DOLAR 32,7878 1.53%
EURO 35,1602 0.53%
ALTIN 2.456,522,76
BITCOIN 2167176-0.0326%
İzmir
30°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

Balkan Savaşlarından sonra Rumeli’de ne değişti ? -1

ABONE OL
03/09/2020 00:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Balkan coğrafyası denince akla ilk olarak kan, gözyaşı ve acı gelmekte. Ardı arkası kesilmeyen savaşlar, soykırımlar, katliamlar peşi sıra takip etmektedir. Ardından bitmek tükenmek bilmeyen göçler ve mübadeleler. Terk edilmek zorunda kalınan vatan toprakları. Gözü arkada kalmış, topraklarını “yalın ayak başı çıplak” terk etmek zorunda kalmış milyonlar. Yitip giden bir yığın anı ve kalplerde kalan derin memleket sızısı. Yolu bucağı yosun bağlayan, virane olmuş mahzun köyler, kasabalar, kentler. Göç yolunda açlık hastalık ve sefaletten ölen binlerce insan. Göç etmeyip de, köyünde kasabasında yaşamayı tercih edenlerin uğradığı mezalimler. Tercihlerinin bedelini canları ile ödemiş on binler, yüz binler. Bugün bile milyonların hasretinden söz edebiliyorsak, bu da Balkanların ne derece vatan eylendiğinin en büyük kanıtı olarak karşımızda durmakta. Her ne kadar bu miras birilerince reddedilmiş olsa da, Balkan coğrafyasından göçen Evlad-ı Fatihanlar için bu hiçbir zaman böyle olmamıştır. Üsküp’e, Saraybosna’ya, Kalkandelen’e, İştip’e, Penuş’a ve nicelerine dair  özlem dolu hikayecikler ve bu hikâyeciklerin sevgi dolu ılık ninnileri ile büyüyüp yeşermiş günümüz nesillerinin hasretini de buna eklersek, geçmişte izlenen ayrıştırmacı ”metodun” bu işe derman olamadığı sonucuna varırız. Birileri hesabı yanlış yapmıştır. Yapmaya da ısrarla devam etmektedir. Savaşlar, kan ve gözyaşı Balkanlar’daki sorunu çözememiştir. Aksine derinleştirmiştir, ötelemiştir. İnsan sevgisinden uzak, insanlık namı hesabına yüzkarası bir yığın vakıa tarihin tozlu sayfalarındaki yerini bulmuştur. Hastalığın reçetesi bugün olanlar değildir. Doktor yanlış olunca, teşhis yanlış olunca ve tabi ki reçete de yanlış olunca tedavide imkânsızlaşıyor. Yara kronikleşiyor.

KRONİKLEŞTİRİLEN YARA

Kronikleştirilen yara nedeniyle uzun yıllardır coğrafyada akan gözyaşı da akmaya devam ediyor. Sayıları gün geçtikçe azalan Balkan insanımızın rahat bir nefes almasına adeta izin verilmiyor. Bölge şimdilik sulh gibi görünse de, bu manzara kimseyi yanıltmasın. Alttan alttan, ağır ağır ısıtılan Arnavut- Türk düşmanlığı, devam ettirilegelen Sırp-Türk düşmanlığı ve Sırp, Hırvat- Boşnak düşmanlığına eklenmek isteniyor. Sırp, Hırvat, Bulgar ve Yunanlıların yeni nesillerine de bu düşmanlık şırınga ediliyor. Yeni yeni Miloseviçler, Mladiçler, Jivkovlar, Fan Noli’ler ve İskender Kastriotiler üretilmek istenmekte. Böyle sakıt fikirlilere bölgede ihtiyaç yoktur. Bölgenin hasta ruhlara ihtiyacı yoktur. Bölge insanının yaşadığı sıkıntıları derinleştirmek başka bir işe yaramazlar. Fan Noli’ de kim diye soranlara cevabım; Ortodoks inanca mensup Arnavut düşünür ve şairi. Türk aleyhtarı şiirleri ile nam salmış bir “edebiyatçı” diyebiliriz. Arnavutluğun eski başbakanlarından. Ateşe körükle gidenlerden. Geçtiğimiz günlerde Edirne, İbriktepe’ye heykeli dikilen zat. Şöyle bir düşündüğümüzde, farklılıkları ön plana alan zihniyetin âlem-i beşere savaşlar ve acılardan başka hiçbir şey vermediğini görürüz. Bu hasta zihniyet, icraatlarını bugünde ara vermeden olanca hızıyla devam ettirmekte. Her türlü kışkırtma unsuru sonucuna bakılmaksızın devreye sürülmekte. Yegâne amaçları, ateşi söndürmek yerine yangını yüz yıllar ötesine körüklemek. Farklı etnik ve dini kökene sahip toplumlar farklılıklarına sebep havadan sudan bahanelerle, neredeyse her on beş ya da yirmi yılda bir birbirini kırıyor. Kırdırılıyor. Daha dün aynı mahalleyi, aynı sokağı, aynı köy ve kasabayı paylaşanlar, bugünün kanlı bıçaklı düşmanları. Birbirinin külüne muhtaç olanlar bele kadar çamura batmışlardır. Birbirlerine bir selamı dahi çok görür haldeler. Geçmişte yaşananlar, selamlaşmayı, yeniden bir arada, insana yakışır bir şekilde yaşamayı, huzur ve güven atmosferini birlikte teneffüs etmeyi imkânsızlaştırıyor gibi. Olanlar, Balkan coğrafyası topluluklarının namı hesabına, zarar olarak kaydedildi. Her kesimin huzur ve rahatı bozuldu. Can ve mal güvenliği kalmadı. Buna bağlı olarak da genel asayiş onulmaz yaralar aldı. Hepsinden önemlisi toplumların birbirine itimadı kalmadı. Birlikte yaşama, paylaşma azmi azim olmaktan çıktı. Bölgenin hamileri el değiştirdi. Kendilerini hami zanneden Sırplar ise hami olmadıklarını geçte olsa umarım anlamışlardır. Döktükleri onca kana rağmen figüran olmaktan öte bir adım atmalarına izin verilmedi. Olan, cennet misali coğrafyanın güzelim insanına oldu. Sağlık ve esenlikler.

    En az 10 karakter gerekli

    Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.