Cilveli Kahve’nin ne olduğunu anlatmadan önce Kahve’nin küçük bir tarihçesine bir göz atalım. Kahve; Arabistan ve Etiyopya’da çok eski zamanlardan beri Moka adıyla bilinmekteydi. Araplar kahvenin bir içecek olarak kullanılmasını Doğu’da (Mısır, İran, Ortadoğu ülkeleri) daha sonra Batı’da yaygınlaştırmaya başladılar. Ortadoğu ülkeleriyle etkin biçimde ticari ilişkilerde bulunan Venedikliler kahveyi Avrupa’ya soktular.
İlk kahve tohumları 1615’te Venedik’e, 1644’te Marsilya’ya, 1657 yılında ise Paris’e ulaştı. 18. yy ilk yıllarından başlayarak bütün Avrupa ve dünyada yaygınlaştı. Türkiye’ye kahve, Afrika’dan Yemen yoluyla Kanuni Sultan Süleyman döneminde getirildi ve o tarihten başlayarak halkımızın büyük bir keyifle içtiği içecek haline geldi. Kanuni Sultan Süleyman’ın Şehzadelik yılları Manisa’da geçmiştir. Rivayete göre Manisa’da o zamanlarda şehzadelerin içmesi için çok özel bir kahve yaparlarmış. Bu kahvenin adı “Cilveli Kahve” Bu güzel kahvenin diğer kahvelerden ayıran en önemli özelliği sunumu ve tüketiliş şekliyle kendini göstermektir. Manisa’da sadece Tarihi mekânlar olan Ayn-ı Ali Kahvesi ve Yeni Han’da bulup tadılabilecek olan bu kahve, değirmende çekilen değil de dibek kahvesinden yapılır. Özel cezvesi ile mangal ateşinde pişirilir. İki taşım kaynatılıp önceden ısıtılmış fincana alınır. Cilveli Kahve köpüksüz olmasına rağmen, buna mukabil üzerine çifte kavrulmuş öğütülmüş badem serpilir.
BADEMİN DAYANILMAZ TADI
Kahve üzerine serpilen bademler dibe çökmez ve kahvenin üzerinde tabaka halinde yüzerler. Kahveyi her ağzınıza alıp yudumladığınızda ağzınıza badem gelir. Çok hoş bir tadı vardır. Servis yapılırken bir de kaşık servisi yapılır. Bu kahveye Cilveli Kahve denmesinin bir başka önemli özelliği de, bir genç kızın evine görücü geldiği zaman evin kızı gelen misafirlere bu kahveyi yapıp ikram edermiş. İkram ederken de az biraz Cilve yapıp kendini beğendirmeye çalışırmış. O gün bugündür bu kahvemizin ismi Cilveli Kahve olarak anılmış. Fakat uzun bir zaman bu kahve geleneği unutulmuştu… Manisa Belediye Başkan Yardımcısı Sayın Tamer Çipillioğlu’nun uzun bir uğraş sonrası patentini alıp koruma altına alınan Cilveli Kahve, son yıllarda Manisa’ya gelen yerli ve yabancı turistlerin yanında Manisalı’nın da büyük bir beğeni ile tercih ettiği damak zevki bir ürün haline gelmiştir. Eğer yolunuz Manisa’ya düşerse Manisa’nın tarihi mekânları olan Ayn-ı Ali kahvesi ve Yeni Han’da Cilveli Kahve’yi afiyetle içebilirsiniz.
Cilveli Kahve’nin ne olduğunu anlatmadan önce Kahve’nin küçük bir tarihçesine bir göz atalım. Kahve; Arabistan ve Etiyopya’da çok eski zamanlardan beri Moka adıyla bilinmekteydi. Araplar kahvenin bir içecek olarak kullanılmasını Doğu’da (Mısır, İran, Ortadoğu ülkeleri) daha sonra Batı’da yaygınlaştırmaya başladılar. Ortadoğu ülkeleriyle etkin biçimde ticari ilişkilerde bulunan Venedikliler kahveyi Avrupa’ya soktular.
İlk kahve tohumları 1615’te Venedik’e, 1644’te Marsilya’ya, 1657 yılında ise Paris’e ulaştı. 18. yy ilk yıllarından başlayarak bütün Avrupa ve dünyada yaygınlaştı. Türkiye’ye kahve, Afrika’dan Yemen yoluyla Kanuni Sultan Süleyman döneminde getirildi ve o tarihten başlayarak halkımızın büyük bir keyifle içtiği içecek haline geldi. Kanuni Sultan Süleyman’ın Şehzadelik yılları Manisa’da geçmiştir. Rivayete göre Manisa’da o zamanlarda şehzadelerin içmesi için çok özel bir kahve yaparlarmış. Bu kahvenin adı “Cilveli Kahve” Bu güzel kahvenin diğer kahvelerden ayıran en önemli özelliği sunumu ve tüketiliş şekliyle kendini göstermektir. Manisa’da sadece Tarihi mekânlar olan Ayn-ı Ali Kahvesi ve Yeni Han’da bulup tadılabilecek olan bu kahve, değirmende çekilen değil de dibek kahvesinden yapılır. Özel cezvesi ile mangal ateşinde pişirilir. İki taşım kaynatılıp önceden ısıtılmış fincana alınır. Cilveli Kahve köpüksüz olmasına rağmen, buna mukabil üzerine çifte kavrulmuş öğütülmüş badem serpilir.
BADEMİN DAYANILMAZ TADI
Kahve üzerine serpilen bademler dibe çökmez ve kahvenin üzerinde tabaka halinde yüzerler. Kahveyi her ağzınıza alıp yudumladığınızda ağzınıza badem gelir. Çok hoş bir tadı vardır. Servis yapılırken bir de kaşık servisi yapılır. Bu kahveye Cilveli Kahve denmesinin bir başka önemli özelliği de, bir genç kızın evine görücü geldiği zaman evin kızı gelen misafirlere bu kahveyi yapıp ikram edermiş. İkram ederken de az biraz Cilve yapıp kendini beğendirmeye çalışırmış. O gün bugündür bu kahvemizin ismi Cilveli Kahve olarak anılmış. Fakat uzun bir zaman bu kahve geleneği unutulmuştu… Manisa Belediye Başkan Yardımcısı Sayın Tamer Çipillioğlu’nun uzun bir uğraş sonrası patentini alıp koruma altına alınan Cilveli Kahve, son yıllarda Manisa’ya gelen yerli ve yabancı turistlerin yanında Manisalı’nın da büyük bir beğeni ile tercih ettiği damak zevki bir ürün haline gelmiştir. Eğer yolunuz Manisa’ya düşerse Manisa’nın tarihi mekânları olan Ayn-ı Ali kahvesi ve Yeni Han’da Cilveli Kahve’yi afiyetle içebilirsiniz.