 7.6 ile çok şiddetli eşi benzeri görülmemiş iki farklı deprem ardı ardına meydana geliyordu. Akabinde Gaziantep de 6.5 ve 6.4 ile ortalık beşik gibi sallanıyordu.
Ardından artçı depremler devam ediyordu.

Bu deprem sarsıntılarının çok büyük olması peşinden ölümü ve şehirleri haritan silecek yıkımıda getirdi.
Bu asrın felaketi Türkiye’de 11 şehir direkt olmak üzere toplam 18 şehri etkisi altına almıştı.

Bu şiddetli depremlerin etkisi o kadar çok büyüktü ki 1.200.000 km karelik bir alanı etkisi altına alarak kendini öldürücü, yıkıcı ve sarsıcı olarak hissettirdi.

Türkiye’nin doğusu dışında Suriye’de can kayıplarına yol açarak, Irak’dan, İran’a, Lübnan’a, Mısır’a kadar bu coğrafya’nın bütününü etkisi altına alarak ölümü, yıkımı, sarsıntıları ve çaresizliği bu coğrafyada acımsızca yaşattı.

Türkiye’nin 11 ilini asrın yıkımı ile etkisi altına alan şiddetli deprem resmi açıklanan rakamlara göre 53.537 can kaybına, yaklaşık 100.000 yaralanmaya, yüz binlerce konut, işyeri yıkılmasına ve hasar almasına asrın deprem felaketi neden oldu.

Adeta üçüncü dünya harbi benzeri nükleer bir savaşın içinden çıkan bir ülke misali gibi büyük bir can kaybı ve yıkım yaşattı bu coğrafya’ya,

Bütün bu yaşananlara rağmen Devletimizin kudreti ve şefkat eli anında devreye girerek tüm imkanlarını seferber ederek, tüm unsurlarını deprem bölgesine intikal ettirmiştir.

Deprem de hayatlarını kaybedenlerin defin hizmetleri, enkaz altında kalanları kurtarmak için acil yardım ile kurtarma müdahaleleri, heran yıkılma tehlikesi olan ağır hasarlı bina ve işyerlerinin depremden kurtulanlara ve deprem için kurtarma görevlisi olarak gelen görevlilere ve tüm canlılara zarar vermeden yıkımları, Ayrıca can kurtarma işlemlerinin yanı sıra bu canların sahip oldukları her türlü tasarrufları, deprem sonunda korumasız kalan önemli yerlerin, Banka, İşyerleri, konutlarda bulunan Altın, Kıymetli takılar, Para, Yabancı Para, kıymetli ticari eşyalar gibi pahada değerli herşey devlet tarafından mümkün mertebe koruma altına alınmıştır.

Deprem bölgesindeki ayrıca yıkım sonucu evsiz kalanlara barınma, enkaz altında kalanları kurtarma, güvenliği sağlama, arama-kurtarma, sağlık hizmeti verme, asayişi sağlama amaçlı gibi bölgeye çok sayıda görevli gelenlerin de barınması ve doyurulmasına yönelik organizasyonun süratle yerine getirilmesine yönelik Konteynır ve Çadır kentler ile seyyar yemekhaneler ve seyyar tuvaletler gibi yaşam için gerekli elzem ihtiyaç imkanlar dahilinde tesis edilmiştir.

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı öncülüğünde 11 ilde 930 şantiye, 11.450 personeli ile özverili olarak gece gündüz hizmet vermeye halazır da devletimiz devam etmektedir.

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının tespitine göre 11 ilde doğrudan etkili toplamda 18 ilin etkilendiği deprem de, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 6 milyondan fazla bağımsız bölüm incelediği , bu incelemeye göre hasar tespit sonucu sonrası 680 bin konut, 170 bin ticari alandan oluşan 850 bin bağımsız bölüm ağır hasarlı olarak Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca tespit etmiştir.

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı depremzedeler için ilk olarak geçici konutlar ve işyerleri için konteynırlarla hizmet vererek önlem almıştır.

Kahramanmaraş’ın yanı sıra Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis, Adana, Malatya ve Elazığ’ı vuran deprem sonrası Türkiye, uluslararası yardımı da içeren 4. seviye alarm vermiştir.

Ülke genelinde çok sayıda can kaybı, yaralımız için 7 gün süreyle milli yas ilan edilmiştir.

Türkiye genelindeki tüm ilk ve ortaöğretim okullarında ilk etapta 13 Şubat’a kadar eğitime ara verilmiştir.

AFAD, arama kurtarma çalışmalarının sona ermesinin ardından 50 bin 783 kişinin hayatını kaybettiğini resmi olarak açıklanmıştır.

Yıkıma uğrayan şehirlerimizi tekrar ayağa kaldırmak için kurulacak şehirleri bu coğrafyada sağlam zeminlere kurma çalışmaları devam eden 207 bin Konut inşaası, ayrıca ilave olarak 50 bin konut ihalesi yapılmış, 50 bin çelik malzemeli köy evlerinin bir kısmına başlanıp bir kısmı ihale aşamasına gelmiş, deprem bölgesinde yapımı süren ve ihale aşamasında olan konut ve işyeri sayısıda 307 Bin 66 ulaştığı bilgisi resmi olarak açıklanmıştır.

Yine Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının açıklamasına göre geçici barınma hizmeti kapsamında bugüne kadar 349 bin haneye toplam 14 milyar 453 milyon lira “kira destek ödemesi” yapılmıştır.
Bu kapsamda ev sahiplerine 7 bin 500, kiracılara ise 5 bin lira kira destek ödemesi devam etmektedir.

Diğer yardım ve ödemelerle birlikte deprem bölgesine toplam 106 milyar 728 milyon lira kaynak aktarıldığıda bu bilgiler arasındadır.

Deprem bölgesinde 2 milyon 302 bin binada ve 6 milyon 227 bin bağımsız bölümde hasar tespiti yapılmıştır, şu ana kadar enkaz kaldırma işleminin yüzde 91’i gerçekleştirilmiştir.

Bakanlık tarafından Hak sahipliği çalışmaları kapsamında, 389 bini konut, 40 bin 658’i iş yeri, ve 11 bin 531’i ahır olmak üzere toplam 441 bin 567 hak sahipliği belirlenmiştir.

Depremzede vatandaşların yaralarının sarılması çalışmaları kapsamında deprem bölgesinde şehir merkezleri ve köylerde 307 bin konutun yapımına başlanmıştır.

Bu kapsamda yerinde dönüşüm projelerinde konutlar için 750 bin lirası hibe, 750 bin lirası kredi, ahırlı köy evleri için 750 bin lirası hibe, 1 milyon lirası kredi ve iş yerleri için 400 bin lirası hibe, 400 bin lirası kredi 2 yıl ödemesiz ve faizsiz 10 yıl vadeyle kullanıma sunulmuştur.

Tüm kamu kuruluşları, mahalli idareler, sivil toplum kuruluşları ve gönüllülerin seferber olduğu deprem sonrası, bölgeye su, gıda, ilaç ve giyecek başta olmak üzere tüm yaşam malzemeleri hızla gönderilmiştir.

Depremlerde yıkılan 38 bin 901 binada arama, yaşam olduğu belirlenen 26 bin binada arama kurtarma faaliyeti gerçekleştirilmiştir.

Bölgede müdahale çalışmaları kapsamında 11 bin 488’i uluslararası, 35 bin 250’si arama kurtarma, 142 bini güvenlik personeli olmak üzere toplam 650 bin personel görev yapmıştır.

Bakanlık tarafından yapılan açıklamada bölgede 350 çadır kent alanında 645 bin çadır, 414 konteyner kentte ise 215 bin 224 konteyner kurulmuştur.

Sözün bittiği çaresizliğin dibi olan asrın felaketine hiçbir insan gücü ve teknolojinin karşı duramayacağı bir gerçeğini bu felaket insanlığa yaşatmıştır. Elbette bir takım önlemlerle binaların yapımında alıncak daha dikkatli kaliteli malzeme kullanılması, fay hattının göz ardı edilmemesi, daha sağlam zeminlere yapılaşmanın kaydırılması gibi birçok önem arzeden hayati kurallara da taviz vermeden titizlikle uyulması konusunda bireylerin kişisel inisiyatifine ve kazanç hırslarına engel olunmalıdır.

Yitirdiklerimizi elbette bu yapılan çalışmalar geri getirmeyecektir. Bundan sonra alınacak önlemler ile gelecek nesillerimize bu acılar yaşatılmayacaktır.

Dolayısıyla şuan yapım aşamasında bulunan bu hassas deprem kuşağındaki yapıların ihale aşamaları, ihaleyi alan firmaların adı altında, pas ettikleri taşeron firmalar bu taşeron firmaların yeterliliği, kullanacağı malzeme, çalıştıracağı eleman ve işçileri, yapıların yapım aşamalarının kimsenin insiyatifine bırakılmadan çok ciddi bir şekilde takip edilerek yapıların her aşaması işin ehli tarafından kontrol edilerek yol alınması insani, vicdani ve kanuni bir sorumluluktur.

Bu asrın felaketi ile tekrar yaşamın canlandırıldığı bölge insanımız başta olmak üzere, yitirdiklerimize Allah’dan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, bir daha böyle bir felaketi tüm insanlığın yaşamaması için Rabbimizden tüm insanlığa af ve mağfiret dilerken bugünün Miraç kandili olması münasebeti ile Tüm İnsanların ve insanlığın Miraç kandilini kutluyorum.
Allah Ülkemizi tüm beter belalardan korusun birlik, dirlik ve kardeşlik Sevgimizi daim kılsın…

Devamını Oku

Araç Muayene Ücretleri

Araç Muayene Ücretleri
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Türkiye’de periyodik araç muayenesinde tek yetkin kuruluş olan TÜVTÜRK, yaptığı araç muayene ücretlerindeki yüksek orandaki artış nedeniyle Araç sahiplerinin tepki odağı oldu.

Yaptırılması zorunlu araç muayenesi ;
Belirlenen Trafik kurallarınca araç muayenesi kapsamına giren, trafiğe çıkarılacak veya çıkarılmayacak bu kapsam içindeki tüm araçların belirli yıl içinde genel olarak hususi araçların 2 yılda bir, ticari araçların her yıl olmak üzere, trafiğe çıkacak her araca donanımlı araç istasyonlarında, her türlü aksamlarının test edilerek araç için hayati önem taşıyan mekanik ve elektronik kısımlarının aracın trafikte güvenli bir şekilde seyretmesinde bir sakıncası, arızası, kullanım ömrünün tamamlayıp tamamlamasını yani aracın işlevselliğinin bütünlüğünü kontrol ederek, evet araç trafikte kalabilir, yada hayır şu eksiklikleri tamamlayarak tekrar muayenesi sonrası trafiğe çıkabilir, veya trafikten men edilebilire karar veren bir kuruluştur.

Yasa tarafından statüsü belirlenmiş her aracın bu kontrollerden geçmekle mükellef olduğu bir araç kontrol noktasıdır.
Bu noktadan trafiğe uygundur veya değildir belgesi verilmektedir.

Yasa ile tanımlanmış motorlu taşıtlara sahip kişilerin araç muayenesi yaptırması yasa gereği zorunludur.
Araç muayenesi, belirli bir tarihe kadar geçerlidir,
Bu geçerli tarihi biten araçlar muayene tekrarı yaptırmak zorundadır.
Eğer araç muayenesi yenilemesi yapılmadan aracını trafiğe sokanlar veya zamanı gelince muayene tekrarı yapılmadığı takdirde araç sahiplerine maddi ceza uygulaması yapılmaktadır.

Türkiye’de yasal olarak geçerli olan muayene işlemini yapmaya Ulaştırma Bakanlığınca TÜVTÜRK yetkili kılınmış olup bu kuruluş aracılığıyla araç muayeneleri tek elden yapılmaktadır.

Bu muayene işleminin yaptırılabilmesi için de öncelikle TÜVTÜRK’den randevu alınarak araçların muayenesine götürülmesi gerekmektedir.

Araç muayene süresi aracın cinsine göre farklılık gösterir ;
Araç muayeneleri ticari araçlar için 1 yıl, diğer hususi araçlar için ise 2 yıl geçerli olarak yapılır.
Bu süreler bitiminde araçlar aynı muayeneyi tekrarlamak zorundadır.

Bu araçların muayenelerinin yapımını üstlenen TÜVTÜRK elbette bu muayeneleri yaparken bedava’ya bu hizmeti vermemektedir.

Her yıl düzenli olarak herşeyin arttırılması gibi TÜVTÜRK ve Ulaştırma Bakanlığı tarafından belirlenen araç muayene ücretleri de sürekli periyodik olarak her yıl artırılmaktadır.

Dolayısıyla 2024 yılında TÜVTÜRK’ün zamlı araç muayene fiyatlarında ki tarifesi de şu şekilde olmuştur :

Traktör (Römorklu, Römorksuz), Motosiklet ve Motorlu Bisiklet: 928 TL

Otomobil, Minibüs, Kamyonet, Özel Amaçlı Taşıt, Arazi Taşıtı, Römork ve Yarı Römork: 1.821,60 TL

Otobüs, Kamyon, Çekici ve Tanker: 2.462 TL

Not: Bu yıl egzoz emisyon ölçümü için ödenmesi gereken ücret ise 256 lira olduğu belirtilmiştir.

TÜVTÜRK sadece yollarda gece-gündüz seyredecek araçların trafiğe uygunluğu konusundaki hayati aksamlarını kontrol ederek, işlevselliklerini yerine getirebilirliği veya getiremezliği tespit etmektedir.
Yani sadece işlevsizliği olan mesela farları arızalı, yada Frenler yeterince tutmuyor, yada emniyet kemeri çalışmıyor, arabanın rot, rotili bozuk, aracın genel yapısında oynanmış trafiğe uygun değil gibi birçok önemli aksaklıkları saptayıp, bu aksaklıkların düzeltilerek tekrar bir ay içinde araç muayene getirilmelidir.
Aksi takdir de muayene ücretinin yanacağı için Araç sahibi tarafından tekrardan ayrı bir muayene ücreti ödenmesi gerekmektedir.

Araç sahiplerinin en çok tepkilerinden birisi araç muayenesindeki eksiklerin tespiti amaçlı kurulan zorunlu bu muayene istasyonunda yapılan TÜVTÜRK araç muayene istasyonlarında sırf teknik bir hatayı belirlemek adına alınan yüksek ücret uygulamasıdır, çoğu araç sahibinin müşterek şikayetçi olduğu bu konu muayene istasyonlarda sadece teknik olarak belirlenen arıza karşılığı alınan bu ücretlendirme artık adeta Araç sahiplerine cezalandırmaya dönüşmüştür, düşüncesi hakim olmaktadır.
Niye diye sorulacak olursa sorusuna Araç sahiplerinin genel olarak cevabı : Çünkü sadece arıza tespiti yapılan bu yerde, araç tamiri zaten yapılmamaktadır.
Bu şu demektir, bana tespit edilerek bildirilen aracımdaki arıza için ben ayrıca tamirciye gidip ayrı bir ücret ödeyerek aracımın arızasını kendim yaptırıyorum, yani TÜVTÜRK’e bir arıza tamir ettirmediğime göre bu neyin yüksek bedeli? Sorusunu haklı olarak araç sahipleri sormadan edemiyorlar.

Bu konuda muayene ücretlerinin makul ve mantıklı düzeye çekilmesini ucuz ve pahalı araçlar arasında alınacak ücretin neden aynı olduğu, Araçların model ve yıl olarak farklı olması yani halk ile zengin kişilerin araçlarından alınan muayene ücretlerinin tek tip olmasını da ayrı bir tartışma konusu olmaktadır.

Bu konun biran önce çözümü için yetkililerden gerekli adımları atmalarını Araç sahipleri tarafından beklemektedirler.

Devamını Oku

1740 Rakımlı Tepe

1740 Rakımlı Tepe
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Tarihler 23 Aralık 2023’ü gösterirken 1740 rakımlı Tepe’de bulunan üssümüz PKK’lı teröristlerce ağır silahlar ve füzelerle saldırı ve baskına uğruyor, bu saldırının bilançosu maalesef 12 Türk askerimiz şehit edilerek ülkemiz yasa boğuluyor.

Henüz şehitlerimizin acıları taze, yaralarımız sarılmamışken,

12 Ocak 2024 saat: 17.15 sularında PKK Terör örgütünün kahpece ikinci kez 1740 rakımlı Tepe’yi hedef alarak saldırısı sonrası içimizi yakan 9 Askerimiz şehit olması ve 4 Askerimiz yaralanması ile adeta şok yaşıyoruz.

1740 Rakımlı bu Tepe Neden Önemli?

1740 rakımlı tepe PKK’lı hain terör örgütünün can damarlarından birisini teşkil eden terör örgütünün stratejik anlamda çok önemli geçiş/kaçış-lojistik destek sağlamak için büyük önem taşıyan coğrafi hareket ve faaliyet alanı.
Önemli çünkü bu 1740 rakımlı tepe PKK Terör örgütünün, Türkiye topraklarına sızmak ve kanlı eylemler yapmak için bir geçiş ve geri kaçış güzergâhı olarak kullandığı terör kapısıydı.

Türk ordusu PKK’nın elinden buraları almadan önce rahat bir şekilde PKK tarafından istedikleri gibi terör eylemlerinde kullanılıyordu.
Türk Askerlerinin ele geçirerek Türk üssü haline getirdiği 1740 rakımlı tepe, Türkiye sınırının sıfır noktasında yer alan 1740 rakımlı Türk askeri üs bölgesinde Şırnak 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı emrindeki Kırklareli 41. Komando Tugay Komutanlığına bağlı timleri görev yapmaktadır.
1740 Rakımlı Tepe merak edenler için, Hakkâri’nin Çukurca İlçesinin karşısındaki Duhok’un Amediye İlçesine bağlı Dereluk Kasabasının Sergeli Köyü kırsalını içine alan Metina Vadisindeki Türkiye sınırının sıfır noktasında yer almaktadır.

PKK Terör örgütünün 2023 Haziran ayından itibaren şuana kadar toplam 47 kez bu tepeyi ele geçirmek için saldırı girişiminde bulunduğu 1740 rakımlı tepe PKK için kanlı eylemlerini yapabilmek için büyük stratejik önem taşımaktadır, taşımayada devam edecektir.
Çünkü yazımın başında belirttiğim gibi bu 1740 rakımlı tepe PKK terör örgütü için olmazsa olmazıdır.
Bu tehlikenin farkında olan Türk Komutanlar ve kahraman askerleri 7/24 sürekli teyakkuz durumundadırlar.
Bu coğrafi alanda meteorolojik şartların elverdiğince aralıksız keşif; dinleme ve gözetleme faaliyeti sürdürmektedir.

PKK’lı teröristlerin kriptolu telsiz konuşmaları takip edilmekte, PKK’lı terör örgütünün özellikle de lider kadrosundaki yönetim kademesinde yer alan isimlerin bu tepenin PKK’lı teröristlerce ele geçirilmesi için sık sık saldırı yapılması talimatını verdikleri tespit edilmektedir.
Buna karşılık olarak PKK’lı terör örgütünün her saldırı teşebbüsüne Türk askeri yetkilileri karşı hamlede bulunarak Yaz günlerinde havanın daha net açık görmeye, görüntülemeye elverişli olması nedeniyle PKK’lı teröristler İnsansız Keşif Uçakları, Silahlı İnsansız Hava Aracı, Atak taarruz helikopteri, Serçe Drone, ASELSAN tarafından geliştirilen Casus Baykuş adı verilen gece görüşlü yüksek çözünürlüğe sahip termal kameralarla teçhiz ve destek verilen 1740 rakımlı tepe her saldırı teşebbüsündeki PKK’lı teröristleri geri püskürterek ağır kayıplar verdirmiştir.

PKK’lı teröristlerin istedikleri gibi at koşturduğu bu coğrafyada Pençe Kilit harekâtından önce 1740 rakımlı tepede Türk askeri üs bölgesi olmadığı için teröristler çok rahat bir şekilde Türkiye de yapacakları kanlı eylemler için, terör faaliyetleri için onlarca katır yükü ağır silahları Türkiye’ye sokuyorlardı, kalabalık silahlı teröristler gruplar halinde Türkiye’ye sızarak sınırdaki Türk karakol ve üs bölgelerine saldırılar düzenleyip onlarca Türk askerini şehit edebiliyorlardı.
Bu kanlı eylemleri yaptıktan sonra gerisin geri tekrar 1740 rakımlı bu tepeden geri Irak topraklarına kaçarak izlerini kaybettiren teröristler sıcak takip yapılmasına imkan olmadığından ölü veya diri yakalanamıyorlardı.

PKK’lı Teröristler yaptıkları vur-kaç eylemleri ile iyicene cesaretlenerek 1740 rakımlı tepeden sızma yaptıktan sonra Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğusundaki illerin kırsal bölgesi başta olmak üzere Karadeniz’in iç kesimlerine kadar sızarak hiçbir engele takılmadan hain saldırılarına devam edebiliyorlardı.

1740 rakımlı tepeyi kontrol altına alarak üs kuran TSK Türk Silahlı Kuvvetleri tüm PKK’lı teröristleri engellemesi ile son iki yılda tek bir teröristi bile bu coğrafya üzerinden Türkiye’ye sızma girişimine cesaret edememiştir.

MSB her türlü günümüz teknolojinden faydalanılarak 1740 rakımlı Tepe teknolojik sistemlerden ve teknik cihazlardan faydalanarak 7/24 kontrol altında tutularak her türlü terörist faaliyetler bloke edilerek engellenmişti.

Irak toprakları içine haps edilen PKK terör örgütü ve onun aveneleri teröristler Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve MİT’in Suriye ve Irak’da gerçekleşen başarılı nokta operasyonlar ve sıcak takip nedeniyle ağır zayiatlar verdirdiği PKK terör örgütü, can havli ile ve bölgede ve destekçileri gözünde yitirdiği itibarı tekrar kazanma adına teknolojinin de bir yerde çaresiz kaldığı çetin kış koşullarından da faydalanarak, 1740 rakımlı tepe’ye sinsice 12 Ocak saldırısını tertiplemiştir.
Bu 1740 rakımlı tepe stratejik öneme sahip nadir yerlerden birisidir. Fırsatını buldukları iklim koşullarında her zaman saldırıya açıktır. PKK’lı terör örgütünün sürekli hedefidir.

Bu tür çok önemli stratejik yerlere gereğinden daha fazla gereken önem verilmeli olası tedbirler artırılmalıdır. Elbette bu gerekli tedbirler alınmıyor anlamında değildir, ne kadar önlem alırsanız alın bazen doğa ile baş edilemiyor maalesef…

Sonuç itibari ile 9 kahraman askerimizin şehit düştüğü 4 Yaralı verdiğimiz Pençe-Kilit Harekat Bölgesi’ndeki PKK’lı teröristlerin saldırısının ardından bu kalleşçe saldırıya karşılık veren Kahraman Türk Askerleri, 13.Ocak.2024 itibari ile son 24 saatte Irak ve Suriye’nin Kuzeyinde peş peşe düzenlenen operasyonlar ile İçerisinde sorumlu düzeyde teröristlerin de bulunduğu değerlendirilen mağara, sığınak, barınak ve petrol tesislerinden oluşan hedefler imha edilmiştir. MSB’nın son dakika haberine göre, Milli Savunma Bakanlığı etkisiz hale getirilen terörist sayısının 57’ye yükseldiğini birçok önemli hedeflerin imha edildiğini duyurarak son terörist yok edilene kadar bu operasyonlara aralıksız devam edilleciği açıklanmıştır.

Bizlerde Vatan, Bayrak ve Ezan sesi için bu uğurda gözlerini kırpmadan canlarını veren Şehitlerimizi rahmetle, ülkesi için yaralanan Gazilerimizi minnetle yad ederiz…

Devamını Oku