DOLAR 32,2116 0.01%
EURO 34,9960 -0.05%
ALTIN 2.508,780,34
BITCOIN 21709780.53814%
İzmir
30°

AZ BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

Sorulmaması Gereken Soru!

Sorulmaması Gereken Soru!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 Halk arasında tanışma esnasında birçok sorular sorulur bu soruların amacı karşınızda ki kişiyi tanımaktır. Nerelisin? Ne iş yapıyorsun? Sorusuna günde en az üç defa maruz alırız. Burada sorulmaması gereken o soru ne iş yapıyorsunuz? Bu soru tuzak sordur ve toplum da statü belirler.

       İnsanı Eşrefi Mahlûk yapan insani olguları ve merhametidir. Parası, makamı, dini, rengi dili insanda üstünlük sağlamaz en azından benim için böyle. Ne iş yapıyorsunuz? Temizlik işçisiyim, çobanım, öğretmenim gibi cevaplar bu soruyu soranın nazarında cevabı verenin statüsünü beliler. Gelişmiş ve çağdaş ülkelerde “Ne iş yapıyorsunuz” Sorusunun sorulması çok utanç vericidir ve sorulamaz. Türk vatandaşı her birey kanun ve anayasa ile eşit ve aynı haklara sahiptir. Anayasada aynı haklara sahip ve eşit isek bu ayrılık neden?

    Konuyu biraz daha açarsak toplumda statü oluşturan hükümetlerdir, nasıl mı? Her vatandaşın başına gelebilecek adli bir olayda memurlar farklı değerlendiriliyor, normal vatandaşlar farklı değerlendiriliyor. Geçenlerde İstanbul’da bir öğretmenimiz yabancı uyruklu öğrencisi tarafından öldürüldü bu menfur olayı kınıyorum. Bütün öğretmenler izinli yada izinsiz iş bırakma eylemi yaptı ve Bakan istifa sloganları attı. Birkaç gün sonra Sandıklıda Bir Çiftçi yanında çalıştırdığı yabancı uyruklu biri tarafından öldürüldü konuyla alakalı yayın yasakları geldi vs. Bu olayı yapanları da lanetliyor ve kınıyorum. Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenlere dokunulmazlık getirmek için çalışmalar yapmaya başladı, Tarım Bakanlığı çiftçiler için bir çalışma bile yapmıyor. Sağlık çalışanları içinde böyle olmuştu Beyaz Kot durumu getirildi. Şimdi Milletvekilleri bile bu kadar ayrıcalık ve dokunulmazlığa sahip değilken bazı meslek gruplarının memurlarına dokunulmazlık verilmesi doğru bir şey mi? Çünkü çiftçiler, üreticiler gariban ve sahipsiz. Çitçiler üretip ekonomiye can verirken, çiftçinin ürettiği ürünler soframızı ve hayatımızı yani yaşam fonksiyonlarımızı etkilerken neden çiftçiler değersizleştirildi.  Bir torağın işlenmesi, tohumun toprakta hayat bulması, tabiat ananın doğurmasını sağlayan üreticiler neden bu tip ayrıcalıklarla korunmuyor? 

  Neden askerlerimiz, polislerimiz ve özel güvenliklerimiz görevi başında öldürülürken, yaralanırken bu statüden onlarda yararlandırılmıyor?  Her mesleğin zor ve meşakkatli yanları vardır, asıl amaç halka hizmet etmektir. Halka hizmet edenler hizmet ettikleri halktan üstün olamaz olmamalı.

   Bir öğretmeni korumak istiyorsanız zorunlu eğitim, öğretimi liselerden kaldırın, isteyen liseyi okusun istemeyen zorla okula gelip öğretmenin başına sorun olmasın. Bu vesile ile çırak bulamayan meslekler çırak bulacaklardır.

  Bir sağlık çalışanını korumak istiyorsanız özel hastanedeki çalışan sağlıkçıların halka davrandığı gibi devlet hastanelerindeki sağlıkçıların halka davranmasını sağlayın, bir tane adli olay olmaz.

   Emeklileri açlık sınırının altında maaşa mahkûm etmek, işçi kısmını asgari ücrete bağımlı yapmak, çiftçileri ve üreticileri unutmak, esnafı ve zanaatkârı yok saymak sosyal devletçiliğe aykırıdır. Memura zam vermek, halktan ayıran dokunulmazlık bağlamında kanunlarla korumak toplumda kapanmayacak statü ayrımı oluşturur bu durumda sosyolojik yapıyı bozar toplum bozulur. Kaş yapayım derken göz çıkarmayın. Allah’a ısmarladık hoşça kalın…

Devamını Oku

Mansur Yavaş’ı Başarıya Götüren Sır

Mansur Yavaş’ı Başarıya Götüren Sır
0

BEĞENDİM

ABONE OL

         


BELTAŞ A.Ş Genel Müdür Yardımcısı
Alparslan Yılmaz Twiter X’de yaptığı açıklamalar ile gündemden düşmüyor. Siyasi gelişmeleri iyi analiz eden ve önceden yorumlayan Alparslan Yılmaz Ankara’nın ve Türkiye’nin gündemini değiştiren yorum ve açıklamalarıyla gündeme yön veriyor.

    Ankara Büyükşehir Belediyesi BELTAŞ A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Alparslan Yılmaz, sosyal medya hesabında yeni zamlı tarifeyi yayımladı. Yılmaz, “Bakanlık, zamların seçim sonrası, yani 1 Nisan’dan itibaren uygulanmasını istedi ve şimdi Ankara’da ekmek fiyatı 1 Mayıs itibarıyla 10 TL. Günlük 5/6 hatta 9/10 ekmek alan aileler var, rabbim yardımcıları olsun” diye ifade etti. Yılmaz’ın muhalefet liderlerinin bile suspus olduğu konulara bile cesurca eleştiriler yaparak muhalefet şerhi koyduğu açıklamaları gündemden düşmüyor. Mansur Yavaş’ın sırrı Alparslan Yılmaz gibi ekip arkadaşlarının olması ve tamamen hizmet amaçlı siyaset üretmesidir. Seçim sılagonunda olduğu gibi “AZLAF ÇOK İŞ”  Halk bunu iyi okudu ve güveniyor. Alparslan Yılmaz başarılı hizmetlerinden dolayı yönettiği Belediye şirketlerinde de adından söz ettiriyor. Ankara ve Ankaralı için büyük bir değer olan Yılmaz, Ankaralının gönlünü çoktan feth etmiş bile. Her kuruma bir Alparslan Yılmaz gibi vatanını ve Ankara’yı seven, kul hakkını gözeten, liyakate öncelik veren başarılı bir idareci şart.

    Bu gün genel seçim olsa Erdoğan sız siyasette Mansur Yavaş Cumhurbaşkanı olur. Neden mi?

   Ak Parti kendi değerlerinden iyice uzaklaştı, metal yorgunluğu yerini söndürülemeyen METAL YANGINIaldı. Metal yangınını söndürmenin tek bir yolu var oda yanmayan yerleri soğuk tutmaktır. Konuyu açarsak Sayın Erdoğan’ın 15 Temmuz Gecesi yanında olan ve canını bile Erdoğan’dan esirgemeyen Metin Külünk gibi değerlere partide görev vermeyip, Sayın Külünk’ün İstanbul’da bağımsız Büyük Şehir Belediye Başkanlığına aday olsaydı çok yüksek oy alacağı bilinmesine rağmen önü kesildi sonuç müspet.  Metin Külünk gibi değerlere Ak Parti içinde ve KABİNEDE yer verilmemesi, seçimlerinde kaybedecekleri bilinen adayların dayatılması, liyakatsiz ve sırf kaybedilsin diye Sayın Erdoğan’a dayatılan adayların durumu ve seçim sonuçlar ortada.  Bunun sebebe Ak Parti içinde Genel başkan koltuğuna kurulmak isteyen gizli adayların kendileriyle çekişmesi. Ak Partinin ilk günlerine dönmesi için Metin Külünk gibi değerlerine sahip çıkması milletin menfaatinedir. Ak Partiye yeniden Refah Partisi seçim kaybettirmedi seçimde alınan bu oylar halkın tepki oylarıdır ve 2 Kasım seçimlerindeki sonucun aynısıdır. Sayın Erdoğan kendi liderliği ile başarılı ismi ile dünyada itibar gören bir lider, yalnız ve yanlış yönlendiriliyor kanaatindeyim.

      Yeniden Refah Partisi üçüncü parti oldu, oy oranı Türkiye geneli % 16 olması gerekirken % 6.19 olması bana göre başarısızlıktır sebebi ise aday belirlemede yerel ve karşılığı olan adaylar yerine maddiyatı ve partide gücü olan adayların seçilmesi, Ak Parti ile ittifak yapılacağı düşüncesi seçmeni kararsız bıraktı. Kazanılan Belediyelerin Adayları Ak partide listeye giremeyen fakat Halkta büyük karşılığı olan isimler olduğu için kazandı. Bu kazanan başkanların Ak partiye geçme riski var, Sayın Erbakan önlem almazsa önümüzdeki günlerde geçişler kaçınılmaz olacak gibi gözüküyor. Halkın umutla baktığı merkez sağ koltuğuna kurula bilecek tek Parti Yeniden Refah Partisi, bu durumu Sayın Erbakan’ın iyi okuması ve bu fırsatı iyi değerlendirmesi lazım. Parti Kurmaylarının birçoğunun radikal bir kararla değişmesi ile Yenden Refah Partisini bir üst lige çıkaracak kanaatindeyim. Genç ve liyakatli bu seçimde başarı sağlamış Kırıkkale il sorumlusu Zafer Öztunç, Çubuk Beledi Başkan adayı Mustafa Erdoğan gibi isimler parti içinde değerlendirilirse zaferler kazanılacaktır. Sayın Suat Kılıç Ankara’da bana göre en çok çalışan adaydı. Bu çalışmaları sabote edilse de halkın gönlünü kazanmayı başardı. Sayın Suat Kılıç Yeniden Refah Partisine büyük güç ve değer kattı Suat Kılıcın bilgeliğinden ve deneyimlerinden faydalanılması başarı yolunda mihmandar olacaktır.

    İyi parti lideri Sayın Akşener başarısızlığı erdemlice kendisiüstlenip hatayı kabullenip gitti ve giderken de partisini de beraberinde götürdü. Umarım Akşener tez zamanda siyasete geri döner çünkü siyasetin sigortasıydı. Sayın MusavatDervişoğlu liderlik koltuğuna daha oturmadan ülkemizin Cumhurbaşkanına söylediği elzem sözlerle liderlik serüvenine bir sıfır yenik başladı. Ülkücülük ve Milliyetçilik geleneğinde ülkemizi yöneten bir lidere saygı duymak gerekirken bu sözleri ile anti ati uyandırdı. Sayın Erdoğan’ın bu dönem son dönemi ve halk tarafından çok sevilen ve en uzun iktidarda kalma rekorunu defalarca kıran bir lider.  Sayın Dervişoğlu’nda Sayın Erdoğan seçmenin gönlünü kazanıp onun oyunu nasıl alırım düşüncenin olmadığı ortada. Bu söylemler kutuplaştırır, Akşener’i çok özleyeceğiz.

     Sayın Özel bu seçimin kazanan tek lideri, yiğide hakkını vermek lazım, sahayı ve halkı iyi okudu. Aday belirlemelerde radikal karar aldı ve uyguladı. Ankara’dan örnek verecek olursak Haymana Belediye Başkanı Levent Koç, Polatlı Belediye Başkanı Mürsel Yıldızkaya, Etimesgut BelediyeBaşkanı Erdal Beşikçioğlu gibi isimlerin kazanacağını önceden iyi biliyordu ve kazandı. Bunu nasıl okudu? Ak Parti adaylarının tekrar halka dayatılmasını ve halkın bu dayatılan adaylara tepkili olduğunu sahada iyi okudu. Bu oyları kalıcı tutabilmesi için Mansur Yavaş ve ekibinin çalışmalarını Türkiye geneline yaymaları gerekir diye düşünüyorum.

       Bu yorumlarımı tarafsız ve objektif olarak Siyaset Bilimi uzmanı kimliğimle yaptım, kimse kırılıp gücenmesin hak ve hakikat bir tanedir. Allah’a ısmarladık hoşça kalın.  

                                Aydın Benli

                         Siyaset Bilimci Yazar

Devamını Oku

Fenomen Öğretmenler ve Memurlar

Fenomen Öğretmenler ve Memurlar
1

BEĞENDİM

ABONE OL

 

           Kendini beğendirmek, taktir görmek, halk tarafından beğenilmek ve en önemlisi reklam ve tanıtım geliri elde etmek, takipçi kasmak, fenomen olmak için her fırsatı değerlendiren öğretmen ve memurlarımız internet mecralarında videoları sürekli dolaşımda.

      Öğretmenlerin yada diğer kamu personellerinin fenomenolma çabası bireysel olarak benim umurumda değil kişilerin kendi düşüncesidir buna saygı duyuyorum beni ve kamuyu ilgilendiren kısmı ise fenomen olmak için devlet kurumlarını ve devletin bu kurumlarında eğitim alan çocuklarıda bu emellerine alet etmeleridir. Fenomen Öğretmenler devlet okullarında mesai saatlerinde ders anlatmaları gerekirken video çekerek hem ders işlemiyor, hem de bu işe çocukları da dahil ederek Evrensel Çocuk Haklarına ve Milli Eğitim Bakanlığının bu konularla ilgili genelgesine aykırı hareket ediyorlar.

   Fenomen Öğretmenler sürekli çoğalırken bu duruma müdahale etmesi gereken yöneticilerde sessizliğe bürünüyorlar. Atanamayan öğretmenler atanmak için KPSS sınavına gece gündüz hazırlanırken, atanmış öğretmenler ise fenomen olmak reklam geliri almak için olmadık fırsatlarıdeğerlendirip, videolar çekiyorlar. Video çekmek için yer, zaman, kıyafet, konu çok önemli ve çekim bir seferde olmuyor deneme çekimleri ve en son işlem ise video görüntü editörlüğü de gerekiyor. Çekim içinde bir öğrenci kameraman ve mesai saati içinde olması ekstra fenomen adayının izin saatinden gitmemiş olacağından önem arz etmektedir.

       Alay konusu, mizah konusu adı her ne olursa olsun, bu tarz videolara figüranlık yapan masum öğrencilerin ruh ve beden sağlıklarını düşünen devlet yöneticileri yok,  yada bu duruma göz yumuyorlar. Üniversitelerden bu duruma dur diye sesler yükselirken bu seslere Amir konumundakiler kulak tıkıyor.

      Fenomen Polis ve askerlerimizin de fazlalığı her geçen gün artıyor. Geçenlerde tiktok uygulamasında bir askerin canlı yayınına denk geldim. Teröre müzahir bir mevzide birkaç asker nöbetçiydi yüzlerini ve isimlerini gizlemişlerdi ama kimileri joton kazanmak için kimileri kız arkadaş edinmek için kendi ve ekip arkadaşlarının can güvenliklerini tehlikeye attıklarını düşünmeden canlı yayınla konum ve durum bildirerek ulusal güvenliğimizi tehlikeye soktuklarının farkında bile değillerdi.

    Yılardır terörle mücadele eden bir ülke olarak gizlik arz eden konularda çok dikkatli olunması gerekirken, bir polis memuru üniformalı kıyafetiyle video ve fotoğrafları açık açık paylaşıyor. Ülkemizde kullanılan internet uygulamalarının hepsi yabancı ve kişisel bilgilerimiz, konum bilgilerimiz, hobilerimiz, yediğimiz yemekler, gezdiğimiz yerler anlık olarak bu uygulamaların sahibi yabancı ülkelere gidiyor. Sonuç fenomen olmak uğruna kimlikler ve görevlerifşa ediyorlar. Fenomen öğretmenlerde olduğu gibi Amir konumundaki yada siber birimlerdeki görevliler bu tip paylaşım yapan kamu görevlilerini tespit edip adli ve idari soruşturma başlatmıyor, başlatıyorsa bunların caydırıcılığı neden yok? Her geçen gün fenomen olmak isteyenler çoğalıyor.

   Emeklilerimizin en az üç katı maaş alan kamu çalışanlarımız her konuda devletimizin imkânlarından fazlasıyla faydalanmasına rağmen ünlü olmak, reklam geliri elde etmek, sosyal medyalarda beğeni ve takipçi kasma uğruna çekip paylaştıkları video ve fotoğrafların sonuç ve sebeplerini düşünmeksizin yasalara ve yönetmeliklere aykırı hareket ediyorlar.  

   Devlet Memurları, kamu görevleri hakkında basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç veremezler. Bu konuda gerekli bilgi ancak bakanın yetkili kılacağı görevli illerde valiler veya yetkili kılacağı görevli tarafından verilebilir iken    Memurlar görsel medyada video, fotoğraf ve kamusal konularda izinsiz yaptıkları paylaşımlardan dolayı neden denetlen mi yor? Bu tehlikeyi görmezden gelen adli ve idari yöneticiler neden sessizler ve işlem yapmıyorlar?

                                Allah’a ısmarladık hoşça kalın…

                                        Aydın Benli

                                 Siyaset Bilimci Yazar.

Devamını Oku

Yazar “Eda Berfinaz Diker” Ankara’da

Yazar “Eda Berfinaz Diker” Ankara’da
0

BEĞENDİM

ABONE OL


20. Ankara Kitap Fuarı 26 Nisan 5 Mayıs 2024 Tarihlerinde ATO Congresium da başlıyor. Birçok ünlü yazar ve yayın evinin katılacağı kitap fuarına “YANLIZLIĞIMI SENİNLE ALDATTIM” romanıyla yazar Eda BerfinnazDiker’de katılacak. Kısa zamanda okurların gönlünü feth eden yazar Eda Berfinnaz Diker Anadolu romancılığına Aşk Roman kategorisinde yeni bir soluk getirdi.

    “YANLIZLIĞIMI SENİNLE ALDATTIM Romanında;Unutulmamaya yüz tutan her şey, harabeye terk edilmiş bir ev gibiydi artık. Zaman aktıkça eskiyecek, dirayetini kaybedecekti. Alışacaktım bir süre sonra kaybetmekten korktuğum herkesin ve her şeyin yokluğuna. Yaşanmışlık gün geçtikçe anılara dönüşecek bir tespih ’in taneleri gibi dökülüp ziyan olacaktı mazinin en karanlık yerinde. Hayatım, masalların bir varmış bir yokmuş kıtasına benziyordu kendimce. Aşkın iptilasında yücelterek sevdiklerim ise bir nokta kadarıydı evrende. Ve ben, bu günahkâr serüvenin fani bir ölümlüsüydüm. Oysa ne çok inanmıştım sevilirsem ölümsüz olabileceğime…” diyor yazarımız.

   Van ilimizin Çaldıran ilçesinde dünyaya gelen yazarımız Çaldıran’lı bir genç kızın gözünden sürükleyici ve akıcı bir Türkçe ile yazılmış harika eserini Ankara’da okuru ile buluşturuyor.

    Eda Berfinnaz Diker 20. Ankara Kitap Fuarında 27 Nisan 2024 tarihinde Ato Congresium da saat 13.00 – 16.00 da B 17 UYANIŞ YAYINEVİ Standında “YANLIZLIĞIMI SENİNLE ALDATTIM” romanı için imza ve söyleşi yapacak.

      Aşk romanı dalında en çok satanlara giren yazar Eda Berfinnaz Diker’e bizde başarılar diliyor ve yeni romanını sabırsızlıkla bekliyoruz. Allah’a ısmarladık, hoşça kalın.

                      Aydın Benli

             Siyaset Bilimci Yazar

Devamını Oku

ERZURUMLU NAFİZ KOTAN KİMDİR?

0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Nafiz Kotan 1885 yılında Erzurum’da doğan Nafiz Bey küçüklüğünden itibaren bir yandan okumuş bir yandan ticaret yapmaya başlamıştır. Küçük yaşta babasının vefatı üzerine amcasının yanında hem eğitimine hem ticaretine devam etmiştir. Daha sonra amcasının da vefatı üzerine İstanbul’a yerleşmiştir. Eğitimini bitirdikten sonra gençlik yıllarında İstanbul’da ticaretini geliştirmiş özellikle halı ticareti ile uğraşmıştır.

   Türk havacılık tarihinin önemli isimlerindendir. İlkokuldan itibaren babası ile beraber ticaret hayatına atılmış ve İstanbul’da halı ticareti ile bu girişimlerini devam ettirmiştir.Havacılığa katkıları I. Dünya Savaşı’nda başlamıştır. O dönem aldığı iki adet Breguet XIV B model uçağı orduya bağışlamış ve bu uçaklarda Akşehir Cephe Komutanlığı’na gönderilerek “Erzurumlu Nafiz” ve “174. Alay” olarak isimlendirilerek göreve başlamışlardır. Bunu takiben Nafiz Kotan kendi parasıyla yine dört uçak daha almıştır. Fiat R-2 model bu uçaklar aslında birer keşif uçağıydı ancak dönemin şartlarında Türk ordusunda aktif muhaberelerde hatta bombardımanlarda dahi kullanılmıştır. Bu uçaklara da “Nafiz-1”, “Nafiz-2”, “Nafiz-3”, “Nafiz-4” isimleri verilmiştir.

    Nafiz Kotan daha sonra mevcut parasını bulunan Osmanlı Bankası aracılığı ile Atatürk’ün emrine tahsis etmiştir. Takiben ticaretten inşaat sektörüne giren Kotan’ın işleri burada yolunda gitmemiş ve maddi durumunun kötüleşmesi ile Erzurum’a dönmüştür. Erzurum’da Ticaret Odası Başkanlığı da yapan Kotan şeker hastalığına bağlı gelişen koma neticesinde 1946yılında Erzurum’da vefat etmiş ismini tarihe altın ile yazdıran isimsiz kahramanlarımızdandır.

    Ankara’da müteahhitlik de yapan Nafiz Kotan, Ankara’nın modern bir başkent olması için çabalamıştır. Ankara’da birçok eser bırakan Nafiz Kotan’ın en önemli eseri ise mimarlığını arkadaşı Arif Hikmet Koyunoğlu’nun yaptığı ve kendi adının aldığı, Ulus semtinde bulunan Erzurumlu Nafiz Bey Apartmanı’dır. Apartmanın en büyük özelliği Ankara’nın ilk asansörlü ve kaloriferli binası olmasıdır. Ankara’nın ilk kaloriferli ve asansörlü binası Erzurumlu Nafiz Bey Apartmanı. Nafiz Kotan kurtuluş savaşının önemli simalarından olan, İtalya’dan getirdiği uçakları ve tüm mal varlığını Ordu ve savaş giderlerine kullanması için Mustafa Kemal’e veren kişidir.

   Yaşamı boyunca 1914’ yılında 2 adet, 1917 yılında 4 adet olmak üzere toplamda 6 adet uçak bağışlamış bunu yanı sıra ordumuzu farklı yardımlarda da bulunmuştur. Diğer yandan Kurtuluş Savaşı’da bitip Cumhuriyet ilan olununca Ankara’nın gelişmesi için uğraşmış ve çeşitli apartmanlar yapmıştır. Kendisi gibi ismi unutulmaya yüz tutan nice değerli insanlar bu ülkenin kurulmasında büyük rol oynamışlar ve genç Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşaması için uğraş vermişlerdir.

    Ahıska’da Rus idaresi dönemi başlamasıyla Ahıskalılar, 1853- 1856 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Osmanlı ordusuna yardım ettiler ve savaş sonunda Rusya’nın baskısından ve zulmünden kaçmak için Erzurum’a sığındılar. Koton ailesi bu zulümden kaçarak Erzurum’a yerleştiler. Ermeni soykırımına maruz kalan aile birçok ferdini bu zulümde şehit vermişlerdir. Nafiz Kotan Ahıska Türklerindendir.

     Erzurumlu Nafiz Kotan ve ailesine bu kahramanlıklarından dolaya şükranlarımı sunuyorum. Allah’a ısmarladık Hoşça kalın.

Aydın Benli

Siyaset Bilimci Yazar

Devamını Oku